Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152852
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It's the Denobulan. Phlox? | Denobulanlı. Phlox? O Denobulan. Phlox mu? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| I was hired to follow him. Hired by who? | Onu izlemek için tutuldum. Kim tarafından? Onu takip etmem için tutuldum. Kim tuttu? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| TRIP: Those are my orders. | Bunlar benim emirlerim. Onlar benim emirlerim. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| You can see the region where l eradicated the first cluster of parasites. | Yok ettiğim ilk parazit kümesinin bölgesini görebilirsiniz. Ortadan kaldırdığım ilk parazit kümesini görebilirsiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| PHLOX: The cluster has disappeared... | Aynı küme son 12 yıldır alınmış... Son 12 yıl boyunca aldığım... | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| HOSHI: Bridge to Captain Tucker. You'd better get up here, sir. | Köprü'den Kaptan Tucker'a. Buraya gelseniz iyi olur, efendim. Köprüden Kaptan Tucker'a. Buraya gelseniz iyi olur Efendim. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| Is everyone in position? Aye, sir. | Herkes yerinde mi? Evet, efendim. Herkes yerini aldı mı? Evet komutanım. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| The Xindi ships are in range. Fire. | Xindi gemileri menzile girdi. Ateş. Xindi gemileri menzilde. Ateş | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| What about the others? Still heading toward the planet. | Diğerleri ne alemde? Hala gezegene doğru gidiyorlar. Peki ya diğerleri? Hala gezegene doğru gidiyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| ARCHER: What's happening? T'POL: Jonathan, you need to rest. | Neler oluyor? Jonathan, dinlenmen gerek. Neler oluyor? Jonathan dinlenmen gerek. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| Where are you going? To the Bridge. | Nereye gidiyorsun? Köprüye. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| ARCHER: Turbolifts are down. | Turbo asansör bozulmuş. Turbo asansörler bozulmuş. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| Our forward shield's collapsing! Hull breaches on B Deck, C Deck. | Ön kalkanlar çöküyor! Gövde yarıkları.B Güvertesi, C Güvertesi Ön kalkanımız çöküyor! B ve C güvertelerinde kaplama çöküyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| They're targeting the Bridge! Hard to port! | Köprüyü hedefliyorlar! Hard to port! Köprüyü hedef alıyorlar! İskele alabanda!(tam kırmak) | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| T'POL: T'Pol to Phlox. PHLOX: Go ahead. | T'Pol'dan Phlox'a. Devam et. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| PHLOX: Understood. | Anlaşıldı. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| PHLOX: I'm sorry, Captain, the chamber's been damaged. | Üzgünüm, Kaptan, bölme bozulmuş. Üzgünüm kaptan bu bölme hasar görmüş. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| Yes, but then we Can we create one? | Evet, fakat o zaman... Bir patlama yaratamaz mıyız? Evet, ama sonra ... Bir tane yaratabilir miyiz? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| ARCHER: At this point, it won't make much of a difference. | Bu noktada, çok fazla bir değişiklik yaratmayacaktır. Bu durumda çok fazla fark etmeyecektir. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| ARCHER: How much longer? T'POL: Stand by. | Ne kadar kaldı? Bekle. Daha ne kadar var? Hazır. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| PHLOX: How do you feel? | Nasıl hissediyorsun? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| ARCHER: What's our status? | Durumumuz nedir? | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| PHLOX: You suffered a mild concussion. | Hafif bir beyin sarsıntısı geçirdin. Hafif bir sarsıntı yaşadınız. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| Anything else? No, that's great. | Başka birşey? Hayır, böyle çok iyi. Başka bir şey? Hayır, bu harika. | Star Trek: Enterprise Twilight-2 | 2003 | |
| GUARD: I'm sorry, sir. I have orders to keep you here. | Üzgünüm, efendim. Sizi burada tutmak için emir aldım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| We're losing forward hull plating! Target their engines. | Ön gövde kaplaması bozuluyor! Motorlarını hedefle. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| No effect. | Etkisi yok. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| What the hell's going on? | Ne dönüyor burada? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Someone take him back to his quarters. | Birisi onu odasına geri götürsün. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| It's been a long road | "Alacakaranlık" | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Gettin' from there to here | Çeviri : Alwaysdark İyi seyirler dilerim. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| ARCHER: Hello? | Merhaba? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I know this all seems unfamiliar. I promise I'll explain everything. | Biliyorum bu durum alışılmadık gözüküyor. Söz, herşeyi sonra açıklayacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Jonathan, please, sit down. I'll answer all of your questions. | Jonathan, lütfen otur. Bütün sorularını cevaplayacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| T'POL: I have a great deal to tell you. | Sana anlatacağım çok şey var. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| What's the last thing you remember? | Hatırladığın son şey nedir? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I was in the Command Centre looking at long range scans. | Kumanda odasında uzun mesafeli tarayıcılara bakıyordum. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Do you remember what happened after you left the Command Centre? | Kumanda odasından ayrıldıktan sonra neler olduğunu hatırlıyor musun? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| We were in a corridor, you and I... | Sen ve ben bir koridordan.... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| on our way to the Bridge. | Köprü'ye doğru gidiyorduk. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| This will be difficult for you to accept... | Kabullenmenin zor olduğunu biliyorum... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| but that was 12 years ago. | fakat bu 12 yıl önceydi. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| ARCHER: You coming tonight? T'POL: I hadn't planned on it. | Bu akşam geliyor musun? Henüz plan yapmadım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I can make movie night mandatory for senior officers. | Film gecesini kıdemli subaylar için zorunlu hale getirebilirim. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You'll enjoy it. | Bundan hoşlanacaksın. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Rosemary's Baby. It'll scare the hell out of you. | Rosemary'nin Bebeği. Seyrederken ödün patlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| There's a power surge in the starboard nacelle. | Sancak motorunda güç dalgalanması oldu. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| It seems to have been caused by an anomaly. | Anomaliden kaynaklanmış gibi gözüküyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| ARCHER: Take us out of warp. | Warp hızından çıkın. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| The helm's not responding. | Dümen tepki vermiyor. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I'm reading more anomalies ahead. | İleride daha fazla anomali var. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You have to get out of here. I'm not leaving you. | Burayı terketmelisin. Seni bırakmıyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Like a shuttlepod landed on my head. | Kafama bir mekik parketmiş gibi. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Was anyone else hurt? No. | Başka yaralanan var mı? Hayır. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Captain, there are a few questions I have to ask you. | Kaptan, sana sormam gereken birkaç soru var. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Well, it'll have to wait. I want to get to the Bridge. | Beklemen gerekecek. Köprüye gitmem lazım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I'm afraid I have to insist. | Korkarım ısrar etmek durumundayım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| When did you last speak to Commander Tucker? | Kumandan Tucker'la en son ne zaman konuştunuz? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| ARCHER: Why? | Neden sordun? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| The anomaly in the corridor left something behind. | Koridordaki anomali arkasında bazı şeyler bıraktı. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| We've never seen it before. | Daha önce hiç görmemiştik. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| This is a microcellular scan of your hippocampus. | Bu senin hipokampus'unun mikro hücresel taraması. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You've been infected by several clusters of parasites. | Bir çok parazit kümesi tarafından enfekte olmuşsun. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| They haven't caused any tissue damage... | Herhangi bir doku hasarına neden olmamışlar... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| but they're impairing certain synaptic functions. | fakat temel sinaptik fonksiyonları zayıflatıyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| They're preventing you from forming new long term memories. | Yeni uzun süre hatıra oluşturmanızı engelliyorlar. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Long term? | Uzun süre? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You can recall events that happened before the infection... | Enfeksiyondan önceki olayları hatırlayabilirsiniz... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| but everything after fades within a few hours. | Fakat sonrakiler birkaç saat içinde bulanıklaşacaktır. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Captain, you've been in Sickbay for the past three days. | Kaptan, son üç gündür revirdesiniz. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You last spoke to Commander Tucker about seven hours ago. | Kumandan Tucker'la en son yaklaşık yedi saat önce konuştunuz. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| He came to see you, right here. | Sizi burada görmeye gelmişti. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You can't remove these parasites? | Bu parazitleri çıkaramıyor musun? | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| So far they haven't responded to any traditional therapies. | Şimdiye kadar geleneksel tedavilerden hiçbirine cevap vermedi. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| But I'm synthesising an antigen that shows some promise. | Fakat umut verici bir antijen sentezliyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You can be assured I won't stop working on this until I find a cure. | Tedaviyi bulana kadar durmayacağımdan emin olabilirsin. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| T'POL: The Doctor searched for a remedy over the next few weeks. | Doktor bir çare bulmak için haftalarca araştırma yaptı. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Commander Tucker and I did our best... | Kumandan Tucker ve ben görevimiz hakkında... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| to keep you updated each day on the progress of our mission. | bilgilerini güncel tutmak için her gün elimizden geleni yaptık. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| It looked like we had a lead on that Xindi ship... | Takip cihazını yerleştirdiğimiz Xindi... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| the one we planted the tracking device on. | gemisini izlemek için bir yolumuz vardı. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| But it turned out to be a garbage scow. | Fakat bu fikir de çöpe gitti. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| They were carrying a shipment with the same radiolytic signature. | Aynı radyolitik ize sahip yük taşıyorlardı. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| ARCHER: I had an idea this morning after you told me what happened. | siz bana neler olduğunu anlattıktan sonra bu sabah aklıma bir fikir geldi. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I came up with a way to upgrade the antimatter inducers. | Antimadde başlatıcılarını geliştirmek için bir yol buldum. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| We can travel farther on less fuel. | Daha az yakıtla daha fazla yol alabiliriz. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Let me guess. I already gave you these specs. | Durun tahmin edeyim. Bunu size zaten söylemiştim. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| But your upgrades are working nicely. | Fakat geliştirmelerin başarılı. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I should get back to Engineering. | Mühendisliğe dönmeliyim. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I imagine that must happen often. | Bunun sık sık olduğunu düşünüyorum. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Maybe these daily briefings aren't such a good idea. | Belki de bu günlük bilgilendirmeler iyi bir fikir değil. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| Looks like it's just a waste of your time... | Sonra görüşürüz. Bu sadece bir zaman kaybı, sana... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| and Trip's. | ve Trip'e göre. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| We both rely on your experience. | İkimizde senin tecrübelerine güveniyoruz. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| You can still contribute to the success of this mission. | Hala bu görevin başarılı olmasına katkıda bulunabilirsin. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I'm sure you have work to do. | Eminim yapacak işleriniz vardır. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I'll be in my quarters. | İkimizde senin tecrübelerine güveniyoruz. Ben odamda olacağım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| In the corridor, when the anomaly hit... | Anomali bizi vurduğu zaman koridordayken... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| I urged you to leave me behind. | beni arkada bırakmanız için sizi zorladım. | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 | |
| If you had... | Eğer yapsaydınız... | Star Trek: Enterprise Twilight-4 | 2003 |