Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14801
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Read the responses only. (SANTINO PANTING) | Sadece yanıtları oku. Sadece cevapları oku. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Presence, Pretense, Breakpoint, Voice, Clash and Expulsion. | Durum, Numara, Kırılma Noktası, Ses, Çatışma ve Çıkarılma. Mevcudiyet, hile, kırılma anı, dile gelme, çatışma ve defetme. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Don't talk to it. Don't listen to it. | Onunla konuşma. Onu dinleme. Sadece oku ve dua et. Anladın mı? Onunla konuşma. Onu dinleme. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Just read and pray. Do you understand? | Sadece oku ve dua et. Anlıyor musun? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
"Glorious prince of the Heavenly Host, | "Göğün sahibinin şanlı prensi başmelek Aziz Michael" Ermişlerin şanlı prensi, Aziz Michael Archangel... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
"defend us now in this conflict | "bizi karanlığın şerrine karşı müdafaa et, ...yüksek mertebelerdeki günahkarların ruhlarına ve... | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: "I rebuke thee, devil!" | "Sana sesleniyorum Şeytan!" Şeytana dersini veriyorum! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: What you're feeling is the Presence, the first stage. | "Durum" kısmı böyle hissettirir. Hissettiğin şey mevcudiyet, ilk aşama. Derin psikolojik korku. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
It's a deep psychological terror. | Derin bir psikolojik terör. Pes etme, birazdan geçecek. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Don't give in to it. It will pass in a moment. | Teslim olma. Birazdan geçecek. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Is that it'? Is it over'? | Bu kadar mı? Bitti mi? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
The demon is trying to hide behind | Şeytan ele geçirilenin kişiliği ardına saklanmaya çalışıyor. Şeytan ele geçirilenin kişiliğinin arkasına saklanmaya çalışıyor. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
God beckons you to depart! (SCREAMING) | Tanrı ayrılman için seni çağırıyor. Şimdi! Şimdi! Şimdi! Defolman için sana işaret ediyor! Şimdi! Şimdi! Şimdi! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: This is the Breakpoint. | Bu "Kırılma Noktası". Bu kırılma anı. Ne demek yani? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: What does that mean? | O da ne demek? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Jane Crenna... (SPEAKING LATIN)...Mendoza. | Jane Crenna. ...Mendoza. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
ls Jane Crenna dead? (SIGHING) | Jane Crenna öldü mü? Jane Crenna öldü mü? Jane Crenna öldü mü? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
ls Jane Crenna dead? | Jane Crenna öldü mü? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You're a liar! You're a fucking liar! No! | Yalancısın! Lanet bir yalancı! Hayır! Dur! Dur! Dur! Yalancı! Olamaz! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: Stop! Stop! Stop! | Dur! Dur! Dinle beni! Dur! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(PANTING) You're talking to it! Stop! Focus. | Onunla konuşuyorsun! Kes! Odaklan! Onunla konuşuyorsun! Dur! Odaklan! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
You hear me'? Focus. | Beni duyuyor musun? Odaklan! Beni duyuyor musun? Odaklan. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I brought it out of you, didn't I, Priest? | Seni yanılttım değil mi Peder? Sus | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Silence. | Sessizlik. Canavarı ortaya çıkardım. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(DEMONIC VOICE) Jungler, Jung/er, Jungler. | Jungler, Jungler, Jungler. Jungler, Jungler. Ne var? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZAI What is it? | Bu nedir? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
RALPH: You didn't hear that? | Bunu duymadın mı? Duymadın mı? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
My name is the Jungler. | Adım Jungian. İsmim Jungler. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Jung/er. "Jungler." | Jungler. "Jungler." Jungler. Jungler. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
And by the authority of that blood, | İsa adına sana tanrının hizmetine geçmeni emrediyorum! Bu kanın adına sana Tanrı'nın bu kulundan defolmanı emrediyorum! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Desist, Jungler! You know your peril | Vazgeç, Jungler! Sonun geldi biliyorsun! Vazgeç Jungler! Vahametinin eli kulağında. Sonun yaklaştı! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
What is it'? | Bu nedir? Ne oldu? Müzik! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
By the authority of Christ, | İsa adına, ve onun gücüyle seni dışarı çağırıyorum! İsa Mesih ve onun yalnız gücü adına seni kovuyorum. | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
I cast you out! I cast you out! (MUSIC PLAYING) | Seni dışarı atıyorum! Seni dışarı atıyorum!Seni dışarı atıyorum! Seni kovuyorum! Seni kovuyorum! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
♪ Yeah! Yeah! Yeah! Yeah! I | Seni kovuyorum! | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
(MOUTHING) Tell me, please, where are they'? | Söyle bana lütfen, neredeler? Lütfen söyle, neredeler? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: Hey. What child is presented in this home today for holy baptism? | Bugün bu evde hangi çocuk kutsal vaftiz için takdim ediliyor? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
MENDOZA: And who presents this child to be baptized? | Vaftiz edilecek çocuğu kim temsil ediyor? Bu çocuğun vaftiz olması için kim sunuyor? | Deliver Us from Evil-2 | 2014 | ![]() |
Hey. Nice shiny blade there. | Ne güzel parlak bir bıçak. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Stand easy. They're ours. | Rahat olun, bizimkiler geliyor. Rahat! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Looks like you claimed | Görünen o ki birlik için kolay bir zafer daha istemişsiniz, Binbaşı. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Where's your regiment from? | Alayınız kimlerden oluşuyor? Her çeşit insanın bulunduğu bir ayaktakımıyız. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Well, lookee here, this one's still alive. | Buraya bakın, bu hala yaşıyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Just finish him off, Cyril. 1 | Hemen bitir işini, Cyril. Bunu yaparsam eğlencesi kalır mı? 1 | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Don't kill me. Look, I know something. | Beni öldürme. Paralarımızı alacağımızı biliyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's coming all in gold... six union regiments' worth. | 6 alayın ödemesi altın halinde gelecek. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Where? | Nereden? Deliverance Creek, Missouri. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
When? | Ne zaman? Bilmiyorum, orasını duymadım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You didn't hear that part. | Duymadın mı? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Well, then I guess you don't need | O halde artık kulaklarına ihtiyacın yoktur, değil mi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
And look, see, | Bu durumda koleksiyonuma bir çift kulak daha eklenir. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No, please! Don't! Stop! Aah! | Hayır, lütfen! Yapma dur! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Forward! | İleri! Hadi çocuklar buradan gidelim! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You have the worst timing. | Çok kötü bir zamanlaman var. Yapma kalan iki şerif yardımcısından biriyim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
When I saw you riding up, | Seni gelirken gördüğümde Harlan'ın eve döndüğünü sandım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You know, you want me to stop coming by, Belle, | Artık gelmemi istemiyorsan Belle, söylemen yeterli. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No. | Hayır. Seni daha çok görmek istiyorum, Nate. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
In fact, I don't know what we're waiting for. | Aslında ben bile neyi beklediğimizi bilmiyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I haven't had even a letter in over two years, | Bu beni dul yapmazsa iki seneden fazladır mektup bile almıyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Don't sit right... me being with another man's wife, | Başka bir adamın karısıyla olmak bana uymuyor ama... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
but I couldn't have stopped this even if I tried. | ...denediğim halde kendime engel olamıyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
So, when the time comes, will you marry me? | O halde zamanı geldiğinde benimle evlenecek misin? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
But you're not saying we have to wait until then, | Ancak o gün gelinceye kadar beklemek zorundayız demeyeceksin, değil mi? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
No, ma'am. | Hayır, hanımefendi. Pazar günü izinliyim. Gündoğumundan önce dönebilirsin. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Now, come on... | Hadi gidip senin çocukları korkutalım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Jeb. What do you want? | Ne istiyorsun Jeb? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Oh, just making sure everything's all right | Burada işlerin yolunda olduğuna emin olmak istemiştim, komşu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Thank you for checking in on us, but we're making do. | Düşündüğün için teşekkürler ama biz hallediyoruz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You'll have to excuse me. I have supper to fix. | İzninle akşam yemeği hazırlamalıyım. Hadi ama. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I see deputy cooper riding up here all the time. | Şerif yardımcısının her zaman buraya geldiğini görüyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Why accept his help when I'm right next door? | Yanıbaşında ben varken neden onu istiyorsun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You goddamn bitch! | Seni lanet orospu! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Get off my ranch! | Çiftliğimden defol! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You're gonna regret this. | Bunun için pişman olacaksın. Karına selamlarımı ilet. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I went over to tell Belle Barlowe | Belle Barlowe'a sığırlarının bizimkilerle karıştığını söylemeye gittim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
She went off hollering. | Tepesi atıp bağırdı. O kadınla anlaşmaya bile uğraşmamalıydım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That land should be ours, Cordelia. | O topraklar bizim olmalı Cordelia. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
That burr in your boot have anything to do | Çizmelerindeki çer çöpün yanağındaki el iziyle ilgisi var mı, Jeb? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You even listening to me, woman? | Sen beni dinliyor musun, kadın? Neyin ne olduğunu anlatıyorum. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Well, go clean up for supper. | Akşam yemeği için hazırlan. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You got to leave tonight. | Bu gece gitmek zorundasınız. Haber doğru. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You know I don't know what it says. | Burada ne yazdığını anlamıyorum. Köle müzayedesi Pazartesi günü buraya geliyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
This was on master's desk with a list. | Bu kağıt efendinin masasında bir listeyle duruyordu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You and the boys are on it, Moses. | Listede senin ve çocukların adı var Moses. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
There's peppers to throw off the dogs | Burada köpeklerden kurtulmak için biber ve oraya ulaşıncaya kadar yetecek yemek var. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Wait. You're not coming with us? | Sen bizimle gelmiyor musun? Küçük Edward hala rahatsız. Kessie. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Master thinks I'm down here making a mustard plaster. | Efendi burada hardal yakısı yaptığımı sanıyor. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
If I leave now, he'll know five minutes after I've left. | Şimdi gidersem 5 dakika sonra yokluğumu fark eder. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Then we'll wait. We go together. | O halde bekleriz ve birlikte gideriz. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You go now. He won't even notice you're gone till morning. | Şimdi gidin. Sabaha kadar gittiğinizi bile fark etmez. Zamanı geldiğinde geleceğim. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
It's okay, baby. We're gonna be together real soon. | Her şey yolunda bebeğim. Çok yakın bir zamanda buluşacağız. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Kessiah... Kessie, master's looking for ya! | Kessiah! Kessie, efendi seni arıyor. Geliyorum, Alma! | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
They'll leave you at the schoolhouse | Sizi Deliverance Creek, Missouri'de okul binasında bırakacaklar. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I just want you to be aware, now, that's all. | Sadece seni uyarmak istedim. Hepsi bu. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You spent all summer trying to talk me into this, Ben, 1 | Bütün yaz beni bu konuda ikna etmeye çalıştın şimdi caydırmak mı istiyorsun Ben? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
Don't... now, Hattie Gatlin... | Bak, Hattie Gatlin... | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
what's this, just wanting to use my schoolhouse | Sadece okul binamı kullandırmamı ama bu işe karışmamamı mı istiyorsun? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
You heard what happened to those Quakers out in Fayette? | Fayette'de kovulan Quaker'lara ne olduğunu duymadın mı? | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
I understand the dangers, Ben. | Tehlikeli olduğunu anlıyorum, Ben. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |
But I've never felt so right about anything in my life. | Ancak daha önce hayatımda hiçbir bu kadar doğru bir şey yapmamıştım. | Deliverance Creek-1 | 2014 | ![]() |