Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164600
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
... 42. | ... 42. ...42. ...42. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Man] Yeah? What? | Ne? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Woman] 42? | 42 mi? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Deep Thought] Yes, I thought it over quite thoroughly. It's 42. | Evet. Dikkatlice kontrol ettim. Yanıt 42. Evet, çok dikkatli bir şekilde kontrol ettim. Cevap 42. Evet, çok dikkatli bir şekilde kontrol ettim. Cevap 42. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
It would've been simpler to have known what the question was. | Eğer gerekli soruyu doğru düzgün bilseydiniz daha kolay olurdu. Ama soruyu bilseydim bulmak daha kolay olurdu. Ama soruyu bilseydim bulmak daha kolay olurdu. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
But it was the question. The ultimate question. Of everything! | Ama soru buydu işte. Büyük soru. Herşeyin sorusu! Ama soru buydu. Nihai Soru. Her şeyin sorusu! Ama soru buydu. Nihai Soru. Her Şey'in sorusu! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
That's not a question. | Bu bir soru değil. O bir soru değildi. O bir soru değildi. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Only when you know the question will you know what the answer means. | Ancak sorunun ne olduğunu bilirseniz, yanıtın da ne anlama geldiğini bilebilirsiniz. Sorunun tam olarak ne olduğunu bildiğinizde cevabın ne olduğunu anlayabilirsiniz. Sorunun tam olarak ne olduğunu bildiğinizde cevabın ne olduğunu anlayabilirsiniz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Give us the ultimate question then. I can't. But there is one who can. | O zaman bize o büyük soruyu söyle. Söyleyemem. Ama yapabilecek birini biliyorum. Bize doğru soruyu söyle o zaman. Yapamam. Ama yapabilecek biri var. Bize doğru soruyu söyle o zaman. Yapamam. Ama yapabilecek biri var. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
A computer that will calculate the ultimate question. | Büyük soruyu hesaplayabilecek bir bilgisayar. Nihai Cevabın Sorusu'nu hesaplayabilecek bir bilgisayar. Nihai Cevab'ın sorusunu hesaplayabilecek bir bilgisayar. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
A computer of such infinite complexity, | Öylesine sonsuz ve ustaca bir karmaşıklıkta olacak ki, Bu bilgisayar öylesine sonsuz karmaşıklıkta ki... Bu bilgisayar öylesine sonsuz karmaşıklıkta ki... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
that life itself will form part of its operational matrix. | yaşamın kendisi bile işlem matrisinin bir parçasını oluşturacak. ...işlem matrisinin bir kısmını organik yaşam oluşturacak. ...işlem matrisinin bir kısmını organik yaşam oluşturacak. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
And you yourselves shall take on new, more primitive forms, | Ve siz de, yeni biçimler alarak bizzat bilgisayarın içine girecek Ve siz de yeni biçimlere bürünüp bilgisayarın... Ve siz de yeni biçimlere bürünüp bilgisayarın... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
and go down into the computer to navigate its 10 million year program. | ve 10 milyon yıllık bir programın çalışmasını yürüteceksiniz. ...on milyon yıllık programını yönlendirmek için onun içine gireceksiniz. ...on milyon yıllık programını yönlendirmek için içine gireceksiniz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
I shall design this computer for you, and it shall be called... | Bu bilgisayarı size tasarlayacağım, adı da şöyle olacak... Bu bilgisayarı sizin için ben tasarlayacağım ve ismi de... Bu bilgisayarı sizin için ben tasarlayacağım ve ismi de... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
That's it? That's it. | Bitti mi? Bitti. Bu kadar mı? Bu kadar. Bu kadar mı? Bu kadar. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Ford] You're looking for the ultimate question? You? Why? | Büyük soruyu mu arıyorsun sen? Sen? Niçin? Nihai Soru'yu mu arıyorsun? Neden? Nihai Soru'yu mu arıyorsun? Neden? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] I tried that. Why? 42. Doesn't work. | Bunu denedim. Niçin? 42. İşe yaramıyor. Onu denedim. Neden 42 diye. Ama işe yaramadı. Onu denedim. Neden 42 diye. Ama işe yaramadı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Let's get it ready, baby. Why... | Hadi şunu hazırla, bebeğim. Neden... Şunu hazırla, bebeğim. Neden... Şunu hazırla, bebeğim. Neden... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
...do you want to know the ultimate question? | ...büyük soruyu bilmek istiyorsun? ...Nihai Soru'yu öğrenmek istiyorsun? ...Nihai Soru'yu öğrenmek istiyorsun? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Partly curiosity, partly a sense of adventure, | Biraz meraktan, biraz macera için, Biraz merak, biraz da macera... Biraz merak, biraz da macera... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
but, uh, mostly I think it's for the fame and the money. | ama, uh, en çok sanırım para ve şöhret için. ...ama en çok para ve şöhret için sanırım. ...ama en çok para ve şöhret için sanırım. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
You're President of the Galaxy. | Sen Galaksi Başkanısın. Sen zaten Galaksi Başkanısın. Sen zaten galaksi başkanısın. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] Yes, Arman. Arthur. | Evet, Arman. Arthur. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Whatever. Presidential fame is temporary. | Her neyse. Başkanlığın şöhreti geçicidir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
I find the question, that's permanent. It sticks. | Soruyu bulursam, kalıcı olur. Yapışır üzerine. Eğer soruyu bulursam, bu kalıcı olur. Üzerine yapışır. Eğer soruyu bulursam, bu kalıcı olur. Üzerine yapışır. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Plus, everyone thinks you're deep. Win win. | Artı, herkes derin biri olduğunu düşünür. Kazan kazan. Ayrıca, herkes senin derin biri olduğunu düşünür. Ayrıca, herkes senin derin biri olduğunu düşünür. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
We just hit that button and bam, we're at Magrathea, I think. | Butona basıyoruz ve bam, Magrathea'dayız, sanırım. Yalnızca şu düğmeye basacağız ve güm, Magrathea'dayız, yani sanırım. Yalnızca şu düğmeye basacağız ve güm, Magrathea'dayız, yani sanırım. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
We've hit it twice and we're still not there, but anyway... | Şimdiye dek iki defa bastık, hala orada değiliz, ama neyse... Aslında daha önce iki kere bastık fakat gidemedik, ama her neyse... Aslında daha önce iki kere bastık fakat gidemedik, ama her neyse... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
You in? Always. | Var mısın? Her zaman. Geliyor musun? Elbette. Geliyor musun? Elbette. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] All right! [Marvin] Uh, I want to get off. | Pekala! Uh, kaçmak istiyorum. Pekâlâ! Kaçmak istiyorum. Pekâlâ! Kaçmak istiyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Uh, sorry, what exactly are we doing? This! | Uh, afedersin, tam olarak ne yapıyoruz? Bunu! Affedersiniz, şimdi tam olarak ne yapacağız? Bunu! Afedersiniz, şimdi tam olarak ne yapacağız? Bunu! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Guide] The Infinite Improbability Drive is a wonderful new method | Sonsuz Olasılıksızlık Motoru hiper uzayda bir sürü pis işe gerek kalmaksızın Sonsuz İhtimalsizlik Motoru, bütün o can sıkıcı oyalanmalar olmaksınız... Sonsuz İhtimalsizlik Motoru, bütün o can sıkıcı oyalanmalar olmaksınız... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
of crossing interstellar distances in a few seconds, | yıldızlararası o uçsuz bucaksız mesafeleri, saniyenin hiç de biri kadar bir sürede ...yıldızlar arası engin mesafeleri birkaç saniye içinde... ...yıldızlar arası engin mesafeleri birkaç saniye içinde... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
without all that tedious mucking about in hyperspace. | aşmayı sağlayan yeni ve müthiş bir yöntemdir. ...kat etmeyi sağlayan yeni ve harika bir yöntemdir. ...kat etmeyi sağlayan yeni ve harika bir yöntemdir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
As the Improbability Drive reaches infinite improbability, | Motor, sonsuz olasılığa yaklaştıkça, İhtimalsizlik Motoru, sonsuz ihtimalsizliğe eriştiğinde... İhtimalsizlik Motoru, sonsuz ihtimalsizliğe eriştiğinde... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
it passes through every conceivable point in every conceivable universe | hayal edilebilir evrendeki, hayal edilebilir her noktadan ...olasılıklar dahilindeki tüm evrenlerin... ...olasılıklar dahilindeki tüm evrenlerin... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
almost simultaneously. | neredeyse aynı anda geçebilir. ...eş zamanlı olarak geçer. ...eş zamanlı olarak geçer. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
So you're never sure where you'll end up | Yani nereye varacağınızı ve oraya vardığınızda O yüzden en son nerede duracağınızı... O yüzden en son nerede duracağınızı... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
or even what species you'll be when you get there. | hangi türe dönüşeceğinizi asla bilemezsiniz. ...ya da durduğunuzda nasıl bir varlığa dönüşeceğinizi asla bilemezsiniz. ...ya da durduğunuzda nasıl bir varlığa dönüşeceğinizi asla bilemezsiniz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
It's therefore important to dress accordingly. | Bu nedenle, duruma göre giyinmek gereklidir. O bakımdan duruma uygun giyinmek önemlidir. O bakımdan duruma uygun giyinmek önemlidir. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
The Drive was invented following research into finite improbability | Bu motorun bulunması, sonlu olasılıksızlığın keşfedilmesi ile mümkün olmuştur. Motor, sonlu ihtimalsizlik araştırmaları sırasında icat edilmişti. Motor, "Sonlu İhtimalsizlik" araştırmaları sırasında icat edilmişti. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
often used to break the ice at parties | Sonlu olasılıksızlık partilerde, Belirsizlik Teoremi gereğince Genelde partilerdeki buzları kırmak için kullanılıyor... Genelde partilerdeki buzları kırmak için kullanılıyor... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
by making all the molecules in the hostess's undergarments | ...ve evsahibesinin iç çamaşırlarının bütün moleküllerinin... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
leap one foot to the left | aniden otuz santim kadar sola sıçratarak ...Belirsizlik Teorisi'ne bağlı olarak 30 santim sola sıçramasını sağlıyordu. ...Belirsizlik Teorisi'ne bağlı olarak 30 santim sola sıçramasını sağlıyordu. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
in accordance with the theory of indeterminacy. | buz kırma işleminde kullanılmaktaydı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Many physicists said they wouldn't stand for that sort of thing, | Birçok fizikçi, bu tür bir şeye katlanamayacaklarını açıkladılar Pek çok saygı değer fizikçi böyle bir şeyi desteklemeyeceğini açıklamıştı... Pek çok saygı değer fizikçi böyle bir şeyi desteklemeyeceğini açıklamıştı... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
partly because it debased science, | kısmen fiziğin itibarı zedelendiği için, ...çünkü buluş, bilimin itibarını kısmen zedelemekteydi... ...çünkü buluş, bilimin itibarını kısmen zedelemekteydi... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
but mostly because they didn't get invited to those sort of parties. | ama çoğunlukla bu tür partilere davet edilmedikleri için. ...ama asıl neden, böyle partilere davet edilmemeleriydi. ...ama asıl neden, böyle partilere davet edilmemeleriydi. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] Wow, is this gonna happen every time we hit that button? | Wow, her düğmeye bastığımızda böyle bir şey mi olacak? O düğmeye bastığımızda böyle şeyler hep olacak mı? O düğmeye bastığımızda böyle şeyler hep olacak mı? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Trillian] Very probably, yes. | Büyük olasılıkla, evet. Çok büyük ihtimalle, evet. Çok büyük ihtimalle, evet. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Marvin] Ah, I think the Earthman's about to be sick. | Ah, sanırım Dünyalı kusmak üzere. Sanırım Dünyalı hasta olmak üzere. Sanırım Dünyalı hastalanmak üzere. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] In the trashcan, ape man. This ship's new. | Çöpe, maymun adam. Bu gemi yeni. Çöp kutusuna kus, maymun adam. Bu gemi daha yeni. Çöp kutusuna kus, maymun adam. Bu gemi daha yeni. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Aw, come on! | Aw, hadi! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Trillian] We have normality. | Normale döndük. Normale dönüyoruz. Normale dönüyoruz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Did it work? Are we there? | Çalıştı mı? Orada mıyız? İşe yaradı mı? Geldik mi? İşe yaradı mı? Geldik mi? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Yeah. We're here. Magrathea! | Evet. Geldik. Magrathea! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
I don't think so. Eddie... | Sanmıyorum. Eddie... Ben öyle düşünmüyorum. Eddie... Magrathea! Ben öyle düşünmüyorum. Eddie... Magrathea! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Ow! What planet is this? | Ow! Hangi gezegen bu? ...bu hangi gezegen? ...bu hangi gezegen? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Eddie] I'm checking for you. | Sizin için kontrol ediyorum. Araştırıyorum. Araştırıyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Did you just pluck one of my hairs? Off my head? | Az önce bir saç telimi mi kopardın, kafamdan? Az önce saçımı mı çektiniz? Kafamdan? Az önce saçımı mı çektiniz? Kafamdan? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Eddie] Thank you for waiting. Sorry to disappoint, | Beklediğiniz için teşekkürler. Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, Beklediğiniz için teşekkürler, millet. Ama üzülerek söylemeliyim ki... Beklediğiniz için teşekkürler, millet. Ama üzülerek söylemeliyim ki... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
but this is not Magrathea. | ama burası Magrathea değil. ...burası Magrathea değil. ...burası Magrathea değil. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
We are currently in orbit around the planet Viltvodle Six. | Viltvodle Altı gezegeninin yörüngesindeyiz şu anda. Şu anda, Viltvodle Altı gezegeninin yörüngesinde seyrediyoruz. Şu anda, Viltvodle Altı gezegeninin yörüngesinde seyrediyoruz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Squelch] Humma Kavula! | Humma Kavula! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Magrathea's gonna have to wait. I got a score to settle on this planet. | Magrathea biraz beklesin. Burada yapmam gereken işler var. Magrathea, bekleyebilir. Bu gezegende bitirmem gereken bir iş var. Magrathea, bekleyebilir. Bu gezegende bitirmem gereken bir iş var. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Engines roar] [Zaphod] Humma Kavula! | Humma Kavula! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Guide] In the beginning, the universe was created. | Başlangıçta, evren yaratıldı. İlk önce evren yaratıldı. İlk önce evren yaratıldı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
This made a lot of people very angry, and is widely regarded as a bad move. | Bu bir çok insanı kızdırdı ve büyük bir kesim tarafından kötü bir hareket olarak kabul edildi. Bu birçok kişiyi kızdırdı ve kötü bir adım olarak değerlendirildi. Bu birçok kişiyi kızdırdı ve kötü bir adım olarak değerlendirildi. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Many races believed it was created by some sort of god, | Pek çok yaşam formu evrenin, bir tür Tanrı tarafından yaratıldığına inandı, Birçok ırk, Evren'in bir çeşit tanrı tarafından yaratıldığına inanıyordu. Birçok ırk, Evren'in bir çeşit tanrı tarafından yaratıldığına inanıyordu. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
though the Jatravartid people of Viltvodle Six | Viltvodle Altı gezegenindeki Jatravartid ırkı ise, Ancak Viltvodle Altı'nın Jatravartid halkı... Ancak Viltvodle Altı'nın Jatravartid halkı... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
firmly believe that the entire universe was sneezed out of the nose of a being | bütün evrenin, Büyük Yeşil Arkleseizure isimli bir yaratığın hapşırmasıyla ...tüm Evren'in, Büyük Yeşil Arkleseizure... ...tüm Evren'in, Büyük Yeşil Arkleseizure... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
called the Great Green Arkleseizure. | burnundan fırladığına inanıyordu. ...oluştuğuna inanıyordu. ...oluştuğuna inanıyordu. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Zaphod] Humma Kavula! | Humma Kavula! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Guide] The Jatravartids, who lived in fear | Büyük Beyaz Mendil'in Gelişi dedikleri bir süre zarfında Jatravartid halkı sürekli olarak... Jatravartid halkı sürekli olarak... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
were small blue creatures with more than 50 arms each. | 50 kollu, küçük mavi yaratıklardır. ...elliden fazla kola sahip, ufak tefek yaratıklardı. ...elliden fazla kola sahip, ufak tefek yaratıklardı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
They were unique in being the only race in history | Tarihte, tekerlekten önce parfümü bulan Bu yüzden tarihte tekerlekten önce... Bu yüzden tarihte tekerlekten önce... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
to have invented the aerosol deodorant before the wheel. | ilk ve tek ırk olarak özel bir yerleri vardır. ...sprey deodorantı keşfeden tek ırktı. ...sprey deodorantı keşfeden tek ırktı. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Hey, all right. How you doin'? | Hey, pekala. Nasıl gidiyor? Hey, merhaba. Nasılsınız? Hey, merhaba. Nasılsınız? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Hey, what have we here? I love it! | Hey, ne varmış burada? Sevdim bunu! Bakın burada ne varmış? Bakın burada ne varmış? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Hey, I love you. Fantastic! | Hey, sizi seviyorum. Fantastik! Sizi seviyorum. Muhteşemsiniz! Sizi seviyorum. Muhteşemsiniz! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
You guys related? Don't go changing. | Siz ilgili misiniz? Değiştirmeyin. Siz birlikte misiniz? Sakın değişeyim demeyin. Siz birlikte misiniz? Sakın değişeyim demeyin. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Arthur, I want a drink. | Arthur, bir içki istiyorum. Arthur, ben içmek istiyorum. Arthur, ben içmek istiyorum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
I think I've been here before. Have I been here before? | Buraya daha önce gelmiş gibiyim. Buraya daha önce de gelmiş miydim? Sanırım buraya daha önce gelmiştim. Daha önce geldim mi acaba? Sanırım buraya daha önce gelmiştim. Daha önce geldim mi acaba? | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Women] lxxie! | Ixxie! lxxie! Ixxie! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
I've been here before. [Zaphod] Humma Kavula! | Buraya daha önce de geldim. Humma Kavula! Daha önce gelmişim. Humma Kavula! Daha önce gelmişim. Humma Kavula! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Come on. | Hadi. Gel haydi. Gel haydi. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Tricia! Tricia, I... | Tricia! Tricia, ben... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[church choir] Now we await with eager expectation | Artık daha büyük hevesle bekliyoruz... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Thy handkerchief to bring us back to Thee | Yüce Mendil, bize seni geri getir... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Hello, Humma. | Merhaba, Humma. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Priest] Join us. Sit down. Good to see you. Thanks. All right. | Bize katılın. Oturun. Seni görmek güzel. Teşekkürler. Tamam. Lütfen, bize katılın. Oturun. Seni gördüğüme sevindim. Sağ ol. Lütfen, bize katılın. Oturun. Seni gördüğüme sevindim. Sağ ol. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
[Humma] The handkerchief is coming. | Mendil geliyor. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Let us pray the Almighty will exhale a breath of compassion on us all. | Kadir i Mutlak'ın üzerimize merhamet nefesi vermesi için dua edelim. Yüce Varlığa, o merhamet dolu nefesini üzerimize vermesi için dua edelim. Yüce Varlığa, o merhamet dolu nefesini üzerimize vermesi için dua edelim. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
So that's Humma Kavula. I thought he was just swearing. | Yani Humma Kavula bu mu? Ben küfür ettiğini sanıyordum. Demek Humma Kavula bu. Sadece küfür ettiğini sanıyordum. Demek Humma Kavula bu. Sadece küfür ettiğini sanıyordum. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
We lift our noses, clogged and unblown, | Burunlarımızı kaldırdık, içleri dolu bir şekilde Burunlarımızı, tıkalı ve içleri dolu bir şekilde... Burunlarımızı, tıkalı ve içleri dolu bir şekilde... | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
in reverence to you. | hürmetle bekliyoruz. ...saygı ile kaldırıyoruz. ...saygı ile kaldırıyoruz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Send the handkerchief, O Blessed One, so that it may wipe us clean. | Mendili gönder, Kutsanmış Olan, böylece temizlenebiliriz. Ey Kutsanmış Olan, bize mendili gönder ki, temizlenebilelim. Ey Kutsanmış Olan, bize mendili gönder ki, temizlenebilelim. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
We ask this and all things in Thy precious and alliterative name. | Bunu ve her şeyi senin kıymetli ve aliterasyonlu ismin adına istiyoruz. Senin o yüce ve eşsiz adınla sana yalvarıyoruz. Senin o yüce ve eşsiz adınla sana yalvarıyoruz. | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |
Bless you. | Çok yaşayın. Çok yaşayın! Çok yaşayın! | The Hitchhiker's Guide to the Galaxy-1 | 2005 | ![]() |