Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18514
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's what I've been saying this whole time. | Habire bunu söylüyorum ben de. Habire bunu söylüyorum ben de. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We've gone through everything, | Her şeyin üstünden geçtik. Her şeyin üstünden geçtik. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and the only way we would even consider a settlement | Bir uzlaşmaya varmamızın yegane yolu... Bir uzlaşmaya varmamızın yegane yolu... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
would be to the tune of the number you see on the bottom of Page 18. | ...sayfa 18'in en altındaki rakamda anlaşmaktır. ...sayfa 18'in en altındaki rakamda anlaşmaktır. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Does everyone have this? | Teklif herkeste var mı? Teklif herkeste var mı? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What? | Nasıl yani? Nasıl yani? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We don't have this kind of money, not even close. | Bizde bu kadar para ne gezer? Bizde bu kadar para ne gezer? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Not in cash, you don't. Of course not. | Nakit olarak yoktur elbette. Nakit olarak yoktur elbette. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But if you were to sell off your assets, the property lease, the equipment... | Ama demirbaşlarınızı, makinelerinizi, arsanızı satarsanız Ama demirbaşlarınızı, makinelerinizi, arsanızı satarsanız | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Are you... Are you shitting me? This would bankrupt us. | Benimle taşak mı geçiyorsun? İflas ederiz. Benimle taşak mı geçiyorsun? İflas ederiz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
This is what I've been trying to tell you about, Joel. | Ben de tam bunu anlatmaya çalışıyordum, Joel. Ben de tam bunu anlatmaya çalışıyordum, Joel. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
If you think that I'm just going to give up | Sıfırdan yarattığım bu şirketi kaybetmeye razı olacağımı düşünüyorsanız Sıfırdan yarattığım bu şirketi kaybetmeye razı olacağımı düşünüyorsanız | Extract-1 | 2009 | ![]() |
How about what my client gave up? | Ya müvekkilimin kaybettikleri ne olacak? Ya müvekkilimin kaybettikleri ne olacak? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
His testicles! How about that? | Testislerini kaybetti. Buna ne diyorsunuz? Testislerini kaybetti. Buna ne diyorsunuz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
In fact, I'll make a deal with you. | Aslında sizinle derhal bir anlaşmaya hazırım. Aslında sizinle derhal bir anlaşmaya hazırım. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We will drop this case right now | Bu davadan anında vaz geçebiliriz. Bu davadan anında vaz geçebiliriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
if you come over here and put your testicles right here | Eğer buraya zahmet edip testislerinizi dayarsanız... Eğer buraya zahmet edip testislerinizi dayarsanız... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and let me slam this door like this! | ...ve kapıyı böyle çarpmama izin verirseniz! ...ve kapıyı böyle çarpmama izin verirseniz! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Go ahead. We can settle this right now. | Buyurun. Şu an anlaşabiliriz. Buyurun. Şu an anlaşabiliriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Call it even. I will drop this case right now | Ödeşmiş oluruz. Davadan hemen vaz geçeriz. Ödeşmiş oluruz. Davadan hemen vaz geçeriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
if you let me slam your balls in this door, | Yeter ki taşaklarınızı ezmem için müsaade edin. Yeter ki taşaklarınızı ezmem için müsaade edin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
because that's what happened to my client! | Zira müvekkilimin başına gelen aynen buydu! Zira müvekkilimin başına gelen aynen buydu! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yep. Those are definitely the guys from General Mills. | Bu adamlar kesinlikle General Mills'tan gelmişler. Bu adamlar kesinlikle General Mills'tan gelmişler. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Now, you see that? That is a negotiation going on right there. | Görüyor musunuz? Şu an yukarda pazarlık yapıyorlar. Görüyor musunuz? Şu an yukarda pazarlık yapıyorlar. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
That is definitely what that looks like to me. | Benim izlenimim aynen bu. Benim izlenimim aynen bu. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What are we going to do? I got car payments. | Ne yapacağız? Araba taksitlerim var. Ne yapacağız? Araba taksitlerim var. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
They're going to take away my Geo. They've done it before. | Cânım arabamı elimden alacaklar. Daha önce de başıma geldi. Cânım arabamı elimden alacaklar. Daha önce de başıma geldi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We got to act fast. They could be about to close the deal. | Elimizi çabuk tutmalıyız. Anlaşmak üzere olabilirler. Elimizi çabuk tutmalıyız. Anlaşmak üzere olabilirler. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, and leave us out in the cold. | Evet ve hepimizi iyot gibi açıkta bırakmak üzere olabilirler. Evet ve hepimizi iyot gibi açıkta bırakmak üzere olabilirler. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Are we going to lose our jobs? | İşimizi mi kaybedeceğiz? İşimizi mi kaybedeceğiz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We very well could, Hector. | Kuvvetle muhtemel, Hector. Kuvvetle muhtemel, Hector. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We need to do one of those walkouts. That's what we need to do. | Protesto gösterisi yapmalıyız. Protesto gösterisi yapmalıyız. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
All right. Who's in? We need a show of force. Come on! It's now or never! | Kimler var? Kararlılığımızı göstermemiz gerek. Hadi ama. Ya şimdi, ya hiç. Kimler var? Kararlılığımızı göstermemiz gerek. Hadi ama. Ya şimdi, ya hiç. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Come on, people. | Davranın millet. Davranın millet. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Let's go! Come on! Let's do this! Yeah! | Yürüyün. Harekete geçelim. Yürüyün. Harekete geçelim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
MAN: Let's go. WOMAN: Let's do it. | Hadi bakalım. Hadi yapalım bari. Hadi bakalım. Hadi yapalım bari. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I will gladly come down on that price if you go over there right now | Rakamı memnuniyetle aşağı çekerim. Tabii kapıya geçip taşaklarınızı ezerseniz. Rakamı memnuniyetle aşağı çekerim. Tabii kapıya geçip taşaklarınızı ezerseniz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I don't want to slam my testicles in the door. I want you to be reasonable. | Taşaklarımı kapıda ezmek niyetinde değilim. Makul olun biraz. Taşaklarımı kapıda ezmek niyetinde değilim. Makul olun biraz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You won't even budge one penny? Like I said, if you slam your... | Bir kuruş bile inmeyecek misiniz? Dediğim gibi, taşaklarınızı ezerseniz Bir kuruş bile inmeyecek misiniz? Dediğim gibi, taşaklarınızı ezerseniz | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I'll slam your balls in that door! | Senin taşaklarını o kapıda ezerim lan! Senin taşaklarını o kapıda ezerim lan! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry. Did you just threaten me? | Pardon, beni az önce tehdit mi ettiniz? Pardon, beni az önce tehdit mi ettiniz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Why don't you give it a rest? We need to cool off for just a minute. | Neden biraz ara vermiyoruz? Neden biraz ara vermiyoruz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We'll be right back. | Hemen döneriz. Hemen döneriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I don't need this. I'm going home. | Bu kadarı yeter. Eve gidiyorum ben. Bu kadarı yeter. Eve gidiyorum ben. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, what? | Ne vardı? Ne vardı? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What? | Nedir? Nedir? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Um, what's up, Joel? | N'aber, Joel? N'aber, Joel? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Basically, we were... We were thinking... | Aslında biz düşündük de Aslında biz düşündük de | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We were just thinking... Well, Rory had initially pointed out | Düşündük de Rory dikkatimizi şeye çekti. Düşündük de Rory dikkatimizi şeye çekti. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
that you guys are doing this deal with General Mills, | Madem General Mills ile anlaşma yapıyorsunuz... Madem General Mills ile anlaşma yapıyorsunuz... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and we just think that... Well, we were considering the idea... | ...biz de düşündük ki Yani, şey diyecektik ...biz de düşündük ki Yani, şey diyecektik | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We think that maybe we should get a piece of it. | Biz de pay almalıyız diye düşünüyoruz. Biz de pay almalıyız diye düşünüyoruz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
And, you know, so what we decided is... | Sonuçta kararımız şöyle Sonuçta kararımız şöyle | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What everybody has decided is that if we don't, | Yani, herkesin kararı şu ki, pay almayacaksak... Yani, herkesin kararı şu ki, pay almayacaksak... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
then what we're gonna do is, we're gonna... | ...bu durumda biz de şey yapmak ...bu durumda biz de şey yapmak | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hang on. You want a piece? Right? | Az durun. Şirketten hisse istiyorsunuz, değil mi? Az durun. Şirketten hisse istiyorsunuz, değil mi? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Yeah, if we could. | Aynen. Evet, mümkünse. Aynen. Evet, mümkünse. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
How about the whole goddamn company? | Tüm içine sıçtığım şirketi almaya ne dersiniz? Tüm içine sıçtığım şirketi almaya ne dersiniz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Sure. JOEL: You got it! | Olur. Alın, sizin olsun. Olur. Alın, sizin olsun. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Everybody gets the whole place! | Herkes fabrikanın sahibi artık! Herkes fabrikanın sahibi artık! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You guys run it, okay? Everybody's in charge. | Siz işletin. Şu an itibarıyla patron sizsiniz. Siz işletin. Şu an itibarıyla patron sizsiniz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
As of now. In fact, you guys can pay for the new conveyor belt and the lawsuit. | Yeni konveyör bantlarını ve dava tazminatını da siz ödeyin. Yeni konveyör bantlarını ve dava tazminatını da siz ödeyin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You can go meet with Adler, okay? | Adler'le anlaşma toplantısına girin. Adler'le anlaşma toplantısına girin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
He might slam your balls in the door, but at least you'll be the boss. Okay? | Taşaklarınızı kapıda ezse de patron artık sizsiniz. Taşaklarınızı kapıda ezse de patron artık sizsiniz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
So, was that good, or... | İyi bir şey miydi bu? İyi bir şey miydi bu? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I was going to say more, but you interrupted me, and I... | Daha fazlasını söyleyecektim, ama lafımı böldün. Daha fazlasını söyleyecektim, ama lafımı böldün. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Listen, Joel, I need to tell you something. | Bak, Joel, sana bir şey söylemem gerek. Bak, Joel, sana bir şey söylemem gerek. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You've been really busy at the factory for the last couple years, | Birkaç yıldır kendini fabrikanın işlerine öyle kaptırmıştın ki... Birkaç yıldır kendini fabrikanın işlerine öyle kaptırmıştın ki... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and ever since I started working at home, | ...ve evde çalışmaya başlamamdan beri... ...ve evde çalışmaya başlamamdan beri... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
it seems like, I don't know, maybe I just wasn't feeling... | ...pek şey gibi hissetmiyordum. Nasıl desem? ...pek şey gibi hissetmiyordum. Nasıl desem? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
...as pretty as I used to feel, and I just... You banged the pool cleaner. | Güzel hissetmiyorum kendimi ve Havuz temizlemeci çocukla işi pişirdin. Güzel hissetmiyorum kendimi ve Havuz temizlemeci çocukla işi pişirdin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What? Is that what you're trying to tell me? | Nasıl yani? Söylemeye çalıştığın bu değil mi? Brad ile yattın. Nasıl yani? Söylemeye çalıştığın bu değil mi? Brad ile yattın. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You knew? Yeah, I knew. I hired him. | Biliyor muydun? Biliyordum tabii. Onu ben tuttum. Biliyor muydun? Biliyordum tabii. Onu ben tuttum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I know you hired him, but how did you know that... | Onu tuttun da, nasıl oldu da Onu tuttun da, nasıl oldu da | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I didn't hire him to clean the pool. I hired him to have sex with you. | Onu havuz temizlemesi için tutmadım. Seninle yatması için tuttum. Onu havuz temizlemesi için tutmadım. Seninle yatması için tuttum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Wait... Why? | Ama niye? Ama niye? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I hired him to have an affair with you, | Seninle ilişkiye girmesi için tuttum onu. Seninle ilişkiye girmesi için tuttum onu. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
because I wanted to have an affair and not feel guilty, | Böylece benim de bir ilişkim olabilecek ve vicdan azabı çekmeyecektim. Böylece benim de bir ilişkim olabilecek ve vicdan azabı çekmeyecektim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
but I was very, very drunk, and I was on some kind of a horse tranquilizer. | Ama felaket sarhoştum ve at sakinleştirici ilacın etkisi altındaydım. Ama felaket sarhoştum ve at sakinleştirici ilacın etkisi altındaydım. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Brad was getting paid? You paid Brad this whole time? | Brad para mı alıyordu? Her defasında Brad'e para mı ödedin yani? Brad para mı alıyordu? Her defasında Brad'e para mı ödedin yani? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
All 15 times? | 15 defa? 15 defa? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Fifteen? | 15 mi? 15 mi? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yes. Jesus Christ. | Evet. Allahım Yarabbim. Evet. Allahım Yarabbim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Has it even been 15 days? | 15 gün oldu mu ki? 15 gün oldu mu ki? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Unbelievable. How can you even sit down? | İnanamıyorum. Nasıl kıçının üstünde oturabiliyorsun? İnanamıyorum. Nasıl kıçının üstünde oturabiliyorsun? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Wait, you wanted to have an affair with another woman? | Dur biraz. Başka bir kadınla seks yapmayı mı istedin? Dur biraz. Başka bir kadınla seks yapmayı mı istedin? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Um, yes, but I didn't. | Evet, ama yapmadım. Evet, ama yapmadım. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Why didn't you just talk to me about it? | Niye benimle konuşmadın ki? Niye benimle konuşmadın ki? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I was going to, but, you know, | Konuşacaktım ama... Konuşacaktım ama... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Dean, you know, he gave me some pill. | ...Dean bana bir hap verdi. ...Dean bana bir hap verdi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
God, you asshole. | İnanmıyorum ya. Namussuz herif.. İnanmıyorum ya. Namussuz herif.. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I'm the asshole? Yes! I'm leaving. | Ben mi namussuzum? Evet. Gidiyorum ben. Ben mi namussuzum? Evet. Gidiyorum ben. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Suzie, technically I didn't even do anything. | Suzie, ben hiçbir icraatta bulunmadım ki. Suzie, ben hiçbir icraatta bulunmadım ki. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You could've just said, "No, thanks, just clean the pool." | Sense "Kalsın, havuzu temizle yeter" diyebilirdin. Sense "Kalsın, havuzu temizle yeter" diyebilirdin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
None of this would've happened if you hadn't hired him. | Brad'i tutmasan hiçbiri olmayacaktı. Brad'i tutmasan hiçbiri olmayacaktı. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hey, guys. Glad I caught you. | Selam arkadaşlar. Yakaladım sizi. Selam arkadaşlar. Yakaladım sizi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You guys hardly ever answer the door. | Kapıya ne kadar zor bakıyorsunuz. Kapıya ne kadar zor bakıyorsunuz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Now's not a really good time. I'm leaving. | Hiç uygun bir zaman değil. Gidiyorum ben. Hiç uygun bir zaman değil. Gidiyorum ben. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
When do you think would be a good time, you think? | Sizce ne zaman uygun zaman olur? Sizce ne zaman uygun zaman olur? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I don't know. I don't know. | Hiç bilemiyorum. Hiç bilemiyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |