Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20264
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Am I nautically sensual? | Şehvetli bir gemi yolcusu muyum? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Lev didn't laugh at any of my jokes. | Lev hiçbir esprime gülmedi. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| You are so funny. | Çok komiksin. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Should I text him back... | Ona şöyle bir mesaj mı atsam: Anal seks sancak tarafına. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Tell me the story of us. | İkimizin hikâyesini anlatsana. Yine mi? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| All right, Frances. | Pekâlâ Frances. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| We are gonna take over the world. | Dünyaya egemen olacağız. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| You'll be this awesomely bitchy publishing mogul. | Sen harika ötesi şirret bir yayın kraliçesi olacaksın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And you'll be this famous modern dancer... | Sen de ünlü modern bir dansçı olacaksın... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| and I'll publish a really expensive book about you. | ...ve ben de seninle ilgili pahalı kitaplar yayınlayacağım. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| That d bags we make fun of will put on their coffee tables. | Dalga geçtiğimiz şavalaklar kahve masalarının altına girecek. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And we'll co own a vacation apartment in Paris. And we'll have lovers. | Paris'te ortak bir dairemiz olacak. Ve sevgililerimiz olacak. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And no children. And we'll speak at college graduations. | Çocuğumuz olmayacak. Üniversite mezuniyetlerinde konuşma yapacağız. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And honorary degrees. So many honorary degrees. | Fahri doktorluk törenlerinde. Bir sürü törende. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Colleen? Yeah. | Colleen? Evet. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| What time's rehearsal? | Prova kaçta? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| It's 4:00. Don't forget to bring your shoes. | Saat 4'te. Ayakkabılarını getirmeyi unutma. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Hey. Jesus! | Selam. Tanrım! | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Sorry. I'm here. | Affedersin. Arkandayım. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I don't have time to talk. I'm doing the job of three people. | Konuşacak vaktim yok. Üç kişinin işini yapıyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| But I can see you after rehearsal. | Ama provadan sonra konuşabiliriz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I read that article in the Times. You must be so happy. | Times'da çıkan köşe yazısını okudum. Çok mutlu olmalısın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Yeah, thanks. I forget I make my own work sometimes. | Evet, teşekkürler. Bazen üzerime düşenleri yapmayı unutuyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Bu! thanks. | Ama sağ ol. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I usually hate that woman's writing. Right. Thank you, Frances. | Genelde o kadının yazılarını sevmem. Doğrudur. Sağ ol Frances. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Actually, I had a couple of questions. I'm trying to be proactive about my life. | Aslında birkaç sorum vardı. Hayatımı düzene sokmaya çalışıyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Ah. Well, I might have some studio space available... | Pekâlâ, sahnede müsait bir yer olabilir... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| if you want to play with some choreography. | ...eğer koreografiyle dans etmek istersen. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Uh, no, I was wondering if there were... | Hayır, merak ediyordum da okulda... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| any more classes at the school I could teach. | ...ders verebileceğim sınıf var mı diye. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'm a little I'm kind of broke. | Birazcık... Paraya sıkışığım da. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'll check, but I'm all full up, I think. | Bir bakayım ama tüm dersler dolu sanırım. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I thought so. I'm just proud of myself for asking. | Öyle sanırım ama bunu istediğim için bile kendimle gurur duyuyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'll probably be able to use you and some of... | Seni ve diğer acemileri Noel gösterisinde kullanabilirim sanırım. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I mean, that's something. That's great. | Bu da bir şeydir sonuçta. Harika haber. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I just wanted to say I really look up to you... | Sadece sana çok saygı duyduğumu söylemek isterim... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| and I just I think you're great. | ...ve Bence harika birisin. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| A beat up old dancer doing paperwork? | Hurdaya çıkmış evrak işleri yapan yaşlı bir dansçıya mı? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I really need to do all this paperwork now. | Tüm bu evrak işlerini hemen yapmam gerek. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'm running rehearsal today, so I'll see you there. | Bugün provada olacağım. Orada görüşürüz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And then he was like, "Rachel, you are cold and mean. " | Ve sonra bana: "Rachel, soğuksun ve adisin" dedi. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And I was like, "Fuck... | Bense şok oldum. Bu cidden beni incitti. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And up over the head. | Başınızın üstünden. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Boom. Perfect. Over and... shoulder: | Bum. Mükemmel. Başınızın üstünden ve omzunuz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Boom, boom, boom. That was great. | Bum, bum, bum. Harikaydı. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Face each other. Look at each other. | Yüz yüze gelin. Birbirinize bakın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Wrap the head around. | Başı tutup döndür. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| That's nice. That's nice. | Çok güzel. Çok iyi. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Move it around. | Kollarınızı döndürün. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| That's good, Rachel. That's night. | Çok iyi Rachel. İşte budur. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| All night. Understudies, out. | Tamamdır. Yedek dansçılar çıksın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Understudies, out. Out. | Yedek dansçılar dışarı çıksın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| All right. Good. Take it from the beginning. | Tamam güzel. Baştan alalım. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Plié and straighten... | Dizlerinizi bükün ve doğrulun. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| and plié and straighten... | Dizlerinizi bükün ve doğrulun. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| and relevé and down. | Parmak uçlarınıza yükselin ve inin. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And relevé all the way up and turn... | Parmak uçlarınızda yükselin... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| to the other side... | ...diğer tarafa dönün. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| and all the way down. | Şimdi yere basın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And now we have the other foot in front. | Şimdi diğer ayağınızı öne koyun. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| And plié and straighten and plié | Dizlerinizi bükün ve doğrulun. Dizlerinizi bükün... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Ahoy, sew! Ahoy, sexy! | Selam seksi yolcu! Selam seksi yolcu! | Frances Ha-1 | 2012 | |
| There's no service. Sometimes there is for a second. | Hat çekmiyor. Arada çekiyor. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| What is going on with that phone, lady? | Telefon elinden niye düşmüyor kızım? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I didn't want to do it without knowing it was okay with you first. | Senin onayını almadan bunu yapmak istemedim. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Do what? I want to move into this apartment with Lisa. | Neyi? Lisa'yla birlikte bir ev tutmak istiyoruz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| It's this great apartment in Tribeca, which is what I've always wanted... | Tribeca'daki harika bir apartman dairesi. Hep o civarda yaşamak istemişimdir... | Frances Ha-1 | 2012 | |
| but I don't want to do it if it's not okay with you. | ...bunu sen de biliyorsun ama bu senin için sorun olacaksa kabul etmem. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Oh. They need to know by tomorrow... | Ama yarına kadar onlara bir cevap vermem gerek o yüzden bugün bir karar vermem gerek. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Who have you been e mailing? | Kiminle e postalaşıyordun? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| My parents, for help with the broker's fee. | Ailemle. Aracılık ücreti konusunda yardım etmeleri için. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| You have to pay our rent. I know. | Bizim kiramızı ödemen gerek. Biliyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'll pay till the end of the lease. | Kira sözleşmemiz bitene kadar ödeyeceğim. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| You know, there's only another two months anyway. | Zaten sözleşmenin bitmesine 2 ay kaldı. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Are you okay with it? I really don't want to do it if you're not. | Bu senin için sorun olur mu? Eğer sorun olacaksa bunu yapmak istemem. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I thought we were gonna renew our lease. Yeah, but we never talked about it. | Sözleşmemizi yenileyeceğimizi sanıyordum. Evet ama bu konuyu hiç konuşmadık. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I could've moved in with Dan. Not if you broke up. | Dan'in evine taşınabilirdim. Eğer ondan ayrılmasaydın. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| That's why we broke up. Really? | İşte bu yüzden ayrıldık. Sahi mi? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| It's literally on my favorite street. Lisa said it was too good to pass up. | Daire en sevdiğim sokakta. Lisa böyle fırsatın kaçmayacağını söyledi. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| You hate Lisa. She's okay. | Lisa'dan nefret edersin sen. İyi biri be. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| We make fun of her. We're both really clean. | Onunla dalga geçeriz hep. İkimiz de düzenli kişileriz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'm busy. | Meşgul biriyim ben. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I wish it was gonna be with you. Yeah. | Keşke seninle o eve çıksaydık. Evet. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| But Lisa found the place. Right. | Ama evi Lisa buldu. Tamam. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Does this train go to DeKalb? | Bu tren DeKalb'e gidiyor mu? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| We could always look for a place together, if you want. | İstersen birlikte başka bir daire arayabiliriz. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| But it's really hard to find stuff in Tribeca. | Ama Tribeca'da daire bulmak çok zor. Tribeca'daki bir daireye param yetmez. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I'm not leaving you. I'm just moving neighborhoods. | Seni terk etmiyorum ya. Sadece mahallemi değiştiriyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I put my ring on my thumb, and I'm having trouble getting it off. | Başparmağıma yüzük takmıştım ama çıkartamıyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Hold your hand above your head. It'll drain the blood out. | Elini başının üzerinde tut. Kan aşağı doğru akacaktır. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| I look like I'm asking a question. | Soru soracakmış gibi görünüyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Ow! Fuck! Fuck! | Siktir! Siktir! | Frances Ha-1 | 2012 | |
| We bought the kettle together, remember? | Çaydanlığı birlikte almıştık unuttun mu? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| At the Mexican superstore? Jesus! | Meksikalı süpermarketten? Tanrı aşkına! | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Bring it back! Or buy me another kettle! | Geri getir! Ya da bana başka bir çaydanlık al! | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Hi. I just I just got a tax rebate. Do you want to go to dinner? | Selam. Vergi iademi yeni aldım. Yemeğe gitmek ister misin? | Frances Ha-1 | 2012 | |
| This is me in the locker room with the Knicks. | Burada da Knicks takımıyla soyunma odasındayız. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Wow. Sophie said you liked basketball. | Vay canına. Sophie basketboldan hoşlandığı söylemişti. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| That was just one time. | Öncedendi o. | Frances Ha-1 | 2012 | |
| Oh, crazy. | Süper. | Frances Ha-1 | 2012 |