Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145838
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Before the snow arrives, We should pitch more hutches. | Kar gelmeden önce, Barakaları doldurmlaıyız. Kar gelmeden önce barakaları kaplamalıyız. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
MuLiao, there's no more grass. | MuLiao, ama hiç otumuz yokki Mu Liao, artık elimizde kaplayıcı saman kalmadı. Ne kullanacağız? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
What are we going to use? | Neye yarayacak? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Then we offer our rooms for them to stay. | Sonra, onların kalmaları için oda hazırlıyoruz O zaman kendi odalarımızı da vereceğiz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You're joking. I hate the cold. | Şaka yapıyorsun. Soğuktan nefret ederim Şaka yapıyor olmalısın. Soğuktan nefret ederim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
The supply of ManTou dwindles every day. | Hergün insanlara destek olmalıyız. ManTou stoğumuz günden güne azalıyor. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
So you needn't fear the cold. | Üstelik soğuktan korkmana gerek yok Bence soğuktan korkmamalısın. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Perhaps, by the time winter arrives. | Belkide, kış gelene kadar Belki de kış geldiğinde... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You'd already starved to death. | Açlıktan ölmüş oluruz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Come out. | Çık dışarı Dışarı! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Move it, bring him out. | Gidin, onu dışarı çıkarın Çekil! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Don't move. | Kımıldama Kimse kıpırdamasın! Geri çekilin! Açılın! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Move it. | Hadi Çekilin! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You can't enter. | Buraya giremezsin Giremezsiniz! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You can't enter. | Giremezsin İçeri giremezsiniz! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Dismount. | Attan inin Atlarınızdan inin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Abbot, save me. | Rahip, kurtar beni Başkeşiş, kurtarın beni. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Dirty monks. | Pis keşiş Aşağılık keşişler. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Commander Hou has ordered his death. Whoever gets in the way is a co conspirator. | Komutan Hou, Onun ölmesini emretti. Herkim yoluma çıkarsa onunla beraber sayarım. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I don't care; you cannot do this in Shaolin. | Umrumda değil. Shaolin tapınağında buna izin veremem Umurumda değil! Bunu Shaolin tapınağında yapamazsınız! | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Come on. | Gel hadi Hadi bakalım. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If you help him, I'll send you to see Buddha. | Eğer ona yardım edersen, Seni Buda'ya gönderirim. Eğer ona yardım edersen, seni de Buda'nın yanına gönderirim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
He's lost too much blood. | Çok kan kaybetti Çok fazla kan kaybetmiş. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Quickly, bring me the clotting powder. | Çabuk bana pıhtılaştırıcı tozu getir Çabuk bana pıhtılaşma tozunu getir. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Yes, Master. | Tamam usta Tabii, usta. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Commander Hou arrives. | Komutan Hou geldi! General Hou geliyor. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
They welcome you with Shaolin Kung Fu. | Onlar Shaolin Kung fu su ile hoşgeldin dediler | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And you reply with guns. That's very uncivilized. | ve sende silahla cevap verdin. Bu hiç uygarca değil. Ve sen de silahınla karşılık veriyorsun. Ne kadar da medeniyetsizce. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Commander Hou. | Komutan Hou | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Sir, please don't move. | Efendim, Lütfen kımıldamayın Efendim, lütfen kıpırdamayın. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Don't move. | Hareket etme Yat öyle. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
He's almost dead. | Neredeyse ölüyordu Ölmek üzeresin. Yat öyle. Başkeşiş, sen de kıpırdama. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You should help him on his way. | Bildiği şekilde ona yardım etmeliyiz Aslında yolda ilerlemesine yardımcı olmanız gerekirdi. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
He's here and even if he was on his last breath. | O burda ve Eğer son nefesini verse bile ...kişi burada olduğu ve son bir nefesi kaldığı sürece... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I still have to save him. | Ona yardım etmem gerek ...onu kurtarmaktır. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Please have compassion. | Lüften merhamet edin Lütfen merhamet edin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And stop killing indiscriminately. | ve bu katliamlara bir son verin Ve gelişigüzel öldürmelere son verin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If he doesn't die, I won't be able to sleep. | Eğer o ölmezse, Rahat uyuyamayacağım O ölmedikçe, rahat uyuyamayacağım. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If your heart is bad, your dreams will be troubled. | Bu şekilde yaparsam, kalbinde ve rüyalarında hep huzursuz olacaksın Eğer kalbin varsa, rüyaların da dinecektir. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Let it go, and you will find peace. | Gitmesine izin ver, ve sende huzur bul. Şimdi git ve huzurunu bul. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Peace? | Huzur mu? Huzur? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Abbot, you've gone crazy from being here too long. | Başrahip, burda uzun süredir olduğundan kafayı sıyırmışsın Başkeşiş, burada fazla kapalı kalmaktan sanırım kafayı yemişsin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If I don't kill him, the war continues. | Eğer onu öldürmezssem, savaş devam edecek Onu öldürmedikçe, savaş da devam edecek. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
That is indiscriminant killing. | Bu caniliktir. İşte bu gelişigüzel öldürme. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Where is the peace? | Barış nerde? Bunun huzuru nerede? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
HouJin. | Hou Jin Hou Jin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I've lost. | Kaybettim Kaybettim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
DengFeng city is yours. | Deng Feng şehir senindir DengFeng şehri artık senin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If you spare me. | Eğer canımı bağışlarsan Eğer beni bırakırsan... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I'll give you everything I own. | Sahip olduğum herşeyi vereceğim. ...sahip olduğum her şeyi sana vereceğim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
This, is the gold that I buried. | Bu, gömdüğün altınlarımı Bu gömdüğüm altının yeri. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Take it. | Alın. Al. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If you spare me, I promise that. | Eğer canımı bağışlarsan, senindir. Eğer beni bırakırsan söz veriyorum ki... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I'll never come back. | Asla geri gelme. ...asla geri de dönmeyeceğim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Thank you Abbot. | Teşekkür ederim başrahip Teşekkür ederim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Sir. | Efendim Efendim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
JingNeng JingFeng, step back. | Jing Neng JingFeng, geriye Jing Neng, Jing Feng, geri çekilin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Come in good times and leave in bad. | iyi zamanda gel ve kötüde ayrıl İyi zamanda gel ve kötü zamanda git. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Walk amongst mankind in between. | Kibarca adamların arasından yürü İnsanlık arasında yürü. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If he didn't come and didn't go. | Eğer o gelmezse ve gitmezse Eğer gelmez ve gitmez ise... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
There would be no happiness or sadness. | Mutsuz veya üzgün olunmayacak ...ne mutluluk ne de hüzün var olur. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Leave. | Ayrılın. Gidelim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Big brother, we are meeting with the foreigners tomorrow. | Büyük kardeş, Yarın yabancılarla tanışacağız. Komutanım, yarın yabancılarla buluşuyoruz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Now that we have money, We can buy better weapons. | Şimdi paramız var, daha iyi silahlar alabiliriz Artık paramız var, modern silahlar alabiliriz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And bring down JengZhou too. | ve JengZhou'da ele geçirebiliriz. Böylece JengZhou'yu da alabiliriz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
But if you don't fire the weapon, it’s just as useless. | Fakat bu silahlarla ateş etmezsen, bir işe yaramaz. Güçlü bir ateş gücü olmazsa işe yaramaz. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Tell me, back at Shaolin, why didn't you fire? | Söyle bana shaolin'e gittiğinde neden ateş etmedin Söylesene tapınaktayken neden ateş etmedin? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Feel guilty? | Suçlumu hissettin? Kendini suçlu mu hissettin? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
You must remember, when you are at an advantage. | Hatırlamalısın, bir avantajın olduğunda Şunu unutma, avantaj sendeyken... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And you stay your hand, letting your opponent recover. | ve eline geçtiğinde, Rakibine karşı kullanmalısın ...asla düşmanına karşı tereddüt etme. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
The next person dying will be you. | yoksa bir sonraki ölen sen olursun. Yoksa ölen sen olursun. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If I meet anyone who dares block your way, | Eğer kim yoluma çıkmaya cüret ederse, ...yolumuza çıkan her kim olursa... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I promise to kill them all. | Hepsini öldürmeye söz veriyorum. ...hepsini öldüreceğim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Well learnt. | İyi öğrendin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
SongFu's arrived. | Song Fu geldi Song Fu geliyor. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Commander Song. | Komutan Song Sen ona General Song diyeceksin. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Commander Song. | Komutan Song | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Bastard, never saw him on the field. | Piç, onu hiç alanda görmedin Lanet herif, bir kez olsun onu savaş alanında görmedim. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
But come to dividing the spoils, he's here right away. | Fakar ganimeti paylaşmya geldiğinde, hemen orda bitiyor. Ama iş ganimet paylaşımına gelince hemen ortaya çıkıyor. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Brother Fu, we've captured DengFeng city. | Kardeş Fu, DengFeng şehrini ele geçirdik Kardeş Fu, DengFeng şehrini aldık. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
HuoLung is dead. | HuoLung öldü. Huo Lung da öldü. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
A little person like HuoLung. | HuoLung gibi bir küçük kişi Huo Lung gibi küçük birini hakladığın için... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Is worth this much of a commotion? | Bu karışıklığa değermi? ...bu sevinç gösterileri gerekli mi? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I thought it was for your funeral. | Bir cenaze töreni düşündüm Bir an senin cenazen için olduğunu düşündüm. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
We lost several hundred soldiers this time. | Bu kez yüzlerce asker için olacak Sadece birkaç yüz asker kaybettik. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
? You want to talk about that with me. | Benimle ne hakkında konuşmak istedin? Bunu konuşmak ister misin? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Don't think I was taking advantage of you by not being here. | Benim burda olduğum sürece sakın avantajlı olduğunu düşünme Sakın benim yokluğumun fırsat olduğunu düşüneyim deme. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
If I hadn't injured my leg these past 2 days, | Eğer ayağından yaralanmadıysan 2 güne çakı gibi olsursun, Bu son 2 gün bacağım yaralı olmasaydı... | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I could have sorted him out myself. | Kendimce birşeyler yaptım ...onun işini çoktan halletmiş olurdum. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Isn't that right, brother? | Doğru değil mi? kardeşim Öyle değil mi, kardeş? | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Of course. | Tabiki Tabii. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And even if we had to suffer some hardship, so what? It doesn't matter to me. | ve eğer bazı sıkıntıların kötüye gitse bile, ne olmuş? Benim için önemli değil. Eğer birkaç zorluk çektiysek, ne olmuş? Hiç önemi yok ne de olsa. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
I know. What matters to you is DengFeng city. | Biliyorum. DengFeng şehri sizin için önemli Evet, biliyorum. DengFeng şehrinin ne önemi var ki. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Sister in law, it's been too long. | Yenge, uzun zaman oldu. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
ShengNan, my good daughter in law. | ShengNan, benim güzel yeğenim Sheng Nan, seni güzel kız. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Say hello to Uncle Song. | Song amcaya merhaba de. Song amcana selam ver. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Hello, Uncle Song. | Merhaba, Song amca Merhaba, Song amca. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Hello, NanNan. | Merhaba, NanNan Sana da merhaba, Sheng Nan. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
Sister, NanNan is growing up to be very polite. | Yenge, NanNan büyümüş, çok kibar olmuş. Yenge, Sheng Nan son derece nazik. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |
And very pretty. | ve çok tatlı. Ve çok güzel. | San siu lam zi-2 | 2011 | ![]() |