Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158221
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Everything gets worse, Dr Penzler. | Her şey kötüye gidiyor Dr. Penzler. Bu dünyadaki her şey. | Taken-6 | 2002 | |
| What are you gonna do? | Ne yapacaksın? Bırakın düşüneyim! Düşünmem gerek. | Taken-6 | 2002 | |
| Who else has a cell phone? | Başka kimde cep telefonu var? | Taken-6 | 2002 | |
| Um...turn 'em off and slide 'em over to me. | Onları kapatın ve bana verin. | Taken-6 | 2002 | |
| Ray, it's in my coat. Go ahead. | Ray ceketimin cebinde. Git al. | Taken-6 | 2002 | |
| What happens now, Ray? I'm thinking. | Şimdi ne olacak Ray? Düşünüyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| There's no time, Ray. | Vakit yok Ray. Charlie'nin vakti yok. | Taken-6 | 2002 | |
| Okay...I want you to call the FBI. | Tamam. FBI'ı aramanı istiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| You know which one of these is yours? | Seninki hangisi biliyor musun? Şu küçük, kapaklı olan. | Taken-6 | 2002 | |
| What should I tell them? | Onlara ne diyeyim? FBI, Ray. Onlara ne diyeyim? | Taken-6 | 2002 | |
| Um...tell 'em I'm armed, and I'm gonna have to start shooting people | Onlara silahlı olduğumu ve istediklerim yapılmazsa insanları vurmaya başlayacağımı söyle. | Taken-6 | 2002 | |
| Oh, God. We're gonna die. We're gonna die. | Tanrım. Öleceğiz. Öleceğiz. | Taken-6 | 2002 | |
| Just shut up! I'm only gonna shoot you | Kapa çeneni. Yoksa istediklerimi yapmazlarsa sadece seni vururum! | Taken-6 | 2002 | |
| Ray? What? | Ray? Ne var? | Taken-6 | 2002 | |
| What demands? What are you asking them to do? | Hangi istekler? Onlardan ne isteyeceksin? | Taken-6 | 2002 | |
| Tell 'em I wanna talk to the person in charge of their, um... | Onlara...Eee...Şey...Uzaylılarla ilgili bölümün başındaki kişiyle konuşmak istediğimi söyle. | Taken-6 | 2002 | |
| You want Will Smith or Tommy Lee Jones? | Will Smith'i mi yoksa Tommy Lee Jones'u mu tercih edersin? | Taken-6 | 2002 | |
| Cynthia, you're not helping. | Cynthia hiç yardımcı olmuyorsun. Kimi isteyeceğimi bilmiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| Dr Penzler, just make the call. | Dr. Penzler, lütfen arayın. Tamam. Tamam. | Taken-6 | 2002 | |
| All right, all right. | Burada neler oluyor? | Taken-6 | 2002 | |
| FBI, please. | FBI lütfen. | Taken-6 | 2002 | |
| What are you gonna do once you get to somebody in charge? | Yetkiliye ulaştıktan sonra ne yapacaksın? | Taken-6 | 2002 | |
| I'm gonna make my demands. | İsteklerimi söyleyeceğim. | Taken-6 | 2002 | |
| You're gonna call the federal government and say, | Federalleri arayacaksın ve onlara "Süper gizli operasyonunuzun başındaki kişiyle görüşmek istiyorum... | Taken-6 | 2002 | |
| because, if I don't, I'll shoot a few people"? | ...yoksa buradaki bir kaç kişiyi vuracağım" mı diyeceksin? Bu çok gülünç. | Taken-6 | 2002 | |
| Well, no one ever said that Ray wasn't pathetic. | Ray'in gülünç olmadığını kimse söylemedi ki zaten. | Taken-6 | 2002 | |
| CYNTHIA: I knew I never should've joined this damn group. | Bu gruba katılmamam gerektiğini biliyordum. | Taken-6 | 2002 | |
| This is like White people land. | Burası beyazların yeri gibi. 1947'den beri kaç tane Asyalı kaçırıldı biliyor musun? | Taken-6 | 2002 | |
| Will you please shut up? | Lütfen susar mısın? | Taken-6 | 2002 | |
| Maybe seven, and you're looking at one of them. | Belki yedi kişidir. Ve sen şu anda onlardan birine bakıyorsun. | Taken-6 | 2002 | |
| So I decide to be open and honest about it, and this is what I get | Bu konuda açık sözlü ve dürüst olmaya karar veriyorum. Başıma gelene bak. Homer Simpson beni kaçırdı. | Taken-6 | 2002 | |
| White people land. | Beyazların ülkesi. Alo. Alo. FBI' mı? | Taken-6 | 2002 | |
| You got 'em on the phone? Um, yes. | Telefonu açtılar mı? Evet. | Taken-6 | 2002 | |
| Uh huh. See? This is, um, Dr Harriet Penzler. | Alo. Ben Dr. Harriet Penzler. Burada bir sorun yaşıyorum ve bana yardımcı olmanızı umuyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: Yes. | Evet. | Taken-6 | 2002 | |
| Um, I have a group of people here, and one of them's been shot. | Burada bir grup insan var ve birisi vuruldu. | Taken-6 | 2002 | |
| The the man who shot him... | Onu vuran adam... Lisa ne yapıyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: And, um... hold on a minute. | Bir dakika lütfen. Lisa? Otur. | Taken-6 | 2002 | |
| Isn't this sweet? | Ne kadar güzel değil mi? | Taken-6 | 2002 | |
| Now we got the whole happy family. | Bütün aile buraya toplandı. | Taken-6 | 2002 | |
| Allie...it's okay. | Allie her şey yolunda. Buraya gel. Sorun yok. | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: Ten adults and one child. | On yetişkin ve bir çocuk. Evet. Aynen. Otur. İşte isteklerim. | Taken-6 | 2002 | |
| I don't want any cops. | Polis istemiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| I don't want any hostage negotiator | Arabulucu istemiyorum. İşi Dog Day Afternoon'a çevirmek de istemiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| I'm not gonna let anyone hurt you. | Sana zarar vermesine müsaade etmeyeceğim. | Taken-6 | 2002 | |
| RAY: One SWATteam or anything, I start shooting these people. | Eğer SWAT falan görürsem, insanları vurmaya başlarım. | Taken-6 | 2002 | |
| Good. I want someone here in 1 5 minutes. | Güzel. 15 dakika içinde buraya birini istiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| There is a problem here right now, Allie, but it's gonna be all right. | Allie, burada şu an bir sorun var ama her şey yoluna girecek. | Taken-6 | 2002 | |
| Ray is just a little angry. | Ray biraz kızgın. Ray biraz kızgın mı? | Taken-6 | 2002 | |
| No, Ray is majorly pissed off. | Hayır. Ray'in tepesi atmış vaziyette. Yani. Sizlerin de kızgın olmanız lazım. | Taken-6 | 2002 | |
| Look what they did to you and what's his name Charlie. | Bak sana ve Charlie'ye ne yaptılar. Şuna bak! | Taken-6 | 2002 | |
| I mean, how can you sit here | Yani sen bunun cevabını almadan nasıl rahat edebiliyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| Come on, we don't need to talk about that. | Yapma, bunu konuşmaya gerek yok. | Taken-6 | 2002 | |
| What, we're not supposed to tell Allie she's a test tube baby? | Ne yani, Allie'ye bir test ürünü olduğunu söyleyemez miyiz? Bugün ise sonsuza dek değişecek. | Taken-6 | 2002 | |
| You sorry bastard. | Adi herif. | Taken-6 | 2002 | |
| Charlie's hurt. | Charlie yaralanmış. | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah. | Evet. İyi olacak mı? | Taken-6 | 2002 | |
| I don't know, honey. | Bilmiyorum canım. Eğer Ray onu hastaneye götürmemize izin verirse... | Taken-6 | 2002 | |
| No one's going anywhere until I get what I want. | Ben istediklerimi almadan kimse bir yere gitmiyor. | Taken-6 | 2002 | |
| GUARD: Campus security. Dr Penzler? | Kampüs Güvenlik. Dr. Penzler? | Taken-6 | 2002 | |
| We had a report of a gunshot. | Silah sesi duyulduğu bildirildi. | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, you keep 'em up there. Okay. | Evet. Öyle tut. Tamam. | Taken-6 | 2002 | |
| Here's the situation. | Durum şu. Bu insanları rehin tutuyorum tamam mı? | Taken-6 | 2002 | |
| I've already shot one of them. I'm angry and unpredictable. | Bir tanesini vurdum bile. Sinirliyim ve ne yapacağım belli olmaz. Bana bak! | Taken-6 | 2002 | |
| What we're doing here, we're waiting for the FBI. | Şu anda FBI'ı bekliyoruz. | Taken-6 | 2002 | |
| There's two more security officers coming from other parts of the campus. | Kampüsün diğer bölümlerinden iki tane daha güvenlik görevlisi geliyor. | Taken-6 | 2002 | |
| What do you want me to do about them? | O konuda ne yapmamı istersin? Gidip onlarla konuşmanı istiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| I want you all to come up with something to clear this place out, okay? | Burayı boşaltmak için bir hikâye uydurun. Patlama oldu de, ne dersen de. | Taken-6 | 2002 | |
| Just keep the world away from me till the FBI gets here, okay? | FBI gelene kadar dünyayı benden uzak tut yeter. | Taken-6 | 2002 | |
| Hey, don't be stupid. | Aptallık etme. Yoksa çok insan ölür. | Taken-6 | 2002 | |
| What are you doing, Ray? | Ne yapıyorsun Ray? Eline ne geçeceğini sanıyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| We live in a world that's out of our control. | Kontrolü bizde olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Bunu en iyi senin bilmen lazım. | Taken-6 | 2002 | |
| I mean, things happen, right? | Olaylar oluyor değil mi? Ne bu? Tanrı’nın isteği mi? Haydi canım sen de. | Taken-6 | 2002 | |
| We all feel that way sometimes | Hepimiz bazen... Koltuğu boş bırakalım Dr. Penzler. Ben deli değilim. | Taken-6 | 2002 | |
| I mean, things really happen to me, and I'm sick and tired | Başıma çok şeyler geldi, bana sizin gibi kaçıklardan başa kimsenin inanmamasından sıkıldım, yoruldum. | Taken-6 | 2002 | |
| What am I gonna do? Okay, so it's very simple. | Ne yapacağım? Çok basit. Hükümet, ulusal TV'ye çıkıp itiraf edecek. | Taken-6 | 2002 | |
| They're gonna tell the world this is all real, and then no one... | Tüm dünyaya bunun gerçek olduğunu açıklayacak. Ve artık kimse benim deli olduğumu düşünmeyecek. | Taken-6 | 2002 | |
| Answer your question? | Cevap oldu mu? | Taken-6 | 2002 | |
| We do exactly what he wants. | Ne isterse yapacağız. Binayı ve etrafı boşaltacağız, öğrencilerin ve fakültenin güvenliğini sağlayacağız. | Taken-6 | 2002 | |
| By then, the FBI will be here, and then it will all be their problem. | O zamana kadar FBI gelir ve mesele onların başına kalır. Senin en iyisi olduğunu söylediler. | Taken-6 | 2002 | |
| Start setting up the barricades. Right away. | Barikatları kurmaya başlayın. Hemen. | Taken-6 | 2002 | |
| Something frightened you. That's why you came here? | Seni korkutan bir şey mi oldu? O yüzden mi geldin? | Taken-6 | 2002 | |
| I don't really know what happened. | Ne olduğunu tam bilmiyorum. Birileri vardı. | Taken-6 | 2002 | |
| And you felt as if they were coming after you? | Senin peşinde olduklarını mı hissettin? | Taken-6 | 2002 | |
| And I started to run... But? | Ve kaçmaya başladım... Ama? | Taken-6 | 2002 | |
| And then... | Sonra... Aman tanrım. | Taken-6 | 2002 | |
| You did something. | Bir şey yaptın. | Taken-6 | 2002 | |
| Do you wanna know what I'm worried about? | En çok ne için endişeleniyorum biliyor musunuz? Kedilerimi kimin besleyeceğini merak ediyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| We'll all be out of here soon. | Yakında buradan çıkacağız. Eve gidip onları kendin beslersin. | Taken-6 | 2002 | |
| And what if that doesn't happen? | Ya böyle olmazsa? Üzülme Dorothy, uzaylılar onları besler. | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, they're old friends of your cats, right? | Onlar kedilerinin eski dostları değil mi? | Taken-6 | 2002 | |
| You really think if you're cruel enough to other people, | Başkalarına zalimce davranarak, kendi acılarının dineceğine gerçekten inanıyor musun? | Taken-6 | 2002 | |
| Just keeps my mind off it for a while. | Sadece bir süre kafamı rahatlatıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| RAY: Gas trucks. Nice touch. | Gaz kamyonları. Çok iyi. | Taken-6 | 2002 | |
| Sit down. Yeah? | Otur. Evet? | Taken-6 | 2002 | |
| I see you. | Seni gördüm. | Taken-6 | 2002 | |
| How about a world cruise and a winning lottery ticket? | Büyük piyango ikramiyesi ve dünya turu nasıl olur? | Taken-6 | 2002 | |
| Why don't you come up here? We can talk about it. | Neden yukarı gelmiyorsun? Burada konuşalım. | Taken-6 | 2002 | |
| Just you. | Yalnız sen. Arkadaşların orada bekleyebilir. | Taken-6 | 2002 | |
| Hey, sit down. What do you think you're doing? | Otur yerine. Ne yaptığını sanıyorsun? İncittiğin boynum için buz alacağım. | Taken-6 | 2002 |