• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151012

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
But I have a new one. I can get you one. Ama yenisini alabilirsin. Sana yeni bir tane verebilirim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Yes, I do. İsterim. Öyle mi? O hâlde gel benimle. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
What do you need it for? Buna ne için ihtiyacın var? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm from the building site. I need it for the generator. Şantiyede çalışıyorum. Jeneratör için gerekli. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay, where is it? Here it is. Tamam, nerede bu? İşte burada. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Here, take it. Buyur. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
No, I need the same thing. Hayır, aynısı gerek bana. Aynısı zaten. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Exactly the same. Tamamen aynısı. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay, this I don't have. But I can order it. Tamam, elimde ondan yok. Ama sipariş edebilirim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Tomorrow's Shabbat. Everything's closed. Yarın Şabat. Her yer kapalı. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Come back on Sunday. Is that okay? Pazar günü uğra. Uygun mudur? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay. Uygundur. Pazar 8'de. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
At 8:00. 8'de. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
At 8:00. Saat 8'de. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Leave me alone. Rehavia, leave it. Rahat bırak beni. Rehavia, git yahu. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
You don't know anything about it. What don't I know? Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Neyi bilmiyor muşum ben? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Great. Harika. Maradona. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Where did you learn this? Bu hareketi nerede öğrendin? Nazaret'te. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Tell me, Maradona, you're Arab? Muslim? Söyle bana, Maradona. Arap mısın, yoksa Müslüman mı? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
So me and Katz... we have an argument: Ben ve Katz bir şey hakkında tartışıyorduk: Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
which religion was first, Christianity or Islam? Hangi din daha önce ortaya çıktı? Hristiyanlık mı, İslâmiyet mi? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Islam started in the seventh century. İslâmiyet yedinci yüzyılda başladı. Biliyoruz ama hangisi daha önce? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Christianity. Hristiyanlık. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
You just guessed. Shabbat shalom Shabbat shalom. Atıyorsun. Hayırlı sabahlar. "Hayırlı sabahlar". Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
That's all you know... "Shabbat shalom, Shabbat shalom. " Tüm bildiğin bu... "Hayırlı sabahlar, hayırlı sabahlar." Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Read a book. I have. Biraz kitap oku. Okuyorum zaten. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Primitives. He doesn't even know when he was born. İlk insan. Ne zaman doğduğunu bile bilmiyor. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
He just guesses by the size of his fingernail. Tırnaklarının uzunluğuna bakarak tahmin ediyor. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm stuck with these primitives. Bu ilk insanlara takıldım kaldım. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
You need help with this? Çatı için yardıma gerek var mı? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
No, I just don't have the time. Hayır, yeterli zamanım yok. Neden? Nasıl yapılacağını biliyor musun? Benim işim bu. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
You just have to make a hole in the ceiling, Sadece tavana bir delik açacaksın, temizleyip oraya dolgu yapacaksın, birkaç saat sürer. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I know, I know. It's just a matter of time. Biliyorum, biliyorum. Burası bayağı zaman alır. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
How much to fix that ceiling? Bu tavanı ne kadara tamir edersin? Değiştirmek için, tamam mı? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay, Tamam ama Rehavia'ya söyleme. Az önce burada olan adama işte. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Don't tell him you work for me. It is just between us. Benim için çalıştığını bilmesin. Bu iş, aramızda kalsın. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay, come with me to the storeroom to get some cement. Tamam. Benimle depoya gel de sana biraz çimento vereyim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay? Come. Tamam mı? Gel. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Wait. Wait here. Wait here. Bekle, bekle. Burada bekle. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Okay, take that back to the shop. Tamam, bunu al ve mekâna geri dön. Pazara gidiyorum. Geri döneceğim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I... I work for Mr. Katz. Ben... Ben Bay Katz için çalışıyorum. Bana şey hakkında sordu Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
It smells of... Bir şey kokuyor Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I must have forgotten it. Unutmuş olmalıyım. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm here to fix the hole in the ceiling. Çatı tavanını tamir etmek için geldim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm Tarek. Tarek. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Thank you, Tarek. Teşekkürler, Tarek. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Katz left. I should fix it while he's gone. Katz bir yere gitti. O gelene kadar tamir edebilirim. Tamam. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Take off your jacket. Aren't you hot? Ceketini çıkartsana. Sıcak değil mi? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
No, I'm a little sick in my nose and throat. Hayır, biraz hastayım da. Boğazım ağrıyor ve burnum akıyor. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Thanks, just water. Teşekkürler, su kâfidir. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Better? Şimdi daha iyi? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Hello. Keren. Alo? Keren. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Mother? Anne? Doğum gününü kutlamak için aradım. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Sweetheart, happy birthday. Canım benim, doğum günün kutlu olsun. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
It's tomorrow. I know. Doğum günüm yarın. Biliyorum. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Is Father home? He's at the synagogue. Babam evde mi? Sinagogda. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Why didn't you go with him? Neden onunla gitmedin? Ben, evde dua edeceğim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
What about you? Peki ya sen? Dua ediyor musun? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Come for the Sabbath eve meal. Şabat arifesi yemeğine gel. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'll talk to Father, please God. Babanla konuşacağım. Allah aşkına geri dön. Her şey düzelecek. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
How can I come? Bir daha nasıl dönebilirim ki? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
You know he won't agree. Benim gibi düşünmediğini biliyorsun. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'll talk to him. He'll agree. Onunla konuşacağım. Düşünecektir. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I can't come anymore. Artık geri dönemem. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Keren, Father is back. I have to hang up. Keren, baban geldi. Kapatmak zorundayım. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm ordering groceries. Bakkaldan bir şey söylüyorum. Kahvemiz kalmamış. Selâmetle kal, kızım. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Katz wants some coffee, if you have some. Eğer elinde varsa, Katz kahve istiyor. Şu an onun için çalışıyorum. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Everyone wants coffee today. Bugün de herkes kahve istiyor. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Sorry about earlier... the toilet. Geçen gün için kusura bakma... Şu tuvalet mevzusu. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm not usually like this. It's just... Bunu normalde yapmazdım. Bu sadece... Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I don't know, they all got on my nerves today. Bilmiyorum. Sinirlerim bozulmuştu. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Do you want coffee too? Sen de kahve ister misin? Çok iyi yaparım, bizim yaptığımız gibi. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
What do you mean, "like we do"? "Bizim yaptığımız gibi" derken? Kibutz'da. En iyisini yaparız. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Do you have a coffee pot? Kahve fincanın var mı? Var. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Tarek. Tarek? Tarek. Tarek mi? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
And yours? Keren. Seninki? Keren. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Where are you from? Tulkarem. Nerelisin? Tulkarem. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
And what are you doing here? Ne yapıyorsun orada? Tulkarem'den birisi ne yapabilir ki? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Renovations. What do you do? Tamirat işleri. Ne yapıyorsun? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm from a Kibbutz, I just make coffee. Kibutz'ta çalışıyorum. Sadece kahve yapıyorum. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Where did you learn the word "kibbutz"? Bu "Kibutz" kelimesini nereden öğrendin? Nazaret'te. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
There's lots of kibbutzes there. Orada bir sürü Kibutz vardır. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I thought you were from Tulkarem. Tulkaremli olduğunu düşünmüştüm. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I am from Tulkarem, Tulkaremliyim ama Nazaret'te birkaç yıl top koşturdum. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Really? You must have been good. Sahi mi? İşinde iyi olmalısın. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I was pretty good. Oldukça iyiydim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
What are you doing for Katz? Katz için ne yapıyorsun? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Fixing the leak in his ceiling. Tavan su kaçırıyormuş da onu onarıyorum. Sahi mi? Kendisinin yapabileceğinden emindim. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Right, he really... Doğru, yapabilir... Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Don't tell anyone, will you? Kimseye söyleme, olur mu? Kimseye söylemeyeceğimi unuttum. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
He's a little crazy, isn't he? Katz birazcık deli dolu, değil mi? Dünyaya kızmış bir hâlde. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Did you see the photo on his wall? Duvarındaki resmi görmedin mi? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Of the soldier? Asker miydi? Oğlu, Yakir. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
He died many years ago in the army. Uzun zaman önce savaşta öldü. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Katz always says he died because everyone here is stupid. Katz her zaman "Oğlum öldü; çünkü oradaki herkes salaktı!" der. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
Are you alone? Yalnız mısın? Evet. O nerede? Kim? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
The boy. Şu çocuk. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I'm having a party tomorrow night on the beach. Want to come? Yarın gece sahilde parti veriyorum. Gelmek ister misin? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
I don't know, I... I leave on Sunday. Bilmiyorum, ben... Pazar günü ayrılıyorum buradan. Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
So tomorrow is your last day here? Yani yarın buradaki son günün mü? Sof Shavua B'Tel Aviv-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 151007
  • 151008
  • 151009
  • 151010
  • 151011
  • 151012
  • 151013
  • 151014
  • 151015
  • 151016
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim