Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19783
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Go Dok Mi. | Go Dok Mi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why'd you leave a warm building | Neden sıcacık binayı bırakıp da... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| to shiver alone on a park bench? | ...soğukta kendi başına banklarda oturuyordun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Rather than face people, you'd freeze? | İnsanlara sokulmak yerine soğukta donarak ölmeyi mi tercih edecek kadar... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When you were asleep in the car... | Sen arabada uyuklarken... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I didn't want to take you home. | ...seni eve götürmek istemediğimi fark ettim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Because you'd go back into hiding. | Şüphesiz ki, öyle yapsaydım, yeniden saklanacaktın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If you're afraid of people... | İnsanlardan korkuyorsan... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| get closer to the world. | ...önce dünyayla yakınlaşmaya çalış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I bet you can face people. | Bunu yaparsan, insanların yanında durabildiğini fark edeceksin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Until I go back to Spain... | İspanya'ya dönene dek... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll take you around and show you the world. | Seni alıp, sana tüm dünyayı göstereceğim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I need a favour. | Bir ricam var. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Call. Sure, tell me. | Pekâlâ, evet... ne istiyorsan söyle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When we're back in Seoul. can you ignore me? | Seul’a geri döndüğümüzde, beni tanımıyormuş gibi davranabilir misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Even if we run into each other... | Şans eseri karşılaşırsak, | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| can you walk past? | Beni bilmiyormuş gibi sadece yürüyüp gidebilir misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Isn't that cruel in my situation? | Şuanda içinde bulunduğum durumu bildiğin halde, bana karşı çok zalim değil misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| know a lot about each other. | Birbirimiz hakkında çok şey biliyoruz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That's why I feel uncomfortable. | Hakkımda çok şey bildiğinden... rahatsızım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I don't like it. | Bu yüzden istemiyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is it even possible? | Bunun mümkün olduğunu mu sanıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can we ignore each other? | Birbirimizi gayet iyi bildiğimiz halde nasıl bilmiyormuş gibi davranabiliriz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Isn't that cowardly? | Bu korkaklık değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Don't talk like you know me after a few days. | Sırf birkaç gündür beni tanıyorsun diye beni biliyorsun sanma. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You don't. | Ben... İspanya'ya geri dönüyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| If we run into each other, ignore me. | Şans eseri karşılaşmayacağımızı bilsem de... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You said such a harsh thing too casually. | Böyle çok sert şeyleri söyleyebilmek senin için kolay gibi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Okay, call. And in that case... | Pekâlâ, anlaştık. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| instead of doing that, | Birbirimizi bilmiyormuş gibi yapmak yerine... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A woman who can concede first. | İlk önce kabullenmeyi bilen bir kadın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| A woman who can say "I'm sorry" first | İlk önce "Özür dilerim" diyebilen bir kadın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| a woman with no big ambitions. | Gurur gibi şeyler? Öyle bir şeyi olmayan bir kadın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Also, a woman who's sincere even when no one's watching. | Kıskanıyor musun? Dünyada bir tek izleyen biri kalmasa bile dürüst olan bir kadın. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's all that rubbish? | Bütün bu saçmalıklar da ne? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is Nobel Peace Prize winner your style? | Nobel Barış Ödülü kazanmış stilin mi bu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| There is such a woman. | Öyle bir kadın var. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What would you know? | Senin gibi genç biri nereden bilir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hyung, that woman... | Ağabey, o kadın... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do you really like her?! | Gerçekten onu seviyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What is your truth? | Senin gerçeğin ne? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Whenever someone asks her that, she keeps her mouth shut. | Ne zaman biri ona bunu sorsa, O kadın her zaman çenesini kapalı tutar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Truth is not a candy or chocolate | Gerçek, kabuğu soyulup çıktığında... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| when unwrapped from its lies. | ...şeker veya çikolata parçası gibi ortaya çıkar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Just as skin protects blood and flesh underneath... | Tıpkı cildin kan ve eti korumaya ihtiyaç duyması gibi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When we're back in Seoul... | Seul’a döndüğümüzde, | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| can you ignore me? | Beni tanımıyormuş gibi davranabilir misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| More than being honest and exposing her scars... | Dürüst kalıp tüm yaralarını açığa çıkarmak yerine... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| that woman felt safer lying with a brilliant smile. | Yüzüne parlak bir gülümseme kondurup yalan söylemek... o kadını güvende hissettirir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The spirits are pulling you in. | Sizi hayaletler çekmiştir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma, what's wrong? | Ahjumma, ne oldu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Çevirmen: Murside KoreAngels Çeviri Ekibi Üyesi KoreAngels Çeviri Ekibi Üyesi MURSİDE Çevirinin Melekleri: KoreAngels Murside ve Aysnrr Çevirinin Melekleri: KoreAngels Murside ve Aysnrr KoreAngels Çeviri Ekibi Murside ve Aysnrr KoreAngels Çeviri Ekibi Murside ve Aysnrr ~KoreAngels Çeviri Ekibi~ Aysnrr ve Murside | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | ||
| Episode 05 | ~5. Bölüm~ | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The spirits are pulling you in. | Sizi buraya hayaletler çekmiş olmalı | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma, what's wrong? | Ahjumma neyin var? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma, this is...just an accident, an accident. The thing is... | Ahjumma, bu... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Are you okay? | Ahjumma, iyi misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma... 1 | Ahjumma... 1 | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It was like a car accident! Two cars crashed in the dark... 1 | Ani bir araba kazası gibiydi! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I couldn't see in the dark! 1 | Karanlıktan bir şey göremediğimden oldu! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What did I just do? | Ben ne yapıyorum? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I didn't commit a big sin. Don't be nervous, be confident. | Çok büyük bir günah işlemiş değilim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll break up with the guy who gets my first kiss. | Ben, ilk öptüğüm kişiden ne olursa olsun ayrılacağım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No way. You'd break up even if you like him? | Yok artık. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll kiss the Literature teacher. | Şu Edebiyat Öğretmeniyle yapacağım çünkü. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I...will stay forever with the guy who has my first kiss. | Ben... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Who's talking? | Arkada konuşan kim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I heard you screaming and with no regard for myself, | Acı çığlığını duyup, kendimi hiçe sayarak... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I ran to check you're okay. | ...İyi olduğundan emin olmak için buraya koştum. Tüm yaptığım bu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Not many men would do that. I'm not ashamed. | Ve birçok adamın bu gibi durumlarda benim yaptığımı yapacağını sanmam. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Let's go. You're okay to drive? | Gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| 402? She's so serious. That annoys me. | 402? Çok kasvetli biri. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Hyung, a woman should be brighter. | Ağabey... Bir kadın daha aydınlık olmalı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is a woman a light fixture? | Kadın dediğin bir çeşit abajur filan mı? Neden aydınlık olmalıymış? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why are you fighting? Don't. | Neden kavga ediyorsunuz? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You can't pay? You're broke? | Yemeğini ödeyecek paran mı yok? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Wata...Wata san... | Wata... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Okay, liquor. | Peki, içki. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No! No! Don't! | Hayır! Hayır! Ona içki verme sakın! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How can you drink? No! Get him out of here! | Nasıl içmeyi düşünürsün? Hayır! Hemen buradan çıkmamız gerek! Sen... Sen... yoksa... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'll be right back. Just a sec. | Hemen döneceğim, burada bekle. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Just as skin protects flesh and blood... | Tıpkı cildin kan ve eti korumaya ihtiyaç duyması gibi... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| a lie protected the truth. | Yalan da, gerçeği korumaya ihtiyaç duyar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Rather than expose her scars... | Dürüst kalıp tüm yaralarını açığa çıkarmak yerine... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| lying with a bright smile pasted on her face | ...yüzüne parlak bir gülümseme kondurup yalan söylemek... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| felt safer to her. | ...o kadını güvende hissettirir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Listen. Don't crumble easily in strong waves. | Dinle dostum, ne kadar sert dalgalar gelse de öyle kolayca yıkılma... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I MAKE UP 1000 EXCUSES TO MEET YOU BY CHANCE | 5.Bölüm Başlığı: "Şans eseri sana koşmak için binlerle bahane yarattım!" | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Okay. 402 is a woman... I like her as a human being. | Evet... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ok, yeah! 402 is really nice! And incredibly frugal. | Evet, evet! Daire 402 iyi biridir! Ayrıca inanılmaz tutumludur. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| From now on, should I call her 'Sister in law'? | Şuandan itibaren... ona "Yenge" mi desem? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| See? You say stuff like that. | Gördün mü? Ancak işe yaramaz şeyler söylüyorsun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You jerks think only Eros exists between men and women. | Erkekler ve kadınlar arasındaki tek varlığın Eros olduğuna inanan siz pislikler... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Pure. | Saflık. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Soul Mate. | Ruh eşi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What are they? | Bütün bunlar ne? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Characteristics. | Özellikler. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're drunk enough to spout English. | İngilizceni nasıl zorladığını gördüğümüze göre artık iyice sarhoşsun. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Do you know how fateful our first meeting was? . | Ağabey vurmak istemiyor musun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Excuse me. . | Bakar mısınız... | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |