Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18896
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Tah dah. | İşte. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Isn't this from my mother's restaurant? | Bunlar, annemin lokantasının yemekleri değil mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It's the only place I know that sells anchovy Ssambop. | Hamsili marul sarması satan başka bir yer bilmiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why are you ignoring me? | Neden beni kale almıyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I asked you not to see my mother again. | Annemle bir daha görüşmemeni rica etmiştim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do I have to do as you say... | Benden ricada bulundun diye ricanı yerine getirmek zorunda mıyım? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Your attitude is the problem. | Esas sorun tutumunda. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You don’t care about other people's feelings... | Başkalarının ne hissedeceğine aldırmaksızın canın ne istiyorsa hep onu yapıyorsun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Have you ever tried to do a favor that I asked you? | Senden rica ettiğim şeyi bir kez olsun yerine getirmeye çalıştın mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How can you be so sure? | Nasıl emin olabiliyorsun? Denemediğim sana malum mu oluyor? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re telling me that you tried… | Ricamı yerine getirmeye çalışan biri... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ve been addicted... | O günden beri bu tuhaf yemeğin bağımlısı oldum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How am I the only one to blame? | Suçlanan neden bir ben oluyorum? Neden bunu yemekten vazgeçecekmişim? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Your precious mother that you want to protect so badly... | Öylesine çok korumak istediğin kıymetli annen benim de annem oldu şimdi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If you want to steal my mother like this all of a sudden... | Birdenbire annemi benden bu şekilde çalmak isterken benden ne yapmamı bekliyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ne yapmamı istiyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m your mother from now on. | Bundan sonra, senin annen benim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mother? | Annem mi? İşte, annen gidiyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Eat all this alone. | Hepsini sen ye. Hiç iştahım yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You change your mind so quickly. | Bir öyle bir böyle diyorsun. Öyle mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You just blamed me for not doing your favors… | Ricamı yerine getirmedin diyorsun ama... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Fine! | Öyle olsun! Karnım patlayana dek hepsini tek başıma yerim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Are you satisfied now? Darn it. | Şimdi memnun oldun mu? Lânet olsun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What’s wrong with this taste? | Bunun tadının neyi var böyle? Her zaman tadı aynı oluyor! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Always! | Her seferinde! Hem de her seferinde! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why are you blaming the innocent anchovy Ssambop? | Hamsili marul sarmasına neden laf ediyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’ve enjoyed it until now. | Şimdiye dek gayet seviyora benziyordun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Darn Ssambop! | Lânet Ssambop! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s quiet. | Sessiz. Bu yer fazlasıyla sessiz. Çok sessiz! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I have to listen to the music now. | Biraz müzik dinlemeliyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What... what… What’s wrong with this… | Ne... bunun derdi ne... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Unni: Older sister or older female] | Young Ja unni, ne yapıyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s because of the piece. | Resmi verecektin ya, ne zaman görüşelim istersin? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Call] | Ara Ama o günden beri hiçbir haber almadık. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hello? | Alo? Young Ja unni? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ellie? | Ellie? Şu an çok meşgulüm de. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ah, yes, Unni… | Anlıyorum, unni. Ama beni sen aramıştın. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hello? | Alo? Alo, Young Ja unni? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ll call you later. | Ben seni sonra ararım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mr. CEO. How long have you been like this? | Başkanım. Daha ne kadar böyle davranacaksınız? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s okay now. It’s okay. | Şimdilik tamam. Sorun yok. Her şey yolunda. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He must be suffering too much. | Çok acı çekiyor olmalı. Gae Ddong'umu geri ver! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He's even talking like a woman. | Kadın gibi konuşmaya bile başlamış. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes, Daniel. | Evet, Daniel. Birazdan çıkarım. Zihnin çürürse, vücudun da onu takip eder. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Today is the last day for research. | Doğru. Bugün araştırmanın son günü. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’d be happy if you come pick me up. | Gelip beni alırsan mutlu olurum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Who is it? | Kim o? Daniel mi? D. Pitt. Daniel, değil mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re so great. | İnanılmazsın. Nutkum tutuldu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Also. | Ayrıca o kişi... Kulağını iyi aç. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He’s a very gracious and good person to me. | Benim gözümde yardımsever ve iyi bir insandır o. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Wow. | Vay canına. Sana imreniyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Good for you for having such a good man. | Yanında böylesine iyi bir adam olması ne güzel. Hı, hı, hı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Let’s eat. | Yiyelim. Ziyan etmemeliyiz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Ballerina Kang Mi Na successfully finishes her performance in New York] | Balerin Kang Mi Na, New York'taki performansını başarıyla tamamladı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Artist Ellie Kim from France has first collaboration with Jang In Chemical] | Fransa'dan gelen Ressam Ellie Kim Jang In Kimya ile ilk işbirliğine imza attı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Her first collaboration project with Jang In Chemical] | Jang In Kimya ile ilk işbirliği projesi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Miss Ellie Kim. I’m here. | Ellie Kim hanım. Ben geldim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hey. | Geldin mi? Evet. Nedir bu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I asked someone in Paris to send one of your drawings. | Paris'teki birinden çizimlerinden birini göndermesini istemiştim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Let’s see. | Bakalım şuna. Aç bakalım. Peki. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If you revise it a little, it'll be a masterpiece. | Üzerinde bir parça düzeltme yaparsan bir başyapıt olabilir. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You seem to be really inspired lately, Ellie. | Son günlerde pek bir ilham dolu gibisin, Ressam Ellie. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Can’t you do it? | Açamadın mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This is one of the first pieces you drew. | Resmettiğin ilk eserlerden biri. Hatırlıyor musun? Çok etkileyicisin Kim Mi Young. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This piece changes the atmosphere of your studio. | Bu eser stüdyonun havasını bir anda değiştirdi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hang it to wherever you like. | İstediğin bir yere as. Öyle mi yapayım? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daddy is... | Baban şimdi anneni bırakmaya tam olarak hazır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What are you doing, Ellie? | Ne yapıyorsun, Ellie? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Young Ja Unni. | Merhaba, Young Ja unni. Elimdeki işi bir türlü ilerletemiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It isn’t going well? | İyi gitmiyor mu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No, it isn’t. A little bit. | Evet, iyi gittiği söylenemez. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I have to go back to the basics… | İyice gerilere gitmem gerekiyor ama bu hiç kolay değil. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why are you so down? | Neden böyle moralsiz konuşuyorsun? Hı? İşinde iyisin sonuçta. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I want to do this project better than anything else, but... | Bu projeyi her şeyden çok istiyorum, ama iyi gitmiyor maalesef. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I feel like I'm in a slump. | Tüm hevesim kaçmış gibi hissediyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ellie. | Ellie. Sana bir parça tavsiye verebilir miyim? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Of course. | Elbette, sen bir numaralı hayranım ayrıca da unni'msin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ve never met you, Ellie, but… | Seninle yüz yüze hiç görüşmedik ama yine de bende... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Sometime I get told that I have a baby face... | Bebek yüzlü olduğumu söyleyenler olur bazen ama çok da sık değil. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do you know how old I am? | Kaç yaşımda olduğumu biliyor musun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why? | Bunu nasıl yapacağız? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
When I have a conversation with you, Ellie… | Ben, ne zaman seninle sohbet etsem... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...it reminds me of my childhood... | ...aklıma çocukluk günlerim... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...and playing with my friends. | ...ve arkadaşlarımla oynadığım oyunlar geliyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It's just like when I was a girl. | Tıpkı küçük bir kız olduğum o günlerdeki gibi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
A girl lives in every woman's heart. | Her kadının kalbinde küçük bir kız yaşar. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
That's what you meant, right? I like your expression very much. | Bunu demek istiyorsun, değil mi? İfade ediş şeklin çok hoşuma gitti. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I'm starting to feel something. | Zihnimde bir şeyler canlanmaya başladı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I knew one girl in my old days… | Büyük gözlükler takan bir kız tanırdım eskiden. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m sorry. I’m sorry. | Özür dilerim, özür dilerim. Bekleyin! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Kim Mi Young! Yes. | Kim Mi Young, şunun fotokopisini çeker misin? Kahve lütfen. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re a Post it girl, just like your nickname says. | Post it kızın tekisin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I can use you casually and throw you away anytime. | İhtiyacım olduğunda kullanıp sonra da öylece atabileceğim biri. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Put these on. | Giy şunları hemen. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
But to me… | Ama bana göre o kız... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m Kim Mi Young. | Kim Mi Young. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
In her heart... | Yüreğinde engin bir okyanus ve parlak yıldızlar vardı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
She was a very pretty girl with all that in her heart. | Yüreğinde barındığı tüm o şeylerle çok güzel bir kızdı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Women... | Kadınlar, iç dünyaları değil de... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Actually, the most lovely and brilliant time of a woman's life... | ...işin aslı, bir kadının en güzel ve harikulade olduğu zaman... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |