Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158079
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Is he insane? | Delirdin mi sen? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Don't touch the neck. Bro! Is he dead? | Boynuna dokunmayın. Hyung! Öldü mü? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Don't you remember? Oh, no... | Hatırlamıyor musun? Hayır... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It's me! Bring it on! It won't budge, 'cuz it's a ledge. | Benim o! Elinden geleni ardına koyma! Kımıldamaz o, çünkü o çok serttir. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Ahh... the smell of concrete. | Beton kokuyor... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Just as I thought. You keep it. | Düşündüğüm gibi. Yakala. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Is Soyo going to lose it or... Give it back... | Soyo yenilecek mi yoksa... Geri ver onu... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| What feel... | Alışkanlıkmış... Ne alışkanlığından bahsediyorsun... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I told you not to in line skate! | Paten kaymayacağını söyledim sana! | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Okay, but I'll wear it here. | Tamam, ama ben buraya giyeceğim. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It's all about style from top to bottom. | Bu baştan sona hepsi senin stilin. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I need to bring out my shoulders more. | Omuzlarımı biraz daha açmam gerek. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Fuck, you don't listen to me! It was too hot, man. | Lanet olsun, beni dinlemiyorsunuz! Hyung, gerçekten çok sıcak. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Okay, man. We'll wear em. I know you worry about us. | Anladık. Onları takacağız. Bizim için endişelendiğini biliyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I'll get hurt if I want to. Got that? | Sadece, ben istersem yaralanırım. Anladın mı? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Too small? Bam Island? | Çok mu küçük yoksa? Bam adası nasıl? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It used to be a big island with an airport and people living on it. | Büyük adalar hava alanı ve insanların yaşaması için kullanılan yerlerdir. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I want to make a skaters paradise. | ...patencilere bir cennet yapmak istiyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Look. Oh, whatever... | Bak. Aman, aman. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| What Is it? | Şuraya bir imza atar mısın? Bu nedir? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It's a summons to court. | Bir mahkeme celbi. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I just wanted to be alone. Really? | Biraz yalnız kalmak istiyorum. Öyle mi? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| No, it's not a bomb... What station did you find this at? | Hayır, ne bombası... Hangi durakta buldunuz bunu? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It worked before. No, it didn't. | Daha önce çalışmıştı. Hayır, çalışmadı. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It did! Hurry up and find it. | Çalıştı! Acele et de bul şunu. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Oh... good going. | Ah... iyi gidiyorsun. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I'm the only one walking at this hour. | Bu saatte aylak aylak gezinen tek kişi benim. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Walking like this, I'll probably end up somewhere. | Böyle yürüyerek sonunda muhtemelen bir yere varacağım. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It's my arm... | Kolum... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It can block out rain and sun. | Yağmuru ve güneşi kendinden uzak tutabilirsin. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I like that he's got no ambition. | Hırsının olmamasını seviyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| It's pretty strange, huh? | Bu oldukça rahatlatıcı, değil mi? | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Two years ago, October. I was riding in Myoung dong. | Bu iki yıl önce ekim ayında. Myoung dong'da paten kayarken. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| forgot what I was going to do and fell flat. | ...yere düştükten sonrasını hatırlamıyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| What did you write? I'm so curious. | Ne yazdın? Çok merak ettim. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I can't no matter what. | Ne olursa olsun yapamam. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I can't either, but then I can. | Bende öyle diyordum ama sonra yapabildim. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Come here... slump, my ass... | Gel buraya... Pabucumun hareketi... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I feel like a racehorse. | Yarış atı gibi hissediyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| And why I'm skating... | Ve neden paten kayıyorum... | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Bro. I really want to go to the Worlds this year. | Hyung! Bu yıl gerçekten Dünya yarışına gitmek istiyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Damn, I just can't do it! | Lanet olsun, bunu yapamam! | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| I know... You aren't gonna kiss me. | Beni öpmeyeceğini biliyorum. | Taepungtaeyang-2 | 2005 | |
| Yes baby, yes. | Evet bebeğim, evet. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Give me your tongue. Yes. Smile. Smile at me, baby. | Dilini çıkar. Evet. Gülümse. Benim için gülümse bebeğim. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Come on. Come here, Baby. Yes. | Hadi, buraya gel bebeğim. Evet. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Smile. Yes. Smile at me. Yes. Smile, smile... | Gülümse. Evet. Benim için. Evet, gülümse, gülümse... | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Yeah. Show me your tits. Yes. | Evet. Memelerini göster. Evet. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Look at me. Yes, look at me. | Bana bak. Evet, bana bak. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Show me your eyes. Show me your eyes, baby. Yes. | Gözlerini göster. Gözlerini göster, bebeğim. Evet. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Come on. Give me your tits, baby. Yeah, give me your tits. | Hadi, memeler bebeğim. Evet, memelerini istiyorum. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Come on, wake up! Open your legs. | Hadi uyan! Bacaklarını aç. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Very good. Show me your fucking legs. Well done! Very good. | Çok iyi. Bacaklarını göster. Harikasın! Süper. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Look at me, look at me. Well done. | Bana bak, bana bak. Aferin. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Well done. Give me your tongue. Tongue. Well done. | Aferin. Dilini çıkar. Dilin, harikasın. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Yes. Yes. Go ahead. Go ahead. | Evet. Evet. Devam et, devam et. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Look at me. Look at my eyes, baby. | Bana bak. Gözlerime bak, bebeğim. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Look in my eyes. Yes. | Gözlerimin içine bak. Evet. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| What sort of flowers do you like? | Ne tür çiçeklerden hoşlanırsın? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Flowers! Huh? | Çiçekler diyorum? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Umm ,I'll put down roses. Roses. Every woman likes roses. | Gülleri tercih edeceğim. Her kadın gülü sever. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| And to drink? What do you like? | İçecek? Hangisi hoşuna gider? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Champagne. Yeah, champagne. Good. | Şampanya. Evet, şampanya. Güzel. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| And Resident's Permit? Papers? | Peki ya oturma izni? Evraklar falan? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| ls this your boy? | Bu senin oğlun mu? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Oh, very sweet. | Çok şeker. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Nice boy. | Güzel çocuk. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Okay, Elena. Welcome. | Tamam, Elena. Hoş geldin. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Make the customer feel he is someone special. | Müşterinin özel hissetmesini sağla. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| If you manage to do that, he's likely to give you something extra. | Bunu başarırsan, sana ekstra bir şeyler vermesi olasıdır. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| The more specialized his wishes, the more you can develop. | Ekstralar talepler daha fazla gelişim göstermeni sağlar. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| And can I refuse such wishes? | Bu tür talepleri geri çevirebilir miyim? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| l'll start tonight. Great. | Bu gece başlıyorum. Harika. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| You must be prepared to do anything. | Her şeyi yapmaya hazırlıklı olmalısın. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Anything the customer wants. Anything? | Müşterinin istediği her şeyi. Her şey mi? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Privately with him, whatever he wants. | Müşteriyle baş başayken ne isterse yapmalısın. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| I need a new job. The piano lessons are not enough. | Yeni bir işe ihtiyacım var. Piyano dersleri yeterli gelmiyor. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| With children it is very difficult. | Çocuklarla çok zor oluyor. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Come on you monsters! Open the door. | Hadi bakalım pis canavarlar! Kapıyı açın. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Heads or tails? Tails. | Yazı mı tura mı? Tura. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| If it doesn't work, we'll go and wait on tables. | İşe yaramazsa, gidip konsomatrislik yaparız. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Or we'll become lap dancers. | Ya da kucak dansçısı oluruz. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Listen, if one of us stops liking it, we're both quitting. | Dinle beni, içimizden birinin hoşuna gitmezse ikimiz de bırakıyoruz. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Neither of us is going to do this alone. Right. We're in this together | Asla tek başına yapmayacağız. Haklısın, bu işte beraberiz. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Look, what I found. | Baksana, ne buldum. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Sweet, where did you find that. It's when you stayed with me. | Tatlım, nereden buldun bunu? Beraber kaldığımız zaman çekilmişti. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| May I have it? All in good time. | Alabilir miyim? Zamanı gelince. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| ''Cup size''. | "Göğüs ölçüsü" | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| About five times a week. | Yaklaşık haftada beş kez. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| That would give us 500, or 2000 a month. Without taxes. | Bu da bize aylık 500'le 2000 arası bir şey kazandıracak. Vergisiz olarak. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Altogether that's 4000 plus tips. That's a lot! | Bahşişlerle beraber yaklaşık 4000. Bu çok fazla! | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| ''Favourite Drink''. | "Favori İçecek" | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| But we don't have to give our real names. | Ama gerçek isimlerimizi söylemek zorunda değiliz. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| But that's OK, Right? It's harmless. | Bir sakıncası olmaz ama, değil mi? | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| Not even our address. | Hatta adreslerimizi bile yazmayalım. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| ''Favourite food''. Bratwurst with Sauerkraut. | "Favori Yiyecek" Sosisli lahana. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| I think with the foodl, you must tell the truth. Otherwise they might make you eat it. | Bence hata yaparsın, gerçeği söylesen iyi olur yoksa sana yemek falan yaptırabilirler. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| It's a job. | İlk işiniz. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| It's good to start. | İyi bir başlangıç yapın. | Tag und Nacht-1 | 2010 | |
| My wife Sussi is already there. I'm still in Ausf�Ilen. | Eşim Sussi zaten orada. Ben daha formu doldurmadım. | Tag und Nacht-1 | 2010 |