Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19225

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Nate, I'm pregnant.	Nate, hamileyim.	Fertile Ground-1	2010
Honey, it's great. Really.	Bebeğim, bu harika. Gerçekten.	Fertile Ground-1	2010
Have you been in the house the whole time?	Onca zaman evde miydin?	Fertile Ground-1	2010
Yeah. I was downstairs.	Evet. Alt kattaydım.	Fertile Ground-1	2010
Who what?	Kim ne?	Fertile Ground-1	2010
Nothing. I...	Yok bir şey. Ben...	Fertile Ground-1	2010
Are you coming to bed soon?	Yatağa geliyor musun?	Fertile Ground-1	2010
Yeah. Yeah, just give me a few minutes to finish up.	Evet, evet, bitirmem için birkaç dakika ver bana.	Fertile Ground-1	2010
Okay, hurry. I really want you with me.	Pekâlâ, acele et. Gerçekten yanımda olmanı istiyorum.	Fertile Ground-1	2010
Nate, are you almost done?	Nate, bitirdin mi?	Fertile Ground-1	2010
Are you coming soon?	Geliyor musun?	Fertile Ground-1	2010
I brought you coffee.	Sana kahve getirdim.	Fertile Ground-1	2010
I tried buzzing you last night.	Dün gece seni aramaya çalıştım.	Fertile Ground-1	2010
I can't see it?	Göremez miyim?	Fertile Ground-1	2010
Not yet. It's something different I'm experimenting with. It's a...	Henüz değil. Farklı bir şey deniyorum. Bir...	Fertile Ground-1	2010
Okay. You want some breakfast?	Pekâlâ. Kahvaltı ister misin?	Fertile Ground-1	2010
I'll just scrounge something up before I crash.	Bayılmadan önce bir şeyler atıştırırım.	Fertile Ground-1	2010
We have our doctor's appointment today at 3:00.	Bugün saat 3:00'te doktorda randevumuz var.	Fertile Ground-1	2010
Can you handle that?	Kendi başına halledebilir misin?	Fertile Ground-1	2010
Handle it?	Halletmek mi?	Fertile Ground-1	2010
I've gotta work. I mean, there is a baby on the way.	Çalışmam lazım. Bebek geliyor.	Fertile Ground-1	2010
Yeah, Nate, I'd really like you there. It's just routine, right?	Evet, Nate, orada olmanı gerçekten istiyorum. Rutin şeyler, değil mi?	Fertile Ground-1	2010
It's routine. So, there's a problem, you just call me.	Rutin işte. Bir sorun olursa, ara beni.	Fertile Ground-1	2010
How was your appointment?	Randevu nasıl geçti?	Fertile Ground-1	2010
I should've gone with you. I'm sorry.	Seninle gelmeliydim. Üzgünüm.	Fertile Ground-1	2010
I am happy, you know?	Mutluyum.	Fertile Ground-1	2010
Are you?	Gerçekten mi?	Fertile Ground-1	2010
Did he have any idea how it happened?	Nasıl olduğu konusunda herhangi bir fikri var mı?	Fertile Ground-1	2010
I guess there wasn't as much scarring as they thought,	Düşündükleri kadar korkunç bir şey çıkmadı...	Fertile Ground-1	2010
and apparently I have a very regenerative uterus.	...ve görünüşe göre kendini yenileyen bir rahmim var.	Fertile Ground-1	2010
That's interesting. Super uterus.	Bu ilginç. Süper rahim.	Fertile Ground-1	2010
We should give it a cape and a mask.	Ona bir pelerin ya da maske bulalım.	Fertile Ground-1	2010
This is real, Nate.	Doğruyu söylüyorum, Nate.	Fertile Ground-1	2010
So, what else did the doctor say?	Peki, doktor başka ne söyledi?	Fertile Ground-1	2010
It's a high risk pregnancy. He wants me on partial bed rest,	Riski yüksek bir gebelikmiş. Sık sık yatak istirahati yapmamı,...	Fertile Ground-1	2010
he wants me to stay off my feet, avoid travel,	...fazla ayakta kalmamamı, seyahatten ve stresten...	Fertile Ground-1	2010
avoid stress. All right.	...uzak durmamı istiyor. Pekâlâ.	Fertile Ground-1	2010
Okay. That's doable.	Tamam. Bu zor bir şey değil.	Fertile Ground-1	2010
It's gonna be hard on you. You're gonna have to do a lot of everything.	Senin için zor olacak. Her şeyi yapmak zorunda kalacaksın.	Fertile Ground-1	2010
I'll take care of it. I promise.	Ben bir çaresine bakarım. Söz veriyorum.	Fertile Ground-1	2010
All you have to do is rest.	Tek yapman gereken dinlenmek.	Fertile Ground-1	2010
Your wish is my command.	İsteğin benim için bir emirdir.	Fertile Ground-1	2010
Hey, I just got an e mail from Filipe.	Filipe'den bir e posta aldım.	Fertile Ground-1	2010
He was wondering if there's anything he should bring,	Partiye ne getirsem diye merak ediyormuş.	Fertile Ground-1	2010
Nate, you try staying in bed all the time. It's very boring. Lonely.	Nate, tüm gün yatakta kalmayı dene bir. Çok sıkıcı. Çok yalnız hissediyorsun.	Fertile Ground-1	2010
Okay, well, you have to cancel that.	Pekâlâ, şey, bunu iptal etmek zorundasın.	Fertile Ground-1	2010
I only have three weeks till my show,	Sergime sadece üç hafta kaldı...	Fertile Ground-1	2010
and there's no way you can get this house ready for a party.	...ve bu evi parti için hazırlamanın bir yolu yok.	Fertile Ground-1	2010
Brittany's coming a day early. You don't have to do anything.	Brittany bir gün önceden gelecek. Bir şey yapmana gerek yok.	Fertile Ground-1	2010
Like I would ask you to.	Sanki senden iş isteyen var!	Fertile Ground-1	2010
Wait. What's that supposed to mean?	Dur bakalım. Bunun anlamı ne?	Fertile Ground-1	2010
I can't stand being alone in this house. I need my friends around.	Bu evde yalnız kalmaya dayanamıyorum. Etrafımda arkadaşlarıma ihtiyacım var.	Fertile Ground-1	2010
What you need is to take care of yourself.	Senin ihtiyacın olan şey kendine iyi bakmak.	Fertile Ground-1	2010
You have another chance, Emily. Don't ruin it.	Bir şansın daha var, Emily. Sakın mahvetme.	Fertile Ground-1	2010
We have been given another chance. Us.	Bize bir şans daha verildi. İkimize.	Fertile Ground-1	2010
Hi. Oh, my God!	Merhaba. Aman Tanrım!	Fertile Ground-1	2010
You look wonderful. I'm so glad...	Muhteşem görünüyorsun. O kadar memnun oldum ki...	Fertile Ground-1	2010
Great house. Thank you. I'm glad you guys made it.	Harika bir ev. Teşekkür ederim. Geldiğinize sevindim millet.	Fertile Ground-1	2010
Love the dress. Thanks.	Elbiseni beğendim. Teşekkürler.	Fertile Ground-1	2010
Are you designing again?	Tasarım işine devam mı?	Fertile Ground-1	2010
Looks like it. Anyway, I'm gonna mingle.	Hiç öyleye benzemiyor. Neyse, ben diğerlerine bakayım.	Fertile Ground-1	2010
You too. Looking good.	Ben de. İyi görünüyorsun.	Fertile Ground-1	2010
He's fine.	Şuradaki fena değilmiş.	Fertile Ground-1	2010
He's mine. Go get him.	O benim. Git ve al onu.	Fertile Ground-1	2010
Emily, the house is amazing.	Emily, ev çok büyüleyici.	Fertile Ground-1	2010
Well, we have a lot to do to really make it us still.	Yine de daha yapacak bir sürü iş var.	Fertile Ground-1	2010
Where's Nate?	Nate nerede?	Fertile Ground-1	2010
In the studio. He's really focused on the show.	Stüdyoda. Kendini sergiye verdi.	Fertile Ground-1	2010
I gotta take a look at that.	Şuna bir göz atmam lazım.	Fertile Ground-1	2010
Well, he's a little bit private about it right now.	Bu konuda şu an biraz kişisel davranıyor.	Fertile Ground-1	2010
I haven't even seen it. He's not letting me.	Ben görmedim. Bana izin vermiyor.	Fertile Ground-1	2010
Well, there he is. Hey.	İşte geldi. Selam.	Fertile Ground-1	2010
Never thought you'd get out of there. I know. I'm sorry.	Oradan çıkacağını hiç sanmıyordum. Biliyorum. Üzgünüm.	Fertile Ground-1	2010
So, you're gonna show me the new work, right?	Bana yeni projeyi göstereceksin, değil mi?	Fertile Ground-1	2010
Maybe. I mean, have you seen the rest of the house yet?	Belki. Evin geri kalan kısmını gördün mü?	Fertile Ground-1	2010
No, not yet. Okay.	Hayır, henüz değil. Pekâlâ.	Fertile Ground-1	2010
Well, I'll give you the two cent tour.	Sana üç kuruşluk bir tur verelim.	Fertile Ground-1	2010
Lauren and Scott are in the other room.	Lauren ve Scott diğer odada.	Fertile Ground-1	2010
All right. Just take a little while.	Pekâlâ. Küçük bir ara verin bakalım.	Fertile Ground-1	2010
Are you okay? Yeah, I'm fine.	İyi misin? Evet, ben iyiyim.	Fertile Ground-1	2010
If you need to get that cleaned,	Bunu temizletmeye ihtiyacın varsa...	Fertile Ground-1	2010
I know the perfect place for it. Stop. I'll take care of it.	...bunun için mükemmel bir yer biliyorum. Yeter! Gereken neyse ben yaparım.	Fertile Ground-1	2010
Are you sure? Yeah, yeah, yeah, yeah.	Emin misin? Evet, evet, evet, evet.	Fertile Ground-1	2010
Mrs. Weaver. Mrs. Weaver.	Bayan Weaver. Bayan Weaver.	Fertile Ground-1	2010
The house looks lovely.	Ev çok güzel görünüyor.	Fertile Ground-1	2010
Thank you. And I brought you some materials.	Teşekkür ederim. Size birkaç şey getirdim.	Fertile Ground-1	2010
I found some more material.	Daha fazla doküman buldum.	Fertile Ground-1	2010
I'm so sorry. I have to... I spilled.	Çok üzgünüm... Üzerime... şey döküldü...	Fertile Ground-1	2010
Of course, of course, of course. And I did and I found it...	Elbette, elbette, elbette. Bulduğum kadarıyla...	Fertile Ground-1	2010
Wow. Look at this. 1875 and...	Vay canına. Şuna bakın 1875 ve...	Fertile Ground-1	2010
Wine. I spilt wine on my dress.	Şarap. Elbiseme dökmüşüm.	Fertile Ground-1	2010
I have to change.	Değiştirmem lazım.	Fertile Ground-1	2010
That's too bad. It's so pretty.	Bu çok kötü olmuş. Çok güzel.	Fertile Ground-1	2010
Can I? I've just always wanted to see your designs.	Bakabilir miyim? Tasarımlarını her zaman görmek istemişimdir.	Fertile Ground-1	2010
I was actually gonna ask you something.	Aslında sana bir şey soracaktım.	Fertile Ground-1	2010
What were you thinking when you helped her plan all this?	Tüm bunları planlamasına yardım ettiğinde ne düşünüyordun?	Fertile Ground-1	2010
We both want her to be happy, Nate. That's all this was about.	İkimiz de onun mutlu olmasını istiyoruz, Nate. Her şey bunun içindi.	Fertile Ground-1	2010
She's a little fragile right now.	Şu an biraz hassas.	Fertile Ground-1	2010
She's always fragile!	Her zaman hassas!	Fertile Ground-1	2010
I'm sorry. I'm just going through a really...	Üzgünüm. Gerçekten çok zor bir zamandan...	Fertile Ground-1	2010