Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158041
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Something with you, I hope. | Seninle birlikte bir şeyler, umarım. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Wow, you really play hard to get, don't you? | Vay canına, sınırlarını zorlamak hoşuna gidiyor, değil mi? | Table for Three-1 | 2009 | |
| Okay, well, in that case, | Tamam, o halde... | Table for Three-1 | 2009 | |
| you should come by at 6:00. | ...saat 6'da gelmelisin. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I just realized I probably should have waited | ...sana ikinci bir randevu teklif etmek için... | Table for Three-1 | 2009 | |
| till the end of the date to ask you on a second date, | ...bu gecenin bitmesini beklemem gerektiğini fark ettim... | Table for Three-1 | 2009 | |
| 'cause now there's no buildup, | ...çünkü artık işin ne heyecanı... | Table for Three-1 | 2009 | |
| there's no tension, there's no mystery. | ...ne de gizemi kaldı. | Table for Three-1 | 2009 | |
| How great is that? | Ne kadar harika değil mi? | Table for Three-1 | 2009 | |
| Hey! Scott! | Scott! | Table for Three-1 | 2009 | |
| Hi. We are so so | Merhaba. Dün gece için... | Table for Three-1 | 2009 | |
| so sorry about last night. | ...çok çok özür dileriz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Yeah, we were way over the line. | Evet, çizgiyi biraz aştık. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I don't know what happens to me when I drink. | İçtiğim zaman n'aptığımı bilmiyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I just get so H O R N Y. Yeah, | Biraz fazla ku dur mu şum. Evet... | Table for Three-1 | 2009 | |
| and I am a total man whore after four cocktails. | ...ve ben de dört tane kokteyl sonrası tam bir jigolo gibi davrandım. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We practice hot monogamy. | Tutku dolu bir tekeşlilik yaşıyoruz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I'm what you'd call a monogamist slut. | Senin tabirinle ben tek eşli bir sürtüğüm. | Table for Three-1 | 2009 | |
| One of the pillars of our relationship. It keeps it spicy. | İlişkimizi ayakta tutan şeylerden biri. Canlılık sağlıyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| And it doesn't hurt that I rarely | Ve şayet onun için iç çamaşırı giymediğim zamanlarda... | Table for Three-1 | 2009 | |
| if ever wear panties for him. No it does not. | ...canım hiç yanmıyor. Hayır, yanmıyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| You must think that we are total pervs. | Sapık olduğumuzu düşünüyor olmalısın. | Table for Three-1 | 2009 | |
| The whole thing must seem so tawdry. | Tüm bu şeyler biraz cafcaflı gözüküyor olmalı. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Ooh! Tawdry. Fantastic word. | Cafcaflı. Harika bir kelime. | Table for Three-1 | 2009 | |
| It's awesome, right? That is an awesome word. | Muhteşem, değil mi? Muhteşem bir kelime. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Guys, let's just try to establish and respect some boundaries, all right? | Çocuklar, bazı sınırlandırmalar belirleyip bunları hayata geçirelim olur mu? | Table for Three-1 | 2009 | |
| Can do, Mr. Magoo. Absolutely. | Hay hay Bay Magoo. Kesinlikle. | Table for Three-1 | 2009 | |
| And to make it up to you, we made brunch. | Ve senin gözüne girebilmek için kahvaltıyla öğleyi birleştirdik. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I could see that from space. | Bunu uzaydan da görebilirim. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Diggith inneth. Bon app�tit. | Götür bakalım. Afiyet olsun. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We need more eggs. Eggsellent idea. | Biraz daha yumurta lazım. Harika fikir. | Table for Three-1 | 2009 | |
| My thoughts eggsactly. Guys, really, | Kesinlikle öyle. Çocuklar cidden... | Table for Three-1 | 2009 | |
| none of this was necessary. I... | ...bunların hiçbirine gerek yoktu. | Table for Three-1 | 2009 | |
| you know, the less we talk or think or remember about last night the better. | Dün geceyle ilgili ne kadar az konuşursak, düşünürsek ya da hatırlarsak o kadar iyi. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We just feel terrible | Senin ve Liza'nın gecesini mahvettiğimiz için... | Table for Three-1 | 2009 | |
| that we ruined it for you with Lisa. | ...kendimizi çok kötü hissediyoruz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Leslie. And, um, you didn't ruin anything. | Leslie. Bir şeyi mahvettiğiniz yok. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We're going out tonight. | Bu gece de dışarı çıkıyoruz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Wow, | Vay canına... | Table for Three-1 | 2009 | |
| two dates in two days. | ...iki günde iki buluşma. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Jesus H. Christ, Scott, | Tanrım, Scott... | Table for Three-1 | 2009 | |
| I thought we weren't gonna rush into anything this time. | ...bu kadar aceleci davranmayacağız sanıyordum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I'm not rushing into anything. It's more of a do over date anyway. | Aceleci davranmıyorum. Bu daha çok telafi randevusu gibi bir şey olacak. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Whatever. It's like you want to get your heart broken again. | Her neyse. Görünen o ki kalbinin yeniden kırılmasını istiyorsun. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Scott, uh, what about the guy code? | Scott, peki parolamız ne olacak? | Table for Three-1 | 2009 | |
| You don't even call the girl the next day, let alone go out with her. | Onunla dışarı çıkmak bir yana ertesi gün onu arayamazsın bile. | Table for Three-1 | 2009 | |
| You're never gonna get rid of her now. | Artık onu başından salman imkânsız. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I'm not really a guy code guy, Ryan. | Erkekliğin gereklerini yapacak tipte biri değilim Ryan. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I like to play it by ear. | Burnumun dikine gitmeyi severim. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Yeah. That's been real successful so far. | Evet. Bu yüzden oldukça başarılısın. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Mary! Dude, she's kidding. | Mary! Ahbap, sadece şaka yapıyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| She's kidding. I mean, she is and she isn't. | Şaka yapıyor. Şaka yapıyor ya da yapmıyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I am and I amn't. | Hem yapıyorum hem yapmıyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Look, thank you for breakfast, but I'd like to drop the subject now. | Bakın kahvaltı için teşekkürler ama bu konuyu kapatmak istiyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| It's dropped. Like a bad habit. | Konu kapanmıştır. Kötü bir alışkanlık gibi. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Like a hot potato. Like an atom bomb. | Yakışık almayan bir konu gibi. Atom bombası gibi. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Like a prom dress. Like a... | Balo kıyafeti gibi. Aynı | Table for Three-1 | 2009 | |
| Well, it looks like somebody got up | Anlaşılan biri bugün... | Table for Three-1 | 2009 | |
| on the wrong side of the bed this morning. | ...yatağın ters tarafından kalkmış. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Your eggs are getting cold, Scott. | Yumurtan soğuyor Scott. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Other lightweight vacuums are light on power. | Diğer süpürgeler çalışırken o kadar etkili değiller. | Table for Three-1 | 2009 | |
| That's why Dyson engineered the Dyson Slim... | Dyson Şirketi'nin Dyson Slim'i yapmasının sebebi de bu zaten. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We have to come with you. Why? | Seninle gelmemiz gerekiyor. Neden? | Table for Three-1 | 2009 | |
| To apologize to Leslie. | Leslie'den özür dilemek için. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I know, but it would just make us both feel so much better. | Biliyorum ama bu ikimizi biraz olsun daha iyi hissettirecektir. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Yeah. We got off on the wrong foot. | Evet. Yanlış adım attık. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Such the wrong foot. | Oldukça yanlış bir adım. | Table for Three-1 | 2009 | |
| But you leave after the apology, and absolutely no drinks. | Ama özür diledikten sonra gideceksiniz ve içki içmek yok. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Don't worry, we'll be good. I'm even wearing panties today. | Merak etme, sorun çıkarmayacağız. Hatta bugün iç çamaşırı bile giydim. | Table for Three-1 | 2009 | |
| It just keeps coming. | Gelip duruyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Look, I really want to spend some time with her. | Bakın, onunla biraz vakit geçirmek istiyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Alone. | Baş başa. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Right. Say, Ryan? Hmm? | Haklısın. Söylesene Ryan. | Table for Three-1 | 2009 | |
| What's the name of the Canadian rock trio | Tom Sawyer isimli parçayı söyleyen... | Table for Three-1 | 2009 | |
| that recorded the song "Tom Sawyer"? | ...Kanadalı rock grubunun adı neydi? | Table for Three-1 | 2009 | |
| Why, Mary, that would be Rush. | Neden ki Mary, “Rush” olsa gerek. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Which is exactly what Scott is doing with Leslie. | Ki şu an Scott'un Leslie ile yaptığı da bu. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Okay, you guys clearly planned that, and that's just odd. | Pekâlâ, çocuklar, muhtemelen bunu daha önce planladınız ve bu oldukça tuhaftı. | Table for Three-1 | 2009 | |
| She stood you up, man. | Seni kazıkladı dostum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Left you hanging. High and dry. | Ortada bıraktı. Hem de çaresiz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| This is obviously our fault. | Açıkçası hata bizde. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Oh, man, this sucks. | Dostum bu rezalet bir şey. | Table for Three-1 | 2009 | |
| So what do you say we go get a drink or 12, nurse the wounds? | Pekâlâ, ne diyorsun yaraları sarmak için kaç tane içkiye ihtiyacın var? | Table for Three-1 | 2009 | |
| All you can do, really. Right? Yes. | Tek yapabileceğin bu, cidden. Değil mi? Evet. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Are you here to see someone? | Birisini mi bekliyorsunuz? | Table for Three-1 | 2009 | |
| Uh, yes. Leslie. | Evet. Leslie. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Leslie Galinsky? | Leslie Galinsky mi? | Table for Three-1 | 2009 | |
| No, Leslie Green. | Hayır, Leslie Green. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Oh, Leslie G. You must be Scott. | Leslie G. Sen Scott olmalısın. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Oh, I'm sorry. Invited guests only. | Affedersiniz. Sadece davetliler girebiliyor. | Table for Three-1 | 2009 | |
| We're with Scotty. | Biz Scotty'nin arkadaşlarıyız. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I'm just a woodland nymph with five lines, so... | Ben de sadece orman perisiyim | Table for Three-1 | 2009 | |
| Bye. Thank you. | Hoşça kal. Teşekkürler. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Oh, hey, you made it. | Yolu bulmuşsun. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Hey, yeah, I did. | Evet, öyle. | Table for Three-1 | 2009 | |
| Sorry to drag you by work like this | İşlerim yüzünden seni buralara kadar sürüklediğim için özür dilerim... | Table for Three-1 | 2009 | |
| but we've been so pressed for time | ...ama bu aralar oldukça yoğunuz. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I've had very little social life lately. | Son zamanlarda sosyal hayatıma pek zaman ayıramıyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| This is work? Oh, yes. I do costumes. | İşin bu mu? Evet. Kostümleri hazırlıyorum. | Table for Three-1 | 2009 | |
| I am the seamstress to the semi stars. | Yıldız adaylarına terzilik yapıyorum. | Table for Three-1 | 2009 |