Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158404
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Where...? Nicholas, this has got to stop. | Nereye ? Nicholas bu iş sona ermeli. Nereye? Nicholas bu iş sona ermeli. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You're right. I can't go on using her. Lying to her. | Haklısın, onu kullanmaya, yalan söylemeye devam edemem. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It won't be fun but l've gotta do it. | Eğlenceli olmayacak ama yapmalıyım. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I don't feel alive with Beth. I haven't been living for years. | Beth ile hayattaymşım gibi hissetmiyorum. Yıllardır yaşamıyorum sanki. Beth ile hayattaymışım gibi hissetmiyorum. Yıllardır yaşamıyorum sanki. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| She's smothered me like a blanket. Nicholas, listen to me. | Bir yorgan gibi üzerimi kapladı. Nicholas, dinle beni | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It was fun, but it's wrong and it's over. | Eğlenceliydi ama yanlıştı ve artık bitti. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L'm in love with you. L'm sorry. | Sana aşığım ben. Üzgünüm. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| No. No. No. You can't end it. Tamara... | Hayır, Hayır, bitiremezsin Tamara... | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Fuck supper! Will you keep it down? | Lanet olsun! Biraz sesini alçaltır mısın ? Lanet olsun! Biraz sesini alçaltır mısın? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| My God, you're cold hearted. No, l'm not. | Tanrım, çok katı kalplisin. Hayır değilim. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You don't feel a thing, do you? I do. I do feel. | Hiç bir şey hissetmiyorsun değil mi? Hayır, ediyorum. Hiç bir şey hissetmiyorsun değil mi? Hayır, ediyorum. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I feel like l'm blazing away inside all the time. | İçim de fırtınalar kopuyor durmadan. İçim de durmadan fırtınalar kopuyor. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Why do I do these things? What am I doing with you? | Neden yapıyorum bunları ? Seninle ne işim var? Neden yapıyorum bunları? Seninle ne işim var? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| There's someone else, isn't there? Oh, for God's sake. | Başka birisi var değil mi? Off Allah aşkına. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Not the narcissist drummer? Goodbye. | Narsist baterist değil değil mi? Hoşçakal. Narsis baterist değil değil mi? Hoş çakal. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It's that ignorant lunk, isn't it? | Şu cahil aptal değil mi ? Şu cahil aptal değil mi? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| That muscle bound wastrel Andy Cobb. | Kaslı budala Andy Cobb. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Andy Cobb is a far better man than you. | Andy Cobb senden çok daha iyi bir adam. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Mr. Hardiment, will you sign this? Imagine getting him to sign. | Bay Hardiment, bunu imzalar mısınız? İmzalattığını düşünsenize. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I love your books. | Kitaplarınıza bayılıyorum. Kitaplarınıza bayıIıyorum. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It's Jody Long about the dog. | Ben Jody Long,köpek için geldim | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Well, you gonna answer that? | Cevap verecek misin telefona ? Cevap verecek misin telefona? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Jody, what are you doing not fucking answering? | Jody, telefonuna neden cevap vermiyorsun lan ? Jody, telefonuna neden cevap vermiyorsun Ian? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Ben's dog is here. It's loose. It means Ben must be up at Winnards. | Ben'in köpeği burda. Bağlı değil. Demek ki Ben Winnards çiftliğinde olmalı. Ben'in köpeği burada. BağIı değil. Demek ki Ben Winnards çiftliğinde olmalı. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Boss! | Boss! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Dog minder? | Köpek sever? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You've been breaking in, sending e mails and fucking people off. | E mail adresine girip mailler yolluyorsun ve insanların hayatlarını mahvediyorsun. E.Mail hesabına girip mailler yolluyorsun ve insanların hayatlarını mahvediyorsun. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Did you nick my black T shirt? I just wanted to meet you. Just once. | Siyah tişörtümü de sen mi çaldın? Sadece seninle tanışmak istedim. Bir kereliğine. Siyah tişörtümü de sen mi çaldın? Sadece seninle tanışmak istedim. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Just to tell you stuff. Stuff? What stuff? | Sadece bir şeyler söylemek için. Bir şeyler? ne gibi? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Like, I love you. | "Seni seviyorum " gibi.. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| That's really nice. | Gerçekten çok hoş.. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I used to lie awake thinking about you being here. | Gözlerim açık uzanıp, senin burda Ewedown'da Gözlerim açık uzanıp, senin burada Ewedown'da | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| In Ewedown. | ..olduğunu düşlerdim. .. olduğunu düşlerdim. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| In the bum hole of nowhere. | Allahın unuttuğu bu yerde. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| When you left, I couldn't bear it. | Gittiğinde, dayanamadım. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I just wanted to make you come back. | Sadece geri gelmeni istedim. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Do you still love me, Jody? Even though I wanna lock you up? | Beni hala seviyor musun Jody? Seni kafese kitlemek istesem bile? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| What would you do for me then? | Benim için ne yapardın öyleyse ? Benim için ne yapardın öyleyse? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Would you do anything, like a proper fan? | Gerçek bir hayran gibi, her şeyi yapar mıydın ? Gerçek bir hayran gibi, her şeyi yapar mıydın? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Let's see then, shall we? | Görelim o zaman. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I bet that bitch wants a baby. Well, she'II find out. Nicholas doesn't do children. | Bahse girerim o kaltak bebek istiyordur. Görür o ama, Nicholas çocuk istemiyor. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| He'II leave it all up to her. Oh. | Seçim şansını ona bırakacak. Oh | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| That'II age her. Beth. | Yaşlandırıcak onu. Beth Yaşlandıracak onu. Beth | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Suppose he discovers fatherhood? They do, these men. | Belki babalık duygusunu keşfeder. Bu tür adamlar yapar evet. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Second time around, they get all nappy happy. | İkinci seferinde çoluk çocuğa karışık mutlu olurlar. İkinci seferinde çoluk çocuğa karışıp mutlu olurlar. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I was barely 20 when I got pregnant. | Hamile kaldığımda zar zor 20 yaşındaydım. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L've never done anything. God. Yes, you have. Look at this place. | Hiç bir şey yapamadım hayatımda.Tanrım! Evet yaptın, şu eve bak. Hiç bir şey yapamadım hayatımda. Tanrım! Evet yaptın, şu eve bak. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L've let him walk all over me. Why? Why have I done that? | Beni ezip geçmesine müsade ettim.Neden? Neden yaptım bunu? Beni ezip geçmesine müsaade ettim. Neden? Neden yaptım bunu? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L... l've wasted my life. | Hayatımı boşa harcadım! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| No. What about the work you've done here? | Hayır, ya burda yaptığın işler? Hayır, ya burada yaptığın işler? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Work? Yes. | İşler mi? Evet. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| What, breeding goats? Baking fucking biscuits? | Ne, keçileri çiftleştirmek mi? Kodumun bisküvilerin pişirmek mi? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It's meaningless! | Hepsi anlamsız ! Hepsi anlamsız! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| When I was lost with my book, you helped me more than you know. | Kitabımın içinde kaybolmuşken, bana tahmin edeceğinden daha çok yardım ettin. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You asked me who I was writing it for. | Bana kim için yazdığımı sordun. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| NICHOLAS: Excuse me. | Afedersiniz. Affedersiniz. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| May I speak with my wife? | Karımla konuşabilir miyim? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| No, you may not. | Hayır konuşamazsın. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| NICHOLAS: Beth. Beth. | Beth. Beth. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L've finished it. | Bitirdim. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| She's been chasing me. | Benim peşimdeydi. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I think there's something unhinged about her. | Sanırım aklından bir zoru falan var. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| This wild crush. | Çılgınca tutulmuş. Çılgınca tutulmuş bana. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Ben Sergeant's bloody dog again. Go on, get out. | Ben Sergeant lanet köpeği gene. Çık burdan Ben Sergeant lanet köpeği gene. Çık buradan | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Back to that tart at Winnards Farm. Go on. Bugger off! | Winnards Çiftliğindeki kaşara geri dön. Yürü lan. Bas git ! Winnards Çiftliğindeki kaşara geri dön. Yürü Ian. Bas git! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You know l'm sorry. | Üzgün olduğumu biliyorsun. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I want you to leave. I want a divorce. | Gitmeni istiyorum. Boşanmak istiyorum. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| No, you don't. Don't be ridiculous. | Hayır istemiyorsun, saçmalama. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Now, look... And I want this place. | Bak şimdi... Bu yeri istiyorum. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Watch me. I will. | İzle ve gör. Yapacağım.. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| That's it, lovely. Keep it going, keep it going. Stop. Couple of sugars. | Evet böyle, çok güzel, devam et devam et. Dur. Bir kaç şeker. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Stir it. | Karıştır. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| That is a very good cup of tea. Which is lucky for you, Jody. | Çay çok güzel olmuş. Bu da şanslısın demek oluyor Jody. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Had it been shit, | Eğer kötü olsaydı, | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| l'd be on the phone to the extremely scary local cops right now. | Şu an korkunç yerel polislere telefon ediyor olurdum.. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Please don't tell my mom. | Lütfen anneme söyleme. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I know it's boring round here, but for fuck's sakes. | Biliyorum burası çok sıkıcı ama ne lan yani.. Biliyorum burası çok sıkıcı ama ne Ian yani.. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L'm gonna get out soon as I can. | En yakın zamanda çıkacağım burdan. En yakın zamanda çıkacağım buradan. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L'm gonna work in Vegas as a croupier. Vegas or a cruise liner. | Vegas'ta kurpiyer olarak çalıacağım. Vegas veya bir gemide. Vegas'ta kurpiyer olarak çalışacağım. Vegas veya bir gemide. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Aim high, Jody. That's what I say. Aim high. | Yükseği hedefle, Jody. Ben böyle derim, yükseği hedefle. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You've had an infestation. Of what? | Evini böcekler sarmış. Ne böceği ? Evini böcekler sarmış. Ne böceği? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| NICHOLAS: Hey, Greg! | Hey, Greg! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I want a word with you. It's Glen, asshole. | Seninle bir çift laf etmek istiyorum. Benim adım GREG götoğlanı ! Seninle bir çift laf etmek istiyorum. Benim adım GREG göt oğIanı! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You fucking devious bastard. | Seni kodumun sinsi puştu. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L'm devious? L'm a bastard? | Ben mi sinsiyim ? ben mi puştum ? Ben mi sinsiyim? ben mi puştum? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You think I haven't noticed you've been worming your way in? | Yolunu yapmaya çalıştığını farketmedim mi sanıyorsun ? Yolunu yapmaya çalıştığını fark etmedim mi sanıyorsun? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You keep your hands off my wife, you low rent pedant. | Ellerini karımdan uzak tut, seni düşük gelirli ukala. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You've abused Beth long enough with all of your goddamn lies. | Beth'i lanet yalanlarınla yeterince suistimal ettin. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I want you out of my house. | Evimden gitmeni istiyorum. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| It's Beth's. She made this place. And I fucking paid for it. | O Beth'in evi. Burayı o yarattı. Ve ben de parasını ödedim lan! O Beth'in evi. Burayı o yarattı. Ve ben de parasını ödedim Ian! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| L've given Beth all this. What can you give her? | Bütün bunları Beth'e ben verdim. Sen ona ne verebilirsin ki? | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I can give her integrity. Obscure literary shit, | Ona dürüstlük verebilirim ! Anlamsız edebiyat zırvaları ! Ona dürüstlük verebilirim! Anlamsız edebiyat zırvaları! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| not worth 10 pence. | 10 para etmez. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You know, if I made my fortune fantasizing about rapes and murders, | Biliyor musun, servetimi tecavüz ve cinayetler düşleyerek yapsaydım | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| I wouldn't be so proud. | ..bu kadar gurur duymazdım .. bu kadar gurur duymazdım | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You cretin. Fuck you. | Seni zeka özürlü ! Siktir lan ! Seni zeka özürlü! Siktir Ian! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Beth will come to her senses. | Beth'in aklı başına gelecektir. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| You need an income to run Stonefield, and mine's bigger than yours. | Burayı işletmek için gelire ihtiyacın var ve benimki seninkinden daha çok ! Burayı işletmek için gelire ihtiyacın var ve benimki seninkinden daha çok! | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Get up, Nicholas, come on. Let's talk about this like grown men. | Ayağa kalk Nicholas, hadi. Yetişkin insanlar gibi konuşalım. | Tamara Drewe-2 | 2010 | |
| Oh, my God. Nicholas. | Aman tanrım. Nicholas. | Tamara Drewe-2 | 2010 |