• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18528

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
How do you do that? Really? CIA spy stuff. Nasıl yapıcaksın bunu Gerçekten mi? CIA casus işleri Extraction-1 2013 info-icon
I can check his texts, read his emails... Mesajlarını kontrol edip emaillerini okuyabilirim... Extraction-1 2013 info-icon
even listen to his music if I want to. Hatta istersem Müziklerini bile dinlerim. Extraction-1 2013 info-icon
You all right? İyimisi? Extraction-1 2013 info-icon
Yeah. I'm fine. Evet. iyiyim . Extraction-1 2013 info-icon
Now you have made one hell of a mess. Şimdi kocaman bir karmaşa yarattın. Extraction-1 2013 info-icon
You shouldn't have gone and got yourself captured, Victor. Gidip kendini yakalatmamalıydın Victor. Extraction-1 2013 info-icon
Can I see him? Onu görebilirmiyim? Extraction-1 2013 info-icon
It's not what you think, sergeant. Düşündüğün gibi değil Çavuş. Extraction-1 2013 info-icon
Your clearance only goes so high. Yükün gittikçe artıyor. Extraction-1 2013 info-icon
I'm just following orders. Ben sadece emirleri uyguluyorum. Extraction-1 2013 info-icon
Come on now, Mercy. Hadi am Mercy. Extraction-1 2013 info-icon
This is not what I wanted. İstediğim bu değil. Extraction-1 2013 info-icon
For you or for the team. Ne senin nede takım için. Extraction-1 2013 info-icon
Drop the gun, Agent Black! Silahını bırak Ajan Black! Extraction-1 2013 info-icon
You're one to talk. Sende konuşan türündensin. Extraction-1 2013 info-icon
I've met him before. Onla daha önce tanışmıştım. Extraction-1 2013 info-icon
He works for Martin's network. Martin için çalışıyor. Extraction-1 2013 info-icon
Why was he trying to kill you? Neden seni öldürmek istedi? Extraction-1 2013 info-icon
Because I know how to get to Martin. Çünkü Martin i nasıl yakalayacağınızı biliyorum Extraction-1 2013 info-icon
My real name is Victor. Gerçek adım Victor. Extraction-1 2013 info-icon
Mercy Callo. Mercy Callo. Extraction-1 2013 info-icon
Of course that's your name. Tabiki adın bu. Extraction-1 2013 info-icon
You laugh it up. Hey. Çok mu komik. Hey. Extraction-1 2013 info-icon
It suits you quite well. Cuk oturmuş . Extraction-1 2013 info-icon
You're all set, sergeant. İyisin Çavuş Extraction-1 2013 info-icon
Is there anything I need to avoid? Sakınmam gereken herhangi birşey var mı? Extraction-1 2013 info-icon
Getting shot. Vurulmaktan kaçınabilirsin. Extraction-1 2013 info-icon
Sergeant Callo. Yes, sir. Çavuş Callo. Evet efendim Extraction-1 2013 info-icon
At ease, sergeant. Rahat, çavuş. Extraction-1 2013 info-icon
Have you given any thought to what's next? Sırada ne olduğu hakkında fikrin var mı? Extraction-1 2013 info-icon
No, sir. I've never been given Hayır, Efendim. Daha önce hiç Extraction-1 2013 info-icon
a choice of assignments in the past. Görevlerimi seçme imkanım olmadı. Extraction-1 2013 info-icon
And what if that changed? Peki bu değişseydi? Extraction-1 2013 info-icon
I've been asked to put together a new team. Yeni bir takım topluyorum Extraction-1 2013 info-icon
I'd like you to be a part of it. Takımımın bir parçası olmanı isterdim. Extraction-1 2013 info-icon
Doing what, sir? Ne olarak Efendim? Extraction-1 2013 info-icon
What you're good at. Neyde iyiysen o olarak Extraction-1 2013 info-icon
This life, it's not for everyone, Mercy. Bu hayat Mercy Herkese uygun değil Extraction-1 2013 info-icon
It wasn't for Natalie. Natali için değil Extraction-1 2013 info-icon
It wasn't for my son. Oğlum için değildi. Extraction-1 2013 info-icon
They paid with their lives, Bunu hayatıyla ödedi Extraction-1 2013 info-icon
and there's a good chance you'll pay with yours. ve seninde ödemen için bir şansın var. Extraction-1 2013 info-icon
No one would blame you for getting out now. Bırakmayı istersen kimse seni suçlamaz Extraction-1 2013 info-icon
I understand the risk, sir. Riski anlıyorum Efendim. Extraction-1 2013 info-icon
But there's something worse than losing my life. Ama hayatımı kaybetmekten daha kötü birşey var. Extraction-1 2013 info-icon
Living with the knowledge that I could've helped, Yardım edebileceğimi bilipte Extraction-1 2013 info-icon
but chose to get out. Bırakmak. Extraction-1 2013 info-icon
Then what are we waiting for? O zaman neyi bekliyoruz? Extraction-1 2013 info-icon
Hi there. Hi. Merhaba. Merhaba. Merhabalar. Merhaba. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
So glad to see you. Seni gördüğüme çok sevindim. 1 Seni gördüğüme çok sevindim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Kathy, could you take that? Kathy, şunları alabilir misin? Kathy, şunu alabilir misin? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: It's my job to market this drug for Bu ilaçları Bristol Myers için satmam gerekiyor, fakat inan bana... Bristol Myers adına bu ilacı pazarlamak benim işim ancak tadı... 1 Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
kids won't go for it unless it tastes like bubble gum. ...tadı balonlu sakız gibi olmazsa çocuklar asla içmezler. ...balonlu çiklet gibi olmadığı takdirde çocuklar bunu içmeyecektir, inan bana. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Mr. Crowley, you're late. 1 Bay Crowley, geç kalacaksınız. Pekâlâ, teşekkürler. Görüşmek üzere. Bay Crowley, geç kalıyorsunuz. Pekâlâ, teşekkür ederim. Görüşürüz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
AILEEN: "Everyone just walked by. Herkes hiç bakmadan gitmiş. Herkes yanlarından geçip gidiyordu. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
"'They must be rock haters, ' said Patrick." "Rock'tan nefret ediyor olmalılar." dedi Patrick. "Rock düşmanları oldukları için." dedi Patrick. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
MEGAN: John! Give it back to me! John! Hemen ver şunu! Artık benim oldu! John! Ver şunu bana! O artık benim! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Give me a minute, okay? Bana bir dakika ver, tamam mı? Ver şunu, John! Bana bir dakika izin ver, olur mu? Ver şunu bana John! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You save our spot. Got it? Kaldığımız yeri unutma. Tamam mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You better give me back my Fiona! Fiona'mı geri versen iyi olur! Fiona'mı bana geri versen iyi edersin! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Help, Mom! Yardım et, anne! Anne, yardım et! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Help me! She's trying to kill me! Yardım et! Beni öldürmeye çalışıyor! Yakalayacağım seni. Yardım et! Beni öldürmeye çalışıyor! Seni yakalayacağım! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You can't escape! Kaçamazsın! Hayır! Anne, yardım et! Hiçbir yere kaçamazsın! Olamaz! Anne, yardım et! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Mom! She's trying to kill me! Anne! Beni öldürmeye çalışıyor! Megan Kathryn Crowley. Anne! Beni öldürmeye çalışıyor! Megan Kathryn Crowley. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
If you kill your brother, you cannot have your party. Kardeşini öldürürsen, partine gidemezsin. Kardeşini öldürürsen parti hakkını kaybedersin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Why not? He stole Fiona. Nedenmiş? Fiona'yı çaldı. Neden ama? Fiona'mı çaldı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I didn't steal her, I kidnapped her. I'm holding her for ransom. Çalmadım, kaçırdım. Fidye isteyeceğim. Onu çalmadım ki, fidye istemek için kaçırdım sadece. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Release the victim. Rehineyi serbest bırak. Kurbanı serbest bırak. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Time to get ready for your party. Partin için hazırlanma vakti geldi. Partin için hazırlanma vakti geldi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: We've got to get moving on the product launch. Ürün işlemlerine bir an önce başlamalıyız. Ürünü bir an önce piyasaya sürmemiz gerek. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
PETE ON PHONE: I'm just waiting on legal, John. Ben işimi yasal olarak görmek istiyorum, John. Yasal sürenin dolmasını bekliyorum John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Damn it! Allah kahretsin! Kahretsin! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I just missed my train. I'm gonna have to call you... Treni kaçırdım. Seni sonra aramam Trenimi kaçırdım, seni biraz sonra ara Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I agree. How soon do you need it? Aynı fikirdeyim. Ne zamana yetişmesi gerek? Tamam, kabul. Ne zamana istiyorsun? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
As soon as possible. I'm presenting to my boss next week. Ne kadar erken olursa iyi olur. Haftaya patronuma sunacağım. Mümkün olduğunca çabuk. Haftaya patronuma sunum yapacağım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
AILEEN: John, we're loading up the van right now. Come on! John, kamyoneti yüklüyoruz! Hadi! John, minibüse biniyoruz. Acele et! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Okay, we ready to roll, Kate? Pekâlâ, gitmeye hazır mıyız Kate? Adım, Jane. Pekâlâ, gitmeye hazır mıyız Kate? Benim adım Jane. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Kate was yesterday, Mom. Kate dünküydü, anne. Çok özür dilerim. Kate dünkünün adıydı anne. Çok affedersin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The way the agency shuffles day nurses on us, Firma, bakıcıları öyle bir yolluyor ki... Ajansın sürekli farklı bakıcılar gönderdiğini düşünürsek... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
you'd think they'd, you know, give you a number instead of a name. ...bilirsin işte, size isim yerine birer numara atasalar daha kolay olurdu sanki. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Okay, John. Haydi, John! Pekâlâ John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
John, come on, get your butt in the car. John, çabuk bin şu arabaya! John, hadi artık. Getir şu poponu buraya. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Are you bringing your RipStik? Yes. Kaykayını da mı alıyorsun? Evet. Kaykayını da mı getiriyorsun? Herhalde. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Do you have to? Yes. Almak zorunda mısın? Evet. Getirmesen olmaz mı? Olmaz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: ...a pain, that's why. Wait, I gotta catch a cab. Taksiye binmem gerek. Buraya gel. Hey! Sağır mısın? Az bekle, şu taksiyi yakalamam gerek. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hi. Come here. Hey, hey. Hello? Durur musun? Hey, kime diyorum ben? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Daddy's meeting us there, right? Babam bizimle buluşacak, değil mi? Kesinlikle. Babam da orada olacak, değil mi? Kesinlikle. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I am sure he has everything under control. Her şeyin kontrol altında olduğuna eminim. Eminim, her şeyi çoktan ayarlamıştır. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: Taxi! Taksi! Taksi! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
DRIVER: You need a hand? Yardım edeyim mi? Yardım ister misin? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Great. I'm sorry, I'm sorry. I'm kind of in a hurry. Gerek yok. Özür dilerim. Biraz acelem var da. Tamam, hallettim. Çok affedersiniz, biraz acelem var da. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Go. Fırlat. Yolla bakalım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Come on, come on, come on... Hadi, hadi, hadi, hadi. Hadi, hadi, hadi, hadi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
(KIDS CHEERING) Yes! İşte bu! Evet! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
KIDS: Yes! Evet! İşte oldu. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
He totally promised he'd be here by now. Bu zamana kadar geleceğine söz vermişti. Şimdiye çoktan gelmiş olmalıydı, söz vermişti. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
He's on his way, baby. He's on his way. Yolda, tatlım. Geliyor. Varmak üzeredir hayatım. Birazdan burada olur. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Get in there and give her a kiss. I know. Gel de kızına bir öpücük ver. Biliyorum, geç kaldım. Şikayet etme hiç! Buraya gel ve kızına bir öpücük ver. Geldim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I don't wanna hear it... Go, go, go. Duymak istemiyorum. Hadi, hadi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 18523
  • 18524
  • 18525
  • 18526
  • 18527
  • 18528
  • 18529
  • 18530
  • 18531
  • 18532
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim