Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148620
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And he was no brevet major. | Ve o da kıdemli Binbaşı değil. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Bewrayed his breeches at the first volley and turned tail. | İlk yaylım ateşte adamlarına ihanet edip kaçtı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Provosts found him after the battle, | İnzibat subayları, savaştan sonra... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
at an inn, drunk as a judge and in such a condition, | ...onu bir otelde ve sarhoş halde buldu ve bu yüzden... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
put a rope to his neck. | ...boğazına bir halat geçirdiler. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
You are mistaken, Colour Wormwood. | Hatalısın, Colour Wormwood. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
There was another Captain Beauclere upon the field that day. | O gün savaşta başka bir Yüzbaşı Beauclere vardı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Indeed, sir. | Cidden, efendim. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
And was there? | Var mıydı? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I do not know the particulars of this other fellow, | Diğer adamın özelliklerini bilmiyorum... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
but I assure you... | ...ama seni temin ederim... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
...it was my father who captured Jourdan's baton. | ...Jourdan'ın asasını alan babamdı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Stay with the column, then, if that is your will. | İsteğin buysa, birlikle beraber kal. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Something you wanted of us, Mr Beauclere? | Bizden bir şey mi istiyordunuz, Bay Beauclere? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
It's Miss Bonnet, sir. | Sorun Bayan Bonnet, efendim. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
She's taken a horse. | Bir at aldı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I tried to stop her, sir, but... | Onu durdurmaya çalıştım, efendim ama... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
...she said she would only be some short while. | ...kısa süreliğine olduğunu söyledi. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
What the hell do you think you're about? | Ne halt ettiğini sanıyorsun? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I wanted to ride. | Ata binmek istemiştim. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I can see that. Perhaps you've forgot. | Bunu görebiliyorum. Belki unutmuşsundur. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
They will be far behind us by now. | Şu ana kadar çok geride kalmışlardır. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I wouldn't be so sure. If I can track you, so can they. | O kadar emin olmazdım. Ben seni buluyorsam, onlar da bulabilir. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Now, Madam. | Şimdi, bayan! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
At once. | Hemen! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I'm responsible for your safety. | ...güvenliğinden ben sorumluyum. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Unhand me. | Bırak kolumu. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
You are rude and ignorant... | Kaba, cahil ve görgüsüz bir hayvan! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
petulant and selfish young fool. | ...alıngan ve bencil bir aptalsınız. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
If you will not take thoughts of your own well being, | Kendini düşünmüyorsan, en azından yanındakileri düşün. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
We aren't chasing you up and down the country. | Her yerde seni kovalayamayız. Şimdi ata bin ve beni izle! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I was done with my ride anyway. | Zaten gezim bitmişti. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Sir. Major sahib. | Efendim. Binbaşı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
SHOUTING | (Bağırış) | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
We're being attacked, Your Highness. | Saldırıya uğradık, Majesteleri. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
SCREAMING | (Çığlık) | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
King's men and Company to me. | Kralın ve şirketin adamları buraya gelsin! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
At least until our mounts are rested, | En azından atlarımızı dinlendirip takibe devam edebilene kadar? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
I want that prisoner secured now. | Tutuklunun hemen emniyete alınmasını istiyorum. Bu acil. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
You heard him. Take him away. | Onu duydunuz. Götürün. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Corporal Hakeswill. | ...Onbaşı Hakeswill. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Hakeswill? | Hakeswill mi? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
HARPER: Stand off, Richard. | HARPER: Geri çekil, Richard. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Hakeswill. Hakeswill. | Hakeswill! Hakeswill! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
What's the matter, you bastard? Cat got your tongue? | Sorun ne, adi herif? Dilini mi yuttun? | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Aye. Recoat was he? | Evet. Gizleniyordu, değil mi? Gizlendiğini biliyorum. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Obadiah. | Obadiah. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Ah. I thought as much. | Bunu hep düşündüm. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
That were your father, Barabbas. | Senin baban buydu, Barabbas. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Killed her. | Onu öldürdü. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
For all that, sir, this is not right. | Yine de, bu doğru değil. Kendi işine bak, Binbaşı. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
If any man... | Herhangi biri, bu adi herifle arama girerse, onu öldürürüm. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Stand aside, damn you. | Kenara çekil, lanet olası! | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
You'll have to put me down first. | İlk beni öldürmen gerek. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
But you may depend, with my squadron in pursuit, | Ama takipteki süvari birliğime güvenebilirsiniz. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
Yet also, I fear, a selfish one. | Kendimi çok şanslı görüyorum. Yine de, bencilce korkuyorum. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
damn my eyes if the major didn't mount up the cavalry... | İş tamamlandığı sırada... | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
We've no choice, ma'am. From here we go on foot. | Seçeneğimiz yok, bayan. Buradan sonra yürüyeceğiz. | Sharpe's Peril-2 | 2008 | ![]() |
What are you doing here? I couldn't sleep. | burada ne yapıyorsunuz? Uyuyamadım. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Diary of Ezra Ward, 1771. | Ezra Ward'un günlüğü, 1771. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
So let me get this straight | Bunu bir açıklığa kavuşturalım | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Joseph Curwen comes to Pawtuxet, nobody knows from where, in 1700s. | Joseph Curwen Pawtuxet'e kimsenin bilmediği bir yerden geldi, 1700'lerde. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
before the revolution. | devrimden önce. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Yeah, he was a real "founding father". | Evet, gerçek bir "kurucu baba" o. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Okay. He sets himself up in the shipping business and gets rich quick | Pekala. Nakliyecilik işine başladı ve kısa zamanda zengin oldu. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
but nobody likes the guy because he's got a reputation for hanging around local grave yards. | Adamı kimse sevmiyordu çünkü mezarlıklarda dolaşıp durduğu ile ilgili bir ünü vardı. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
The word witchcraft comes up a lot. | Büyücülük kelimesi ardından çıkagelir. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Well yeah, you can traffic in a lot of nasty stuff with your own shipping business | Evet öyle, kendi nakliye işinizle bir çok kötü faaliyet yürütebilirsiniz. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Anything you want. | İstediğiniz her şeyi. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
There was a lot of smuggling going on back then. | O günlerde çok fazla kaçakçılık yapılıyordu. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
You know, rum, other contraband. It was the patriotic thing to do. | Rom ve benzeri kaçak şeyler, biliyorsunuz. Bunu yapmak yurtseverlikti. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
So, talk to me about this diary. | Peki bana şu günlükten söz et. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Ezra Ward was Charles' five times great grandfather. | Ezra Ward Charles'ın beşinci göbekten büyükbabasıymış | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
He lived at the same time as Curwen. What else does it say? | Curwen ile aynı zamanda yaşamışlar. Başka ne diyor? | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
It says that Curwen stole Ezra's girl. | Diyor ki, Curwen Ezra'nın kızını kaçırmış. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
No kidding. Yeah. Listen to this... | Dalga geçme Evet. Dinle şunu... | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
6 October | 6 ekim | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Over the last few nights, I've ventured out to Curwen's farm house | Son birkaç gece boyunca, aşağılık söylentinin doğruluğunu kanıtlamak umuduyla | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
in the hope of proving the vile rumor is true. | temkinli şekilde Curwen'in çiftlik evinin önüne gittim. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
From Eliza's letters I am convinced that her heart belongs still to me. | Eliza'nın mektuplarından Kalbini hâlâ bana ait olduğu kanısındayım. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
It is only the fiends wealth and her fathers greed that have gained him such a wife. | Bu sadece servetin zulmü ve ona böyle bir eş kazandıran Eliza'nın babasının açgözlülüğü. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
That, or the infernal power of his black arts. | Bu, ya da onun kara büyüsünün cehennemî gücü. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
7 October: Curwen was gone to port | 7 ekim: Curwen limana gitti | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
I met Eliza, as we had planned. | Eliza'yla buluştum, planladığımız gibi. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Ezra, I must tell thee. | Ezra, sana söylemeliyim. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
I'm fearful Joseph is truly practicing the black arts, | Joseph'in gerçekten kara büyü uyguladığından korkuyorum, | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
as is said in town. | şehirde söylendiği gibi. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
What has thou seen, Eliza, tell me. | sen neler gördün Eliza, anlat bana. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Lately, he's been receiving strange cargo's from the Indies. | Son zamanlarda Hindistan'dan gönderilmiş kargolar alıyor. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
and 4 nights ago, he came up from the cellar with the most dreadful wound on his arm. | Dört gece önce, kolunda korkunç bir yarayla geldi bodrumdan. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Joseph, what has happened? | Joseph, ne oldu? | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Thou art bleeding. I must fetch Dr. Hopkins. | Kanaman var. Dr. Hopkins'i gidip getirmeliyim. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
It is to be expected... | Bu beklenebilirdi... | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
The dead take much blood. | Ölüm çok kan alır. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
11 October: I have spent three sleepless nights to make my case against Curwen. | 11 ekim: Curwen'e karşı davamı hazırlamak için üç uykusuz gece geçirdim. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
After what I have viewed, I am convinced... | Gördüğüm şeylerden sonra... | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
that Joseph Curwen, is indeed practicing witchcraft. | Joseph Curwen'in gerçekten büyücülük yaptığı kanısındayım. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
I counted 2 deliveries made on the ninth. | Saat dokuzda iki teslimat yapıldı. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
The first was a load of slaughtered cattle, directly to the front door. | İlki kesilmiş sığırdı, doğrudan ön kapıya yapıldı. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |
Are they fresh? Yes sir, yes. | Taze mi? Evet efendim, evet. | Shatterbrain-1 | 1991 | ![]() |