• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18532

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
But what Google can't tell you Fakat Google sana bu puştun ne kadar korkmuş, çaresiz Ama Google'ın da bilmediği bir şey var ki... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
is that this scared, desperate, bullshitting son of a bitch... ...o da, bu korkmuş, çaresiz, kafadan atıp tutan it oğlu itin... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Wait just a minute... Don't interrupt. Ağır ol bakalım Sakın bölme! Durun bir saniye Sözümü kesme. Bir dakika... Sözümü kesme. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Which is why you and me are going İşte bu yüzden seninle ortak olacağız, Jerseyli. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm tired of begging breadcrumbs from the university Üniversitenin kırıntıları ile yaşamaktan... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and giving them the patents to my ideas. ...ve fikirlerime patent vermelerini yalvarmaktan bıktım artık. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
They don't value my work. You do, İşimin layığını vermezler. Sen verirsin. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
which is why I'm setting up my own shop. Bu yüzden kendi şirketimi kuracağım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Figure any dude in a business suit Anlayacağın her takım elbiseli eleman benim için bir risk sermayesi bulabilir... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
can help me raise venture capital and run the company, ...risk sermayesi toplayıp şirketi kurmama yardım eder... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but who's gonna be half as motivated as ...fakat hiçbirisi evlatlarını kurtarmak isteyen bir baba kadar şevkli olamaz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
So, this is... Yani bu Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
So this is the shittiest offer you're ever gonna get. Bu hayatında alabileceğin en boktan iş teklifi. Yani bu önüne gelebilecek en boktan teklif. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I can promise you less money, longer hours, lousy working conditions, Sana daha az, uzun ve kötü çalışma şartları sözü verebilirim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
plus, if we raise the money, you're gonna have to relocate to Nebraska. Üstelik para kaynağını bulursak Nebraska'ya taşınacaksın. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I can also promise you a working enzyme for Pompe disease. ...sana Pompe hastalığı için işe yarayabilecek bir enzim sözü verebilirim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I can't cure your kids, you know that. Çocuklarınızı iyileştiremem, daima tekerlekli sandalyede olacaklar... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but I think I can save their lives. ...fakat hayatlarını kurtarabilirim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Outstanding cobbler. Harika bir tatlı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
AILEEN: Okay, okay. So, we agree we can't uproot the kids. Yani şu konuda hemfikiriz ki çocukları bu muhitten ayıramayız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What if Stonehill fails? Peki ya Stonehill başarısız olursa? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Or what if he succeeds too late to help Megs and Patrick? Ya da başardığında Megs ve Patrick için çok geç olursa? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Then what? O zaman ne olacak? Farkındayım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
If we're gonna lose them young, Onları bu yaşta kaybedeceksek, her dakikamızı onlarla geçirmek istememiz doğal. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
John, that day that you flew to Nebraska, John, Nebraska'ya gittiğin gün... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
My God, I thought you'd lost it. You scared me. Aklını kaçırdın sanmıştım. Beni çok korkuttun. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
But once we rolled our sleeves up, Fakat bir kere bu işe girişince... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
it made me feel like... ...sanki bana Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I mean, do we just accept our fate Yani, öylece kaderimizi kabullenip... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and do what we're told by all the well meaning doctors ...doktorların bize iyi niyetleriyle söyledikleri şeyleri yapıp... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and wait for the worst to happen, or do we fight it? ...kötü olanı mı beklemeliyiz, yoksa mücadele mi etmeliyiz, dedim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
PETE: I think you're making a mistake. I really do. Bence hata yapıyorsun. Gerçekten. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Even if you were credible as a CEO, which you are not, Üstelik bir CEO itibarına sahip olsaydın ki değilsin... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
the odds against you are crushing. ...yine de bu konuda şansın çok az. 10 biyoteknikçiden 9'u bu işte battı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
So where does that leave your kids when their dad is flat broke Yani battığında, işin ve sigortan olmadığında... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
with no job and no health insurance? ...çocuklarının halini bir düşünsene? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Now, if you stay at Bristol, Fakat Bristol'de kalırsan... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
the guys upstairs are ready to put you in ...patronlar üçüncü çeyreğin sonunda seni müdür yardımcılığına terfi ettirip... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
with a 40% salary bump. ...maaşına %40 zam yapacaklar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Your family's gonna need that money, aren't they? Ailenin bu paraya ihtiyacı var, değil mi? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Pete, you're right. This is crazy. Pete, haklısın. Delilik bu. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm chasing the wind. Rüzgar değirmenleriyle savaşıyorum belki. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
But I can't just Fakat öylece oturup... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
sit around and wait for my kids to die. ...çocuklarımın ölmesini bekleyemem ki. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
AUTOMATED VOICE: You have arrived at your destination. Varış noktanıza ulaştınız. Geliş yerinize vardınız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Come on in. It's open. İçeri gel, kapı açık. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hey, there, Bob. Hey, John. Selam, Bob. Selam, John. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
How are you? You have trouble finding me? Nasılsın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Sit down. Thanks. Otursana. Sağ olasın. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Ex wife. She loved cats. Eski karımın. Kedileri çok severdi. Eski karım kedilere bayılırdı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, say, what do we... Peki şimdi Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What are we gonna do? How about we work up a strategy Ne yapalım? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
We don't need to show those guys anything. O heriflere bir şey göstermemize gerek yok. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The meeting's a formality. Bu görüşme formalite. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
George Renzler and I have known each other since med school. George Renzler ile birbirimizi tıp fakültesinden beri tanırız. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
He's been telling me for years that he'd give me the seed money Yıllardır bana kendi şirketimi kurmak istersem... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, that's good. That's good, Çok güzel, fakat yine de bilirsin işte... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
if we're gonna go in to pitch 'em, ...onların karşısına çıkacaksak elle tutulur bir şeyimiz olmalı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Those guys understand me. They're real scientists. O adamlar beni anlar. Onlar gerçek bilim adamı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
They're not like a lot of these big biotech moneymen. Diğer çoğu biyoteknikçi paragözler gibi değiller. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Okay. All right, tell you what, O zaman ne diyeceğim, en iyisi biraz üstünde düşünelim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
and then that way we can just sketch up something rough on paper? Böylece en azından bir taslak falan oluşturursun. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You give it to me, I'll make up a business plan. Sonra onu bana verirsin, ben de bir iş planı çıkarırım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: We need to rough out a real strategy. Bir strateji taslağı çıkarmalıyız. Bu adamlar risk sermayesi veriyorlar. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
That rough enough for you? Bunlardan taslak olmuyor mu? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm going fishing. Ben balığa gidiyorum. Bunlar ıvır zıvır yahu! Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
JOHN: As you know, the market potential Bildiğiniz gibi, bu ender rahatsızlıkların ilaç pazarı büyümeye elverişli. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
If you were still in business school, I'd give you an A Hâlâ üniversitede olsaydın... Hala işletme fakültesinde olsan... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
But school is out. Fakat okulda değiliz. Artık okul bitti. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Most of us here are scientists. Çoğumuz bilim adamıyız. Bilim görmek isteriz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Bob, make us believe. Bob, ikna et bizi. Bob, inandır bizi. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Love to, George. Seve seve, George. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
...the phosphotransferase and the 2nd uncovering enzyme... ...fosfotransferaz ve ikinci enzimi ortaya çıkar Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
STONEHILL: At this point, the challenge is to scale up this process Bu noktada asıl önemli olan, artık süreci geliştirip... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
to produce kilogram quantities of HPGAA. ...kilogram miktarlarında HPGAA üretmek olmalı. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
And the question is whether or not it's cost effective İşte sorun da bunun kendi üretim tesislerimizi kurabilecek kadar... Asıl soru şu, bu işi dış şirketlere yaptırmak mı... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Either way, we're gonna eventually need Her iki durumda da 10 milyon dolarlık bir yatırıma ihtiyacımız olacak. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
It's a lot of information in a short period of time. Kısa zamanda yoğun bilgi vermeye çalıştığımın farkındayım. Sorusu olan var mı? Kısa zamanda çok bilgi verdim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This is astonishing. STONEHILL: Well, thank you, George. İnanılmazdı. Teşekkürler, George. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
This man is light years ahead of the field. Bu adam bilimin ışık yılı kadar ilerisinde. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Well, why don't you have your money guys get together with John O zaman neden para babası adamlarını John'la buluşturup... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Of course, we'll need you to explain Fakat bize birkaç dünyevi meseleyi açıklamanı isterdik, Bob. Elbette, bazı olağan ve temel detayları... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Nuts and bolts? What... RENZLER: Yeah. Önemli ayrıntılar mı? Evet. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
You're a brilliant theoretician, Teoride harika birisin... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
but you've never actually brought a new drug ...fakat hiç gerçekten bir ilacı üretip piyasaya sürmedin, değil mi? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
No, I've never brought a drug to market. I haven't. Hayır, ilaç pazarına hiç girmedim. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
(CLEARS THROAT) I mean, for example, Yani örneğin fosfotransferazı nasıl üreteceksin? Örneğin fosfotransferazı nasıl elde ediyorsun? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'm purifying it out of a lactating bovine udder. İnek ve sığır gibi hayvanların memesinden elde edeceğim. Süt veren inek memesinden arıtıyorum. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I see. And where are you getting the udders? Anlıyorum, peki bu büyükbaş hayvan memesini nereden bulacaksın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
From the stockyards. Ağıllardan. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Pretty straightforward stuff. Bu gayet aşikar bir şey. Aslında değil. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
The bovine version of the enzyme Büyükbaş hayvan enzimleri araştırma için, konsepti kanıtlamak için. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
I'll make a copy of the human enzyme for actual drug trials. Gerçek ilacı üretmek için insan enzimi kullanacağım. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
What about uncovering enzyme? What about it? Peki ya ikinci enzim? N'olmuş ona? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
How exactly do you plan on making an exact replica? Yani bunun tam bir taklit enzimini nasıl yapacaksın? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Oh, my goodness. No. Tanrım, bu iş olmaz. "Tanrım, bu iş olmaz" mı? Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
No. The FDA will never allow that. Olmaz. Sağlık ve İlaç İdaresi buna asla izin vermez. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Hey, Bob, just... Wait a second. Bob Bekle sen. Hey Bob, biraz... Bir dakika. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
For Christ's sake, we will change Tanrı aşkına, klinik denemelere geçmeden önce hücre yapısını değiştireceğiz. Tanrı aşkına, klinik deneylerden önce hücre kültürünü değiştireceğiz. Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
Bob, can you just tell us how you're planning to make Bob, bize sadece bu üç enzimi... Extraordinary Measures-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 18527
  • 18528
  • 18529
  • 18530
  • 18531
  • 18532
  • 18533
  • 18534
  • 18535
  • 18536
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim