Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 145648

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Rink Petroleum, Security.	Rink Petrol, GÃ¼venlik. Rink Petrol, Güvenlik.	Salt-5	2010
Yes, you have a woman to your left, behind you. Evelyn Salt.	Sol tarafÄ±nÄ±zda bir kadÄ±n var. Evelyn Salt. Sol tarafınızda bir kadın var. Evelyn Salt.	Salt-5	2010
We lost the visual on her. Damn it. Where'd she go?	GÃ¶rselde izini kaybettik.	Salt-5	2010
Dave? It's Evelyn, is Mike there?	Dave? Ben Evelyn. Mike orada mÄ±?	Salt-5	2010
No, I'm sorry. He left after lunch.	HayÄ±r, maalesef. YemeÄŸe Ã§Ä±ktÄ±. Hayır, maalesef. Yemeğe çıktı.	Salt-5	2010
Hey, happy anniversary, huh?	YÄ±ldÃ¶nÃ¼mÃ¼nÃ¼z kutlu olsun. Yıldönümünüz kutlu olsun.	Salt-5	2010
The stairwell.	Merdivenlerde.	Salt-5	2010
Second floor. What's on that floor?	Ä°kinci kat. İkinci kat.	Salt-5	2010
East corridor.	DoÄŸu koridoru. Doğu koridoru.	Salt-5	2010
Locking down all floors.	BÃ¼tÃ¼n katlarÄ± kilitliyoruz. Bütün katları kilitliyoruz.	Salt-5	2010
There, interrogation room, bring it up.	Sorgulama odasÄ±nÄ± gÃ¶ster. Sorgulama odasını göster.	Salt-5	2010
Have you found my husband? These boys aren't fooling around.	KocamÄ± buldunuz mu?	Salt-5	2010
Now.	Åimdi. Şimdi.	Salt-5	2010
Jesus Christ.	Şuna geri dön ve zumla.	Salt-5	2010
Go! Go!	Girin. Girin.	Salt-5	2010
Protocol is clear. We bring her in or we bring her down.	Protokol belli. Ya yakalarÄ±z ya Ã¶ldÃ¼rÃ¼rÃ¼z. Protokol belli. Ya yakalarız ya öldürürüz.	Salt-5	2010
Do you have any idea who this woman is?	O kadÄ±nÄ±n kim olduÄŸunu biliyor musun? O kadının kim olduğunu biliyor musun?	Salt-5	2010
What she's done for this country? Does that mean anything to you?	Ãœlkesi iÃ§in neler yaptÄ±ÄŸÄ±nÄ±? BunlarÄ±n senin iÃ§in bir anlamÄ± var mÄ±? Ülkesi için neler yaptığını? Bunların senin için bir anlamı var mı?	Salt-5	2010
Should it?	OlmalÄ± mÄ±? Olmalı mı?	Salt-5	2010
Is your mom home? No.	Annen evde mi? HayÄ±r. Annen evde mi? Hayır.	Salt-5	2010
No? Can you do me a favor? Yeah.	Bana bir iyilik yapar mÄ±sÄ±n? Evet. Bana bir iyilik yapar mısın? Evet. Bana bir iyilik yapar mısın? Evet. Bana bir iyilik yapar mısın? Evet.	Salt-5	2010
Hi. You babysit Burt for me?	Burt'e benim iÃ§in bakar mÄ±sÄ±n? Burt'e benim için bakar mısın?	Salt-5	2010
Hi, Burt.	Merhaba, Burt.	Salt-5	2010
What you doing? You doing homework?	Ne yapÄ±yorsun? Ã–devini mi? Ne yapıyorsun? Ödevini mi?	Salt-5	2010
Algebra. I hate math.	Cebir.	Salt-5	2010
Hi. Nice to see you again.	Merhaba. Tekrar gÃ¶rÃ¼ÅŸtÃ¼ÄŸÃ¼mÃ¼ze memnun oldum. Merhaba. Tekrar görüştüğümüze memnun oldum.	Salt-5	2010
Yeah, I Yeah, I come here a lot.	Evet. SÄ±k sÄ±k gelirim. Evet. Sık sık gelirim.	Salt-5	2010
Oh, I'm working here. At the museum.	Ben burada Ã§alÄ±ÅŸÄ±yorum. MÃ¼zede. Ben burada çalışıyorum. Müzede.	Salt-5	2010
You look like one.	Benziyorsun.	Salt-5	2010
There are 40,000 species of spiders in the world.	DÃ¼nyada 40.000 tÃ¼r Ã¶rÃ¼mcek var. Dünyada 40.000 tür örümcek var.	Salt-5	2010
And that one is mine.	Ve bu da benimki.	Salt-5	2010
You discovered it.	Sen mi keÅŸfettin? Sen mi keşfettin?	Salt-5	2010
Inside North Korea.	Kuzey Kore'nin iÃ§inde. Kuzey Kore'nin içinde.	Salt-5	2010
I named it Terrijoolsima peterbesti.	AdÄ±nÄ± Terrijoolsima peterbesti koydum. Adını Terrijoolsima peterbesti koydum.	Salt-5	2010
Do you get that?	AnladÄ±n mÄ±? Anladın mı?	Salt-5	2010
No. Should I?	HayÄ±r. AnlamalÄ± mÄ±yÄ±m? Hayır. Anlamalı mıyım?	Salt-5	2010
Peterbesti? I named it after Pete Best.	Peterbesti? Onun adÄ± Pete Best'ten geliyor. Peterbesti? Onun adı Pete Best'ten geliyor.	Salt-5	2010
The first drummer before Ringo.	Ringo'dan Ã¶nceki baterist. Ringo'dan önceki baterist.	Salt-5	2010
Best never was a famous Beatle...	Best, hiÃ§ bir zaman Ã¼nlÃ¼ bir Beatle olamadÄ±... Best, hiç bir zaman ünlü bir Beatle olamadı...	Salt-5	2010
...but now he's a famous spider.	...ama ÅŸimdi Ã¼nlÃ¼ bir Ã¶rÃ¼mcek. ...ama şimdi ünlü bir örümcek.	Salt-5	2010
Ev!	Dur!	Salt-5	2010
Keep her in your sights! Coming up behind you!	Onu gÃ¶zden kaÃ§Ä±rma. Tam arkandan geliyorum. Onu gözden kaçırma. Tam arkandan geliyorum.	Salt-5	2010
Salt! Down!	Salt! Yere yat!	Salt-5	2010
Salt!	Salt!	Salt-5	2010
Spread out!	DaÄŸÄ±lÄ±n! Dağılın!	Salt-5	2010
On the ground. Now! Please don't. No!	Yere yat. Åimdi. LÃ¼tfen yapma. HayÄ±r. Yere yat. Şimdi. Lütfen yapma. Hayır.	Salt-5	2010
Down! Salt! Do it now! On the ground!	Yere yat, Salt! Hemen. Yere yat!	Salt-5	2010
I have to find my husband.	KocamÄ± bulmalÄ±yÄ±m. Kocamı bulmalıyım.	Salt-5	2010
Why'd you run? To find my husband!	Neden kaÃ§Ä±yorsun? KocamÄ± bulmalÄ±yÄ±m. Neden kaçıyorsun? Kocamı bulmalıyım.	Salt-5	2010
That's not a reason. Don't shoot.	Bu mazeret deÄŸil. LÃ¼tfen ateÅŸ etme. Bu mazeret değil. Lütfen ateş etme.	Salt-5	2010
Stay back! Last chance.	Geri Ã§ekilin. Son ÅŸansÄ±n. Geri çekilin. Son şansın.	Salt-5	2010
I'm innocent. Somebody is setting me up!	Ben masumum. Biri bana tuzak kurdu.	Salt-5	2010
Don't make me put you down. Put the gun down!	Seni yere ben indirmeyeyim. Ä°ndir lanet silahÄ±nÄ±. Seni yere ben indirmeyeyim. İndir lanet silahını.	Salt-5	2010
Give yourself up! Come on, Ev.	Teslim ol. Hadi, Ev. Teslim ol. Hadi, Ev.	Salt-5	2010
Do what he says. We'll sort this out, I promise.	Ne derse onu yap. Bu iÅŸi Ã§Ã¶zeceÄŸiz. SÃ¶z. Ne derse onu yap. Bu işi çözeceğiz. Söz.	Salt-5	2010
I gotta bring you in, Salt. It's over. Face down.	Seni tutuklamalÄ±yÄ±m, Salt. Seni tutuklamalıyım, Salt.	Salt-5	2010
Somebody's going to try to kill the Russian president.	Biri Rusya BaÅŸkanÄ±nÄ± Ã¶ldÃ¼rmeye Ã§alÄ±ÅŸacak. Sen de biliyorsun. Biri Rusya Başkanını öldürmeye çalışacak. Sen de biliyorsun.	Salt-5	2010
Do something about that! That's what you should worry about.	Bu konuda bir ÅŸeyler yap. EndiÅŸelenmen gereken konu bu. Bu konuda bir şeyler yap. Endişelenmen gereken konu bu.	Salt-5	2010
There's nowhere to run! Quit now!	KaÃ§acak bir yer yok. VazgeÃ§. Kaçacak bir yer yok. Vazgeç.	Salt-5	2010
No, I didn't do anything.	Ben bir ÅŸey yapmadÄ±m. Ben bir şey yapmadım.	Salt-5	2010
Get back! No!	Ev! HayÄ±r! Ev! Hayır!	Salt-5	2010
She's on a blue semi. Route 1, heading north.	Mavi bir tÄ±rÄ±n Ã¼zerinde. Birinci yoldan kuzeye gidiyor. Mavi bir tırın üzerinde. Birinci yoldan kuzeye gidiyor.	Salt-5	2010
There she is. On the tanker.	Orada. Tankerde.	Salt-5	2010
...but we gotta drop a net on New York.	...ama New York'ta aÄŸ kurmak zorundayÄ±z. ...ama New York'ta ağ kurmak zorundayız.	Salt-5	2010
She was in a car accident with her parents in '88. They both died.	88'de ailesiyle birlikte bir kaza geÃ§irmiÅŸ. Ä°kisi de Ã¶lmÃ¼ÅŸ. 88'de ailesiyle birlikte bir kaza geçirmiş. İkisi de ölmüş.	Salt-5	2010
They were teachers at the U.S. Embassy for the American children of the staff.	ABD ElÃ§iliÄŸi Ã§alÄ±ÅŸanlarÄ±na ve Ã§ocuklarÄ±na Ã¶ÄŸretmenlik yapÄ±yorlarmÄ±ÅŸ. ABD Elçiliği çalışanlarına ve çocuklarına öğretmenlik yapıyorlarmış.	Salt-5	2010
Send everything we've got on Orlov to N.Y.P.D.	Orlov'la ilgili her ÅŸeyi New York polisine gÃ¶nder. Orlov'la ilgili her şeyi New York polisine gönder.	Salt-5	2010
And here in New York City, security has been beefed up...	Burada, New York'ta...	Salt-5	2010
Among the dignitaries attending the service at St. Bartholomew's Church...	YarÄ±n St. Bartholomew Kilisesi'nde dÃ¼zenlenecek cenaze tÃ¶renine... Yarın St. Bartholomew Kilisesi'nde düzenlenecek cenaze törenine...	Salt-5	2010
Just tell me, okay?	SÃ¶yle bana, olur mu? Söyle bana, olur mu?	Salt-5	2010
I work for the CIA.	...ClA'de Ã§alÄ±ÅŸÄ±yorum. ...CIA'de çalışıyorum.	Salt-5	2010
You're not safe with me.	YanÄ±mda gÃ¼vende deÄŸilsin. Yanımda güvende değilsin.	Salt-5	2010
I know you...	Seni tanÄ±yorum... Seni tanıyorum...	Salt-5	2010
Welcome to New York, Miss Hernandez. One night, a deluxe room.	New York'a hoÅŸ geldiniz, Bayan Hernandez. New York'a hoş geldiniz, Bayan Hernandez.	Salt-5	2010
I do solemnly swear...	Yemin ederim ki...	Salt-5	2010
...that I will support and defend the Constitution of the United States...	...yurt iÃ§indeki ve dÄ±ÅŸÄ±ndaki dÃ¼ÅŸmanlara karÅŸÄ±... ...yurt içindeki ve dışındaki düşmanlara karşı...	Salt-5	2010
...against all enemies, foreign and domestic.	...BirleÅŸik Devletler AnayasasÄ±nÄ± destekleyeceÄŸim ve koruyacaÄŸÄ±m. ...Birleşik Devletler Anayasasını destekleyeceğim ve koruyacağım.	Salt-5	2010
That I will faithfully discharge...	Girmek Ã¼zere olduÄŸum ofisteki gÃ¶revleri... Girmek üzere olduğum ofisteki görevleri...	Salt-5	2010
...the duties of the office on which I'm about to enter.	...dÃ¼rÃ¼stÃ§e yerine getireceÄŸim. ...dürüstçe yerine getireceğim.	Salt-5	2010
...The duties of the office on which I am about to enter.	...dürüstçe yerine getireceğim.	Salt-5	2010
So help me God. So help me God.	TanrÄ±m bana yardÄ±m et. TanrÄ±m bana yardÄ±m et. Tanrım bana yardım et. Tanrım bana yardım et.	Salt-5	2010
A solemn day here in New York City.	New York'ta vakur bir hava var.	Salt-5	2010
The funeral of Vice President Maxwell Oates...	Bize en bÃ¼yÃ¼k miras olarak belki de... Bize en büyük miras olarak belki de...	Salt-5	2010
...a former five term U.S. senator and Cold War warrior...	...Rus Amerikan iliÅŸkilerinde yeni bir Ã§aÄŸÄ± bÄ±rakan... ...Rus Amerikan ilişkilerinde yeni bir çağı bırakan... ...Rus Amerikan ilişkilerinde yeni bir çağı bırakan... ...Rus Amerikan ilişkilerinde yeni bir çağı bırakan...	Salt-5	2010
...whose greatest legacy may be as architect...	...beÅŸ dÃ¶nem ABD senatÃ¶rÃ¼, SoÄŸuk SavaÅŸ savaÅŸÃ§Ä±sÄ±... ...beş dönem ABD senatörü, Soğuk Savaş savaşçısı...	Salt-5	2010
...of the new era of Russian American relations.	...BaÅŸkan YardÄ±mcÄ±sÄ± Maxwell Oates'in cenazesi bugÃ¼n. ...Başkan Yardımcısı Maxwell Oates'in cenazesi bugün.	Salt-5	2010
Russian president Boris Matveyev...	Rusya BaÅŸkanÄ± Boris Matveyev... Rusya Başkanı Boris Matveyev...	Salt-5	2010
...has journeyed from Moscow to be an honorary pallbearer...	..."BatÄ±'daki en iyi dostum" dediÄŸi adamÄ±n... ..."Batı'daki en iyi dostum" dediği adamın...	Salt-5	2010
...to the man he's called his greatest friend in the West.	...cenazesine eÅŸlik etmek iÃ§in Moskova'dan geldi. ...cenazesine eşlik etmek için Moskova'dan geldi.	Salt-5	2010
So relax. That's real funny.	O yÃ¼zden rahatla. O yüzden rahatla.	Salt-5	2010
Detail, halt.	Asker, dur.	Salt-5	2010
Forward, march.	Ä°leri marÅŸ. İleri marş.	Salt-5	2010
Step back, step back. Everybody, move out of the way.	Geri Ã§ekilin. Herkes hemen kenara Ã§ekilsin. Geri çekilin. Herkes hemen kenara çekilsin.	Salt-5	2010
Eleanor. Good to see you.	Eleanor. Seni gÃ¶rdÃ¼ÄŸÃ¼me sevindim. Eleanor. Seni gördüğüme sevindim.	Salt-5	2010
Thank you.	TeÅŸekkÃ¼r ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.	Salt-5	2010
Stand by for president's speech.	BaÅŸkanÄ±n konuÅŸmasÄ± iÃ§in bekliyoruz. Başkanın konuşması için bekliyoruz.	Salt-5	2010
Patrolling church exterior. No one in or out the side doors.	Kilisenin dÄ±ÅŸÄ±nda devriyedeyiz. Kimse ne girebilir, ne Ã§Ä±kabilir. Kilisenin dışında devriyedeyiz. Kimse ne girebilir, ne çıkabilir.	Salt-5	2010
Mrs. Oates.	Bayan Oates.	Salt-5	2010
After the president, the choir sings, then Matveyev delivers the eulogy.	BaÅŸkan bitirdikten sonra koro baÅŸlayacak. Başkan bitirdikten sonra koro başlayacak.	Salt-5	2010
If your girl tries anything here, it'd have to be pretty amazing.	Sizin kÄ±z girmeye kalkarsa... Sizin kız girmeye kalkarsa...	Salt-5	2010