Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155550
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
but they have yet to make a decision on my fate. | ...ama hâlâ beni kaderim hakkında bir karar vermek zorundalar. ...ama benim kaderime daha karar vermediler. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Yet you, their representative, | Yine de, sen, onların temsilcisi olarak... Ama sen, onların temsilcisi,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
clearly have... | ...sen de açıkçası bir şeyler var... ...belli ki kararını verdin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Which leads me to assume something else is going on here. | ...ki bu da benim burada başka bir şeyler döndüğünü düşünmeme sebep oluyor. Bu da bana burada başka bir işlerin döndüğünü söylüyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Someone in the IOA wants me gone | IOA'den birisi benim gitmemi istiyor... IOA'den biri benim gitmemi istiyor... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
and is using you to make sure that happens. | ...ve seni kullanarak bunun olduğundan emin olmak istiyor. ...ve bunu gerçekleştirmek için seni kullanıyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Tell me, Xiao. | Söylesene, Xiao. Söyle bana, Xiao. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What are you getting in return? | Karşılığında ne alacaksın? Bunun karşılığında sen ne alıyorsun? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It's my job, isn't it? | Benim işimi, değil mi? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
They've promised you the Atlantis command | Benden kurtulursan... Benden kurtulmalarına yardım etmen için... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
if you help them get rid of me? | ...sana Atlantis'in komutasını mı vaat ettiler? ...sana Atlantis'in komutasını vaat ettiler. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
This will all go a lot easier | Eğer bütün bunların sonuçlarını kabul edersen... Buna razı olursan,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
if you accept where this is going. The hell I will. | ...her şey daha kolay olur. Çok beklersin. ...her şey çok daha kolay olacak. Hayatta olmam. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Richard, I hold all the cards. | Richard, bütün kartlar bende. Richard, kartları ben tutuyorum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
The decision is in my hands. This is a fight you cannot win. | Karar bana ait. Bu, senin kazanamayacağın bir savaş. Karar benim elimde. Bu dövüşü kazanamazsın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You can tolerate more than any man I've ever known. | Tanıdığım herkesten daha dayanıklısın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Now, why is that? | Peki, neden öylesin? Neden öyle? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Well, I was married once. | Bir keresinde evlenmiştim. Bir kere evlenmiştim. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You're here in the Pegasus galaxy to protect your people, | Burada, Pegasus Galaksisinde insanlarını korumak için bulunuyorsun... İnsanları korumak için burada, Pegasus Galaksisi'ndesin,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
but half the time, you can't even do that. | ...ama çoğu zaman, onu bile yapamıyorsun. ...ama zamanının yarısında onu bile yapamıyorsun. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
That's what drives you, isn't it? | Seni delirten şey bu, değil mi? Seni zorlayan bu, değil mi? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Your past failures. | Geçmişteki başarısızlıkların. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Do you think by not giving me the IDC | Bana kimlik kodunu vermeyerek... Bana geçit kodunu vermeyerek halkını... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
you're keeping your people safe? | ...insanlarını güvende tuttuğunu mu sanıyorsun? ...güvende tuttuğunu mu sanıyorsun? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You're just putting off the inevitable. | Sadece kaçınılmazı geciktiriyorsun. Sadece kaçınılmaz olanı erteliyorsun. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It's over. You can't protect them. | Bitti. Artık onları koruyamazsın. Her şey bitti. Onları koruyamazsın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You, those scientists, | Sen, o bilim adamları... Sen, o bilim adamları,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
your friends back at Atlantis... They're as good as dead. | ...Atlantis'teki arkadaşların... Ölmüş sayılırlar. ...Atlantis'teki arkadaşların ölmüş sayılırlar. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Well, I see that asking nice isn't working. | Peki, nazikçe sormak işe yaramıyor. Gördüğüm kadarıyla güzelce sormak işe yaramıyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna have to make other plans. | Başka türlü denemek zorundayım. Başka planlar yapmak zorunda kalacağım. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Two men report to my position. | İki adam benim yanıma gelsin. İki asker yanıma gelsin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
On our way. | Geliyoruz. Yoldayız. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
In a couple of minutes, | Bir kaç dakika sonra... Birkaç dakika içinde,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
you're gonna wish you'd given me that IDC. | ...bana o kimlik kodunu vermiş olmayı dileyeceksin. ...bana o geçit kodunu vermiş olmayı dileyeceksin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
According to this, the device is emitting | Buna göre, bu cihaz dalgalı bir düzende... Buna göre, cihaz titreşen yapıda... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
a low level energy signature in an oscillating pattern. | ...düşük seviyeli bir enerji yayıyor. ...düşük seviyeli bir enerji sinyali yayıyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Is it dangerous? No. Radiation's minimal, but... | Tehlikeli mi? Hayır. Radyasyon düşük seviyede, ama... Tehlikeli mi? Hayır. Radyasyon çok az, ama... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Unimportant. We should be focusing on the data. | Önemsiz. Veriye odaklanmalıyız. Önemsiz. Veri üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I was. | Öyle yapıyordum zaten. Öyle yapıyordum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Like, I've run every kind of decrypt sweep I can think of at this thing. | Yani, aklıma her tür şifre çözücüyü bu şey üstünde denedim. Bu şeyin üzerinde aklıma gelen bütün şifre çözme yöntemlerini çalıştırdım. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Still nothing. I don't know what to do. | Hâlâ bir şey yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. Hiçbir şey bulamadım. Ne yapacağımı bilmiyorum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Oh, you'll think of something. Really. | Sen bir şeyler bulursun. Gerçekten mi? Bir şey bulursun. Gerçekten mi? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What makes you so sure? Oh, because you're brilliant. | Seni bu kadar emin kılan nedir? Çünkü sen çok zekisin. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Çünkü sen çok zekisin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
That's true. Doesn't mean I'm gonna... Wait a minute. What did you say? | Bu doğru. Ama bunun anlamı... Bekle biraz. Sen az önce ne dedin? Doğru. Ama bu... Bekle bir dakika. Ne dedin sen? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Why did you say that? What are you, sick? Am I sick? | Neden öyle dedin? Hasta falan mısın? Yoksa ben mi hastayım? Niye öyle diyesin ki? Hasta mısın? Ben mi hastayım? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What've you heard? No, nobody's sick, Rodney. | Ne duydun ki? Hayır, kimse hasta falan değil, Rodney. Ne duydun? Hayır, kimse hasta değil, Rodney. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I said you were brilliant because... Because you are. | Senin zeki olduğunu söyledim... Çünkü öylesin. Çok zeki olduğunu söyledim, çünkü öylesin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I rarely say it because you're a difficult man to compliment. | Çok az söylüyorum, çünkü iltifat etmesi zor bir adamsın. Nadiren söylüyorum, çünkü sen övülmesi zor bir adamsın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You're egotistical, you're arrogant, you're stubborn... | Egoistik, bencil, inatçı... Bencilsin, kibirlisin, inatçısın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
And brilliant. | Ve zekiyim. Ve çok zekiyim. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Rodney. And brilliant. | Evet, Rodney. Zekisin. Evet, Rodney. Ve çok zekisin. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Right. Well... | Tabii. Peki... Doğru. Tamam... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
pull up a chair, Radek. We've got some work to do. | ...bir sandalye çek, Radek. Yapacak işlerimiz var. Bir sandalye çek, Radek. Yapacak işlerimiz var. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
All right... | Pekâlâ... Pekala. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Tell me what plan B is, | Bana plan b'nin ne olduğunu söyle... Bana B planından bahset,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
or are you just gonna surprise me? | ...yoksa bana sürpriz mi yapacaksın? ...ya da bana sürpriz mi yapacaksın? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna have my men repair the damage they did to your Puddle Jumper, | Adamlarıma Jumper'ına yaptıkları hasarı tamir ettireceğim... Adamlarıma Jumper'ına yaptıkları zararı tamir ettireceğim,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
then use it to attack the City. | ...sonra da onu kullanarak şehre saldıracağım. ...sonra da onu şehre saldırmak için kullanacağım. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Well, I hate to be Mr. Negative, | Bay Olumsuz olmaktan nefret ederim... Bay Olumsuz olmak istemem,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
but I can think of at least one problem you're gonna run into. | ...ama karşılaşacağın en azından bir sorun var. ...ama aklıma karşılaşacağın en azından bir sorun geliyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Yes, I know all about the Ancient gene needed to operate the Jumper. | Evet, Jumper'ı kullanmak için gereken Kadim geniyle alakalı her şeyi biliyorum. Evet, Jumper'ı çalıştırmak için gerekli olan Eski geni hakkında bilgim var. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
But that's not gonna be a problem | Ama bu bir sorun olmayacak... Ama o sorun olmayacak... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
because you're gonna give us a hand. | ...çünkü bize elini vereceksin. ...çünkü sen bize elini uzatacaksın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Hold him. | Tutun onu. Tutun. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Last chance, Johnny Boy. | Son şansın, Johnny evlat. Son şans, Johnny oğlan. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You gonna give me that IDC? | Bana o kimlik kodunu verecek misin? Bana o geçit kodunu verecek misin? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You're an interesting man, Sheppard. | Sen ilginç bir adamsın, Sheppard. İlginç bir adamsın, Sheppard. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You travel to another galaxy, | Başka bir galaksiye gidiyorsun... Başka bir galaksiye gidiyorsun,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
risk your life defending a bunch of people you don't even know. | ...tanımadığın bir grup insanı korumak için hayatını riske atıyorsun. ...hayatını tanımadığın bir grup insanı korumak için tehlikeye atıyorsun. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
If you ask me, you're either someone with a death wish | Bana sorarsan, ya ölmeyi isteyen birisin... Bana sorarsan, ya ölmek istiyorsun,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
or someone running away from something. | ...ya da bir şeylerden kaçan biri. ...ya da bir şeyden kaçıyorsun. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
So tell me, | Öyleyse söyle bana... Söyle bana,... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
what are you running away from? | ...neden kaçıyorsun? ...neyden kaçıyorsun? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Where have you been? All over. | Neredeydin? Etrafta. Neredeydin? Her yerde. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
The EM radiation this device is giving off | Bu cihazın yaydığı elektromanyetik radyasyon... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
covers the entire City and well beyond. | ...şehrin tümünü ve çok daha uzakları kapsıyor. ...bütün şehri ve ötesini kaplıyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You said it wasn't dangerous. | Tehlikeli olmadığını söylemiştin. Tehlikeli olmadığını söylediğini sanmıştım. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It's not. At least, according to this... It has a relatively low frequency. | Değil. Yani, en azından buna göre... Düşük, göreceli bir frekansta çalışıyor. Değil. Yani, en azından buna göre. Görece düşük bir frekansta çalışıyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
At worst, some people may experience headaches or trouble sleeping. | Bence, en kötüsü, bazı insanlar, bilirsin, baş ağrısı ya da uyku zorluğu çekebilirler. Bence, en kötü ihtimalle bazı insanlarda baş ağrısına veya uyuyamamaya neden olabilir. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Well, then, we'll shut it off before bedtime. | Peki, o zaman biz de yatmadan önce kapatırız. O zaman yatma saatinden önce kapatırız. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
In the meantime, you should be focusing on the data. | Bu arada, sen de verilere yoğunlaşsan iyi olur. Bu arada, sen veriler üzerinde çalışmalısın. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I'm not getting anywhere with that. | Bununla hiçbir yere varamıyorum. O konuda hiçbir yere varamıyorum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I mean, despite the fact that I am a genius. | Demek istediğim, dâhi olduğum gerçeğini bir yana bırakırsak... Yani, dahi olmama rağmen. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I said you were brilliant. Not you were a genius. | Senin zeki olduğunu söyledim. Dâhi olduğunu değil. Çok zekisin dedim. Dahisin demedim. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Same diff. I don't get it. | Aynı şey. Anlamıyorum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
You know, this script appears to be a lot less complicated | Biliyorsun, bu yazı daha önce karşılaştıklarımızdan... Bu yazı daha önce karşılaştıklarımızdan çok daha az... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
than many we've encountered. It's only 12 symbols | ...çok daha basit. Sadece sonsuz... ...karmaşık görünüyor. Sadece 12 sembol... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
in an endlessly repeating yet varying sequences. | ...varyasyonlarda dönen 12 sembolden oluşuyor. ...değişen diziler halinde durmadan tekrar ediyor. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I agree. It's very curious. | Katılıyorum. Çok ilginç. Katılıyorum. Çok garip. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It's like being asked to figure out the password for an alien laptop | Sanki uzaylı laptopuna giriş için şifre falan... Uzaylı diz üstü bilgisayarının şifresini... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
or something. | ...isteniyormuş gibi. ...soruyormuş gibi. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
I think that if we... | Bence eğer biz... Bence biz... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What? What are you doing? I'm figuring out the alien's password. | Ne? Ne yapıyorsun? Uzaylının şifresini çözüyorum. Ne oldu? Ne yapıyorsun? Uzaylının şifresini çözüyorum. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Rodney, I was kidding. No, it makes sense... | Rodney, şaka yapıyordum. Hayır, mantıklı... Rodney, şaka yapıyordum. Hayır, çok mantıklı... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Every kid with a computer password protects. | Her çocuk bilgisayarını şifreyle korur. Bilgisayarı olan her çocuk bilgisayarına şifre koyar. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Why wouldn't an alien? | Neden bir uzaylı korumasın ki? Bir uzaylı neden koymasın? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
There. Why didn't I see that before? | İşte. Onu neden daha önce görmedim? İşte oldu. Bunu neden daha önce göremedim? | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
What? The pattern isn't in the text. | Neyi? Düzen yazının içinde değil. Neyi? Kalıp yazının içinde değil. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
It's in the spaces in between the text, each exactly 12 symbols in length. | Yazının arasındaki boşluklarda, her biri tam 12 sembol uzunluğunda. Yazının içindeki, her biri tam olarak 12 sembol uzunluğunda olan, boşluklarda. | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |
Each section of text is a multiple of 12... 24, 48, 96... | Yazının her bölümü 12'nin katı... 24, 48, 96... Her yazı bölümü 12'nin bir katı. 24, 48, 96... | Stargate: Atlantis Remnants-1 | 2008 | ![]() |