Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152688
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| The simulation suggests that the anomalies occur... | Bu benzetim dalgaların kesiştiği yerlerdeki... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| where the waves intersect. | meydana gelen anomalileri gösteriyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| If you're right, then we should be able to start predicting... | Eğer haklıysan gideceğimiz yerlerdeki karşılaşacağımız sorunları... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| where we're going to run into trouble. | önceden tahmin etmek mümkün olmalı. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| If we're going to create an accurate map... | Eğer doğru bir harita oluşturacaksak... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| we'll need precise measurements of the sphere's gravimetric fields. | kürenin çekimsel alanları hakkında hassas ölçümlere ihtiyacımız olacak. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Assuming there is a second sphere. | İkinci bir küre olduğunu varsayarsak. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| How far away is it? Less than four light years. | Ne kadar uzakta? Dört ışık yılından daha az. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I ran every scan in the book. | Kitaptaki her taramayı yaptım. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| There's no sign of any intruder anywhere on the ship. | Geminin hiçbir yerinde davetsiz misafirden iz yok. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Maybe our sensors missed something. | Belki algılayıcılarımız bir şeyleri gözden kaçırıyorlardır. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I went through all the logs for the past 24 hours. | Son 24 saatteki tüm seyir günlüklerini gözden geçirdim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| To say they were uneventful would be an understatement. | Onların olaysız seyrettiğini söylemeye bile gerek yok. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| This is good news. That I'm imagining things? | Bu iyi haber. Bu şeyleri hayal mi ediyorum? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Well, you're a little on edge. | Eh biraz fazla gerginsin. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| It's not uncommon to see the enemy out of the corner of your eye. | Gözünün ucuyla düşman görmek pek sıradışı değildir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I thought that was called paranoia. | Sanırım ona paranoya deniliyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Whatever it is, it's not uncommon. | Ne olursa olsun sıradışı değildir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Just the other night... | Yine de geçen akşam... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I thought I heard clicking sounds in my quarters. | kamaramda tıkırtılar duyduğumu sandım. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| For a moment, I could have sworn... | Bir an için bir Xindi böceksinin... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| there was a Xindi lnsectoid lurking in the shadows. | gölgelerde gizlendiğine yemin edebilirdim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| What I saw wasn't a shadow. | Benim gördüğüm bir gölge değildi. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| All right. I'll keep an eye out. | Tamam. Gözüm üstünde olacak . | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| There's some mild vasodilatation in the prefrontal cortex. | Ön lobunun zarında hafif bir damar gelişmesi var. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| That would account for your headaches. Other than that, you're in perfect health. | Bu baş ağrını açıklayabilir. Bunun dışında sağlığın mükemmel. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Are there any more tests that you can run? | Yapabileceğiniz başka testler var mı? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| What do you expect me to find? | Ne bulmamı bekliyorsunuz? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| The last few days, I've had the strangest feeling... | Son birkaç gündür, izleniyorum gibi... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| that I'm being watched. | tuhaf bir his yaşıyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I've heard whispering down corridors, in my quarters. | Alt koridorlarda, kamaramda fısıltılar duyuyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Could I have been exposed to something... | Hayal görmeme sebep olabilecek... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| that's making me hallucinate? | birşeye maruz kalmış olabilir miyim? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| There's no evidence of any mind altering substances on board. | Gemide zihin değiştiren maddeler olduğuna dair hiçbir kanıt yok. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| So basically, this is all in my head. | Yani aslında, hepsi kafamın içinde. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| It appears to be. Great. | Öyle görünüyor. Harika. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I suppose you believe you're dealing badly with stress. | Sanırım baskı ile baş edemediğinize inanıyorsunuz. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| It's not a good sign when you start to see things that aren't there. | Olmayan şeyleri görmeye başlamak iyiye işaret değildir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Well, that's a matter of opinion. | Eh bu bir görüş meselesi. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| On Denobula, when a person under stress hallucinates... | Denobula'da, bir kişi baskı altında hayal görmeye başlarsa... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| it's considered healthy. | sağlıklı kabul edilir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| A harmless way for the subconscious to release nervous energy. | Bilinç altındaki sinirsel enerjiyi açığa çıkarmanın zararsız bir yoludur. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I've always envied those who had that facility. | Bu yeteneğe sahip olanlara hep imrenmişimdir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I tend to keep too much bottled up inside. | Ben içime atıp saklamaya meyilliyimdir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| T'Pol's asked me to translate a section of the Xindi database. | T'Pol's Xindi veritabanının bir bölümünü çevirmemi istedi. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| That's where I'm waiting for you. That's where I'm waiting for you. | Seni beklediğim yer burası. Seni beklediğim yer burası. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Ensign Sato to Lieutenant Reed. | Asteğmen Sato'dan Teğmen Reed'e. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I need help in the Command Centre. Hoshi. | Komuta Merkezinde yardıma ihtiyacım var. Hoshi. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| How did you get on board? | Gemiye nasıl girdin? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'm nowhere near your ship. | Geminin yakınında değilim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| What do you want? You're searching for something. | Ne istiyorsun? Birşey arıyorsunuz. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Hoshi, are you all right? | Hoshi, sen iyi misin? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'm not picking up anything out of the ordinary. | Sıra dışı hiçbir şey algılamıyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| We still haven't found any ships nearby... | Hala yakınlarda bir gemi yada... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| or any uninvited guests on board. | gemide davetsiz bir misafir bulamadık. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'm not imagining it, Captain. | Bunu hayal etmedim, Kaptan. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| You have to admit it's a possibility. | Bu olasılığı kabul etmek zorundasın. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| With respect, sir, I know that my mind can be overactive sometimes... | Bununla ilgili olarak, efendim, aklımın bazen aşırı aktif olabildiğini biliyorum... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| but that is not what's happening. This is real. | ama olanlar öyle değil. Bu gerçek. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I want you to keep Hoshi under observation... | Biz bu sorunu çözene kadar Hoshi'yi... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| until we can sort this out. | gözlem altında tutmanı istiyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Post a security detail outside. | Dışarıya özel güvenlik görevlendir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Assign teams to Engineering and the Armoury until further notice. | Mühendislikte ve cephanelikte bir sonraki duyuruya kadar ekip görevlendir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Are you expecting an attack, sir? | Bir saldırı mı bekliyorsunuz efendim? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Around here, you never know. | Buralarda, asla bilemezsin. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'll see you both in the morning. | Sabah ikinizi de görürüm. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Isn't it about feeding time? | Beslenme zamanı değil mi? | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'll take care of it after I get you settled. | Şunları yerleştireyim sonra hallederim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Would you mind? I'm really not that tired. | Sakıncası var mı? Ben o kadar yorgun değilim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Be my guest. The Vulcan root leaf's in that container. | Keyfine bak. Vulcan kök yaprakları şu kabın içinde. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| When the alien communicates with me... | Ne zaman yabancı benimle iletişim kursa... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| it's almost like he's inside my head looking at things through my eyes... | neredeyse kafamın içinde gibi gözlerimin içine bakarak... | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| experiencing what I'm experiencing. | deneyimlediğim şeyleri deneyimliyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| And talking to him is like talking to myself. | Ve onunla konuşmak kendi kendime konuşmak gibi. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Does that make any sense? It makes perfect sense. | Bu mantıklı mı? Bu gayet mantıklı. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Listening to your thoughts has been very pleasurable. | Düşüncelerinizi dinlemek hep çok keyifli olmuştur. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| What? I've been with you for several days. | Ne? Birkaç gündür seninleyim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Studying your mind, your memories. | Aklını, anılarını inceledim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Learning so many things about you. | Hakkında çok şey öğrendim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| My telepathy only works in rare instances. | Telepatim yalnızca ender örneklerde çalışır. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| It takes a unique mind to process it. | İşlemesi için eşsiz bir zihin gerekir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Yours is the first I've found in many years. | Seninki yıllardır bulduğum ilk. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I'm only three light years away. | Sadece üç ışık yılı uzaktayım. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| My home is what you're seeing right now. | Evim şu anda gördüğün yer. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| All I want is to meet you. | Bütün istediğim seninle buluşmak. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I don't think that'll be possible. | Bunun mümkün olacağını sanmıyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I know you're on an urgent mission. That's what I want to talk to you about. | Önemli bir görevde olduğunuzu biliyorum. Ben de bunun hakkında konuşmak istiyordum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| What did he tell you about the Xindi? He's saving that for my visit. | Xindi hakkında ne söyledi? Bunu benim ziyaretime saklıyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| He could have given you something as a show of good faith. | Bir iyi niyet gösterisi olarak sana bir şeyler verebilirdi . | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| This could be another attempt by the Xindi to infiltrate Enterprise. | Bu Xindinin, Atılgan'a başka bir sızma girişimi olabilir. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I think he wants to help. | Sanırım o yardım etmek istiyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| He was horrified that seven million of us were killed. | Bizden yedi milyon kişinin öldürüldüğünü duyunca dehşete düştü. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| He says he's willing to use his abilities to help us find the Xindi. | Yeteneklerini Xindiyi bulmak için kullanmaya istekli olduğunu söylüyor. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I think that's reason enough to meet with him. | Bunun onunla buluşmak için yeterli olduğunu düşünüyorum. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Archer to Mayweather. Go ahead, sir. | Archer'dan Mayweather'a. Devam edin, efendim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| We're taking a slight detour. | Hafif bir sapma yapıyoruz. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| I asked Hoshi to come alone. | Hoshi'den yalnız gelmesini istemiştim. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| The Captain's always a part of first contact missions. | Kaptanlar her zaman ilk temas görevlerinin bir parçasıdır. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Starfleet regulations. I hope that's not a problem. | Yıldız filosu yönetmelikleri. Umarım sorun olmaz. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 | |
| Not at all, Captain. | Önemli değil, Kaptan. | Star Trek: Enterprise Exile-1 | 2003 |