Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14389
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
If you have a wormy apple, with lots of little holes | İçinde bir sürü küçük delik olan bir elma varsa... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
and just eat it without looking for the worms.. | ...ve kurt var mı yok mu diye bakmadan o elmayı yenirse... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..I don't think they taste bad. They just melt into the apple. | ...bence tadı kötü olmaz. Elmanın içinde erimişlerdir. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Were you fed worms as a kid?. I ate them willingly. | Çocuktan hiç kurt beslendin mi? Bilerek onları yerdim. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I even ate a slow worm once. No. Why?. | Hatta bir defasında kertenkele bile yemiştim. Olamaz. Neden yedin? | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
To impress three girls. But they're this thick. | Üç tane kızı etkilemek için. Ama kertenkeleler bu kadar kalın olur. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I put it in my mouth, and the tail came off when I went to take it out. | Kertenkeleyi ağzıma koydum ve ağzımdan çıkarırken kuyruğunu kopardı. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
No. You're kidding. | Olamaz. Şaka yapıyor olmalısın. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
You can't chew on a slow worm. No, I just.. | Kertenkeleyi çiğneyemezsin. Hayır, sadece... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Excuse me, could you please look at me as well as Ylva?. | Affedersiniz, Ylva ile ilgilendiğiniz gibi benimle de ilgilenir misiniz? | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
What?. I mean.. | Ne? Yani... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I.. I just think that if three people are in a room, it's.. | Bence bir odada üç kişi varsa... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..important to look at them. | ...hepsiyle ilgilenilmelidir. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I try to do that. | Ben böyle yapmaya çalışırım. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
In a situation like that, to look at both people and not just.. | Böyle bir durumda her iki kişiyle de ilgilenilmeli... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..shut someone out. If I just sit here and talk like this to Ylva.. | ...birinin çenesi kapatılmamalı. Burada oturup sadece Ylva ile konuşsam... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..it's uncomfortable for Josef. Definitely. | ...Josef rahatsız olurdu. Kesinlikle. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I just thought I'd mention it. Sure. | Söylemem gerektiğini hissettim. Elbette. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I don't think Josef meant to shut you out. I asked him a question. | Bence Josef, senin çeneni kapatmak istemedi. Kendisine bir soru sormuştum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I don't think so either. | Ben de öyle düşünmüyorum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
But it's something to think about. Absolutely. | Ama üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Kesinlikle. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Is that..okay?. Sure. | Tamam mı? Elbette. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I can.. | Ben... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
So, I put it in my mouth.. Right. | Sonra ağzıma koydum. Orada kalmıştık. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I didn't actually eat it. I.. Chewed on it?. | Aslında yemedim. Çiğnedin mi? | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
No, no. I just had it in my mouth for a moment. | Hayır, sadece bir süreliğine ağzımda tuttum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
And when I went to take it out, the tail broke off. | Ve ağzımdan dışarı çıkarırken kuyruğunu kopardı. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Eww. | İğrenç! | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I don't want to. We have to. | İstemiyorum. Yapmamız gerek. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
It's okay. It's best to tell the truth. | Tamam. En iyisi gerçeği söylemek. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Edvin..stop that now. | Edvin, kes şunu. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Hi. I'm very sorry, but I think we have something to tell you. | Merhaba. Çok özür dilerim ama sana söylememiz gereken birşey var. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
My son Edvin was alone in the toilet before. | Oğlum Edvin bir defasında tuvalette tek başınaydı. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
He doesn't usually go alone, but my wife and I think.. | Genelde tek başına gitmez ama eşimle ben... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Were you in the toilet, Edvin?. Uh huh. | Tuvalette miydin, Edvin? Evet. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Did you break the curtain rod?. I don't know. | Kornişi kırdın mı? Bilmiyorum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Edvin, tell the truth. I promise, no one will be angry. | Edvin, doğruyu söyle. Söz veriyorum, kimse sana kızmayacak. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I don't think you did it on purpose. | Bunu bilerek yaptığını zannetmiyorum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
You just accidentally pulled it down. Is that it?. | Kazara aşağı doğru çektin. Öyle değil mi? | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Edvin, was it you?. Uh huh. | Edvin, sen mi yaptın? Evet. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
ltwas. How nice that you came forward. | Bendim. Doğruyu söylemen ne güzel. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Next time, what will you do?. Tell my dad. | Bir dahaki sefere, ne yapacaksın? Babana söyle bakayım. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
He knows that. I apologise. | Yapacağı şeyi biliyor. Söz veriyorum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Oh, and we'll pay for any costs.. Oh, don't worry about it. | Masrafları da ödeyeceğiz. Siz merak etmeyin. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Good job, Edvin. Don't you feel better now?. | Aferin, Edvin. Şimdi kendini daha iyi hissetmiyor musun? | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
That was good of him. Yes, it was. | İyi yanını gösterdi. Evet, gösterdi. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
It's not an easy thing to do. | Kolay birşey değil. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Okay then, we're on our way. | O zaman, yola devam ediyoruz. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
People might think it's a piece of cake to drive a coach. | İnsanlar otobüs kullanmanın kolay olduğunu düşünebilir. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
That it's not hard at all. | Aslında o kadar da zor değil. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I need to stay focused. Otherwise we might end up in a ditch, or worse. | Hep yola bakmam gerekiyor. Yoksa kendimizi bir çukurda bulabiliriz. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
No one wants that to happen. No, of course not. | Kimse böyle birşey olmasını istemez. Hayır, elbette istemez. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
And I'm fully responsible, as opposed to a pilot, for example. | Pilotların tersine herşeyden kendim sorumluyum. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
He's got a co pilot watching things, and a control tower. | Pilotların, yardımcı pilotları ve kontrol kuleleri vardır. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
And a computer that essentially controls the whole flight. | Ve uçuşun tamamını kontrol eden bir bilgisayar da vardır. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
He just pushes a button and he can go for coffee. | Bir düğmeye basıp kahve içmeye gidebilir. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
I think so. I think he does a little. | Bence de. Bence pilotlar çok az şey yapıyor. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Pull a lever, raise the landing gear and that's it. | Kolu çek, iniş takımlarını kaldır, işte hepsi bu. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
The system takes care of itself. | Sistem otomatik olarak kontrolü ele alıyor. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
But here, I have to keep an eye on.. | Ama burada, herşeyi kontrol etmem gerekiyor. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..everything. On other drivers.. | Öteki şoförleri de... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
Here comes a loony. You see a lot of them at night. | İşte çılgın bir sürücü geliyor. Geceleri bunlardan çok olur. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
He could be drunk. Or on drugs, or.. | Sarhoş olabilir. Ya da hap almış.... | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
..or anything. You see it more and more. | ...veya başka birşey. Gün geçtikçe sayıları artıyor. | De ofrivilliga-1 | 2008 | ![]() |
The Red Meadows. | Kızıl Çayırlar | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Based on the novel by Ole Juul. | Ole Juul'un aynı adlı kitabından uyarlanmıştır. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Any struggle has its heroes. | Her mücadelenin kendi kahramanları vardır. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
When these years of Denmark's history are to be recorded, | Danimarka tarihinin bu yılları kayıtlara geçtiğinde... | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
the heroes from the prisons will emerge. | ...hapisteki kahramanlar karşımıza çıkacaktır. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Behind gloomy and grey prison walls, | Bu kasvetli, gri hapishane duvarlarının ardında... | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
behind small iron barred windows, | ...bu demir parmaklı küçük pencerelerin ardında... | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
there were indomitable soldiers of the Danish Resistance movement. | ...Danimarka Direnişi hareketinin yılmaz askerleri hapsolmuştu. 1 | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Many perished and many were marked for life. 1 | Birçok insan burada damgalanıp can verdi. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
But they all fought with superhuman moral and physical strength | Lakin hepsi zalim Alman işgalci güçlerine karşı... | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
against the brutal violence of the German occupation forces. | ...insanüstü bir azimle ve fiziki güçle mücadele ettiler. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Are you going to write the letter? | Mektubu yazacak mısın? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
No. I don't have any envelope. | Hayır. Zarfım yok. Sana bir tane getiririm. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Cigarette? | Sigara? 6 gün oldu. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Nice cigarettes. | Güzel sigaralar. Ateşin var mı? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
I have that piece of sulphur you gave me | Bana verdiğin sülfürden bir parça var ama hiç kibritim yok. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
When the war is over, I'll come to Munich | Savaş bittiğinde Münih'e gelip sana bir karton sigara vereceğim. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
They should be here anytime now. | Her an burada olmalılar. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Can one tell if it's English? Sure. | İngiliz olduğu anlaşılır mı? Evet. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
A Heinkel swings back and forth like a rocking chair. | Heinkel uçakları salıncaklı sandalye gibi ileri geri sallanır. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Michael... Yeah. | Michael. Evet. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Have you ever been here when they've sent people down in parachutes? | Daha önce paraşütle insan gönderdiklerinde burada bulunmuş muydun? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Also when the parachute fails to open? Yes. | Paraşüt açılmadığında? Evet. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
It's quite horrible. | Dehşet vericiydi. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
What did you do with him? | Ne yaptın adamı? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Put him in a bog. What else were we supposed to do? | Bataklığa gömdüm. Başka ne yapabilirdim ki? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
That must be an awful way to die. | Ölmek için çok berbat bir yol olmalı. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Shut up, guys. | Kesin sesinizi beyler. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Aren't you afraid? We all are. | Korkmuyor musun? Hepimiz korkuyoruz. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Have you ever shot anyone? Shut up! | Hiç birini öldürdün mü? Sus! | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
How the hell did he manage to find us? Those people must have cat's eyes. | Bizi bulmayı nasıl başardılar? Bu insanların kedi gibi gözleri olmalı. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Are you going down to the harbour? | Limana inecek misin? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Yes, I think we can chance it, we'll drive around the point. | Evet, sanırım bu riski alabiliriz, etrafında dolaşacağız. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Alright, we'll go first. | Pekâlâ, önce biz gideceğiz. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Will you be staying at my place tonight? | Bu gece benim mekânda mı kalacaksın? | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |
Yeah, if you don't mind. I'll catch the first morning train. | Evet, sakıncası yoksa. Sabah ilk trenle gideceğim. | De Rde Enge-1 | 1945 | ![]() |