Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20344
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, my God. I don't know what happened. | Aman Tanrım. Neler oldu anlamıyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I knew every note before. | Daha önce her notayı biliyordum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover, what's happening? | Grover, neler oluyor? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You can't tell them about this. | Bundan kimseye bahsedemezsin. Beni kapatmak isterler. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'm not gonna tell any of the others, | Başkalarına hiç bahsetmeyeceğim; ama Mary, soru sormaya başladılar, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
and I can't do anything about it... Well, then stall! | bu konuda elimden hiçbir şey gelmez... Kıvır öyleyse! | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You have to tell that... Tell them that I'm resting. | Şöyle demelisin... Onlara dinlendiğimi söyle. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Buy us time, please. | Bize zaman kazandır, ne olur? Yalvarırım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Okay. | Tamam. Ama bir yere ayrılma. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I don't know. | Bilmiyorum. Kodlar ayarlandı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Tell 'em the codes were set. | Kodların ayarlandığını söyle onlara. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Keyword. | Şifre. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Somehow they knew. | Bir şekilde öğrenmişler. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Valhalla knew, and they're still operational. | Valhalla biliyordu, operasyona da hazırlar hala. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary! I can explain. | Mary! Açıklayabilirim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Hey, what the hell are you doing? | Sen ne halt ediyorsun be? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Stop, Mary. | Yapma, Mary. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He's been in there for, like, an hour. | Yaklaşık bir saattir içeride. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
If you ask me, he shouldn't even come out. | Bana sorarsanız, dışarı hiç çıkmamalı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No one asked you. | Sana soran olmadı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
If she can get sick from freaks, that means we can get sick from her. | Kız yaratıklardan hastalık kapabiliyorsa, biz de ondan kapabiliriz demektir. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I say we lock her up and save the whole pack. | Bence, kızı kapatıp herkesi kurtaralım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
She's right. It's not safe. | Doğru söylüyor. Böylesi güvenli değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
What, like she's some animal? | Nasıl yani, kıza hayvan muamelesi mi yapacağız? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
She's still a human being, | Bu kız hala bir insan; tıpkı Addie gibi, tıpkı diğerleri gibi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
She's no threat to us. | Bizim için tehdit falan değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Even if she turns, she... You mean when. | Eğer dönüşürse, o... Dönüştüğünde demek istiyorsun yani... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
When she turns, Mary can't leave that room. | Dönüştüğünde, Mary o odadan çıkamaz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Look, I hate to admit it, but he's right. | Bakın, kabul etmek pek hoşuma gitmiyor ama doğru söylüyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I mean, look at her. | Baksanıza kızın haline. Hepimiz için tehdit. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Not to Grover. | Grover'a değil ama. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover will do anything he can to save her. | Grover kızı kurtarabilecek her şeyi yapacaktır. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That's exactly why we can't trust him. | İşte bu yüzden ona güvenemeyiz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Dude, at least he cares about her. | Dostum, en azından kıza göz kulak oluyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Which is exactly why we should trust him. | İşte tam da bu yüzden ona güvenmemeliyiz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Then why didn't he tell us about her? | Peki bize neden kızdan bahsetmedi? Kızı neden bizden sakladı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Because I have a sinking feeling | Sorunu zor yoldan çözeceğimize dair içimi bir endişe kapladı zira. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary? | Mary? Mary, senin için geldim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Say something. | Bir şeyler söylesene. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Kill... me. | Öldür... beni. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Anyone want some more peas? | İlave fasulye isteyen var mı? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover come down yet? | Grover gelmedi mi daha? Sence? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He knows we're pissed at him. | Ona çok kızdığımızın farkında. Haklı olarak yani. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
This isn't easy for him either. | Onun için de kolay bir şey değil. Bu hiçbirimiz için kolay değil. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
This has been delightful. | Enfesti. Benim çıkmam lazım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You should come eat. | Gel de bir şeyler ye. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I did everything that I could. | Elimden gelen her şeyi yaptım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
There's just too many of 'em. | Onlardan öyle çok var ki. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
This is not your fault. | Hata sende değil. Ama onu saklaman... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I did what I had to do. | Yapmam gerekeni yaptım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Let her sleep, Grover. | Bırak da uyusun, Grover. Gel, bir şeyler ye. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I can't stop thinking about her. | Onu düşünmekten kendimi alamıyorum. Yani, Addie'yi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Doesn't feel real. | Sanki gerçek değilmiş gibi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I can almost hear her voice. | Sesini duyabileceğim neredeyse. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
She had so much trust in me. | Bana çok güvenmişti. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And I let her down. | Tuttum onu yüzüstü bıraktım. Olumsuz düşünme. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
That's what coach said. | Koç böyle derdi. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's like that quote. | Şu vecizedeki gibi: | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
"When you're going through hell, just keep going." | "Cehennemi çekmek yazgınsa, devam et gitsin." | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We should probably get some sleep. | Biraz uyusak iyi olur. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Keyword? | Parola? "Flashpoint Zulu." | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Um, my battery is almost out, | Şarjım bitmek üzere, bu yüzden... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
and Ninny, if you find this first, | bu mesajı anneme, babama ve Ninny'ye gönderiyorum. 1 | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's been two days. | İki gün oldu. Hala okulda mahsur durumdayız. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
There's no sign of help. | Yardıma dair hiçbir emare yok. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We don't know who's out there. | Dışarıda kimler var onu da bilmiyoruz. Henüz kimseyle temas kurmadık. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
We're doing our best, | Elimizden geleni yapıyoruz, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
but I don't know how long we can last. | ancak daha ne kadar dayanabiliriz bilemiyorum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I wish we spent more time together. | Keşke birlikte daha çok zaman geçirseydik. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Some of that was on me. | Kısmen benim hatamdı. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And Mom... | Anne... | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I guess I'm just a disappointment. | Galiba hayal kırıklığından başka bir şey olamadım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
First failed diet, first election lost, | İlk başarısız diyet, | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I just thought you should know. | Bilmeniz gerekir diye düşündüm. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle, are you insane? | Noodle, çıldırdın mı sen? Çıldırıyorum dostum. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I just need normal. | Normal bir şeyler yapmam lazım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You're shooting bricks. Looks pretty normal to me. | Çok korkuyorsun. Bence son derece normal. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Come on, one time. Let's run it, me and you. | Haydi, bir kez oynayalım. Sadece bir tur, ikimiz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'm about to break your ankles. | Bu sefer seni geçerim. Hiç zamanı değil birader. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
You'll never beat me. Ohh! | Beni asla yenemezsin. Hayatta olmaz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
It's me, it's Grover. | Benim, Grover. Mary, ağabeyinim ben. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary, please! | Mary, lütfen! | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Grover? | Grover? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
No. | Olamaz. Hayır, hayır, olamaz! | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
I'll see you in an hour. | Bir saat sonra görüşürüz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
What you mean? We're not done. | Nasıl yani? İşimiz bitmedi ki. Gidip Zoey'i kontrol etmeliyim. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Oh, so my love's not good enough for you? | Benim sevgim sana yetmiyor demek? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Shit. Grover. | Lanet olsun. Grover. Onu sen sandım. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
And there's five seconds left in the game. | Oyunda son beş saniye. Deveraux'a doğru pas. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
He passes it to Noodle. | O da Noodle'a pas veriyor. Noddle yapabilir mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
For the title. | Şampiyonluk için. Olabilir mi? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Everyone grab a weapon. You said the north stairs? | Herkes bir silah kapsın. Kuzey merdivenleri mi demiştin? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
North? Yeah. | Kuzey mi? Evet. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Those go one flight up, two flights down. | O merdivenler bir kat yukarı çıkıyor, iki kat da aşağı iniyor. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Shit. She could be anywhere. | Kahretsin. Her yerde olabilir. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
All right, well, that's seven. We're missing one. | Pekala, bu da yedincisi. Bir kişi eksiğiz. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Noodle. Yo, he's in the gym. | Noodle. Spor salonundaydı. Haberi yok. Tamam, git. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Zoey, you... never mind. | Zoey, sen... neyse. Pekala, Diesel, Natalie, ikinci kat. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary? | Mary? Mary? | Freakish-1 | 2016 | ![]() |
Mary, everything is gonna be okay. | Mary, her şey yoluna girecek. | Freakish-1 | 2016 | ![]() |