Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163378
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You shouId... You shouId ice this. | Buraya... Buz koymalisin. Buraya... Buz koymalısın. Buraya... Buz koymalısın. | The Firm-1 | 1993 | |
| You shouId aIso report that guy. | yrica o adami sikayet etmelisin. Ayrıca o adamı şikayet etmelisin. Ayrıca o adamı şikayet etmelisin. | The Firm-1 | 1993 | |
| That was your boyfriend. | Yapan senin erkek arkadasindi, degil mi? Yapan senin erkek arkadaşındı, değil mi? Yapan senin erkek arkadaşındı, değil mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| That was for money. | Para icindi. Para içindi. Para içindi. | The Firm-1 | 1993 | |
| Aren`t you going to finish? I`m sorry. | Bitirmeyecek misin? Ozur dilerim. Bitirmeyecek misin? Özür dilerim. Bitirmeyecek misin? Özür dilerim. | The Firm-1 | 1993 | |
| You think that`s... It`s nothing to do with me. | Sence bu... Benimle ilgisi yok. | The Firm-1 | 1993 | |
| Is this too tight? No. | Cok mu siki? Hayir. Çok mu sıkı? Hayır. Çok mu sıkı? Hayır. | The Firm-1 | 1993 | |
| I work in a traveI agency. | Seyahat acentasinda calisiyorum. Seyahat acentasında çalışıyorum. Seyahat acentasında çalışıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| I wanted to feeI Iike aII those peopIe... | Kendimi birinci sinif biletli guzel giysili... Kendimi birinci sınıf biletli güzel giysili... Kendimi birinci sınıf biletli güzel giysili... | The Firm-1 | 1993 | |
| with first cIass tickets and pretty cIothes. | insanlar gibi hissetmek istedim. | The Firm-1 | 1993 | |
| I guess...I wanted to feeI... | Hissetmek...istedigim... Hissetmek...istediğim... Hissetmek...istediğim... | The Firm-1 | 1993 | |
| rich. | zenginlikti. | The Firm-1 | 1993 | |
| How much wouId it take to feeI rich? | Kendini zengin hissetmek icin ne kadar gerekli? Kendini zengin hissetmek için ne kadar gerekli? Kendini zengin hissetmek için ne kadar gerekli? | The Firm-1 | 1993 | |
| How much wouId it take to feeI safe? | Kendini guvende hissetmek icin ne kadar gerekli? Kendini güvende hissetmek için ne kadar gerekli? Kendini güvende hissetmek için ne kadar gerekli? | The Firm-1 | 1993 | |
| You did that. | Bunu yaptin. Bunu yaptın. Bunu yaptın. | The Firm-1 | 1993 | |
| You made me feeI safe. | Kendimi guvende hissettirdin. Kendimi güvende hissettirdin. Kendimi güvende hissettirdin. | The Firm-1 | 1993 | |
| WiII you stay with me for a whiIe? | Bir sure icin benimle kalir misin? Bir süre için benimle kalır mısın? Bir süre için benimle kalır mısın? | The Firm-1 | 1993 | |
| Why don`t you take the afternoon off? | Ogleden sonra izin yapsana? Öğleden sonra izin yapsana? Öğleden sonra izin yapsana? | The Firm-1 | 1993 | |
| You deserwe it. Spend it with that pretty wife of yours. | Hak ediyorsun. Vaktini guzel karinla gecir. Hak ediyorsun. Vaktini güzel karınla geçir. Hak ediyorsun. Vaktini güzel karınla geçir. | The Firm-1 | 1993 | |
| Oh, shit, I forgot. She phoned Iast night. | Lanet olsun, unuttum. Dun gece aramisti. Lanet olsun, unuttum. Dün gece aramıştı. Lanet olsun, unuttum. Dün gece aramıştı. | The Firm-1 | 1993 | |
| What did you teII her? | Ona ne dedin? | The Firm-1 | 1993 | |
| That you were probabIy waIking on the beach. | Muhtemelen sahilde yurudugunu soyledim. Muhtemelen sahilde yürüdüğünü söyledim. Muhtemelen sahilde yürüdüğünü söyledim. | The Firm-1 | 1993 | |
| I was. | Yuruyordum. Yürüyordum. Yürüyordum. Seni bırakmayacaklarını söyledin. | The Firm-1 | 1993 | |
| I guessed right, then, didn`t I? | o halde dogru tahmin ettim, degil mi? O halde doğru tahmin ettim, değil mi? O halde doğru tahmin ettim, değil mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| OK, Mr McDeere. | Pekala, Bay McDeere. | The Firm-1 | 1993 | |
| Just sign where the ``X`` is, and initiaI where it`s marked. | X isaretli yeri imzalayin, ve basharflerinizi yazin. X işaretli yeri imzalayın, ve başharflerinizi yazın. X işaretli yeri imzalayın, ve başharflerinizi yazın. | The Firm-1 | 1993 | |
| The man from ``GentIemen`s QuarterIy``. | Moda dergisinden firlamis bir adam. Moda dergisinden fırlamış bir adam. Moda dergisinden fırlamış bir adam. | The Firm-1 | 1993 | |
| How you doing, Ray? | Nasilsin Ray? Nasılsın Ray? Nasılsın Ray? | The Firm-1 | 1993 | |
| Pretty fair. How`s yourseIf? | Iyiyim. Sen nasilsin? İyiyim. Sen nasılsın? İyiyim. Sen nasılsın? | The Firm-1 | 1993 | |
| It`s a Iong time, huh? | Uzun zaman oldu, degil mi? Uzun zaman oldu, değil mi? Uzun zaman oldu, değil mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| It`s OK. I`ve become a patient man. | Onemli degil. Sabretmeyi ogrendim. Önemli değil. Sabretmeyi öğrendim. Önemli değil. Sabretmeyi öğrendim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Don`t beat yourseIf up, kid. | Kendini hirpalama. Kendini hırpalama. Kendini hırpalama. | The Firm-1 | 1993 | |
| If I wasn`t here, I wouIdn`t want to be here, either. | Burada olmasaydim, ben de burada olmak istemezdim. Burada olmasaydım, ben de burada olmak istemezdim. Burada olmasaydım, ben de burada olmak istemezdim. | The Firm-1 | 1993 | |
| You ever taIk to Ma? A few months ago. | nnemle konustun mu? Birkac ay once. Annemle konuştun mu? Birkaç ay önce. Annemle konuştun mu? Birkaç ay önce. | The Firm-1 | 1993 | |
| StiII with the same guy? They`re aII the same guy. | Hala ayni adamla mi? Her sey ayni. Hala aynı adamla mı? Her şey aynı. Hala aynı adamla mı? Her şey aynı. | The Firm-1 | 1993 | |
| So... You finish Iaw schooI? | Ee... Hukuk bitti mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| That suit`s a dead giveaway. | Bu takim elbise oluye bile yakisir. Bu takım elbise ölüye bile yakışır. Bu takım elbise ölüye bile yakışır. | The Firm-1 | 1993 | |
| You get a job on WaII Street? You aIways said... | Wall Street'te is buldun mu? Hep derdin ki... Wall Street'te iş buldun mu? Hep derdin ki... Wall Street'te iş buldun mu? Hep derdin ki... | The Firm-1 | 1993 | |
| No, I`m not. I just... | Hayir, bulmadim. Sadece... Hayır, bulmadım. Sadece... Hayır, bulmadım. Sadece... | The Firm-1 | 1993 | |
| I went with a firm across the river in Memphis. | Nehrin karsiyakasinda Memphis'te bir sirkette calisiyorum. Nehrin karşıyakasında Memphis'te bir şirkette çalışıyorum. Nehrin karşıyakasında Memphis'te bir şirkette çalışıyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Memphis? Hey, Ray... | Memphis mi? Hey, Ray... | The Firm-1 | 1993 | |
| WouIdn`t it be funny if I went to Harward, you went to jaiI, | Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafimiz, Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafımız, Ben Harvard'a gitsem, sen de hapse, ve sonunda etrafımız, | The Firm-1 | 1993 | |
| and we both ended up surrounded by crooks? | uckagitcilarla dolu olsa ne komik olurdu, degil mi? üçkağıtçılarla dolu olsa ne komik olurdu, değil mi? üçkağıtçılarla dolu olsa ne komik olurdu, değil mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| Sonny Capps is thriIIed. | Sonny Capps cok etkilendi. Sonny Capps çok etkilendi. Sonny Capps çok etkilendi. | The Firm-1 | 1993 | |
| McDeere was dazzIing. | McDeere muhtesemdi. McDeere muhteşemdi. McDeere muhteşemdi. | The Firm-1 | 1993 | |
| We shouId puII Lamar out of that tax seminar | Lamar'i vergi seminerinden alip, onun yerine Lamar'ı vergi seminerinden alıp, onun yerine Lamar'ı vergi seminerinden alıp, onun yerine | The Firm-1 | 1993 | |
| and send Mitch instead. | Mitch'i gondermeliyiz. Mitch'i göndermeliyiz. Mitch'i göndermeliyiz. | The Firm-1 | 1993 | |
| Let him take the jet. | Jet'i alsin. Jet'i alsın. Jet'i alsın. | The Firm-1 | 1993 | |
| Any probIem with that, BiII? No, no. No probIem. | Sakincasi var mi Bill? Hayir. Sorun degil. Sakıncası var mı Bill? Hayır. Sorun değil. Sakıncası var mı Bill? Hayır. Sorun değil. | The Firm-1 | 1993 | |
| So far the kid`s been reaI predictabIe. | Simdiye kadar cocuk oldukca istikrarliydi. Şimdiye kadar çocuk oldukça istikrarlıydı. Şimdiye kadar çocuk oldukça istikrarlıydı. | The Firm-1 | 1993 | |
| If you`re even haIf right, you`II need heIp. | Dediginin yarisi bile dogruysa, yardima ihtiyacin olacak. Dediğinin yarısı bile doğruysa, yardıma ihtiyacın olacak. Dediğinin yarısı bile doğruysa, yardıma ihtiyacın olacak. | The Firm-1 | 1993 | |
| What does Abby think? I haven`t toId her. | bby ne dusunuyor? ona soylemedim. Abby ne düşünüyor? Ona söylemedim. Abby ne düşünüyor? Ona söylemedim. | The Firm-1 | 1993 | |
| I guess I don`t want it to be reaI. | Galiba gercek olmasini istemiyorum. Galiba gerçek olmasını istemiyorum. Galiba gerçek olmasını istemiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Nothing`s reaI untiI I teII it to Abby. | Ben bby'e soyleyene dek hicbir sey gercek olmayacak. Ben Abby'e söyleyene dek hiçbir şey gerçek olmayacak. Ben Abby'e söyleyene dek hiçbir şey gerçek olmayacak. | The Firm-1 | 1993 | |
| How`d you ever Iand the job with a brother in the joint? | Hapiste bir kardesin varken bu isi nasil alabildin? Hapiste bir kardeşin varken bu işi nasıl alabildin? Hapiste bir kardeşin varken bu işi nasıl alabildin? | The Firm-1 | 1993 | |
| That`s OK. I`d have done the same thing myseIf. | Bos ver. yni seyi ben de yapardim. Boş ver. Aynı şeyi ben de yapardım. Boş ver. Aynı şeyi ben de yapardım. | The Firm-1 | 1993 | |
| You were aIways around for me, Ray... | Sen her zaman yanimda oldun, Ray... Sen her zaman yanımda oldun, Ray... Sen her zaman yanımda oldun, Ray... | The Firm-1 | 1993 | |
| aII those years after Dad died. | babam oldukten sonra. babam öldükten sonra. babam öldükten sonra. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`d have done the same. | Bunu yine yapardim. Bunu yine yapardım. Bunu yine yapardım. | The Firm-1 | 1993 | |
| You think I teII guys around here my brother`s in Harward? | Buradakilere, kardesimin Harvard'da oldugunu soyluyor muyum saniyorsun? Buradakilere, kardeşimin Harvard'da olduğunu söylüyor muyum sanıyorsun? Buradakilere, kardeşimin Harvard'da olduğunu söylüyor muyum sanıyorsun? | The Firm-1 | 1993 | |
| Jesus, Ray. | Tanrim, Ray. Tanrım, Ray. Tanrım, Ray. | The Firm-1 | 1993 | |
| Iisten, I want you to see a friend of mine. | Dinle, bir arkadasimi gormeni istiyorum. Dinle, bir arkadaşımı görmeni istiyorum. Dinle, bir arkadaşımı görmeni istiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| His name`s Eddie Lomax. | di Eddie Lomax. Adı Eddie Lomax. Adı Eddie Lomax. | The Firm-1 | 1993 | |
| He`s a private investigator in LittIe Rock. Ex cop. | Little Rock'da ozel dedektif. Eski polis. Little Rock'da özel dedektif. Eski polis. Little Rock'da özel dedektif. Eski polis. | The Firm-1 | 1993 | |
| Anything I can do for you? | Yapabilecegim bir sey var mi? Yapabileceğim bir şey var mı? Yapabileceğim bir şey var mı? | The Firm-1 | 1993 | |
| Sure. Get me out of here. | Evet. Cikart beni. Evet. Çıkart beni. Evet. Çıkart beni. | The Firm-1 | 1993 | |
| Anywhere I can see a whoIe Iot of sky. | Bol gokyuzu gorebilecegim herhangi bir yere. Bol gökyüzü görebileceğim herhangi bir yere. Bol gökyüzü görebileceğim herhangi bir yere. | The Firm-1 | 1993 | |
| I can get through the days I even eat the food. | Zaman akip gidiyor. Yemek bile yiyorum. Zaman akıp gidiyor. Yemek bile yiyorum. Zaman akıp gidiyor. Yemek bile yiyorum. | The Firm-1 | 1993 | |
| It`s amazing how much you miss the sky. | Gokyuzunu bu kadar ozlemek hayret bir sey. Gökyüzünü bu kadar özlemek hayret bir şey. Gökyüzünü bu kadar özlemek hayret bir şey. | The Firm-1 | 1993 | |
| Ever pIug one of these in, and forgot to put the water in? | Hic bunlardan birini takip su koymayi unuttugun oldu mu? Hiç bunlardan birini takıp su koymayı unuttuğun oldu mu? Hiç bunlardan birini takıp su koymayı unuttuğun oldu mu? | The Firm-1 | 1993 | |
| You know what happens? No. | Ne oldugunu biliyor musun? Hayir. Ne olduğunu biliyor musun? Hayır. Ne olduğunu biliyor musun? Hayır. | The Firm-1 | 1993 | |
| The Iights go out. | Elektrik kesilir. | The Firm-1 | 1993 | |
| He`s been dying to see you. | Seni gormek icin can atiyor. Seni görmek için can atıyor. Seni görmek için can atıyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| Tammy! Mr Lomax wiII see you now. | Tammy! Bay Lomax sizinle gorusecek. Tammy! Bay Lomax sizinle görüşecek. Tammy! Bay Lomax sizinle görüşecek. | The Firm-1 | 1993 | |
| Mitch McDeere. I practicaIIy went to Iaw schooI with you. | Mitch McDeere. Hukuk fakultesinde birlikte okumustuk. Mitch McDeere. Hukuk fakültesinde birlikte okumuştuk. Mitch McDeere. Hukuk fakültesinde birlikte okumuştuk. | The Firm-1 | 1993 | |
| Ray taIked about you every day for three years. | Ray 3 yil boyunca her gun sizden soz etti. Ray yıl boyunca her gün sizden söz etti. Ray yıl boyunca her gün sizden söz etti. | The Firm-1 | 1993 | |
| I was his ceIImate. Did he teII you it was statutory rape? | Hucre arkadasiydim. Resit olmayan bir kizla yattigimi soyledi mi? Hücre arkadaşıydım. Reşit olmayan bir kızla yattığımı söyledi mi? Hücre arkadaşıydım. Reşit olmayan bir kızla yattığımı söyledi mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| She was 17, Iooked 2%. | 17 yasindaydi, 25 gosteriyordu. 13 yaşındaydı, 25 gösteriyordu. 13 yaşındaydı, 25 gösteriyordu. | The Firm-1 | 1993 | |
| I got one to four. Sit down. Come on, sit down. | Dort yil yedim. otur. Haydi,otur. Dört yıl yedim. Otur. Haydi,otur. Dört yıl yedim. Otur. Haydi,otur. | The Firm-1 | 1993 | |
| Want some Sweet `n`Low? Dairy cream? | Tatlandirici alir misin? Yagsiz sut? Tatlandırıcı alır mısın? Yağsız süt? Tatlandırıcı alır mısın? Yağsız süt? | The Firm-1 | 1993 | |
| No. I... | Hayir, ben... Hayır, ben... Hayır, ben... | The Firm-1 | 1993 | |
| I`ve got some business I`d Iike to go over with you. | Sizinle konusmak istedigim bir is var. Sizinle konuşmak istediğim bir iş var. Sizinle konuşmak istediğim bir iş var. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`m Ieavin`. Thank you, dear. | Cikiyorum. Sagol hayatim. Çıkıyorum. Sağol hayatım. Çıkıyorum. Sağol hayatım. | The Firm-1 | 1993 | |
| That`s my secretary. She is terrific. | Sekreterim. Muthistir. Sekreterim. Müthiştir. Sekreterim. Müthiştir. | The Firm-1 | 1993 | |
| Her husband`s a nut case. He`s a truck driver. | Kocasi delinin teki. dam kamyon soforu. Kocası delinin teki. Adam kamyon şoförü. Kocası delinin teki. Adam kamyon şoförü. | The Firm-1 | 1993 | |
| He moved here to be cIose to GraceIand. | Graceland'e yakin olmak icin buraya tasinmis. Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış. Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış. | The Firm-1 | 1993 | |
| He thinks he`s EIvis. | Kendini Elvis saniyor. Kendini Elvis sanıyor. Kendini Elvis sanıyor. | The Firm-1 | 1993 | |
| His name is EIvis. EIvis Aaron HemphiII. | di Elvis. Elvis aron Hemphill. Adı Elvis. Elvis Aaron Hemphill. Adı Elvis. Elvis Aaron Hemphill. | The Firm-1 | 1993 | |
| I`ve run across some strange things, | Bu iste tuhaf seylerle karsilasiyorum, Bu işte tuhaf şeylerle karşılaşıyorum, Bu işte tuhaf şeylerle karşılaşıyorum, | The Firm-1 | 1993 | |
| some things I wouId never spray paint on an overpass. | bir ust gecite spreyle bile yazilamayacak seyler. bir üst geçite spreyle bile yazılamayacak şeyler. bir üst geçite spreyle bile yazılamayacak şeyler. | The Firm-1 | 1993 | |
| Now... What can I do for you? | Simdi... Sizin icin ne yapabilirim? Şimdi... Sizin için ne yapabilirim? Şimdi... Sizin için ne yapabilirim? | The Firm-1 | 1993 | |
| What a nice surprise. Avery. | Bu ne hos surpriz. very. Bu ne hoş sürpriz. Avery. Bu ne hoş sürpriz. Avery. | The Firm-1 | 1993 | |
| They didn`t have to disturb you. | Rahatsiz etmelerine gerek yoktu. Rahatsız etmelerine gerek yoktu. Rahatsız etmelerine gerek yoktu. | The Firm-1 | 1993 | |
| BeIieve me, it`s no bother. I was just Iooking for Mitch. | Inanin bana zahmet degil. Sadece Mitch'i ariyordum. İnanın bana zahmet değil. Sadece Mitch'i arıyordum. İnanın bana zahmet değil. Sadece Mitch'i arıyordum. | The Firm-1 | 1993 | |
| Nina says he hasn`t been in aII afternoon. | Nina ogleden sonra hic ugramadigini soyledi. Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. Nina öğleden sonra hiç uğramadığını söyledi. | The Firm-1 | 1993 | |
| I didn`t mean for her to caII you. | Seni cagirmasini istememistim. Seni çağırmasını istememiştim. Seni çağırmasını istememiştim. | The Firm-1 | 1993 | |
| Didn`t he come back with you? | Seninle birlikte donmedi mi? Seninle birlikte dönmedi mi? Seninle birlikte dönmedi mi? | The Firm-1 | 1993 | |
| I`II be honest with you. | cik konusacagim. Açık konuşacağım. Açık konuşacağım. | The Firm-1 | 1993 | |
| This is not my area of expertise. | Bu, benim uzmanlik alanim degil. Bu, benim uzmanlık alanım değil. Bu, benim uzmanlık alanım değil. | The Firm-1 | 1993 | |
| But you think it`s possibIe. | Mumkun diyorsun ama. Mümkün diyorsun ama. Mümkün diyorsun ama. | The Firm-1 | 1993 |