• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164007

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I've been doing a lot of thinking about friends and family, Dostluk ve aile bağı hakkında epey düşündüm... The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
and I decided that I can't care for them ...ve onlara, yollara verdiğim kadar değer veremediğime karar verdim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Speaking of family, where's Blake? Right here, Don. Aile demişken, Blake nerede? Buradayım, Don. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Now, your father, he can't do anything about the past, but I'll tell you Baban, geçmiş hakkında bir şey yapamaz ama... The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
I can guarantee you I will always be there for you in the future, all right? ...söz veriyorum, gelecekte hep yanında olacağım, tamam mı? The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Don, I'm like a foot taller than you. Don, senden bir karış uzunum. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Hug your father. Sarıl babana. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Come here, Son. There we go. Gel bakalım, evlat. İşte böyle. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Thanks, Dad. Daddy. Teşekkürler, baba. Babacığım. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
I love it. As far as the beautiful lvy Selleck is concerned, she's it for me. Harika. Güzeller güzeli Ivy Selleck'e gelecek olursak, o benim aradığım kişi. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
She's the one. That was just a one night stand, buddy. Doğru kadın o. Sadece bir gecelik bir şeydi, dostum. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
No, no, you're my woman. That's my son. Don't overthink it. Hayır, sen benim kadınımsın. Bu da oğlum. Fazla kafa yorma. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Now, if someone went and made a beer run, Şimdi, biri gidip bir koşu bira alırsa,... The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
I think we'd have everything we need for a goddamn kickass party. ...kıyak bir parti için her şeyimiz vardır demektir! The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
DJ! Play We Are Family by Sister Sledge! DJ, Sister Sledge'den We Are Family'i çal. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Drop it! Evet! The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Finally! Somebody hit the nail on the head. That's what I'm talking about. Sonunda, birileri havaya girmeye başladı. Bunu istiyorum işte. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
That is a perfect song. Harika bir şarkıdır. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
I warned you over and over again not to tell me how to do my job. Bana ne yapacağımı söylememenizi defalarca söylemiştim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
You brought this on yourself. Are you happy? Bunu kendiniz istediniz. Mutlu musunuz? The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Just play a good song! Güzel bir şarkı çal işte. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
You got it, friend! Tamam, dostum. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Hey, McDermott, we did it. A happy ending! McDermott, başardık. Mutlu bir son! The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Yeah, if you call selling cars in Temecula a happy ending. Tabii, Temecula'da araba satmaya mutlu son dersen. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Temecula is not even motherfucking Fresno Temecula, Fresno'nun tırnağı bile olamaz. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
Well, I'm gonna make the most of it. Ivy Selleck, come here. Ben yine de tadını çıkaracağım. Ivy Selleck, buraya gel. The Goods: Live Hard, Sell Hard-1 2009 info-icon
so the little lady can go to the garden club ...küçük hanım güne gidebilsin diye... ...ikinci bir arabaya ihtiyacı var, ha? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
You've been pushing us pretty hard since 'Querque. Querque'den beri bize çok yükleniyorsun. Bu hayatta başka ne yapabiliriz ki? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
You listen to Don. I had to take my pants off Don'u dinle. Sadece bu çağa binebilmek için... David Thoreau ve Rosa Parks... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Are you retarded? Because we're here to help you. Özürlü müsün? Çünkü buraya size yardıma geldik. On yaşında, bir yetişkinin gelişen vücudu içinde. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
A fucking Hoppity Hip. Şu lanet Hoppity Hiplerden. Çocuğa profesyoneller gibi muamele ettim. Broşürleri gösterdim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
All right, let's keep this anonymous. Don't look at me. Don't look at me. Pekala, bu işi gizli gizli halledelim. Bana bakma, bana bakma. Don, bunun tamamen tuhaf ve kaba olduğunu söylemeliyim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Some people call it cruising. Kimileri buna "akmak" diyor. Adama kulak verin. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
because you will have a boner. ...çünkü ereksiyon olacaksınız. Yakaladığında ne yapman gerektiğini biliyor musun? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Well, hear, hear. Adama kulak verin. Üzgünüm, özür dilerim. Ben Hıristiyan bir adamım ya da... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Well, a couple of friends ought to know each other's names, right? Dostların birbirlerinin isimlerini bilmeleri gerekir, değil mi? "Alkışlar Bize" grubun ismi. Ricky, Jason ve benden oluşuyor. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
No, Big Ups. Big Ups. Sorry. Hayır, "Alkışlar Bize". "Alkışlar Bize". Pardon... Siz saçmalarken ben gidip prova yapacağım. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Google "Big Ups." You know, I googled it. "Alkışlar Bize"yi aratın. Ben arattım. Buraya son gelişimde... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
There's almost no doubt you invented the phrase, "It's all good." "Her şey yolunda." cümlesini senin bulduğuna dair neredeyse hiç şüphe yok. Bu küçük kız bir gün Winston adındaki bir boksöre aşık oldu. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Never again! Never again! Never again! Never again! Never again! Never again! Karşılığında, ırkçılık suçu kurbanı olmakla ilgili her şeyi unutmayı kabul edeceksin. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
All right. Pekala. Bu söz erkek öğrenci birliğindekileri çok etkilemiş olmalı. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Sell the metal. Sell the metal. Hissediyor musun? Evet. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Thanks so much. Çok teşekkürler. ...kesinlikle kaçırmayın derim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Can we get a drink? Bir şeyler içelim mi? Evet. Çünkü bina yöneticisiymişim... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Put the lotion in the basket. Who... Losyonu sepete koy. Kimsiniz? Kapıyı bir müddet dinlermişim, sonra bir açarmışım, "Merhaba?" falan. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
See, I try to tell women all the time. İşte bayanlara anlatmak istediğim bu. "Bu adam da kim?" The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I like men a lot. Hem de çok. Olmaz, adamım, bu arabayı almak zorundasın! The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Fuck. I just thought of something, man. What? Hay lanet, aklıma ne geldi şimdi adamım. Ne? Bakın ne diyeceğim, siz neden gidip hesaplarınıza bakmıyorsunuz... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I'm right next door, remember? I'm just gonna walk over. Zaten yan dairedeydim, unuttun mu? Yürüyerek gelebilirim. Çok etkileyici, Blake. Çok doğalsın. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I don't know. I don't have a car. I gotta get a bus... Bilmem, arabam yok ki benim, otobüse binerim herhalde... ...boktan bir Huffy bisikleti okutup karşılığında yepyeni bir Schwinn almıştım. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Call your TV guy. Tell him we got to cut some new spots right away. TV'de çalışan birini ara ve ona yeni bazı reklamlar yapacağımızı söyle. Querque mi? Duke şehri. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Yep. Evet. Sadece Jeff Robins bakmıyordu bu yüzden onu kafasından çiviledim. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Is it a baseball mitt? Bir beysbol eldiveni mi? Sadece bir reklam, Peter. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Yep. I'm gonna have to break it in. Evet. Alıştırma yapmam gerekecek. Öyle mi? Öyle. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Yeah. That was Turn the Page by Bob Seger. Evet, bu Bob Seger'dan Turn The Page'di. Her gün, bir gey safarisi. Balonu geri ver pislik. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
We can wrestle later. No. In fact, I'm gonna... Daha sonra güreşebiliriz. Hayır. Aslında ben... ...bunu en üst seviyeye taşıyacak. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
At Selleck Motors ...Selleck Motor'da. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
and buy one final car from us before I'm dead. ...ben ölmeden, bizden son bir araba satın almanızı istiyoruz. Bir rüyam vardı. Bir şeyler söylüyordum... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
We're gonna hit this hard until 3:00. When Bice gets here, 15:00'e kadar bombayı patlatacağız. Bice buraya geldiğinde,... Pekala millet. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
...you know, "Listen, Don, you're a..." Ivy, let's go. ...şey gibi "Dinle Don, sen bir...". İvy, haydi gidelim. Bunun sonu iyi olacak. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
His booking agent said he's got adult chickenpox. Menajeri yetişkinlere has su çiçeğine yakalandığını söyledi. Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim, ama şükürler olsun ki polis geldi. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I want that old time rock and roll O eski moda rock'n roll'u istiyorum Yapmaya The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
For what? Ne için? Daha teklif etmeden, o gözünü bile kırpmadı, sadece yaptı. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Come on, what? You can trust me. Just let your guard down. Haydi ama, ne? Bana karşı dürüst olabilirsin. Sadece gardını indir. ...düşünmediğimi söyleyebilseydim... The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Shouldn't you be at home with Bell Biv DeVoe Evde Bell Biv DeVoe ile... Demek istediğim, ne yapmalıyım? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Love. Aşk. Biliyorum ki buralarda olmayacaksın. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Fucking 'Querque. Koyduğumun Querque'si. Güveni tanga don tarafından ihanete uğradı The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I'm sorry, fellas, I apologize from all of us. Kusura bakmayın, millet, hepinizden özür dilerim. Evet, öyleydim. Şen şakraktım. Sonra tahmin et ne oldu? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Guys. We can sell these cars. Millet. Hala arabaları satabiliriz. Işınlanmamız gerek. Yolunu değiştir. Hayır, hayır. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Look at him. He's a gun for hire, a tramp. Ona bir bakın. Kiralık bir tetikçi o, bir serseri. Haydi gidelim, haydi! The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
He's probably out there with no family, nothing real to hold onto. Muhtemelen şu an herhangi bir yerdedir. Ailesi ve tutunacak gerçek bir şeyi yoktur. Bence bu arabayı gerçekten seversiniz. Tam size göre. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Don't you get it, Don? This is where all the cars we sell end up. Hala anlamadın mı, Don? Bir dakika! O Don mu? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
It's okay, man. I'll see you in 28 years. That's when you're gonna die. Sorun değil, adamım. 28 sene sonra yine görüşeceğiz. Öleceğin zaman. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmayı öğrettin bize. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
August 19, 2036 19 Ağustos 2036 Ne diyeceğimi bilemiyorum. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I love you. Seni seviyorum. Müzikti. Klasik müzikle tanıştığımdan beri müzik hep tutkum olmuştur. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
I'm doing this for my friend McDermott! Bunu arkadaşım McDermott için yapıyorum! Çok az aslında. İlk olarak N'Sync var. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
We did it. We sold every last car on the lot. Başardık. Bütün arabaları sattık. Kişisel zırvalıkları bir kenara koyarsak, "Alkışlar Bize"nin çok iyi olduğunu duydum. The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Come on, Stu, a deal's a deal. We sold all the cars on the lot. Haydi ama, Stu. Anlaşma anlaşmadır. Pazardaki tüm arabaları sattık. Motor kükrer. Ne? The Goods: Live Hard, Sell Hard-2 2009 info-icon
Lunchtime! Yemek vakti! The Goonies-1 1985 info-icon
The longer you animals bark, the colder your lunch gets. Ne kadar uzun süre havIarsanız, yemeğiniz o kadar soğur. Ne kadar uzun süre havlarsanız, yemeğiniz o kadar soğur. Ne kadar uzun süre havlarsanız, yemeğiniz o kadar soğur. The Goonies-1 1985 info-icon
Come on, move it out. You too, down there! Haydi, kımıIdayın. Sen de! Haydi, kımıldayın. Sen de! Haydi, kımıldayın. Sen de! The Goonies-1 1985 info-icon
Hey, turkey! Hey, hindi! The Goonies-1 1985 info-icon
"You schmuck. Do you think I'd be stupid enough to kill myself?" Seni saIak. Kendimi öIdürecek kadar aptaI mıyım sence? Seni salak. Kendimi öldürecek kadar aptal mıyım sence? Seni salak. Kendimi öldürecek kadar aptal mıyım sence? The Goonies-1 1985 info-icon
Kill myself? Kendimi öIdürmek mi? Kendimi öldürmek mi? Kendimi öldürmek mi? The Goonies-1 1985 info-icon
Here he comes. İşte geIiyor. İşte geliyor. İşte geliyor. The Goonies-1 1985 info-icon
Francis, the lock. Francis, kiIit. Francis, kilit. Francis, kilit. The Goonies-1 1985 info-icon
Let go of the handle. Kapı koIunu bırak. Kapı kolunu bırak. Kapı kolunu bırak. The Goonies-1 1985 info-icon
I don't have the handle! Open it! KoIu tutmuyorum! Aç! Kolu tutmuyorum! Aç! Kolu tutmuyorum! Aç! The Goonies-1 1985 info-icon
Jake, up! KaIdır! Kaldır! Kaldır! The Goonies-1 1985 info-icon
Come on, move! Get on! Haydi, kımıIda! Haydi! Haydi, kımılda! Haydi! Haydi, kımılda! Haydi! The Goonies-1 1985 info-icon
Thanks, Mama. Sağ oI anne. Sağ ol anne. Sağ ol anne. The Goonies-1 1985 info-icon
Okay, you guys. Let's try the victory pyramid. PekaIa cocukIar. . Zafer piramidini deneyeIim. Pekala çocuklar. Zafer piramidini deneyelim. Pekala çocuklar. Zafer piramidini deneyelim. The Goonies-1 1985 info-icon
Okay, let's go. PekaIa, başIayaIım. Pekala, başlayalım. Pekala, başlayalım. The Goonies-1 1985 info-icon
Come on. Put your arms up. Haydi. KoIIarınızı kaIdırın. Haydi. Kollarınızı kaldırın. Haydi. Kollarınızı kaldırın. The Goonies-1 1985 info-icon
Smile. Good, we got it! GüIümseyin. GüzeI, başardık! Gülümseyin. Güzel, başardık! Gülümseyin. Güzel, başardık! The Goonies-1 1985 info-icon
Turn that TV off. I can't hear myself think. TeIevizyonu kapat. DüşünceIerimi biIe duyamıyorum. Televizyonu kapat. Düşüncelerimi bile duyamıyorum. Televizyonu kapat. Düşüncelerimi bile duyamıyorum. The Goonies-1 1985 info-icon
Yeah, right, Dad. Tamam, baba. The Goonies-1 1985 info-icon
Is the water going down, son? Su gidiyor mu oğIum? Su gidiyor mu oğlum? Su gidiyor mu oğlum? The Goonies-1 1985 info-icon
Nope. Is it going down now? Hayır. Şimdi gidiyor mu? Hayır. Şimdi gidiyor mu? Hayır. Şimdi gidiyor mu? The Goonies-1 1985 info-icon
Oh, shit! Lanet oIsun! Lanet olsun! Lanet olsun! The Goonies-1 1985 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 164002
  • 164003
  • 164004
  • 164005
  • 164006
  • 164007
  • 164008
  • 164009
  • 164010
  • 164011
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim