Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158406
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That's Tamara Drewe. | Tamara Drewe. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| No, it isn't. I met her with Andy. | Hayır değil Andy'le beraber rastladık ona. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| She's completely different. | Tamamiyle değişmiş. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| That's what Andy said. | Andy öyle diyor. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| When she was a teenager. | Genç bir kızken. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| She spent weeks going on about her nose job. | Burun estetiği için haftalarını harcadı.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| She's poured herself into those shorts. | Şortu da tam oturmuş .. Şortu da tam oturmuş.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've got a skip coming tomorrow, and... | Yarın çöp konteyneri gelecek, ve... | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Nicholas? Oh, bug... | Nicholas? Hay ebenin.. Nicholas? Hay ebenin.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Why did you change your face? | Neden yüzünü değiştirdin? | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Boys know nothing. | Erkekler hiç bi' şey bilmezler. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've been reading Inchcombe's Dose. The bit where Dr. Inchcombe | Inchcombe's Dose'u okuyorum. Dr. Inchcombe'nin kendini, | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Because I've noticed you. | Çünkü ben sizin farkınıza vardım. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| The best ham I've had in ages. Good. | Yıllardır yediğim en iyi jambon. Güzel. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| How's Thomas Hardy? | Thomas Hardy nasıl gidiyor? Thomas Hardy nasıI gidiyor? | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've been writing this book forever. Don't know why I can't finish it. | Uzun zamandır bu kitabı yazıyorum. Bilmiyorum neden bitiremiyorum. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Oh. Uh, sorry, Glen. Um... I've gotta grab Andy before he rushes off. | Oo, üzgünüm Glen. Şey... Gitmeden Andy'i yakalamam lazım. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| This is our village! Our fucking field! Go on. | Burası bizim köyümüz! Bizim mekanımız! Devam et. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Get off! Come on, bastard. Let us in! | İn aşşağa! Bırak beni piç kurusu, bırak girelim! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Kiss your mother with that mouth? Fuck off. | O lafların çıktığı ağzınla anneni de öpüyor musun? Siktir git. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Steve, stop it! Come on then. | Steve, kes şunu! Hadi gel o zaman ! Steve, kes şunu! Hadi gel o zaman! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Stop it! Uhn! | Kes şunu! Ahh! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| They should let us in for free. Too right. | Beleşe girmemize izin vermeliydiler. Çok doğru. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Nice girlfriend, mate. | Kız arkadaşın güzelmiş ahbap | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've seen her up at Stonefield. She's got a nose made of plastic. | Stonefield'da görmüştüm onu. Plastikten bozma bir burnu var.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| How come she gets Ben? I've loved him since March. | Nasıl olur da Ben'i elde eder? Ben onu marttan beri seviyorum. NasıI olur da Ben'i elde eder? Ben onu marttan beri seviyorum. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| You know anything about this dog, Tam? | Bu köpek hakkında bir şey biliyor musun, Tam? | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| It's his most obscure novel, The Well Beloved. | The Well Beloved anlaşılması en güç eserleri. The Well Beloved anlaşıIması en güç eserleri. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Excuse me. People like crime fiction, | İzninizle. İnsanlar cinayet romanlarını seviyorlar, | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| In my case, a jaded doctor. | Benim durumumda, bitkin bir doktor.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Of course, my life isn't like that, so I just make stuff up. Ha ha. | Elbette benim hayatım öyle değil.. Çoğu şeyi uyduruyorum ha ha | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Oh, Ben. | Oh, Ben. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Come here, you wretched beast! | Gel buraya seni sefil yaratık! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| What? Oh, is Tamara there? | Ne var? Oh, Tamara orda mı? | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| The famous Ben. | Ünlü Ben. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I hope he makes her happy. | Umarım onu mutlu eder. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Poor little man. | Zavallı küçük adam. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| It's a shame the ring doesn't fit. | Çok yazık , yüzük parmağıma tam oturmuyor. Çok yazık, yüzük parmağıma tam oturmuyor. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Like me brain, me entrails. | Beynimle, iç organlarımla. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| She wondered if you had a delivery date in mind. I said Easterish. | Teslim tarihiyle ilgili aklında bi tarih varmı merak ediyormuş. Paskalyaya doğru dedim. Teslim tarihiyle ilgili aklında bi tarih var mı merak ediyormuş. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Shut the fuck up. | Kapa kodumun çeneni. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Shit. | Hay sıçim. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Shut up, fat arse. It ain't funny. | Kapa çeneni koca göt, komik değil. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Yeah. I've been in a state of writerly bliss these past weeks. | Evet, son bir kaç haftadır yazarvari bir mutluluk içindeyim. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| You know, these are the best mince pies I've ever had. | Biliyor musun, bunlar yediğin en iyi üzümlü kurabiyeler. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Fuck. | Hay ebeni.. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Hi. Meet Ben. Ben, Glen. | Selam. Ben'le tanış. Ben, Glen. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| This is a call for a domestic dispute | Bu aile içi bir kavgaya davet | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Look, stop going on about it. | Söylenmeyi bırak artık. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've invested a lot of time into this house. | Bu ev için çok zaman harcadım. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Why don't you sell it, then? Because I've started writing. | Neden satmıyorsun o zaman? Çünkü yazmaya başladım. Neden satmıyorsun o zaman? Çünkü yazmaya başladım. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| You can write anywhere. | Her yerde yazabilirsin. | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Yes, we've done it. | Evet, başardık! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| I've had enough. Are you with me or what? | Yetti artık. Benimle misin değil misin? | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| Oi! | Selamun Aleykum! | Tamara Drewe-3 | 2010 | |
| You having a laugh? | Taşak mı geçiyorsun? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| 'Ahh.' | Şey gibi olacak :'Ahh.'. Şey gibi olacak:'Ah. '. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've been re reading Inchcombe Etherised, | "Inchcombe Etherised" ı tekrar okuyorum. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've got into her e mails. We have to get Ben to come back. | E maillerini ele geçirdim. Ben'in geri gelmesini sağlamalıyız. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Hot love. | Başlık : Ateşli Aşk. Başlık: Ateşli Aşk. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I wasn't pissed or depraved or anything. | Tepem atmış , ya da azmış falan değilim. Tepem atmış, ya da azmış falan değilim. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've just asked Andy to have a look at Winnards. | Sadece Andy'e gidip çiftliğe bir bakmasını söyledim. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've got to go, l'm sorry. | Kapatmalıyım, üzgünüm. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Hmm. I just don't get the joke. | Hmm. bu şakadan hiç bir şey anlamadım. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I have to work on my thesis on the Taliban. | Taliban hakkındaki tezim üzerinde çalışmam lazım. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Taliban, I know. | Taliban, biliyorum. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Do you smoke after sex? | Seksten sonra sigara içer misin? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I don't know, I've never looked. | Bilmem, hiç denemedim. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Structure can be so sterile, can't it? | Yapı çok verimsiz olabilir , değil mi? Yapı çok verimsiz olabilir, değil mi? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Oh. Oh, here he is. | Oh. Oh, işte geldi. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Oh, my goodness, you feel like my buzzy toothbrush just after I've charged it up. | Aman tanrım, titreşimli diş fırçamın şarj olduktan sonraki hali gibi hissettiriyorsun.. Aman tanrım, titreşimli diş fırçam gibi hissettiriyorsun.. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Yes. I think I've always been waiting for the, uh, magic realist crime novel. | Evet, sanırım her zaman ee, "büyülü gerçeklik" tarzı bir cinayet romanı çıkmasını bekliyordum. Evet, her zaman "büyülü gerçeklik" tarzı bir cinayet romanı çıkmasını bekliyordum. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Wuthering Heights, it's kind of Angel of the North. | "Uğultulu Tepeler (Emily Bronte). bir bakıma "Angel of the North" heykeli gibi . "Uğultulu Tepeler. bir bakıma "Angel of the North" heykeli gibi. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I tried writing at the library | Kütüphanede yazmayı denedim, | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I missed everything that I've been, you know, finding here. | Burda bulduğum herşeyi çok özlemekteydim. Burada bulduğum her şeyi çok özlemekteydim. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Idiots! Ha ha. | Geri zekalılar! Ha ha. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| and... Shh. | ve.. Şşş | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| What's Uncle Andy doing here? | Andy amca n'apıyor burda? Andy amca ne yapıyor burada? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Oh, bollocks, she's alive. Haven't seen you for a while. | Öf be, hayattaymış. Bir süredir göremiyorum seni. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've had my head down, writing. | Yazmaktan kafamı kaldıramıyorum. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| What is he doing here? | Ne işi varmış burda? Ne işi varmış burada? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Wait, wait. | Bekle , bekle Bekle, bekle | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| L'll hold off on the paella then. | İmam bayıldıyı fırına sonra atıyorum o zaman :) İmam bayıldıyı fırına sonra atıyorum o zaman | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| What are you doing? Dear, Ben, | Ne yapıyorsun ? "SEVGİLİ BEN, Kızın hafif çilli suratından ve göz alıcı profilinden bahsediyorsunuz.. Ne yapıyorsun? "SEVGİLİ BEN, | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| And, um, I've marked a few bits, in case you want to read. | Ve okumak istersin diye bir kaç bölümü işaretledim. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| No. He can't do that. | Hayır. Yapamaz bunu. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| You write a lot about adultery, is that from personal experience? | Zina ile ilgili çok fazla yazıyorsunuz. Acaba bu kişisel deneyimlerinizden mi geliyor? Zina ile ilgili çok fazla yazıyorsunuz. Acaba bu kişisel deneyimlerinizden mi? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Madam, | Hanfendi, Hanım efendi, | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Who's that? | Bu da kim ? Bu da kim? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| It won't be fun but I've gotta do it. | Eğlenceli olmayacak ama yapmalıyım. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've never done anything. God. Yes, you have. Look at this place. | Hiç bir şey yapamadım hayatımda.Tanrım! Evet yaptın, şu eve bak. Hiç bir şey yapamadım hayatımda. Tanrım! Evet yaptın, şu eve bak. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've let him walk all over me. Why? Why have I done that? | Beni ezip geçmesine müsade ettim.Neden? Neden yaptım bunu? Beni ezip geçmesine müsaade ettim. Neden? Neden yaptım bunu? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| L... I've wasted my life. | Hayatımı boşa harcadım! | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Beth. Beth. | Beth. Beth. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Hey, Greg! | Hey, Greg! | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've given Beth all this. What can you give her? | Bütün bunları Beth'e ben verdim. Sen ona ne verebilirsin ki? | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Jody! The dog! | Jody! Köpek! | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| No, but you can see it. It's broken. It's smashed. | Hayır ama görebilirsiniz, Kırılmış , paramparça olmuş. Hayır ama görebilirsiniz, KırıImış, paramparça olmuş. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| Put it on the back seat right here. | Şuraya arkada koltuğa bırakın. | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| I've finished my book. My time here is up. Destiny calls. | Kitabımı bitirdim. Burdaki zamanım doldu Kader çağırır. Kitabımı bitirdim. Buradaki zamanım doldu Kader çağırır. | Tamara Drewe-4 | 2010 |