Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156617
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| The named lessee | Kiracının ismi... Kiracının ismi | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| was the parent company, Glendon Enterprises. | ...aile şirketiydi, Glendon Girişimcilik. aile şirketiydi, Glendon Girişimcilik. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| 35,000 square feet at 19 west 57th. | 19 West 57th adresinde, 3250 metrekare alan. 19 west 57th adresinde 3250 metrekare alan. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| $80 a foot. | Metrekaresi $250. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Expires in six months with an option to extend. | 6 ay sonra süresi bitiyor aynı zamanda uzatma opsiyonu bulunuyor. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Exercisable in 30 days. | 30 günde icrası mümkün olur. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Who signed the lease? You did. | Anlaşmayı kim imzaladı? Siz. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| What's my middle name? The letter "L." | Göbek adım ne? "L." harfi | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| What happens in the event the company no longer exists? | Eğer şirketin varlığı son bulursa ne olur? Eğer şirketin varlığı son bulursa ne oluyor? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| That wasn't in the lease. | Anlaşmada böyle bir şey yok. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| How can you be sure? | Nasıl emin olabilirsin ki? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Because the lease I read wasn't 300 pages. | Çünkü benim okuduğum anlaşma 300 değil. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| It was 364. | 364 sayfaydı. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| And I can tell you what's on any one of those pages, | Size herhangi bir sayfada bulunan her şeyi söyleyebilirim ama... Size herhangi bir sayfada bulunan her şeyi söyleyebilirim ama | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| but I can't tell you that. | ...sorunuza cevap veremem. sorunuza cevap veremem. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| That's how I can be sure. | Bu yüzden eminim. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| You can get him started on the new deal right away. | Yeni anlaşma ile ilgili çalışmasına hemen başlayabilir. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| New deal? Yeah. | Yeni anlaşma mı? Evet. Yeni anlaşma? Evet. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I have found a buyer willing to spend $200 million | $200 milyon dolar veren yeni bir alıcı... $200 milyon dolar veren yeni bir alıcı | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| for the ground underneath the flagship factory. | ...ana fabrikanın bulunduğu toprakları satın almak istiyor. fabrikanın bulunduğu toprakların bayrağını değiştirmek istiyor. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Where are you moving manufacturing? | Fabrikayı nereye taşıyorsun? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Well, that's the beauty of it. | İşin güzel yanı da bu. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| The real asset of McKernon Motors is the name. | McKernon Motor'un sahip olduğu en önemli varlığı ismidir. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| We move overseas, we save ourselves a bundle. | Şirketi taşırız aynı zamanda büyük bir tasarruf sağlarız. Şirketi taşırız,aynı zamanda büyük bir tasarruf sağlarız. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Up front payout while retaining the name | Ön ödeme sayesinde şirket taşınırken... Ön ödeme sayesinde şirket taşınırken, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and maintaining cash flow over time. | ...nakit akışını düzgün olarak devam ettirebilirsin. nakit akışını düzgün olarak devam ettirebilirsin. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| That's genius. Exactly. | Çok zekice. Aynen. Çok zekice. Aynen. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| All right, we'll take care of everything. | Pekala, biz her şeyle ilgileniriz. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Okay. All right. | Tamamdır. Pekala. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Thanks. Really? | Sağ ol. Cidden mi? Sağol. Cidden mi? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Jesus. I knew he was cheap. | Tanrım. Cimri olduğunu biliyordum. Tanrım. Cimri olduğunu biliyordum ama. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I didn't realize he was an idiot. | Geri zekalı olduğunu anlamamışım. Gerizekalı olduğunu anlamamışım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| The asset's not the name. It's the quality. | Asıl önemli olan kalite, isim değil. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| He moves overseas, it's gonna kill the goose | Eğer deniz aşırı taşınırsa, altın veren... Eğer deniz aşırı taşınırsa, altın veren | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| that laid the goddamn golden engine. | ...tavuğun sonu olur. tavuğun sonu olur. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I thought you didn't get | Sanmıştım ki sen müşterilere... Sanmıştım ki sen müşterilere | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| emotionally attached to the client. | ...duygusal olarak bağlanmıyorsun. duygusal olarak bağlanmıyorsun. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I'm emotionally attached to me. | Ben duygusal olarak kendime bağlıyım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Look, I made a bet that this company would grow | Bak, ben bu şirketin büyüyeceğine... Bak şimdi, ben bu şirketin büyüyeceğine, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and my billables would grow with it. | ...ayrıca benim faturalarımın da büyüyeceğine dair bahse girdim. ayrıca benim faturalarımında büyüyeceğine dair bahse girdim. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| We're holding a pair of aces, | Elimizde çift as var ve... Elimizde çift as var ve | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and this asshole's trying to fold. | ...bu götveren çekilmek istiyor. bu götveren çekilmek istiyor. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| So? What are you gonna do? | Ee? Ne yapacaksın? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I'm not gonna do anything. | Ben hiç bir şey yapmayacağım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| You're gonna go through those bylaws, | Bu arada sen şirket yönetmeliklerine... Bu arada sen şirket yönetmeliklerine | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and you're gonna find me a way | ...iyi bir göz atıp, Robert Stensland'dan... iyi bir göz atıp, Robert Stensland'dan | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| to get rid of Robert Stensland. | ...kurtulmamın bir yolunu bulacaksın. kurtulmamın bir yolunu bulacaksın. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| No, no, no, no. I have to go see my grandmother. | Hayır, hayır, olamaz. Büyükannemi görmeye gitmem lazım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Uh uh. Is she dying? | Ölüyor mu? Uh uh. Ölüyor mu? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Cancel on her. | İptal et. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Did you find anything | Stensland'dan kurtulmam için... Stensland'dan kurtulmam için | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| that'll help me get rid of Stensland? | ...herhangi bir şey buldun mu? herhangi bir şey buldun mu? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Uh, yeah, I think so. | Evet, galiba. Uh, evet, galiba. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Well, if you're not here when I need it, | Sana ihtiyacım olduğunda... Sana ihtiyacım olduğunda, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| what good does that do me? | ...burada olmazsan bana ne gibi yararın olabilir ki? burada olmazsan bunun bana ne yararı var? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| What? It's 7:15... | Ne? Saat daha 7.15... Nee? Saat daha 7 | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Picked it up yesterday. | Dün aldım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Did you sleep with it under your pillow? | Yastığının altında onunla uyudun mu? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| How I sleep is none of your concern. | Nasıl uyuduğum seni ilgilendirmez. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Yeah, neither is the Yankees' batting order, | Evet, Yankee'lerin nasıl vuruş yaptığı da... Doğru gene de, Yankee'lerin nasıl vuruş yaptığıda | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| but that doesn't stop me from thinking about it. | ...beni ilgilendirmiyor ama bu onu düşünmeme engel olmuyor. beni ilgilendirmiyor ama bu onu düşünmeme engel olmuyor. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Harvey. Promise me you won't be cocky. | Harvey. Ukala olmayacağına dair söz ver. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I understand what's at stake here. | Durumun ciddiyetinin farkındayım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I'll be perfectly humble. | Tamamıyle alçakgönüllü olacağım. Tamamiyle alçakgönüllü olacağım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Great. You ready? | Harika. Hazır mısın? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| You kidding? I was born for this. | Şaka mı yapıyorsun? Ben bunun için doğmuşum. Şaka yapıyorsun? Ben bunun için doğmuşum. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| 7:45. Nice of you to show up. | 7:45. Gelmen ne güzel. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Uh, yeah, I was up till 5:00 in the morning. | Tabi, saat 5:00'e kadar ayaktaydım. Uh, tabi, saat 5:00'e kadar ayaktaydım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I'm kidding. But Louis Litt wants to see you, | Dalga geçiyorum. Ama Louis seni görmek istiyor... Dalga geçiyorum. Ama Louis seni görmek istiyor, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and I don't kid about that. | ...bunun hakkında dalga geçmem. bunun hakkında dalga geçmem. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| What does he want? I don't know. | Ne istiyor ki? Bilmiyorum. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Louis doesn't let me in on his game plan, | Louis, planlarına beni dahil etmez... Louis planlarına beni dahil etmiyor, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| but I kind of prefer it that way. | ...böyle olmasını da tercih ederim. bende memnunum bu durumdan. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Okay, um, can you tell him that I have to see Harvey first? | Tamam, ona ilk önce Harvey'i görmem gerektiğini söyler misin? Tamam, um, ona ilk önce Harvey'i görmem gerektiğini söyler misin? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Your call. | Senin tercihin. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| But, uh, if you're gonna be sleeping in your suits, | Bu arada eğer takımınla uyuyacaksan, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| you may want to keep a fresh one in the office. | ofiste temiz bir tane tutmak isteyebilirsin. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I'd just like to say this is an honor, | Bunun büyük bir onur olduğunu söylemek istiyorum... Bunun büyük bir onur olduğunu söylemek istiyorum, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I take it seriously, | ...bunu ciddiye alıyorum... bu yüzden hepinizi | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and I intend to make you all proud. | ...ve gurur duyacağınızı söylemek istiyorum. gurur duyduracağımı bilmenizi isterim. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Except you, Fred. | Sen hariç, Fred. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I gave up on making you proud in '99. | 99'dan beri seni gururlandırmayı bıraktım. Seni 99'dan beri gururlandırmayı bıraktım. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Okay. There is one more order of business. | Tamam. Yapılacak tek bir şey kaldı. Peki ozaman yapılacak tek bir şey kaldı. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| He's not here. | O Burada değil. Burda değil. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Where is he? | Nerede? Nerde? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| He's at his senior partner initiation. | Kıdemli ortak olma toplantısında. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Oh. That's great. But let me ask you something. | Bu çok güzel. İzninle bir şey soracağım. Oh. Süper. İzninle bir şey soracam. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| What's the difference between a senior partner | Kıdemli ortak ve diğer ortaklar... Kıdemli ortak ve di | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| and...Other partners? | ...arasındaki fark nedir? diğer ortaklar arasındaki fark ne? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Isn't that something you should have been studying | Harvard'a gitmiş numarası yaparken... Harvard'a gitmiş numarası yaparken | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| when you were pretending to go to Harvard? | ...bilmen gereken şeylerden biri değil mi bu? bilmen gereken şeylerden biri değil mi bu? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Okay. Senior partners, they buy into the firm. | Peki. Kıdemli ortaklar, şirket hissesi satın alırlar. Neyse. Kıdemli ortaklar, şirket hissesi satın alırlar. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| They share in the profits, | Karı paylaşırlar... Karı paylaşırlar, | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| but they also have to put up equity. | ...aynı zamanda şirket sermayesine ekleme yapmaları gerekir. aynı zamanda şirket sermayesine ekleme yapmaları gerekir. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| So how much does it cost to buy in? | Ne kadar satın alması gerekiyor? Bu ne kadara geliyor? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| $1/2 million... Right now? | Yarım milyon dolar... Şimdi mi? Yarım milyon dolar... Şimdi? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| Harvey, you knew what the buy in was. | Harvey, ne kadar olduğunu biliyordun. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| You knew today was initiation. | Bugün toplanacağımızı da biliyordun. | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| How could you not have the money? | Nasıl olur da para yanında olmaz? Nasıl para yanında olmaz? | Suits Inside Track-1 | 2011 | |
| I didn't think it was due today. | Bugün ödemem gerekeceğini düşünmemiştim. | Suits Inside Track-1 | 2011 |