Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158410
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It's about a young guy of 20 who faIIs in Iove with a beautifuI young woman. | Güzel bir kadına aşık olan 20'li yaşlarında genç bir adam hakkındadır. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Then when he's 40, he meets the woman's daughter and he faIIs in Iove with her. | Sonra, 40 yaşında geldiğinde, kadının kızıyla karşılaşır ve ona aşık olur.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| And finaIIy, when he's 60, he meets her granddaughter. | Ve son olarak, 60 yaşına geldiğinde kadının torunuyla karşılaşır.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Yeah. FaIIs in mysticaI Iove. | Evet Mistik bir aşk içindedir.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Hardy was the same in his Iife too. | Hardy gerçek hayatta da aynıdır. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Even as he aged, he onIy had eyes for young women. | Yaşlanmış olsa da, sadecec genç kadınlara göz koyar. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It's Iike, in one essentiaI way, he never grew up. | Sanki hiç yaşlanmamış gibidir.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He was stiII at it in his 80s, you know. | 80 yaşında bile hala iş peşindeydi, anlarsınya. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Snow on the rooftop, fire in the ceIIar. | Saçlarına kar düşmüş uçkuruna ateş basmış.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Ha ha. Why won't it come for you, GIen? | Ha ha. Neden sana da aynısı olmuyor, Glen? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| The way you taIk about it is so engaging. | Hakkında konuşman bile çok ilgi uyandırıcı. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, there's an academic styIe, you know? | Şey, akademik bir stil söz konusu bilirsin. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Who are you writing for? Who's your ideaI reader? | Kim için yazıyorsun ? Okuyucu kitlen kimler? Kim için yazıyorsun? Okuyucu kitlen kimler? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ReaIIy? Yeah. | Sahiden mi? Evet | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| If you wrote Iike you were taIking to a friend. Try it again. | Bir arkadaşınla konuşuyormuş gibi yazı yazarsan.. Marşa bas bidaha.. Bir arkadaşınla konuşuyormuş yazarsan.. Marşa bas bidaha.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| No, no, no. It's not as if I'm avant garde. | Hayır,hayır,hayır. Yeni bir akım falan getiriyor değilim.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I simpIy pander to popuIar taste. Your books are far more than that. | Ben sadece popüler zevke hizmet ediyorum. Sizin kitaplarınız çok daha ileri seviyede.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Just airport fodder. I think I write them in my sIeep sometimes. | Gazete bayisi kitapları..Bazen hepsini uykumda yazıyorum diye düşünyüorum. Gazete bayisi kitapları. Bazen hepsini uykumda yazıyorum diye düşünyüorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I wish I wrote so weII awake. | Keşke ben uyanıkken o kadar iyi yazabilsem. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Your prose are so economicaI, so vivid, Iike the greats. | Düz yazılarınız öyle verimli , öyle hayat dolu ki, aynı "Büyükler" gibi. Düz yazılarınız öyle verimli, öyle hayat dolu ki, aynı "Büyükler" gibi. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Like Raymond ChandIer. Oh, come on. | Mesela Raymond Chandler gibi Oo yapma ama. Mesela Raymond Chandler gibi Oo yapma ama. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Graham Greene. I'm just earning a crust. | Graham Greene. Sadece işimi yapıyorum.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| If onIy he were reaI. He's my kind of man. | Gerçek olsaydı. tam benim aradığım erkekti. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Yes. Sophisticated, jaded, but so vuInerabIe. | Evet. Sofistike,sade ama çok kırılgan. Evet. Sofistike,sade ama çok kırıIgan. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| CynicaI, but a man of totaI integrity. | Alaycı fakat tam bir dürüstlük abidesi. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| My books don't say anything remoteIy profound. | Benim kitaplarım en ufak ölçüde bile derin bilgiler içermemekte.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I can't pretend to be an inteIIectuaI, not Iike the professor here, | Bir entellektüelmişim gibi davranamam.. Profesörün, Bir entelektüelmişim gibi davranamam.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| iIIuminating our ignorance with his criticaI gIow. | cehaletimizi tenkitçi şevki ile aydınlattığı gibi.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I Iove prose. I turn a decent pIot. That's pretty much it. | Düz yazıyı seviyorum. Hoş bir konu bulup yazıyorum. Hepsi bu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Excuse me. NICHOLAS: PeopIe Iike crime fiction, | İzninizle. İnsanlar cinayet romanlarını seviyorlar, | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| because no matter how vioIent or shocking, it comforts them. | Çünkü ne kadar şiddetli ve sarsıcı olsa da, onları rahatlatıyor.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| SecretIy, NichoIas hates aII this. | Aramızda kalsın, Nicholas gerçekten nefret ediyor bundan. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| These crime weekends reaIIy take it out of him. | Bu "suç" hafta sonları gerçekten sinirini bozuyor.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NICHOLAS: in my case, a jaded doctor. | Benim durumumda, bitkin bir doktor.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Let me heIp. | Yardım edeyim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, weII, they need dusting with this. | Şey, üzerine biraz serpiştirmek lazım . Şey, üzerine biraz serpiştirmek lazım. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Restoring order to | Emirler vererek... | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| That's great. That's briIIiant. | Harika..Muhteşem. Harika.. Muhteşem. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I feeI Iike a man who's just passed a gargantuan stooI. | Sanki içimden devasa bir yük kalktı! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh! Uh | Oh! Uh... | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NICHOLAS: Of course, my Iife isn't Iike that, so I just make stuff up. Ha ha. | Elbette benim hayatım öyle değil.. Çoğu şeyi uyduruyorum ha ha | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| The reaI secret of being a writer is Iearning how to Iie, | Yazar olmanın sırrı, nasıl yalan söyleneceğini öğrenmektir. Yazar olmanın sırrı, nasıI yalan söyleneceğini öğrenmektir. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| because that's what storyteIIers are, thieves and Iiars. | Çünkü hikayecilerin tek anlattığı budur; hırsızlar ve yalanlar ! Çünkü hikayecilerin tek anlattığı budur; hırsızlar ve yalanlar! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ''The basis of aII exceIIence is truth.'' SamueI Johnson. | "Bütün mükemmeliyetin temeli hakikattir" Samuel Johnson | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? I met a girI on a farm Her name was Tamara ? | Çiftlikte bir kızla tanıştım Adı Tamara'dı | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Ben, I'm trying to write. | Ben, yazmaya çalışıyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? I wanted to write her a song But one thing caused me aIarm ? | Ona bir şarkı yazmak istedim Fakat bir şey beni engelledi . | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| PIease, Ben, it's a new story. | Lütfen Ben, yeni bir hikaye bu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? Her name didn't rhyme With anything ? | İsmi hiç bir şeyle kafiyeli değidi | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? Not a singIe thing I wanted to sing ? | Söylemek istediğim tek bir şey bile . | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? AII she wants to do is type It's making me want a IittIe bite ? | Tüm istediği yazmak Ama benim istediğim onun tadına bakmak | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? So cook me pasta carbonara Because I'm ravenous, Tamara ? | O zaman pişir bana markana Çünkü kurt gibi açım , Tamara O zaman pişir bana markana Çünkü kurt gibi açım, Tamara | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ? Then shag me Wearing your tiara ?? | Sonra becere beni kafanda tacınla | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Let me dog in, wiII you? | Köpeği içeri alsana. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He must Iike kissing pIastic. He doesn't reaIIy Iove her. | Plastiği öpmeyi seviyor heralde. Onu gerçekten sevmiyor. Plastiği öpmeyi seviyor heralde. Onu gerçekten sevmiyor. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He's just on the rebound from Iosing Fran. | Fran'i kaybettiği için kafası karışık. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Numbing his pain with Ioads of empty rampant sex. | Acısını anlamsız,azgın sexle gidermeye çalışıyor. Acısını anlamsız,azgın seksle dindirmeye çalışıyor. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| What he reaIIy needs | Gerçekten ihtiyacı olan... | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Is a 1 5 year oId from Ewedown? So? Stranger things happen. | Ewedown'dan 15 yaşındaki bir kız mı? N'olmuş? garip şeyler her zaman olur. Ewedown'dan 15 yaşındaki bir kız mı? N'olmuş? garip şeyler her zaman olur. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He's onIy 1 0 years oIder, and that's nothing. If he met me | Benden sadece 10 yaş büyük ve bu da sorun değil. Eğer benimle tanışsa.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| If he just met me It'd be Iove, right? | Sadece tanışabilsek, Aşık olurdu değil mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Yeah. But I'd settIe for sex. | Ama ben sexi tercih ederdim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Cooer, in your parents' bedroom? StiII, I suppose being an exhibitionist | Vay anasını, hem de senin ailenin odasında mı? Gene de, sanırım gösterici olmak Yuh, hem de senin ailenin odasında mı? Gene de, sanırım gösterici olmak | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Is that his car? The yeIIow Porsche. Yep. | Şu onun arabası mı? Sarı Porsche. Evet. Şu onun arabası mı? Sarı Porsche. Evet. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Yeah, a bit brash, vrooming through the viIIage. | Evet, köyün içinde toz attırmak biraz küstahça.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| She was such an ugIy duckIing. She must be thriIIed to bits. | Tam bir çirkin ördek yavrusuydu.. İliklerine kadar heyecan içindedir kesin.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He even wears fucking makeup. How did she get so shaIIow? | Adam makyaj bile yapıyor.. Nasıl bu kadar sığlaşabilmiş ki.. Adam makyaj bile yapıyor.. NasıI bu kadar sığlaşabilmiş ki.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Andy, are you reaIIy going on about her now? | Andy, harbiden onun hakkında mı konuşacaksın şimdi ? Andy, harbiden onun hakkında mı konuşacaksın şimdi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I'm sorry. | Üzgünümç | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Stinking animaI! | Kokmuş hayvan! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| FiIthy hound! | Pire torbası! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| What's this? What does it Iook Iike? | Bu da ne? Neye benziyor? Bu da ne? Neye benziyor? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Those girIs couId have aborted. CaIm down, Penny. I'II sort him out. | O inekler düşük yapabilirdi. Sakin ol Penny, ben bakarım çaresine. O inekler düşük yapabilirdi. Sakin ol Penny, ben bakarım çaresine. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It beats me why you peopIe want to Iive in the country. | Sizin gibi insanlar neden köyde yaşamak isterler anlamam! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You have no sense of responsibiIity. It's not our dog. | Sorumluluk diye bi'şeyden haberiniz yok. Bu bizim köpeğimiz değil. Sorumluluk diye bi'şeyden haberiniz yok. Bu bizim köpeğimiz değil. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| HeIIo, Penny. How's tricks? | Selam , Penny. Ne var ne yok? Selam, Penny. Ne var ne yok? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, NichoIas. You're Iooking good. Terrific coat. | Oh, Nicholas. İyi görünüyorsun. Ceketin güzelmiş. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, what, this oId thing? You Iook Iike royaIty. | Ne, bu eski şey mi? Kraliçe gibi görünüyorsun. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, I try. Can't wait for your next book. | Şey, deniyorum.. Gelecek kitabını dört gözle bekliyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| GiIes aIways says, ''What are you reading, Penny? | Giles durmadan diyorki: "Ne okuyorsun Penny? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You've got steam coming out of your ears.'' | Kulaklarından buhar çıkıyor". | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| ''HeIIo, I'm a ring. WiII you marry me?'' | "Merhaba ,ben bir yüzüğüm. Benimle evlenir misin?" "Merhaba,ben bir yüzüğüm. Benimle evlenir misin?" | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| That you're in Iove with me. | Bana aşık olduğunu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| The ring is saying, ''I'm pIatinum with a Iong guarantee. | Yüzük diyorki: " Uzun garantili beyaz altınım, Yüzük diyorki Uzun garantili beyaz altınım, | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WiII you marry me?'' | Benimle evlenecek misin?" | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| BETH: HeIIo. | Merhaba. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| They're not great Iayers, but they're very decorative. Heh. | Çok iyi kuluçkalamazlar. ama çok dekoratiftirler hehe. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| We're, um We're fuIIy organic here. | Eee biz... Biz tamamen organiğiz burda. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Though, uh, I Iike to think our champion product is, uh, the written word. Heh heh. | Gene de, en meşhur ürünümüz yazılımış kelimeler sanırım. Heh heh. Gene de, en meşhur ürünümüz kitaplar Heh heh. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| No, Swipe's over. I thought the whoIe worId knew that. | Hayır, Swipe dağıldı. Tüm dünyanın haberi vardır sanıyordum. Hayır, Swipe dağıIdı. Tüm dünyanın haberi vardır sanıyordum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Ben's engaged to Tamara. Isn't that IoveIy? | Ben Tamarayla nişanlanmış. Ne kadar güzel değil mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| We're deIighted for you both. | İkiniz adına da çok sevindik. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He was out of controI. | Kontrolden çıkmıştı. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| How wouId you Iike to be chained up? | Seni zincirleseler nasıl hissederdin ? Seni zincirleseler nasıI hissederdin? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| He was chasing Iivestock. He couId have got shot. | Büyükbaş hayvanları kovalıyordu. Vurulabilirdi. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| They shoot him, I'II fucking shoot them. | Onu vurursalar , ben de onları vururum. Onu vurursalar, ben de onları vururum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| UnbeIievabIe. | İnanılmaz. İnanıImaz. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It's hard for girIs when their dads waIk out. | Babaları çekip giden kızlar için zordur. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, just saying Tamara's father Ieft when she was a girI and | Oh, Sadece diyorum ki, tamara ufak bir kızken babası evi terketti ve.. Sadece diyorum ki, tamara ufak bir kızken babası evi terketti ve.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| That is 1 0 pence psychoIogy. | Bu tam bir zırvalık.. | Tamara Drewe-5 | 2010 |