Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 147217
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Nothing. And neither will you. | Hiçbirşey. Tabiki sen de birşey söylemeyeceksin. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
George can never know about this. It'll crush him. | George bunu asla öğrenmemeli. Bu onu bitirir. George bunu hiç öğrenmemeli. Bu onu parçalar. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
All right, I'll put it in the vault. | Peki, bu konuyu gömüyorum. Tamam. Birşey söylemem. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
No good. Too many people know the combination. | İyi sayılmaz. Pekçok kişi şifresini biliyor. Bilmem artık. Çok kişi biliyor artık nasıl söylediğini. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
What combination? | Ne şifresi? Neyi biliyorlar? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Don't be ridiculous. | Komik olma. Saçmalama. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Oh, my God, this drawer is filled with Froot Loops. | Aman Tanrım, bu çekmece Froot Loops dolu. Aman Tanrım, bura hep Froot Loop ile dolmuş. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
So what? | Ne olmuş yani? Nolacak ki? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
And milk. | Ve süt. Ve süt ile. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Oh, jeez. | Aman Tanrım. Off yaa. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Hello? | Kim o? Kim var orda? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Hi, Mr. and Mrs. Ranawat. | Merhaba, Bay ve Bayan Ranawat. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Please. | Buyrun. Lütfen. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Call us Usha and Zubin. | Bize Usha ve Zubin diyebilirisin. Bize Usha ve Zubin de. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Well, Usha. I'm Zubin. | Peki, Usha. Ben Zubin. Tamam, Usha. Ben Zubin'im. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Anyway, your son is marrying my friend, Sue Ellen Mischke | Herneyse, oğlunuz arkadaşımla Sue Ellen Mischke ile evleniyor... Herneyse, oğlunuz benim arkadaşımla evleniyor, adı Sue Ellen Mischke... | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
You're not going to the wedding, are you? | Düğüne gitmiyorsun, değil mi? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Well. Don't go. | Şey. Gitme. Bilmem ki. Sakın gitme. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
India is a dreadful, dreadful place. | Hindistan korkunç, korkunç bir yerdir. Hindistan berbat bir yer. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
You know, it's the only country that still has the plague. | Hâlâ vebanın olduğu tek ülke olduğunu biliyor musun? Bildiğin gibi, bu çağda Hindistan'da hala veba salgını var. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I mean, the plague. Please. | Veba diyorum. Lütfen. Düşünebiliyormusun,hem de bu çağda veba salgını. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Here's the registry. | Bilgiler burada. İşte adres. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Send her a gift and be glad you did not have to go. | Hediyeni yolla ve gitmek zorunda olmadığın için mutlu ol. Sadece bir hediye yolla ve oraya gitmediğin için mutlu ol. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Right. Don't go. Send a gift? | Anladım. Gitmeyeceğim. Hediye yollayacağım? Tamam, gitmeyeceğim ve sadece hediye mi yollayacağım? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I think I understand. | Sanırım anladım. Sanırım anladım ne demek istediğinizi. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
If I had to go to India, I wouldn't go to the bathroom the entire trip. | Eğer Hindistan'a gitmek zorunda kalsam, tüm yolculuk boyunca tuvalete gitmezdim. Eğer Hindistan'a gitseydim, ziyaretim boyunca tuvaleti hiç kullanmazdım. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
That's fantastic. | İnanılmaz. Evet, haklısınız. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
And I'm not so crazy about Manhattan either. | Ayrıca Manhattan'ı da çok seviyorum sayılmaz. Manhattan'ı da çok seven birisi de değilimdir yani. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
You were gonna tell me all about George. | Bana George hakkında anlatacakların vardı. Bana George'dan bahsedecektin. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
When you see him tomorrow night tell him that the waiter liked him. | Yarın gece onu görünce, ona bayan garsonun onu beğendiğini söyle. Yarın gece onla buluştuğunda geçen gün garsonun ondan hoşlandığını söyle yeter. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Really? | Gerçekten mi? Ciddi misin? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Believe me. | Bana inan. İnansan iyi edersin. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I forgot how much fun it is hanging out with you. | Seninle vakit geçirmenin ne kadar güzel olduğunu unutmuşum. Seninle takılmayı ne kadar da özlemişim bilemezsin. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I know. You know, we never had a bad conversation. | Biliyorum. Asla kötü bir sohbetimiz olmamıştı. Evet, ben de öyle düşünüyorum. Hiç sıkılmadan konuşuyoruz, ne güzel | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I know. No awkward pauses. Probably the reason we never fooled around. | Biliyorum. Garip duraksamalar yok. Muhtemelen boşa vakit geçirmediğimiz için. Biliyorum. Hiç durmadan ve sıkılmadan saatlarce konuşabiliyoruz. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Probably the reason. | Muhtemelen ondandır. Yani, ne güzel işte. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Are you dense? | Mankafa mısın? Aptalmısın sen? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I said, I wanted you to drop dead. | Senin ölmeni istediğimi söylemiştim. Dedim işte, geberip gitmeni istedim. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Now, drop dead. | Şimdi, öl. Şimdi, geber git. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I knew it. Stupid Jerry. | Biliyordum. Salak Jerry. Biliyordum işte. Aptal jerry | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I know what I'm saying. No way FDR wants you to drop dead. | Ne dediğimin farkındayım. FDR'ın senin ölmeni istemesinin hiçbir sebebi yok. Ne dediğimin farkındayım, FDR'IN senin ölmeni istemesinin imkanı yok. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
But you have Just go back and ask him again. | Ama sen... Sadece ona git ve yeniden sor. Ama sen Git bir daha sor. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
That's right. My birthday wish was that you drop dead. | Doğru. Doğumgünü dileğim senin ölmendi. Evet doğru,doğum günü dileğim senin geberip gitmen. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Well, why? | Ama neden? Tamam da, niye peki? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I have my reasons. | Kendimce sebeplerim var. Kendime göre sebeplerim var. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Wait, if you make a birthday wish out loud, it doesn't come true. | Eğer doğumgünü dileğini sesli dilersen, gerçekleşmez. Bir dakika, eğer dileğini başka birisine anlatırsan o dilek gerçekleşmez. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
That's just a silly superstition. | Bu sadece salak bir bağtıl inanç. Bu sadece aptalca bir inanç. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Hey, FDR wants me to drop dead. | Selam, FDR benim ölmemi istiyor. FDR benim ölmemi istiyor. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
FDR? Yeah, Franklin Delano Romanowski. | FDR mı? Evet, Franklin Delano Romanowski. FDR? Evet, Franklin Delano Romanowski. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I go to his birthday party... | Onun doğumgünü partisine gittim... Doğum gününe gittim... | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
...and just before he blew out his candles, he gives me this look. | ...ve tam mumlarını söndürmeden önce bana şu bakışı yaptı. ...ve tam mumları üflemeden bana o kötü bakışı attı. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Stink eye? Crook eye? | Pis bakış mı? Sert bakış mı? İğreniyormuş gibi? Sahtekar gibi? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Evil eye. | Kötülük dolu bakış. Şeytan gibi baktı. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Everybody's a little cranky on their birthday. | Herkes kendi doğumgününde biraz tuhaftır. Herkes doğum gününde biraz huysuz olur. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Oh, it's a bad day. | Kötü bir gündür. Evet kötü bir gün. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Everyone's over. You're thinking: "These are my friends?" | Herkes oradadır. Sen de düşünürsün: "Arkadaşlarım bunlar mı?" Herkes ordadır. Sen de düşünürsün: "Bunlar mı benim dostlarım?" | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Everyday is my birthday. | Hergün benim doğumgünümdür. Bana her gün doğum günü. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Well, I can't have this hanging over my head. It's bad mojo. | Bu düşünce aklıma takılı kaldıkça rahat edemem. Kötü enerji yaratır. Ben bununla yaşayamam ama. Bana kötü bir büyü yapılmış gibi. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
You're not gonna believe what I got in the mail. | Postadan bana gelen şeye inanamazsın. Bugün bana postadan gelene inanamazsın | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Invitation to Sue Ellen Mischke's wedding. | Sue Ellen Mischke'in düğününe davetiye. Sue Ellen Mischke'in düğününe davet | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
At least the wedding gown will give her some support. | En azından gelinlik ona biraz destekleyici olur. En azından gelinliği bir işe yarayacak. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Not the point. | Konu bu değil. Konu o değil. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
The wedding is in one week. I got this today. | Düğün bir hafta içerisinde olacak. Bu bana bugün ulaştı. Düğün bir hafta sonra. Ben daha bugün aldım. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
So you think it's a non vite. It's an un vitation. | Sen de davet edil meme olarak düşündün. Bu bir davet edilmemiye. Yani seni düğününde istemediğini düşünüyorsun. Bu kesinlikle davet değil. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Hey, are you getting taller? Timberlands. | Senin boyun mu uzuyor? Timberlandler. Senin boyun mu uzadı? Timberland'ler sayesinde. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Hey, look at this. Pinter Ranawat? | Şuna baksana. Pinter Ranawat mı? Hey, şuna baksana. Pinter Ranawat? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Wonder if he's related to the guy I dated Peter Ranawat. | Daha önce çıktığım Peter Ranawat ile bir ilgisi var mı merak ettim. Belki de önceden çıktığım Peter Ranawat'ın akrabasıdır. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
It's probably like Smith over there. | Muhtemelen Smith de orada olacaktır. Belki de orda burdaki "Smith" gibi birşeydir. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Jerry, would you make the call? What call? | Jerry, şu telefonu edecek misin? Ne telefonu? Jerry, aramayı düşünüyormusun? Kimi? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
He wants me to set him up with Nina Stengle. | Nina Stengle ile arasını yapmamı istiyor.. Nina Stengle ile çıkmak istiyormuş da. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Oh, the great conversation girl. The one you think can replace me. | Oh, şu sohbeti güzel olan kız. Benim yerimi alabileceğini düşündüğün kız. Oh,şu çok iyi muhabbeti olan kız. Hatta benim yerime onu bile düşümüştün. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I was kidding when I said that. | Onu derken şaka yapmıştım. Sadece şakaydı o. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Told me the same thing. | Bana da aynısını söylemişti. Bana da aynısını söyledi. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Nina, hi, it's Jerry. You're sure you never slept with her? | Nina, selam, ben Jerry. Onunla yatmadığına emin misin? Nina, merhaba, Ben Jerry. Onunla yatmadığına eminsin, değil mi? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Perfect. Hey, how about my friend George... | Harika. Arkadaşım George hakkında ne düşünüyorsun... Süper. Hey, sence de arkadaşım George... | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
...quite a guy, huh? | ...hoş biri, değil mi? ...fena değil, ne dersin? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Something's not sitting right. | Birşeyler tam yerinde değil. Midemin sağ tarafında birşey var sanki. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I'll have the clams casino. Get out. | Clams casino(midye) istiyorum. Hadi oradan. Ben bir "clams casino" alacağım. Saçmalama. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Chef recommends. | Şefin seçimi. Şefin tavsiyesi. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Do you think she likes me? Sure. | Sence benden hoşlanıyor mu? Tabii ki. Sence hoşlandı mı benden? Eminim. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
How come nothing ever happened with you and Nina? | Sen ve Nina arasında nasıl oldu da birşey olmadı? Söyle bakalım, Nina'yla neden yürümedi ilişkiniz? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Is there a problem with her? Is she a man? | Onda bir sorun mu var? Dönme mi? Bir soun mu var onda? Yoksa erkek mi? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Are you? | Sen öyle misin? Peki sen? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Then what's the reason? | O zaman neden? O zaman sebebi söyle? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
We were too compatible. Our conversations were so engrossing. | Çok fazla uyumluyduk. Sohbetlerimiz çok sürükleyiciydi. Bizim çok iyi muhabbetimiz vardı. Konuşmalarımız çok ilginçti. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
How engrossing? If we had a problem with Elaine... | Nasıl sürükleyici? Eğer Elaine ile ilgili bir sorun yaşarsak... Nasıl yani? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
...we could bring in Nina and not lose a step. | ...Nina'yı aramıza alabiliriz ve hiçbir gerileme olmaz. ...bunu Nina'yla çok rahat konuşup halledebiliyordum. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
You don't have a replacement lined up for me, do you? | Benim için de yedek kulübende kimse yok, değil mi? Benim yerime geçmesini istemedin herhalde? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Like I was saying... | Dediğim gibi... Neyse, dediğim gibi... | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
...I couldn't make the transition from conversation to sex. | ...sohbet etmekten sekse geçişi yapamadım. ...muhabbetten sekse geçiş yapamıyordum. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
There were no awkward pauses. I need an awkward pause. | Hiç garip duraksamalar olmuyordu. Garip duraksamlara ihtiyacım var. Hiç durmadan konuşuyorduk. Seks için bir duraksamaya ihtiyacım var | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I'm all awkward pauses. Fix me up with her. | Ben tamamen garip duraksamayım. Beni onunla tamir et. Bende hep duraksama var zaten. Sen en iyisi onu benle bir tanıştır. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Well, wait a minute. Nina just saw me in my Timberlands. | Bir dakika. Nina beni Timberland'lerimle gördü. Ama bir dakika. Nina beni Timberland'leri giyerken gördü. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I have to wear them every time I see her. | Onunla her görüştüğümde onları giymeliyim. Ne zaman onu görsem bu ayakkabıları giymem gerek. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Why? In any other shoe, I lose 2 inches. | Neden? Başka ayakkabılarla, 5cm. kısalırım. Niye ki? Çünkü boy olarak çok fark eder.. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
I can't have a drop down. We're eye to eye. I can't go eye to chin. | Boyum daha da kısalmamalı. Şimdi göz gözeyiz. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
So you're gonna wear them no matter what? | Ne olursa olsun onları mı giyeceksin? Yani ne olursa olsun giyeceksin bu botları? | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
In every situation. No matter how silly I look. | Her durumda. Ne kadar salak gözüksem bile. Her zaman tabiki. Ne kadar aptalca olsa bile. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Tastes a little funky. I'm sure it's fine. | Tadı fena sayılmaz. Bence de güzeldir. Acayip bir tadı var. Tadı iyidir kesin. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |
Go on, make a wish, make a wish. | Hadi, dilek dile, dilek dile. Hadi, bir dilek tut. | Seinfeld The Betrayal-1 | 1997 | ![]() |