• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14534

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Let him pass it to his son and on and on, I'll tell you what... O da kendi oğluna derken öyle devam etsin. Ve şöyle diyeyim... O da kendi oğluna derken öyle devam etsin. Ve şöyle diyeyim... Dear John-1 2010 info-icon
...30, 40, a hundred years from now... ...bundan otuz, kırk veya yüz yıl sonra... ...bundan otuz, kırk veya yüz yıl sonra... Dear John-1 2010 info-icon
...you're gonna have something worth a whole lot more than $4000. ...dört bin dolardan daha yüksek bir rakama sahip olacaksınız. ...dört bin dolardan daha yüksek bir rakama sahip olacaksınız. Dear John-1 2010 info-icon
I promise you. Sizi temin ederim. Sizi temin ederim. Dear John-1 2010 info-icon
Do you want to keep it? Saklamak ister misin? Saklamak ister misin? Dear John-1 2010 info-icon
Good for you. Thank you. Thank you. Aferin sana. Teşekkür ederim. Teşekkürler. Aferin sana. Teşekkür ederim. Teşekkürler. Dear John-1 2010 info-icon
At first I loved chasing after those mules with my father. Önceleri, babamla antika para aramaya bayılıyordum. Önceleri, babamla antika para aramaya bayılıyordum. Dear John-1 2010 info-icon
We finally had something to talk about. Sonunda konuşacak bir şeyimiz olmuştu. Sonunda konuşacak bir şeyimiz olmuştu. Dear John-1 2010 info-icon
You know, something we could do together. Bilirsin, beraber oyalanacağımız bir iş. Bilirsin, beraber oyalanacağımız bir iş. Dear John-1 2010 info-icon
But he became obsessed with them. You know how he is. Ama sonra, hobisini takıntı haline getirdi. Babamı bilirsin. Ama sonra, hobisini takıntı haline getirdi. Babamı bilirsin. Dear John-1 2010 info-icon
And then I became a teenager and you know how I am. Ve daha sonra ben bir delikanlı oldum, benim de nasıl olduğumu bilirsin. Ve daha sonra ben bir delikanlı oldum, benim de nasıl olduğumu bilirsin. Dear John-1 2010 info-icon
All the way up to Wooster for another coin show. I'm just... Ta Wooster'a kadar başka bir bozukluk için gitmek mi? Ben sadece... Ta Wooster'a kadar başka bir bozukluk için gitmek mi? Ben sadece... Dear John-1 2010 info-icon
No, I'm not doing that. Hayır, bunu yapamam. Hayır, bunu yapamam. Dear John-1 2010 info-icon
You're going to one every weekend now. Sonra her hafta sonu gitmek isteyeceksin. Sonra her hafta sonu gitmek isteyeceksin. Dear John-1 2010 info-icon
Oh, that's good. I love warm milk. That's nice. Harika. Ilık süte bayılırım. Çok güzel. Harika. Ilık süte bayılırım. Çok güzel. Dear John-1 2010 info-icon
Eventually he stopped talking about coins with me altogether. Sonunda, benimle paralar hakkında konuşmayı bıraktı. Sonunda, benimle paralar hakkında konuşmayı bıraktı. Dear John-1 2010 info-icon
And when that happened... Ve böyle olunca... Ve böyle olunca... Dear John-1 2010 info-icon
... we found there wasn't all that much left to talk about. ...artık konuşacak pek bir şeyimizin kalmadığını fark ettik. ...artık konuşacak pek bir şeyimizin kalmadığını fark ettik. Dear John-1 2010 info-icon
So that's the story. İşte hikâye bu. İşte hikâye bu. Dear John-1 2010 info-icon
I miss you so much it hurts. Seni çok özlüyorum, artık canımı yakıyor. Seni çok özlüyorum, artık canımı yakıyor. Dear John-1 2010 info-icon
Oh, my God. My brother was in the towers. Tanrım! Erkek kardeşim de o kulelerdeydi. Tanrım! Erkek kardeşim de o kulelerdeydi. Dear John-1 2010 info-icon
I love you too, babe. Please call me as soon as you can. Bende seni seviyorum bebeğim. Lütfen beni en kısa zamanda ara. Bende seni seviyorum bebeğim. Lütfen beni en kısa zamanda ara. Dear John-1 2010 info-icon
Susan. Susan, is my dad there? Just calm down. Susan. Susan, babam orada mı? Sakin ol. Susan. Susan, babam orada mı? Sakin ol. Dear John-1 2010 info-icon
All right, fellas, here's the deal. Pekâlâ millet, olay şu... Pekâlâ millet, olay şu... Dear John-1 2010 info-icon
Requesting permission to extend my tour, sir. Görev süremi uzatmak için izin istiyorum, efendim. Görev süremi uzatmak için izin istiyorum, efendim. Dear John-1 2010 info-icon
Requesting permission to extend, sir. Bende uzatmak için izin istiyorum, efendim. Bende uzatmak için izin istiyorum, efendim. Dear John-1 2010 info-icon
Requesting permission to extend as well, sir. Bende uzatmak için izin istiyorum, efendim. Bende uzatmak için izin istiyorum, efendim. Dear John-1 2010 info-icon
Okay, guys, listen. We're gonna get our orders from Operations on Monday. Peki millet, dinleyin. Merkezden, Pazartesi günü emirlerimizi alacağız. Peki millet, dinleyin. Merkezden, Pazartesi günü emirlerimizi alacağız. Dear John-1 2010 info-icon
Before we do anything rash, let's take the weekend to mull this over, all right? Gözü kara davranmadan önce, hafta sonu iyice bir düşünelim tamam mı? Gözü kara davranmadan önce, hafta sonu iyice bir düşünelim tamam mı? Dear John-1 2010 info-icon
I got a wife and kids to think about. Benimde ilgilenmem gereken, bir karım ve çocuğum var. Benimde ilgilenmem gereken, bir karım ve çocuğum var. Dear John-1 2010 info-icon
Nobody's asking you to stay on too, captain. Kimse sizin de gelmenizi istemiyor, yüzbaşı. Kimse sizin de gelmenizi istemiyor, yüzbaşı. Dear John-1 2010 info-icon
Yeah, you are. This is my team. Evet, istiyor. Bu benim birliğim. Evet, istiyor. Bu benim birliğim. Dear John-1 2010 info-icon
Where you go, I go. Siz nereye giderseniz, bende giderim. Siz nereye giderseniz, bende giderim. Dear John-1 2010 info-icon
Where we go, we all go. Nereye gidersek, hep beraber gideriz. Nereye gidersek, hep beraber gideriz. Dear John-1 2010 info-icon
If everyone still wants to extend on Monday, then we'll do it. Pazartesi herkes görevini halen uzatmak istiyorsa... Pazartesi herkes görevini halen uzatmak istiyorsa... Dear John-1 2010 info-icon
Don't get into trouble over there. Oralarda sakın başınızı belaya sokmayın. Oralarda sakın başınızı belaya sokmayın. Dear John-1 2010 info-icon
Take care of yourself. Always. Kendine iyi bak. Her zaman. Kendine iyi bak. Her zaman. Dear John-1 2010 info-icon
Let's go, man. The plane to Paris leaves in an hour. Gidelim dostum. Paris uçağı bir saat içinde kalkıyor. Gidelim dostum. Paris uçağı bir saat içinde kalkıyor. Dear John-1 2010 info-icon
You ready? Are you ready? Hazırlandın mı? Hazır mısın? Hazırlandın mı? Hazır mısın? Dear John-1 2010 info-icon
It's gonna be amazing. I can't go. Harika olacak. Ben gidemem. Harika olacak. Ben gidemem. Dear John-1 2010 info-icon
What are you, nuts? We got two days off, man. Sen delirdin mi? İki gün tatilimiz var, dostum. Sen delirdin mi? İki gün tatilimiz var, dostum. Dear John-1 2010 info-icon
By the time you fly there and back, you're gonna have like 18 hours. Uçuş süreni saymazsak, orada yalnızca on sekiz saat kalabilirsin. Delilik! Uçuş süreni saymazsak, orada yalnızca on sekiz saat kalabilirsin. Delilik! Dear John-1 2010 info-icon
It's 18 more than I had this morning. On sekiz saat, bu sabah geçirdiğim süreden daha fazla. On sekiz saat, bu sabah geçirdiğim süreden daha fazla. Dear John-1 2010 info-icon
I don't know when I'll get that again... Bu fırsat elime bir daha ne zaman geçer bilemiyorum... Bu fırsat elime bir daha ne zaman geçer bilemiyorum... Dear John-1 2010 info-icon
...so I gotta go. ...yani gitmem gerek. ...yani gitmem gerek. Dear John-1 2010 info-icon
Nothing I can say to change your mind? Ne söylersem söyleyeyim, fikrini değiştiremez sanırım. Ne söylersem söyleyeyim, fikrini değiştiremez sanırım. Dear John-1 2010 info-icon
John. John. John. John. John. John. Dear John-1 2010 info-icon
Dear Zachary, Your father was... Sevgili Zachary, Senin baban... Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Charismatic. Opinionated. Karizmatikti. İnatçıydı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I'd have to point out he was short. Boyunun kısalığına dikkat çekmem gerek. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
But he was a giant of a man. Ama iri kıyım bir adamdı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Really a good storyteller. Gerçekten iyi bir palavracıydı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
He was completely selfless. Tümüyle özverili biriydi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Animated. Kind. Hayat doluydu. Nazikti. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Jubilant. Caring. 1 Coşkuluydu. Yardımseverdi. 1 Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Devilish. Laid back, very approachable. Müthişti. Tasasızdı, çok cana yakındı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Can I say things Tamamen pohpohlayıcı ve... Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
that are not completely flattering and wonderful? ...harika olmayan şeyler de söyleyebilir miyim? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
He had the capacity to have the worst possible gas. Mümkün olabilecek en kötü hava atma yeteneğine sahipti. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And he'd be proud of that. "Yep!" Ve bununla gurur duyardı. "Evet!" Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
He wasn't a saint. He was a hell of guy. Bir aziz değildi. Ama çok iyi bir adamdı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
He was just so intelligent, Çok zekiydi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
and, um, I'm gonna cry. Ve... Ağlayacağım. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Why are you sad? Why? Neden üzgünsün? Niye? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Oh, I'll tell you about it someday. Bunu sana bir gün anlatırım. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Do you know who that is? Bunun kim olduğunu biliyor musun? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Do you know who Andrew is? Andrew'nun kim olduğunu biliyor musun? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Why did Andrew get killed? Andrew neden öldürüldü? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Because somebody hurt him, buddy. Çünkü birisi ona zarar vermek istedi, dostum. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I'm an only child, and I'll get around to why this Ben tek çocuğum ve buna neden zaman ayıramadığımın... Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
is of any importance whatsoever, ...herhangi bir önemi yok... Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
but, trust me, there's a theme. ...ama güvenin bana, bunun bir ana fikri var. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Where were you when you found out? Öğrendiğiniz zaman neredeydiniz? Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Melanie, who's on the front desk, Danışmadan Melanie... Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
calls back and says, ...beni aradı ve dedi ki: Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
"Kate, there's a policeman from Sunnyvale on the line for you. "Kate, telefonda Sunnyvale'den seninle görüşmek isteyen bir polis var. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Do you want to talk to him?" Onunla konuşmak istiyor musun?" Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And I said, "Oh, yes, put it through to the office." Ben de "Evet, telefonu ofise bağla," dedim. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
"Are you Kathleen Bagby?" I said yes. "Kathleen Bagby siz misiniz?" diye sordu. "Evet," dedim. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
"I've got a message here from Pennsylvania. "Elimde Pensilvanya'dan gelen bir mesaj bulunuyor. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
You're to call this number. Bu numarayı aramanız gerek. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
It's the coroner's office. You've got bad news." Sorgu yargıcının ofisi. Size kötü haberleri var." Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I said, "Is my son dead?" "Yoksa oğlum öldü mü?" diye sordum. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And he said, "I can't tell you that, madam, "Bunu size söyleyemem, madam," dedi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
but you've got terrible news." "Ama kötü haberleriniz var." Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I dialed this number that he'd given me. Bana verdiği bu numarayı çevirdim. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And it was a man, an irate man. Bir adam çıktı, sinirli bir adamdı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
The coroner's office was closed down. Sorgu yargıcının ofisi kapalıydı. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
There was nothing he could do about it. Bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
"You have to call back tomorrow morning." "Yarın sabah yeniden aramanız gerek," dedi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I called back to the Sunnyvale Police Station, Sunnyvale Polis Merkezi'ni tekrar aradım. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
so he gave me another number, Bana başka bir numara verdiler. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
and then I got through to Sgt. Krulac, and he said, Ve sonra telefonla o numaradan Çavuş Krulac'a ulaştım. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
"Your son is dead under suspicious circumstances. Bana "Oğlunuz şüpheli bir şekilde öldü," dedi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
Have you got any idea why he was in the park?" "Neden parkta olduğuna dair bir fikriniz var mı?" Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
I said, "My son is dead? Murdered?" "Oğlum öldü mü? Öldürüldü mü?" diye sordum. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
He said yes. "Evet," dedi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And then I called David. Hemen David'i aradım. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And I said to him, "Andrew's dead." Ona "Andrew ölmüş," dedim. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
And he said, "No!" "Olamaz!" dedi. Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 14529
  • 14530
  • 14531
  • 14532
  • 14533
  • 14534
  • 14535
  • 14536
  • 14537
  • 14538
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim