Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18876
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
a bloody mess... | Her tarafı kan içindeydi. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
in that cold water... | Soğuk suyun içinde... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I'll kill you, | Ölmeden önce seni öldüreceğim. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Motherfucker! | Göt herif! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Sushi! Little one! | Kimbap! Ben küçük olandan! Kimbap! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
A bit burned, right? | Biraz yanmış değil mi? Önemli değil. Tadı güzel olduğu sürece sorun yok. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
[Episode 3] | 3. Bölüm | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It will be wrinkled. | Kırış kırış olacak yahu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Unni: Older sister or older female] | Abla! Yine mi ya? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
People would think you were a delivery girl if you just put on a helmet. | Bir de kask taktın mı herkes seni teslimatçı kız sanır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I was on my way anyways. | Zaten yolumun üstüydü. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Then don’t go anywhere… | O halde ya bir yere gitme ya da "zaten" deme. İkisinden birini yapma işte. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Not everyone can live so decisively. | Herkes mükemmel bir şekilde yaşayamaz sonuçta. Benim gibi insanlar da olmalı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What happen over there? | Orada ne oluyor öyle? Hepsi de gangstere benziyor. 1 | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Welcome, Mr. CEO Lee Gun. | Hoş geldiniz, Başkan Lee Gun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s an honor for our law firm to work with you. | Sizinle çalışmak avukatlık büromuz için bir şereftir. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You know why I decided to change law firms. | Avukatlık büromu neden değiştirdiğimi biliyorsunuz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I need you to handle this project well. | Bu işi kesinkes halledin. Anlaşıldı. Sana açıkça söyledim. Benimle yaşarken, seviyeni koru. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Let’s go in. | İçeri geçelim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What is it? | Ne oldu? Neyin var? O adamı tanıyor musun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Extreme opposition] | Nineler! Dedeler! Teyzeler! Abiler! Ablalar! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
The enemy of our island is almost here. | Adamızın düşmanları birazdan burada olacak. Görebiliyor musunuz? Görüyoruz! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
When they get here... | Vardıkları zaman tek bir adım dahi atmalarına izin vermeyelim! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Save Yeowol Island] [Return Yeowol Soap Plant to Yeowol Island!] | Yeo Wool adasını kurtarın! Yeo Wool Sabun Fabrikasını Yeo Wool adasına bırakın! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
The island plant is giving me a headache. | Adadaki fabrika başımı ağrıtıyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I need to work on the plant… | Fabrikayı yeniden düzenlemem lazım fakat adaya gidemiyoruz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...so we can't even start on an estimation yet. | Bu yüzden henüz bir değerlendirme yapmaya bile başlayamadık. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What kind of situation is this? | Nasıl bir durum bu böyle? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
We’re here… | Bu tarz durumlar için varız biz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is this all the paperwork? | Evrakların hepsi bu mu? Belgeleri inceleyeceğim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ah, Miss Kim Mi Young. | Girin, Bayan Kim Mi Young. Şekerli kahve bu bey için. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Please. | Buyurun. Teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Also, about your business in China… | Ayrıca Çin'deki faaliyetlere gelirsek, danışmanlık işi için büromuzu tutarsanız... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…I have the perfect person to help you out. | ...elimde size yardım edebilecek mükemmel bir çalışan var. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If you introduce him to me… | Kendisini tanıtırsanız dikkate alacağım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ah! Please come in and have a seat. | İçeri gel de bize katıl. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He is CEO Lee Gun of Jang In Chemical. | Kendisi Jang In Kimya'nın başkanı Lee Gun olur. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This is Lawyer Min… | Bu bey de Avukat Min... Neymiş bu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hello. I’m Min Byeong Chul. | Merhaba. Benim adım Min Bun Chon. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I have another appointment... | Başka bir toplantım var bu yüzden korkarım ki hemen çıkmam gerekecek. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
And about consulting for business in China… | Çin'deki danışmanlık meselesine gelince bunu göz önünde bulunduracağım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Then... | O vakit... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mr. CEO? | Başkan bey? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
She said she worked at the same office with that trash. | Bu pislikle aynı ofiste çalıştığını söylemişti. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Miss Mi Young, please take care of this before noon. | Mi Young, lütfen öğleden önce bu işi hallet. Peki. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Unni: Older sister or older female] | Abla. Bir tane ped versene. Kramp girdi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Aww, I hate my period. 1 | Adet olmaktan nefret ediyorum ya. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is there some kind of magic that lets you only have it once a year? | Yılda yalnızca bir kez adet olmamızı sağlayacak bir büyü falan var mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
The woman he wanted to marry… | Evlenmek istediği kadın Amerika'ya kaçtı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Surely you won't ask us to wait any longer. | Eminim daha fazla beklememizi istemezsiniz bizden. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m sorry. | Özür dilerim. Keşke bu kadar olsa. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
The woman left... | Kadın ülkeden ayrıldı ve Jang In'in borsa fiyatında %20 düşüş yaşandı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
We're very worried. | Büyük endişe duyuyoruz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
We'll... | Lee Yong'u geri getireceğiz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Who do you mean by Lee Yong? | Lee Yong derken kimi kastediyorsunuz? Mümkünatı yok! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How dare you mention the son of a mistress? | Ne cüretle metresin oğlundan bahsedersiniz? Soyumuzun halefi hayatta! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even if he’s alive… | Hayatta olsa bile güvende hissetmiyoruz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You're forgetting the men in this family... | Bu ailedeki erkeklerin otuzlu yaşların başında öldüğü gerçeğini unuttunuz mu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even if Yong is the son of a mistress… | Yong bir metres çocuğu olsa dahi yine de damarlarında aynı kan akıyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If Gun can’t get married this year… | Gun bu yıl evlenemez ve önümüzdeki yıla kadar bir bebeği olmazsa... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…I’m afraid that he can no longer be our clan's successor. | ...korkarım ki artık soyumuzun halefi olamaz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hello, brother… | Merhaba abiciğim ve nineciğim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m Lee Yong and this my first time introducing myself to you. | Benim adım Lee Yong ve ilk kez kendimi size tanıtıyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I hope you’ll like me. | Umarım benden hoşlanırsınız. Anneciğim, nasılsınız? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It’s been a long time since I saw you last. | Görüşmeyeli uzun zaman oldu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How are you, Gun? | Nasılsın, Gun? En son gördüğümde küçücüktün. Amma da büyümüşsün. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Haven’t you missed your little mother? | Cici anneni özlemedin mi? Ya sabır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No one else is here. | Kimse yok burada. Kes abartmayı da otur. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I'm just so happy to see you. | Yalnızca sizi gördüğüm için çok mutluyum. Kocam öldüğünden beri görüşmüyorduk. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You don’t know how badly I’ve missed you. | Sizi ne kadar çok özlediğimi tahmin edemezsiniz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ve missed you too… | Ben de seni özledim. O kadar özledim ki gecenin ortasında uyanasım geliyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m telling you clearly that… | Size şunu açıkça söyleyeyim. Burada sadece bir yıl kalabilirler. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…and if my Gun gets married and has a baby within that time… | Ayrıca eğer Gun evlenir ve o zamana kadar çocuk sahibi olursa... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…they will have to move out immediately. | ...acilen buradan taşınmaları gerekecek. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Having offspring is very important to our family… | Ailemiz için çoluk çocuk sahibi olmak önem arz eder. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
…so I want you to get married as soon as possible to have your child. | Bu sebeple çocuk sahibi olabilmek için en kısa sürede evlenmeni istiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Of course he will. | Elbette evlenecek. Diğer işlerde tembeldir ama bu konuda iyi iş çıkaracaktır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Also, give him a job at Jang In. | Bir de ona Jang In'de bir iş ver. Vay be, iş mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I didn’t expect that. | Bunu tahmin etmemiştim. Teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Self diagnosis Pregnancy Test] | Kendi Kendinize Gebelik Testi | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Yes] | Evet | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
[Results] | Sonuç | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
No. | Olamaz. Hayır, olamaz ya. Mümkün değil. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It can’t be. | Ressam Shin Su Ji | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why do you keep avoiding me? | Neden sürekli beni görmezden geliyorsun? Öyle bir şey yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
The man at the casino… | Kumarhanedeki o adamın Jang In Kimya'nın başkanı olduğunu neden söylemedin bana? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do you still keep in touch with him? | Hâlâ görüşüyor musunuz? Yok, görüşmüyoruz. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I was with him accidentally… | Rastlantı sonucu bir araya geldik ve o günlük bir şeydi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Come on. | Hadi ama. Tek gecelik miydi yani? Hem de senin gibi biri? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I can give you his number. | Sana numarasını verebilirim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why don’t you meet him? | Neden onunla görüşmüyorsun? Bana da yardımın dokunur. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Jang In wants to start up in China… | Jang In, Çin'de şube açmak istiyor ve danışman avukat olarak da beni düşünüyorlar. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Please help me, huh? | Lütfen bana yardım et. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I don’t know him well. | Onu iyi tanımıyorum ki. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He's just a thankful person... | Yalnızca o gün bana yardım eden teşekkür borçlu olduğum biri, hepsi bu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I don't usually reject people's favors... | Genelde kimsenin ricasını geri çevirmem ama elimden bir şey gelmez. Üzgünüm. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Then don't do something that makes you sorry. | O halde üzüleceğin bir şey yapma. Zaten bir kez yattın, ikincisi mi zor geliyor? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You behaved like a naive woman at first, but… | Bunca zamandır saf biri gibi davranıyordun ama öyle olmadığını çoktan çaktım ben. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why are you doing this to me? Let go of me. | Bunu bana neden yapıyorsun? Bırak beni. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
How did you seduce the CEO of Jang In Chemical? | Gidelim hadi! Jang In Kimya'nın başkanını nasıl baştan çıkardın? Gerçekten çok tuhaf. 1 | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |