Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18872
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Open this door! | Kapıyı aç. Açmayacak mısın? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Is he nuts? | Delirdi mi ne? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
We gotta support government's work. | Hükümetin işini desteklemeliyiz. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
You're the only hold out, take the money and sign. | Onay vermeyen bir sen kaldın. Parayı al ve rıza formunu imzala. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Look at next town over, people are flocking to it. | Yandaki mahalleye bak. Millet nasıl üşüşüyor? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
What if they send gangsters to harass your sister? | Ya kardeşini rahatsız etmeleri için haydut gönderirlerse? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Mr. Kim. | Bay Kim. Her şeyini koy. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Fine, fine. | İyi, iyi. Sen ne koyacaksın? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
You're almost empty. | Elin bomboş. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I got rent to collect, I'm out. | Kira toplamam lazım. Kaçıyorum. Ben... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
wager this. | ...bunu koyacağım. ~Yeniden İmar Rıza Formu~ | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Redevelopment Consent Form Would you look at that. | Şuna bak şuna? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
You even signed it, but decided to cause him grief? | İmzalamışsın bile. Ama ona acı çektirmeye mi karar verdin? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Bet everything you got. | Elinde ne varsa bahse gir. Fabrikan, dükkanın. Çocuğun dahil. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Don't you dare. | Cürete bak. Tamam, koyacağım. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
But if I win, I'm taking everything. | Ama kazanırsam her şeyi alırım. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Have a great life! | Güzel bir hayat sürün. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
My sister and I will live happily ever after in Seoul. | Kardeşim ve ben Seul'e gidip mutlu mesut yaşayacağız. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Fuck... | Ağzına ettiklerim. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Jang woo? | Ağabey. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Bro! | Ağabey. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Jang woo! | Ağabey! Ağabey! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Help! | Ağabey! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Go home, isn't this for your sis? | Haydi eve git. Kardeşine değil mi? Neden bu kadar içtin? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
My brother can... | Ağabeyim nerede olduğumu bulabilir. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Even in the middle of the ocean. | Denizin ortasında olsam da bulur. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
How's the claw machine business? | Oyuncak makinası işleri nasıl gidiyor? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Can you save up enough to get married with those? | O işle evlenmek için yeterli para biriktirebilir misin? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
All right, here and here. | Burası, burası ve burası. Kardeşinle kavga etmişsin. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Thought she wouldn't bypass a locked door? | Kapıyı kilitledin diye dışarı çıkamaz mı sandın? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Understand? She took off after fighting with you. | Anladın mı? Seninle kavga ettikten sonra evden kaçtı. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Just wait 3 days. | 3 gün bekle. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
She gets hungry and cold, she'll come right back. | Üşüyüp acıkınca eve geri döner ve ramen pişirip yer. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Eun ji... | Eun ji. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Where's Jang woo? I don't see him. | Jang woo nerede? Göremiyorum. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
He's probably not himself, he practically killed her. | Büyük ihtimal kendinde değildir. Sonuç olarak kendi öldürmüş gibi bir şey. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
How could he lock her in? | Nasıl içeri kilitleyebilir? Zavallı Jang woo'muza ne olacak? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Despite his stubbornness, he loved her so much. | İnatçılığına rağmen kardeşini çok severdi. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
But she had it coming. | Eun ji de hak etti ama. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
With red lipstick and smile, she was a jail bait. | Kırmızı ruj sürüp kakara kikiri ediyordu. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I knew something was coming. | Bir şeyler olacağını biliyordum. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Look, that must be 'the soul scoop'. | Şu ruh kasesi olsa gerek. Neymiş o? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
They float it with rice inside, | İçine pilav koyup denize atıyorlar. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
ghosts eat the rice, | Hayalet pilavı yiyor. Ölünün tırnaklarından ve saçlarından çıkıyor. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Stop it. | Yeter. Ne istiyorsun? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Look at that blood! She's gonna die! | Kana bakın! Ölecek! Buraya gel hemen! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Where's the brass bowl? | Pirinç kasesi nereye gitti? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Anything in particular? | Aradığınız bir şey mi var? Bu ayakkabı çok satıyor mu? Süper Komet mi? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
We all got a pair during last year's election campaign. | Geçen sene seçim kampanyası için dağıttık. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
What's your size? | Kaç numara giyiyorsunuz? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
You're bad luck! | Şansızlık getiriyorsun. Nesi var şunu? Rezil kepaze. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
You met Eun ji, didn't you? | Eun ji ile görüştün değil mi? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Tell me how you came to my place. | Evime nasıl geldin anlat. Bir şeyler biliyor olmalısın. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
How did she... I saw her. | Eun ji orada Onu gördüm. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Saw what? What did you see? | Ne? Ne gördün? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
So the rumor's real. | Yani dedikodular gerçekmiş. 'Lanetli Sürtük' | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I simply followed my vision there. | Sadece gördüğüm yere gittim. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I hate this more than anything. | Ben de nefret ediyorum. Ölesiye nefret ediyorum. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Things that I see. | Ne gördüğümün, neden gördüğümün... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Why does that matter now? | ...bu vakitten sonra ne önemi var? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
She's dead. | Eun ji öldü. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Jang woo, I'm told we got the killer. | Jang woo katili yakaladık. Görüşmek ister misin? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
He sent 1,000 paper cranes and over a dozen presents. | Katil maktule bin tane kağıttan yapılmış turna ve çok sayıda hediye göndermiş. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
1,000... | Bin tane. Yani bin kere hayal etmiştir. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
And on that day, he called her twice. It wasn't me! | Ayrıca o gün iki kez aramış. Ben yapmadım! Hemen bitecek. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Jang woo! | Jang woo! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Also, the victim's underwear were recovered at his place. | Üstelik evinde maktulün iç çamaşırları bulunmuş. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Eun ji's panties and bras. | Eun ji'nin külotları ve sutyenleri. Kesin delil. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
So the brass bowl was floating, | Yani pirinç kasesi yüzüyordu sonra dalgalar onu... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
And it stopped in front of... | ...şeyin önüne getirdi, şeyin... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Super... Super Comet! | Süper... Süper Komet! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
And Eun ji's soul is telling us who killed her? | Eun ji'nin ruhu bize onu kimin öldürdüğünü mu anlatıyor? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Yes. | Evet. Deli saçması. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Don't say those things, you'll be sent to the asylum. | Etrafta böyle şeyler söylersen akıl hastanesine gönderirler seni. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Mister. | Bayım. Soruşturma için adli tıpa başvurmalıyız, değil mi? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
What? Huh? | Ne? Ne? Modern soruşturmada Şamanizm’in yeri yok. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
He's not the killer! | Bu adam katil değil. Akrabayız biz, aileyiz! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
More reason to! | Aynen! Tecavüz davalarının yüzde kırkı... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
are carried out by family members, and relatives. | ...aile üyeleri, akrabalar ve arkadaşlar tarafından işlenir. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
And her undies were recovered at his place! | Hem evinde kardeşinin iç çamaşırları varmış! | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
But he always stole those since a long time ago! | Uzun zamandır çalıyordu zaten! Doğru, doğru. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I don't think rape was involved. | Tecavüz olduğunu sanmıyorum. Sen de. Kız çıplak bulundu. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
And all disrobed cases are rape? | Bütün çıplak maktuller tecavüze mi uğruyor? Bence sadece cinayet. Tecavüz izi yok. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Why else would she be practically naked? | Kızı soyup başka ne yaptı? Aman neyse. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
I couldn't care less about brass bowl and Super Comet. | Pirinç kasesi ve Süper Komet umurumda değil. Kanıt kesin. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Once you come clean, this case is all but over. | İtiraf ettin mi dava kapanır. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
They're so full of crap. | Saçma salak konuşuyorlar. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Order my lunch, don't think. | Öğle yemeği sipariş et. Fazla düşünme. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Li! Sis | Kardeşim | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Who is this? Why do you have Eun ji's phone? | Kimsin? Eun ji'nin telefonu sende ne arıyor? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
How many times have I told you? | Kaç kere dedim? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Sir, even the police require a warrant for GPS tracking. | Efendim. Polis bile GPS ile izleme için izin almak zorunda. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Please come back with the phone owner. | Telefonun sahibi ile gelin. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
It doesn't have an owner. | Sahibi yok. Yurt dışına falan mı çıktı? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
She's dead. | Öldü. Öldü diyorum. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Are you happy now? | Şimdi mutlu oldunuz mu? | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
Oh, she's dead... | Demek öldü. Önceden söylemeliydiniz. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
We need a death certificate, | Ölüm belgesine... | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
national ID, and proof of identity. | ...nüfus cüzdanına ve kimlik kanıtına ihtiyacımız var. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |
There's a protocol for this, one moment, sir. | İzlememiz gereken kurallar var. Bir dakika efendim. | Fatal intuition-1 | 2015 | ![]() |