Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152685
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Archer gave me no other option. | Archer bana başka seçenek bırakmadı. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Take some advice from your old man. | Babandan sana bir tavsiye. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| He'll alert the others. | Diğerlerini uyaracaktır. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| What's wrong? Warp engines just went off line. | Sorun nedir? Warp motorları az önce devre dışı kaldı. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Our plasma injectors are disengaged. | Plazma enjektörlerimizin bağlantısı kesildi. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Archer to Engineering. | Archer'dan Mühendisliğe. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Trip, respond. | Trip, cevap ver. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Send a security team. | Bir güvenlik ekibi gönder. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They've undocked. Hail them. | Ayrılıyorlar. Ara şunları. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They're preparing to go to warp. Disable their engines. | Warp hızına geçmeye hazırlanıyorlar. Motorlarını devre dışı bırakın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They're targeting our nacelles. Take us to warp. | Motorlarımızı hedef alıyorlar. Warp hızına geç. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I can't. They've knocked out the starboard power couplings. | Yapamam. Sancak güç bağlantılarını kopardılar. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Get us out of here, full impulse. | Çıkar bizi buradan, tam yol. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Return fire. | Karşı ateş açın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Hull plating at 61 %! | Gövde kaplaması % 61 de! | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They're making a run for it. Stay with them. | Kaçmaya çalışıyorlar. Peşlerinden ayrılma. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They have the same complement of weapons as we do. | Bizimle aynı türde silahları var. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We would appear to be evenly matched. | Denk bir eşlemedeyiz gibi görünüyor. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Get down to the transporter, and stand by. | Işınlayıcıya git ve hazır ol. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Bring us in low, underneath them. | Bizi aşağıya al, altına doğru. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Target their hull plating relays. | Gövde kaplama rölelerini hedef alın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We've lost hull plating! | Gövde kaplamımızı kaybettik! | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I can't establish a lock. | Kilitlenemiyorum. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We need to get closer. You heard her. | Daha yaklaşmamız gerekiyor. Onu duydun. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We've lost power on C Deck! | C Güvertesindeki gücü kaybettik! | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Weapons are gone. | Silahlar gitti. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Two thousand metres. | İki bin metre. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Sir, our weapons are losing power. | Efendim, silahlarımız güç kaybediyor. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Archer's using the transporter. They've taken one of our EPS manifolds. | Archer ışınlayıcıyı kullanıyor. EPS manifoldlarımızdan birini aldılar. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Now lock onto their primary relays. | Şimdi ana rölelerine kilitlen. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They're on C Deck, junction 12. | C Güvertesi 12. bağlantı noktasındalar. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Looks like we've got some things that belong to each other. | Birbirimize ait bazı şeylerimiz var gibi görünüyor. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Why don't we call a truce... | Neden ateşkes ilan edip... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| and return our respective property. | tarafların eşyalarını geri vermiyoruz. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| They still have one torpedo in the forward tube. | Hala ön tüplerinde bir torpidoları var. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| It's locked onto our starboard engine. | Sancak motoruna kilitlenmiş durumda. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I know you've got your finger on the trigger. | Parmağınızın tetikte olduğunu biliyorum. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| If you fire that torpedo, you're going to hurt a lot of people over here. | O torpidoyu ateşlerseniz, buradaki birçok insana zarar vereceksiniz. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Lorian... | Lorian... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| There's too much at stake. | Tehlikede olan çok şey var. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| These people are family. | Bu insanlar ailemiz. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I'm not going to let you kill them. | Onları öldürmene izin vermeyeceğim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Stand down weapons. | Silahları indirin. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Tell Archer I want to talk. | Archer'a söyleyin, konuşmak istiyorum. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Phlox says the injuries on both ships were minor. | Phlox her iki gemide de, yaralanmaların küçük çaplı olduğunu söylüyor. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You almost crippled us. | Bizi neredeyse sakat bırakıyordun. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| My mission would have been over. | Görevim sona erebilirdi. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Your mission is over, Captain. You just won't accept it. | Görevin bitti, Kaptan. Sadece kabul etmiyorsun. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I took the only logical course of action. | Ben sadece eylemin mantıklı yolunu izledim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Attacking your ancestors doesn't sound very logical to me. | Atalarınıza saldırmak bana pek mantıklı gelmiyor. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You wouldn't understand. | Anlamayacaksın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You can't. | Anlayamazsın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You don't know what it's like... | Bu sorumlulukla yaşamanın nasıl birşey... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| living with the responsibility. | olduğunu bilmiyorsun. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Millions of people are dead because of me. | Milyonlarca insan benim yüzümden öldü. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I'm sure your crew did everything they could to stop the probe. | Mürettebatının o sondayı durdurabilmek için her şeyi yaptığına eminim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I could have destroyed it! | Onu yok edebilirdim! | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Years ago, I swore to my Captain on his deathbed... | Yıllar önce, ölüm döşeğindeki Kaptanıma o yedi milyon... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I'd save those seven million lives. | insanı kurtaracağıma dair söz verdim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You were the man I made that promise to. | Söz verdiğim adam sizdiniz. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I devoted my life to that mission. | Bu göreve hayatımı adadım. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We knew the coordinates of the launch platform... | Fırlatma platformunun koordinatlarını... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| the exact minute the weapon was going to be deployed. | silahın tam olarak ne zaman harekete geçeceğini biliyorduk. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| But our plan didn't work. | Ama planımız işe yaramadı. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I had one last chance. | Son bir şansım vardı. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Use Enterprise itself, set a collision course with the probe. | Atılgan'ı kullanarak sonda ile çarpışmasını ayarlamak. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| But I hesitated... | Ama tereddüt ettim... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| my emotions took over. | duygularım beni ele geçirdi. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I couldn't give an order that would kill my crew. | Mürettebatımı öldürecek bir emri veremedim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| By the time I realised my mistake, it was too late. The probe was gone. | Çok geç olana kadar hatamı anlayamadım. Sonda gitmişti. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I won't let my emotions get in the way again. | Duygularımın tekrar yoluma çıkmasına izin vermeyeceğim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I will not let Earth be destroyed. | Dünyanın yok olmasına izin vermeyeceğim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I could keep you locked up in here. | Seni burada kilitli tutabilirim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| But that wouldn't do either of us any good. | Ama bunun hiç birimize faydası olmaz. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| All that matters... | Önemli olan... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| is what we're going to do next. | sonra ne yapacağımız. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Whether you agree with it or not, I'm taking my ship into that corridor. | Aynı fikirde ol yada olma, gemimi o koridora götürüyorum. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| And I'll stand a much better chance of completing this mission... | Ve eğer birlikte çalışırsak bu görevi... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| our mission... | görevimizi tamamlamak için... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| if we work together. | çok daha fazla şansımız olacaktır. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Am I disturbing you? Not at all. | Rahatsız ediyor muyum? Önemli değil. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Chamomile? Of course. | Papatya mı? Tabii ki. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We had trouble with your modifications. | Değişikliklerinizle ilgili bir sorunumuz var. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| We were only able to reduce our particle wake by 86%. | Parçacık canlanmasını yalnızca %86 ya indirgemeyi başarabildik. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| The corridor could destabilise again. | Koridor yine dengesizleşebilir. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| If you place an isomagnetic collector here... | Buraya bir isomagnetic toplayıcı yerleştirirseniz... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| it should absorb any residual particles. | fazla parçacık kalıntılarını emecektir. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I'm not familiar with that type of device. | Bu tür bir cihaz bilmiyorum. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| It's something we picked up from the lkaarans. | lkaaranlardan kaptığımız bir şey. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| I should be able to find the schematics. | Bir şemasını bulabilirim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| What do you mean? Your trellium addiction. | Ne demek istiyorsun? Trellium bağımlılığın. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Have the symptoms diminished? | Belirtiler azaldı mı? | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| To a degree. | Bir dereceye kadar. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| But I haven't fully recovered. | Ama tamamen iyileşmiş değilim. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You'll never fully recover. | Asla tam iyileşmeyeceksin. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| The emotions you've accessed... | Eriştiğin duygular... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| will be with you the rest of your life. | hayatın boyunca seninle birlikte olacak. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| Don't forget your tea. | Çayını unutma. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| You're going to have to learn to embrace them... | Onları benimsemeyi, onlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalacaksın... | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 | |
| live with them as I have. | benim yaptığım gibi. | Star Trek: Enterprise E²-1 | 2004 |