Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163338
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I came up with a way to take everything that you Iove away from you. | Sevdiğin her şeyi senden alacağım. Sevdiğin her şeyi elinden alacağım. | The Final-2 | 2010 | |
| You wiII never, ever enjoy sex again. | Bir daha asla ve asla seksten zevk alamayacaksın. Bir daha asla seksten zevk alamayacaksın. | The Final-2 | 2010 | |
| You'II never, ever pIay footbaII again. | Bir daha asla ve asla futbol oynayamayacaksın. Bir daha asla futbol oynayamayacaksın. | The Final-2 | 2010 | |
| you wiII spend the rest of your IittIe pathetic Iife | ..bu kısa pis hasta ruhlu hayatını... ...zavallı hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyeye... | The Final-2 | 2010 | |
| confined to a wheeIchair! | .. acıyla geçireceksin. ...mahkum olarak geçireceksin | The Final-2 | 2010 | |
| Remember bioIogy, BradIey? | Biyoloji dersini hatırlıyor musun Bradley? Biyoloji dersini hatırlıyor musun, Bradley? | The Final-2 | 2010 | |
| Remember we Iearned that if somebody severed the human spinaI cord, | Biyoloji dersinde neler öğrenmiştik hatırlıyor musun? Omurilik soğanı, ağır bir darbeye maruz kaldığı zaman insanın... | The Final-2 | 2010 | |
| they'II become instantIy paraIyzed? | İnsan nasıl felç olurdu? ...anında felç olacağını öğrenmiştik, hatırlıyor musun? | The Final-2 | 2010 | |
| No. No, you probabIy don't remember that Iesson | Hayır sen hatırlamazsın.. Hayır. Muhtemelen böyle bir dersin varlığından bile haberin yok. | The Final-2 | 2010 | |
| WeII, guess what, Brad? Guess what? | Benle ve arkadaşlarımla. Düşünsene Brad. | The Final-2 | 2010 | |
| Every time you hoist yourseIf into that wheeIchair, I want you to think of me. | Dersleri dinlemeliydin. Her seferinde kendine geldiğinde beni düşüneceksin.. Tekerlekli sandalyeye her oturuşunda beni düşünmeni istiyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| SmiIing. | Gülümse. Gülüşümü. | The Final-2 | 2010 | |
| the sun wiII come up and this wiII aII be over. | .. Sonra güneş doğacak ve her şey bitecek. ...güneş doğacak ve bütün bunlar sonra erecek. | The Final-2 | 2010 | |
| You don't know it just yet, but you have aII been a part of history. | Tarihin güzelliğiyle başbaşa kalacaksınız. Gün doğmadan neler doğar bilinmez ama bu anının bir parçası olacaksınız. | The Final-2 | 2010 | |
| The events of tonight wiII Iive on forever. | Bu gece olanlar sonsuza dek unutmayacağınız şeylerdi. Bu gece olanlar, sonsuza kadar sizinle yaşayacak. | The Final-2 | 2010 | |
| We gave meaning to aII your Iives tonight. | Bu gece hepiniz bir ders aldınız. Bu gece, bütün hayatınıza anlam hattı. | The Final-2 | 2010 | |
| You're aII going to jaiI. | Hepiniz hapse gireceksiniz. | The Final-2 | 2010 | |
| WeII, that's just it, Riggs. | Söylüyorum işte.. Kibarlığın tek bir şekli bile. Önemli olan da bu, Riggs. | The Final-2 | 2010 | |
| is a reason why I considered Ietting you go, | Neden dilini kesmiyorum? Bana ne yapacağın umrumda değil! ...seni serbest bırakmaya yeter. | The Final-2 | 2010 | |
| why I hadn't cut out your tongue. I don't care what you do to me! | Canın cehenneme Dave.. hepinizin canı cehenneme! Bu yüzden dilini kesmedim. Bana ne yapacağım umurumda değil! | The Final-2 | 2010 | |
| Fuck aII you bastards! | Lanet, hepinize! Siktirin gidin, zina çocukları! | The Final-2 | 2010 | |
| You reaIIy do have a big mouth, huh, Riggs? | Gerçekten çok konuşuyorsun, değil mi sen? Gerçekten çenen çok düşükmüş Riggs. | The Final-2 | 2010 | |
| There's nobiIity to it. | Başka yapacağın bir şey yok. Çok asil bir davranış. | The Final-2 | 2010 | |
| ShouIdn't have opened your big fat mouth. | Koca ağzını açmanın bedeli. Torba gibi ağzını açmamalıydın. | The Final-2 | 2010 | |
| You're crazy, oId man. | Sen delisin yaşlı adam. Hala çakı gibisin, moruk. | The Final-2 | 2010 | |
| Hey, kid, I'm sorry I didn't beIieve you. | Evlat, sana inanmadığım için üzgünüm. Bak çocuk, sana inanmadığım için özür dilerim. | The Final-2 | 2010 | |
| I might not beIieve you, either. | Ben de sana inanmazdım. ...ben de sana inanmazdım. | The Final-2 | 2010 | |
| Let me ask you something. Is it aII true about your pa? | Sana bir şey soracağım. Sana bir şey soracağım? Büyükbaban hakkında anlattıkların doğru muydu? | The Final-2 | 2010 | |
| About being in the miIitary and everything? | Babanla ilgili her şey doğru mu ordudaymış falan ya? Asker olması, savaşa katılması gibi? | The Final-2 | 2010 | |
| No, I made aII that buIIshit up. | Hayır uydurdum. Hayır, hepsini uydurdum. | The Final-2 | 2010 | |
| My dad works for a steeI miII. His dad worked for a steeI miII. | Babamın işi mektup götürüp getirmekti. Babam çelik fabrikasında çalışıyor. Onun babası da çelik fabrikasında çalıştı. | The Final-2 | 2010 | |
| Yeah. WeII, it's aII the same. | Anlıyorum. Anladım. Hep aynı meslekler. | The Final-2 | 2010 | |
| But you gotta save those kids. If you don't, you'II Iive to regret it. | Bu çocukları kurtaralım. Pişman olmasınlar. Ama çocukları kurtarman gerekiyor, aksi halde vicdan azabı çekersin. | The Final-2 | 2010 | |
| Just tried to save myseIf. I watched my friends die. | Şimdi kendimi kurtarma vakti. Dostlarımın ölümünü izledim. Sadece kendimi kurtarmaya çalıştım. Arkadaşlarımın ölümüne seyirci kaldım. | The Final-2 | 2010 | |
| Riggs, this is reaIIy gonna hurt you. | Bu gerçekten canını yakacak. Riggs, bu gerçekten canını çok acıtacak. | The Final-2 | 2010 | |
| Good news is, this can onIy happen once in a Iifetime. | İyi haber.. Artık onu Bir daha kullanmana gerek yok. İyi tarafından bakarsak; böyle bir şey insanın başına hayatta bir defa gelir. | The Final-2 | 2010 | |
| Let him go. Don't make me kiII you, Dane. | Bırakın onu! Seni öldürmek istemiyorum Dane. Bırakın onu. Kendini bana öldürtme Dane. | The Final-2 | 2010 | |
| I suggest you turn around and Ieave, Kurtis. We have no issue with you. | Senle işimiz yok.. Sen karışma. Sırtını dönüp gitmeni öneririm, Kurtis. Seninle sorunumuz yok. | The Final-2 | 2010 | |
| Yeah, weII, I got an issue with you. I don't Iike being shot at. | Evet ama benim senle var. Benim seninle sorunum var. Tetiği çekmekten pek hoşlanmam. | The Final-2 | 2010 | |
| You weren't invited to this party. You shouIdn't have come. | Sen bu partiye davetli değildin gelmemeliydin. Partiye davet edilmemiştin. Buraya gelmemeliydin. | The Final-2 | 2010 | |
| Cut off his tongue. Do it and I'II kiII both of you. | Kesin dilini. Yaparsanız ikinizi de öldürürüm. Kes dilini. Sıkıysa yap, ikiniz de vururum. | The Final-2 | 2010 | |
| Fine. KiII us. We had no pIans of Iiving after today, anyway. | Peki.. Öldür. Bizim planımıız yok. Güzel, öldür bizi. Bugünden sonra yaşamak niyetinde değiliz zaten. | The Final-2 | 2010 | |
| We onIy do what we pIan to do. | Zaten biz planı uyguladık. Bizler sadece görevimizi yaptık. | The Final-2 | 2010 | |
| Dane, you've been my friend a Iong time, but I can't Iet you do this. | Bunu ödemeliler Dave uzun zamandır dostuz ama buna izin veremem. Dane, çok eski bir arkadaşımsın ama bunu yapmana izin veremem. | The Final-2 | 2010 | |
| You know, I wish there was more peopIe Iike you. | Senin gibi insanlar işte. Biliyor musun, keşke herkes senin gibi olsaydı. | The Final-2 | 2010 | |
| Then we wouIdn't be here. | burada olmamalıydın. Hiç birimiz burada olmazdık. | The Final-2 | 2010 | |
| You shouId have Ieft when you had the chance. | Şansın varken gitmeliydin. Eline fırsat geçmişken gitmeliydin. | The Final-2 | 2010 | |
| We're aII responsibIe. | Hepimiz sorumluyuz. Bundan hepimiz sorumluyuz. | The Final-2 | 2010 | |
| KeIIi, I think you're wrong. | Kelly. Bence yanılıyorsun. Kelly, bence yanılıyorsun. | The Final-2 | 2010 | |
| I reaIIy do think you wouId've come to Iike me. | Gerçekten beni tanısan severdin. Beni sevmen için her şeyi yaptım. | The Final-2 | 2010 | |
| PoIice! Freeze! Drop the weapon! | Polis! Kımıldamayın. Bırak silahı. Polis! Kımıldama! Silahı bırak! | The Final-2 | 2010 | |
| There are more Iike us out there. | Dışarda daha çok polis var. Dışarıda bizim gibilerden daha çok var. | The Final-2 | 2010 | |
| You're too Iate. | Geç kaldınız. Çok geç kaldınız. | The Final-2 | 2010 | |
| PoIice have identified the kiIIers as disgruntIed students | Polis katillerin öğrenci olduğunu ve arkadaşlarını... Polis, okul arkadaşlarını kaçırdıktan sonra sebepsiz yere... | The Final-2 | 2010 | |
| who kidnapped, drugged and dismembered feIIow students without cause. | ...kaçırıp ilaç verdikten sonra işkence ettiklerini açıkladı. ...uyuşturup, işkenceyle öldüren katil öğrencilerin kimliklerini tespit etti. | The Final-2 | 2010 | |
| ''What did I do to deserve this?'' | Bunu hak edecek ne yaptım? ''Bunu hakketmek için ne yaptım?'' | The Final-2 | 2010 | |
| You nervous about tonight? | Geceden dolayı gergin misin? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| A little bit, l guess. | Sanırım, biraz. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Should be pretty interesting. | Oldukça ilginç olmalı. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| You got that thing working? Yeah. | Bu şey çalışıyor mu? Evet. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| All right, you guys. | Pekâlâ, çocuklar. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| As you all know, | Bildiğiniz üzere... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| tonight is the night we initiate the ones chosen | ...bu gece gruba katılmasına karar verilen... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| to join the group. | ...kişinin üyeliği başlayacak. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Troupe. | Tiyatro topluluğu. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Troupe, if you will. | Tiyatro topluluğu, dediğin gibi olsun. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| How are we gonna get into the building? | Binaya nasıl gireceğiz? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Why can't we just bribe Gus to let us in like we always do? | Her zaman yaptığımız gibi neden Gus'a rüşvet vermiyoruz? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Oh, Corey... | Corey... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| my poor dear child, that's too easy. | ...sevgili yoksul çocuğum, bu çok kolay olur. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| We're gonna make things a little more interesting this evening, | Bu akşam bazı şeyleri çömezler için... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| you know, for the frosh meat. | ...biraz daha ilginç hale getirerek yapacağız. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Come on, you two. | Hadi, ikiniz. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Now, we're going in through here. | Şimdi, içeri giriyoruz. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Keep it quiet till we get to our final destination. | Nihai hedefimize ulaşana kadar sessizliğimizi korumalıyız. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| All right, Felix and l will go first, help the rest of you. | Pekâlâ, Felix ve ben önden giriyoruz, diğerleri yardım etsin. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| All right, you just keep your hands off my balls, Felix. | Pekâlâ, ellerini hayâlarımdan uzak tut yeter, Felix. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| l'll try, Corey. No promises. | Bunu deneyeceğim, Corey. Söz vermiyorum. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Remembering old times, Corey? | Eski günleri hatırlıyor musun, Corey? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| No. l | Hayır. Ben... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| l'd have to say yes. | Evet demeliydim. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Don't drop me. Don't worry. | Beni düşürme Endişe etme. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| l've got you. | Seni yakaladım. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Who's that? Me. | Bu da kim? Benim. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Wishful thinking, Felix. | Hayal kurma, Felix. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| l don't know about this. | Bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| lt'll be okay. | Her şey yolunda gidecek. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| follow me. | ...beni izleyin. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Chase! Wait! Oh, great! | Chase! Bekle! Harika! | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| What the hell are you two doin' up here? | Burada ne yapıyorsunuz? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| We're in the theater department. | Tiyatro bölümündeniz. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Chase let us in. | Chase izin verdi. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| The dean's boy. | Dekanın oğlu. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Well, you tell him, | Söyle ona... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| better leave a bottle of Black Label in my office | ...bu konuda sessiz kalmamı istiyorsa... | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| if he wants me to keep quiet about this. | ...ofisime bir şişe Black Label bıraksa iyi olur. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| And you tell him l want an extra hundred bucks. | Ayrıca üstüne bir de yüz papel istediğimi söyle. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| Yes, sir. l'll tell him about the money. | Evet, efendim. Para konusunu ona söyleyeceğim. | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| And what if there's an investigation? | Ya bir araştırma yapılacak olursa? | The Final Curtain-1 | 2007 | |
| There will be an investigation. | Bir araştırma yapılacak. | The Final Curtain-1 | 2007 |