Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 14288
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It was just fucking working a second ago. | Bu siktiğimin şeyi bir dakika önce çalışıyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Did she mess with anything? | Birşeyleri kurcalamış olmasın? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
How in the hell could she | Birşeyleri nasıl kurcalamış | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
have messed with anything, Jen? | olabilir ki, sence Jen? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Why don't you just set that down and help? | Neden şu şeyi yere bırakıp da yardım etmiyorsun? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Hey, I'm trying to help, ok? | Hey, çalışıyorum, tamam mı? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I'm giving you guys light, aren't I? | Size ışık tutuyorum, görmüyor musunuz? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Let's just go inside and lets get her. | İçeri girelim ve kızı yakalayalım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It's three versus one. | Üçe karşı, bir. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
That's your whole plan? | Bütün planın bu mu, yani? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
"Ger her"? | "Kızı yakalayalım"? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Take her out of here. | Sonra da buradan götürürüz. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
What, that's crazy? | Saçmalık bu dediğin. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
And actually, take her where | Aslında onu, arabaların çalıştığı | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
some fucking cars work for a change. | bir yere götürmek lazım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Where are you going? | Hangi cehenneme gidiyorsun? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
She killed her mom and her sister. | Kız, annesiyle, ablasını öldürdü. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Somebody's got to do something. | Birilerinin birşeyler yapması lazım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Well if you're not going to help me take her | Onu buradan götürmem için bana yardım etmeyecekseniz, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
out of here, then what do you expect me to do? | benden daha ne yapmamı bekliyorsunuz ki? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
David, stop. | David, dur dedim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Okay, fine, I'm stopped. | Peki, tamam, durdum işte. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Okay, so you honestly think | Pekala, sen şimdi, dokuz yaşında, kafayı çizmiş bir kızı, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
that it's a good idea to take a psychologically | gecenin ortasında evinden çıkarıp, bu soğukta kilometrelerce | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
distressed nine year old out of her house in the middle | yürütmenin iyi bir | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
of the night and then walk for miles in this cold? | fikir olduğunu mu söylemek istiyorsun? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
What's the alternative? | Alternatifin ne, peki? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Okay, Jen, look, I'm going to run as fast as I can, okay? | Peki, Jen, koşabildiğimce hızlı koşacağım, tamam mı? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
And I'm going to run until my lungs explode, | Ciğerlerim patlayıncaya kadar koşacağım ama, sizler de | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
but you guys have to stay here and keep her safe from him. | burada kalıp, o kızı o heriften uzak tutacaksınız, anlaştık mı? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
How far was it to town, Josh. | Kasaba ne kadar uzakta, Josh? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It took us like 45 minutes to get here? | Sanırım buraya gelmemiz 45 dakika sürdü. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Okay, so I'll be as fast as I can. | Tamam, olabildiğince çabuk olamaya çalışacağım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Somebody's got to get help, though. | Her halukarda birilerinin yardım getirmesi gerekiyor. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
No, but David, that was 45 minutes driving. | Dur, David, arabayla 45 dakikada geldik. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
You can't seriously run that far tonight. | Gecenin bu vaktinde o kadar koşamazsın. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I'll be fine. | Bir şey olmaz, merak etme. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Just keep her away from Patrick. | Sadece kızı Patrick'ten uzak tutun. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Are you out of your mind? | Sen, kafayı mı yedin? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Jen, he'll be fine. | Jen, halleder, belki de. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Her family, and you're going to go | Sen ve ailesi, elinizde yiyecek dolu tabaklarla | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
in there armed with a plate full of food? | oraya girmeyi mi düşünüyorsunuz? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Enough, Patrick. | Yeter, Patrick. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I'm not armed with anything. | Elimde hiç bir şey yok. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I'm going in there to feed a hungry child. | Sadece oraya girip, aç bir çocuğu doyurmak istiyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
That's not a child. | O bir çocuk değil. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
That's not a child. | Bak, o bir çocuk değil. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Stay out of the room. | Bu odadan uzak dur. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Syd, I brought you something to eat sweetheart. | Syd, sana yiyecek birşeyler getirdim, tatlım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
When was the last time you ate? | En son ne zaman yemek yemiştin? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Can I take this blanket off and see your pretty face? | Åu battaniyeyi kaldırıp, o güzel yüzünü görebilir miyim? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Do you know what happened to Amber and Mommy? | Amber'a ve annene neler oldu, biliyor musun? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Sydney, when I was a little girl about your age, | Sydney, ben de senin kadar küçük bir kızken, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I came home from school really excited | Bir gün heyecan içinde okuldan eve geldim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
to tell my mom about the A that | Fen sınavından "A" almıştım ve bunu | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I'd gotten in the science project. | anneme söylemek için tutuşuyordum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I ran all over the house looking for her, | Onu bütün evde arayıp durdum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
but then, I saw her outside in our lake. | Sonra onun gölün kenarında durduğunu gördüm. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
She was easy to spot because she had on | Onu kolayca görebiliyordum, çünkü üzerinde | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
her favorite yellow summer dress. | sapsarı bir elbise vardı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
But it was cold that day, and I thought | O gün hava çok soğuktu ve | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
it was weird that she was swimming. | yüzmek için uygun bir gün değildi. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Yellow is my favorite color. | Sarı, en sevdiğim renktir. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It used to be mine, too. | Benim de en sevdiğim renkti. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Was she freezing? | Annen üşüyor muydu? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Yes she was. | Evet, üşüyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
But not the type of freezing you can warm up from. | Hem de bir daha ısınamayacak şekilde üşüyordu. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Your hands, they're so cold. | Senin ellerin de çok soğuk. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Why didn't you save me, Jenny? | Beni, neden kurtarmadın, Jenny? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Save you? | Kurtarmak mı? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I didn't want to die. | Ölmek istememiştim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
As soon as I hit that freezing water, | O buz gibi suya girdiğim anda, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I wanted to get out. | dışarı çıkmak istedim. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I wanted to | Senin yanında | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
But you came home too late. | Ama sen, çok geç geldin. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I don't blame you sweetie. | Ama, seni suçlamıyorum tatlım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I was just sad. | Sadece üzülüyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It just wasn't the same when Daddy left. | Babam gittiğinde, her şey daha farklıydı. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
It's okay to cry, though. | Ağlamak iyidir, aslında. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
We can bake those guilt free brownies, Nineteen. | Bu günahsız brownileri pişirebiliriz, Ondokuz. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Just keep digging up the dead. | Siz sadece ölüleri kazıp çıkarmaya devam edin. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Nineteen? | Ondokuz mu? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Hey, what's wrong? | Hey, sorun nedir? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Josh, not right now. | Josh, şimdi olmaz. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
You ever mention your mom to her? | Ona hiç, annesinden bahsettiniz mi? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
But if she can tell me what song my mom used | Ama, eğer annemin bana piyanoda hangi şarkıyı çaldığını söyleyebilirse, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I'll draw up the papers as soon as we get back. | Tamam, döner dönmez sözleşmeyi hazırlarım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Jen, we got to get out of here soon. | Jen, buradan hemen gitmemiz lazım. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I mean with the pipes frozen now. | Borular bile donmuş vaziyette. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Where the hell is Dave? | Dave hangi cehennemde? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Russell? | Russell? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Who are you looking for? | Kimi arıyorsun | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
Just, nobody. | Hiiç, kimseyi. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
You seeing somebody you shouldn't be seeing? | Görmemen gereken birini mi gördün? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I don't know what I'm seeing. | Ne gördüğümü bilmiyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I have the feeling I haven't | Bu eve geldiğimden beri sanki Sydney'i | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
seen Sydney since I got to this house. | hiç görmemişim gibi bir his var içimde. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
What do you mean? | Ne demek bu, şimdi? | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
You all see a little girl. | Siz hepiniz küçük bir kız görüyorsunuz, | Daylight-1 | 2013 | ![]() |
I see Joel Hammett. | Ben, Joel Hammett'i görüyorum. | Daylight-1 | 2013 | ![]() |