Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158437
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You just gotta think about it like... the first time you got laid. | Bunu şöyle düşünmelisin... Sanki ilk düzüşmen gibi... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You just gotta go: "Daddy, are you sure this is right?" | Şöyle demelisin: "Baba, bunun doğru olduğuna emin misin?" | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You're sick. How come you do that? | Hastasın sen. Her seferinde bunu nasıl yapıyorsun? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| How come you always cover your mouth when you smile? | Her gülümseyişinde elinle ağzını kapatmayı nasıl beceriyorsun? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You got bad teeth or somethin'? | Çürük dişin falan mı var? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I don't know. Come on. | Bilemiyorum. Haydi. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| What do you say we bolt? | Buradan tüymeye ne dersin? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm really startin' to like it here. | Burayı giderek daha çok seviyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| People are nice, food's great, and I love my job. | İnsanlar iyi, yemekler harika ve işimi seviyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I can see why you wanna hang around! | Neden burada kalmak istediğini anlayabiliyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It's really hard for me... | Bunun içindeyken... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| to play with myself in this thing. | ...kendimle oynamakta zorlanıyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Look, you want to play, I'll play. And I'll win. | Dinle, oynamak istedin, oynayacağım. Ve kazanacağım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No. Not if it's Monopoly, cos I really kick ass at that game. | Hayır. Monopol oynarsak kazanamazsın çünkü o oyunda herkesin canına okurum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| But... I get to be the shoe. | Ama... Ayakkabı şeklindeki piyonu ben almalıyım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I'm going to ask you just one more time. | Sadece bir kez daha soracağım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Do you want to work for Water and Power? | Su ve Elektrik için çalışmak istiyor musun? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Yeah! That sounds groovy. | Evet! Kulağa harika geliyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Do I get to wear a cute little outfit like yours? | Seninki gibi cici kıyafetlerim olacak mı? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| The pipe. | Boru. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You're gonna really love this one. | Bunu gerçekten seveceksin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| It goes down 40 metres. | 40 metre aşağı iniyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Gets smaller and smaller the deeper you go. | Ve derine indikçe giderek daralıyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Sounds wicked. | Eğlenceliye benziyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Can I go first? | İlk ben gidebilir miyim? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I hope you're not claustrophobic. | Klostrofobin yoktur umarım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Drop her! | Atın! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Rebecca! Rebecca! No! | Rebecca! Rebecca! Hayır! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Full metal. They didn't have a chance to squeeze off a round. | Dolu şarjör. Tek bir el bile ateş etme şansı bulamamışlar. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Another outpost lost to those Rippers. | Yırtıcılara kaybettiğimiz bir karakol daha. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| At this rate, we'll lose all our water. | Böyle giderse tüm suyumuzu kaybedeceğiz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Rippers must have come up from some underground sub gate. | Yırtıcılar, yeraltı geçidi gibi bir yerden gelmiş olmalılar. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Well then, I know just the young lady to help us find it. | Öyleyse, tam da o geçidi bulmamıza yardım edecek genç hanımı tanıyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| This... big... honkin' booger, | Şu... kocaman... sümüğü... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| hangin' outta your left nostril. | ...sol burun deliğinden aşağı sallanıyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| If I was you, I'd use this finger to pick it out. | Yerinde olsam, onu almak için bu parmağı kullanırdım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Yeah. Lucky you. | Evet. Şanslısın. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| And just wait till you see what you've won. | Ne kazandığını görene kadar bekle bakalım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Relax. It's only a locator. | Sakin ol. Bu sadece bir yer belirleyici. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| This is your pulse. | Bu senin nabzın. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Now I'll always be close to your heart. | Artık hep kalbine yakın olacağım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Your job is to penetrate this sub gate we found, | Görevin, bulduğumuz bu delikten içeri girmek... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| which could be the entrance to the Rippers' base. | ...Yırtıcılar'ın üssünün girişi olabileceğini düşünüyoruz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Most of these are booby trapped, so if we hear a loud bang... sorry. | Deliklerin çoğunda bubi tuzağı oluyor. Yani, bir patlama duyarsak...Üzgünüm. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| If not, congratulations. You just found the Rippers' hideout. | Duymazsak, tebrikler. Yırtıcılar'ın saklandığı yeri buldun. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Either way, I win. | Her halükarda, ben kazanıyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Like a piece of cheese at the end of a fishing hook. | Oltanın ucundaki peynir parçası gibi. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| That's you. Ready? | Bu sensin. Hazır mısınız? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Condor Control, Condor 05. I'm detecting Ripper activity... | Condor kontrol, Condor 05. Yırtıcı faaliyeti tespit ediyorum... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| That's what you get for messin' with me. | Bana bulaşırsan başına bunlar gelir işte! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Mine. | Benim oldu. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Well, whaddaya know? | Şuna da bakın! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Am I close to your heart now, Kesslee? | Şimdi kalbine yakın mıyım Kesslee? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| What happened to the rest of ya? | Geri kalanına ne oldu? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Butthead. | Göt kafalı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I thought the Rippers got you. Hell, no. | Yırtıcılar seni yakaladı sandım. Hayır. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I ain't goin' back there. You're gonna have to kill me first. | Oraya geri dönecek değilim. Önce beni öldürmen gerek. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No... I'm not. | Hayır. Öldürmeyeceğim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Cos I'm not gonna go back there either. | Çünkü ben de oraya dönmüyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| We'd better go before they come back for us. You take the tank. | Bizim için geri dönmelerinden önce gitsek iyi olacak. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No! Rebecca, come on! | Hayır! Rebecca, haydi! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Rebecca, turn the engine off! | Rebecca, motoru kapat! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Kill the engine! | Motoru durdur! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You're crazy! | Sen aklını kaçırmışsın! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Sorry about the bonker on the head. I think I need to go practise some more. | Kafandaki şişlik için özür dilerim Galiba biraz pratiğe ihtiyacım var. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Take that! And that! | Al bunu! Ve bunu! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You didn't have to rough me up so bad, Becky. | Beni bu kadar hırpalamana gerek yoktu Becky. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Look! No hands! | Baksana! Ellerimi kullanmıyorum! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You could do that for a living. | Bu işten para kazanabilirsin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Your face has been gutted, Mr Kesslee, sir. | Yüzünüz paramparça olmuştu, bay Kesslee, efendim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| To be honest, your chances of seeing are as likely as your arm growing back. | Dürüst olmak gerekirse, tekrar görme şansınız kolunuzun yeniden çıkmasıyla aynı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| However, I can make you comfortable. | Yine de iyi hissetmenizi sağlayabilirim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No painkillers. | Ağrı kesici yok. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Do I make myself clear, Doctor? | Kendimi açıkça ifade edebildim mi doktor? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Now... what is the prognosis? | Şimdi... Tahmininiz nedir? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Not good, sir. Not good. | İyi değil efendim. İyi değil. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Sir, this is Mr Che'tsai. What? What? | Efendim, bu bay Che'tsai. Ne? Ne? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Che'tsai. | Che'tsai. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| He specialises in cybergenic reconstructive surgery. | Sibernik yenileme cerrahisinde uzman. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| All the king's horses and all the king's men | Kralın tüm atları ve kralın tüm adamları... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| wish they had the technology I have. | ...bendeki bu teknolojiye sahip olmayı isterdi. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| If you want my services, | Size hizmet vermemi isterseniz... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| the fee will be 100,000 litres. | ücretim 100,000 litredir. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Doctor, come here. | Doktor, buraya gelin. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| You see the glass half empty. | Siz bardağın yarısını boş görüyorsunuz. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I prefer to see it half full. | Bense yarısını dolu görmeyi tercih ederim. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Don't you agree, Sergeant? I don't understand. | Katılmıyor musun Çavuş? Anlayamıyorum... | Tank Girl-1 | 1995 | |
| We can't be in here. We're trespassing. What if somebody catches us? | Burada olmamalıyız. İzinsiz girdik. Ya birisi yakalayacak olursa? | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Jet, there she blows, matey! | Jet... İşte rüzgar esiyor ahbap! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Put it down. It's not funny. | İndir şunu! Hiç komik değil. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Raise your hands to the sky gods! | Ellerinizi göklerdeki tanrılara kadar kaldırın bakalım! | Tank Girl-1 | 1995 | |
| The rains are coming. | Yağmurlar yaklaşıyor. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| But it hasn't rained since the comet. | Ama kuyruklu yıldızdan beri yağmur yağmadı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I need metal to complete my ark. I'll be taking your tank. | Gemimi tamamlamak için metale ihtiyacım var. Tankınızı alıyorum. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| No, see, you won't be taking the tank. | Hayır, tankı almıyorsun. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| The Rippers are waiting. I must save them from the floods. | Yırtıcılar bekliyor. Onları tufandan kurtarmalıyım. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| Tell me the security code. | Güvenlik kodunu söyle bana. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| All right, listen, Rain Lady. | Pekala, dinle bakalım Yağmur Kadın. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| I made it. Liar. | Yaptım. Yalancı. | Tank Girl-1 | 1995 | |
| She's lying. How do you know? | Yalan söylüyor. Nereden biliyorsun? | Tank Girl-1 | 1995 |