Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18513
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, yes, I can! | Öyle bir yaparım ki! Öyle bir yaparım ki! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
SUZIE: Hi. You're home early. | Selam. Erken geldin. Selam. Erken geldin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
So, how was that new pool cleaner? | Yeni havuz temizleyicisi nasıl? Yeni havuz temizleyicisi nasıl? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What do you mean? | Neyi kastediyorsun? Neyi kastediyorsun? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What do you think I mean? | Neyi kastettiğimi düşünüyorsun? Neyi kastettiğimi düşünüyorsun? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Did he do a good job cleaning the pool? | Havuzu temizlemede iyi mi? Havuzu temizlemede iyi mi? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Well, I... | Şey Şey | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Did he get all the leaves? 'Cause it doesn't look really clean. | Bütün yaprakları topluyor mu? Çünkü buradan pek temiz gözükmüyor. Bütün yaprakları topluyor mu? Çünkü buradan pek temiz gözükmüyor. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah. It doesn't look like he did a good job. | Evet, evet. İyi iş çıkarmışa benzemiyor. Evet, evet. İyi iş çıkarmışa benzemiyor. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I think he did a horrible job, | Bence berbat iş çıkarmış ve artık onu çalıştırabileceğimizi sanmıyorum. Bence berbat iş çıkarmış ve artık onu çalıştırabileceğimizi sanmıyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Are you sure you're feeling okay, Joel? Can I take you to the doctor? | İyi hissettiğinden emin misin, Joel? Seni doktora götüreyim mi? İyi hissettiğinden emin misin, Joel? Seni doktora götüreyim mi? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Nope! | Hayır! Hayır! | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Do you want some aspirin? No, thank you! | Aspirin ister misin? Hayır, teşekkürler. Aspirin ister misin? Hayır, teşekkürler. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Step. Joel! Come on in. | Selam, Step. Joel! İçeri gel. Selam, Step. Joel! İçeri gel. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
This is my half brother, Phil. | Bu benim üvey ağabeyim Phil. Bu benim üvey ağabeyim Phil. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Well, let's go out back. All right. | Haydi arkaya geçelim. Pekâlâ. Haydi arkaya geçelim. Pekâlâ. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hey, hey! Close the door. | Hey, hey! Kapıyı kapat. Hey, hey! Kapıyı kapat. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
So, you're dating Cindy, huh? | Demek Cindy'le çıkıyorsun, ha? Demek Cindy'le çıkıyorsun, ha? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yes, sir. She's my girlfriend. | Evet, efendim. Kız arkadaşım. Evet, efendim. Kız arkadaşım. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We might even get married after all this lawsuit settlement stuff gets settled. | Şu uzlaşma davası olayı çözümlendikten sonra evlenebiliriz bile. Şu uzlaşma davası olayı çözümlendikten sonra evlenebiliriz bile. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Step, you might want to be careful with her. | Step, ona karşı dikkatli olmak isteyebilirsin. Step, ona karşı dikkatli olmak isteyebilirsin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
What do you mean? Does she got an STD? | Ne demek istiyorsun? Cinsel yolla bulaşan hastalığı mı var? Ne demek istiyorsun? Cinsel yolla bulaşan hastalığı mı var? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I just... Step, I'm not sure how to put this, | Step, bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... Step, bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
but, you know, you have got a lot of money | ...ama davanın sonucuna bağlı olarak bir sürü paran olacak. ...ama davanın sonucuna bağlı olarak bir sürü paran olacak. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Joel, I know Cindy has got her problems, but she means well. | Joel, Cindy'nin problemleri olduğunu biliyorum... Joel, Cindy'nin problemleri olduğunu biliyorum... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
but I just want you to think about this, you know. | Bu konuda düşünmeni istiyorum yalnızca. Bu konuda düşünmeni istiyorum yalnızca. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
If you go beyond the settlement, you continue with the lawsuit, | Uzlaşmanın ötesine geçip davana devam edersen... Uzlaşmanın ötesine geçip davana devam edersen... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
you could bankrupt that company. | ...şirketi iflas ettirebilirsin. ...şirketi iflas ettirebilirsin. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
And people are going to lose their jobs, | İnsanlar da işlerini kaybeder... İnsanlar da işlerini kaybeder... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
a lot of people are gonna be pissed off at you, so... | ...ve birçok insan sana acayip sinirlenir, yani ...ve birçok insan sana acayip sinirlenir, yani | Extract-1 | 2009 | ![]() |
No, I ain't worried about that. | Hayır, bundan endişelenmiyorum. Hayır, bundan endişelenmiyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I can kick anybody's ass at that whole company. | O şirketteki herkesin hakkından gelebilirim. O şirketteki herkesin hakkından gelebilirim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
PHIL: Well, I'm gonna kick somebody's ass if you don't close that screen door! | Biriniz sineklik kapısını kapatmazsa ben de birinin hakkından geleceğim. Biriniz sineklik kapısını kapatmazsa ben de birinin hakkından geleceğim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Brad, we can't. I'm sorry. | Brad, yapamayız. Üzgünüm. Brad, yapamayız. Üzgünüm. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We have to stop doing this. Why? | Bunu yapmayı bırakmalıyız. Neden? Bunu yapmayı bırakmalıyız. Neden? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Because it's not right, and I feel horrible, | Çünkü doğru değil ve kendimi berbat hissediyorum. Çünkü doğru değil ve kendimi berbat hissediyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and you have to start cleaning the pool. | Ayrıca sen de artık havuzu temizlemeye başlamalısın. Ayrıca sen de artık havuzu temizlemeye başlamalısın. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But I've never felt this way about anyone before, | Ama daha önce kimseye karşı böyle hissetmemiştim... Ama daha önce kimseye karşı böyle hissetmemiştim... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
and I've been with a lot of chicks. | ...ki birçok hatunla beraber oldum. ...ki birçok hatunla beraber oldum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Okay, look, Brad. I love my husband. I really do. | Bak, Brad. Kocamı seviyorum. Gerçekten... Bak, Brad. Kocamı seviyorum. Gerçekten... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
And this was a mistake. I'm sorry. I don't know what got into me. | ...ve bu bir hataydı. Üzgünüm. Bana ne oldu, bilmiyorum. ...ve bu bir hataydı. Üzgünüm. Bana ne oldu, bilmiyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I was bored and frustrated, and I was not feeling particularly pretty. | Sıkılmış ve hayatımdan bezmiştim. Kendimi güzel hissetmiyordum. Sıkılmış ve hayatımdan bezmiştim. Kendimi güzel hissetmiyordum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But we just... We have to stop this. | Ama buna bir son vermeliyiz. Ama buna bir son vermeliyiz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
This has made me realize I really want to make my marriage work. | Bütün bunlar evliliğimi devam ettirmeyi ne kadar çok istediğimi hatırlattı. Bütün bunlar evliliğimi devam ettirmeyi ne kadar çok istediğimi hatırlattı. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
This doesn't mean that we can't still see each other, though, right? | Yine de bu birbirimizi artık göremeyiz anlamına gelmiyor, değil mi? Yine de bu birbirimizi artık göremeyiz anlamına gelmiyor, değil mi? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yes, that's... That's exactly what it means. | Evet, kesinlikle o anlama geliyor. Evet, kesinlikle o anlama geliyor. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Why? | Neden ki? Neden ki? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Because of everything that I just said. | Az önce söylediklerim yüzünden. Az önce söylediklerim yüzünden. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Do you need me to say it again? | Tekrarlamamı ister misin? Tekrarlamamı ister misin? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Can I see you tomorrow? | Yarın görüşebilir miyiz? Yarın görüşebilir miyiz? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
No. Can I see you Thursday? | Hayır. Peki ya perşembe? Hayır. Peki ya perşembe? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
No. Can I see you Friday? | Hayır. Cuma? Hayır. Cuma? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Okay. You know what? You have to go. Come on. | Yeter! Biliyor musun? Artık gitmen gerek. Haydi. Yeter! Biliyor musun? Artık gitmen gerek. Haydi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I'll call you tomorrow. Okay. Okay. Just... Okay. | Seni yarın ararım. Tamam, tamam. Sadece Tamam. Seni yarın ararım. Tamam, tamam. Sadece Tamam. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
We'll talk about it later. | Bunu sonra konuşuruz. Bunu sonra konuşuruz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my God. What a moron. | Aman Tanrım. Ne embesilmiş. Aman Tanrım. Ne embesilmiş. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hey. Are you ready? Huh? | Selam, hazır mısın? Neye? Selam, hazır mısın? Neye? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
The meeting with Step's lawyer, or lawyers. | Step'in avukatı ile görüşme için. Ya da avukatları mı desem? Step'in avukatı ile görüşme için. Ya da avukatları mı desem? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
It's today, remember? Now. Shit. | Bugündü, hatırladın mı? Şimdi. Hassiktir. Bugündü, hatırladın mı? Şimdi. Hassiktir. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I should fire all three of you | Üçünüzü de kovmalıyım... Üçünüzü de kovmalıyım... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
because you laughed at me when I bought those bus bench ads. | ...çünkü o otobüs durağı reklamlarını aldığımda hepiniz bana gülmüştünüz. ...çünkü o otobüs durağı reklamlarını aldığımda hepiniz bana gülmüştünüz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But this Step guy? He's the Holy Grail. | Ama bu Step denen herif kutsal kasenin ta kendisi. Ama bu Step denen herif kutsal kasenin ta kendisi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You see, if both his balls had been knocked clean off, | Anlıyor musunuz? Adamın taşaklarının ikisi birden yok olsaydı... Anlıyor musunuz? Adamın taşaklarının ikisi birden yok olsaydı... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
he'd be a good case, but not a great case. | ...bu iyi bir dava olurdu. Ama harika bir dava değil. ...bu iyi bir dava olurdu. Ama harika bir dava değil. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
A man with no balls is no man at all. | Taşaksız bir adama adam denmez. Taşaksız bir adama adam denmez. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
And a jury will never feel they can walk in the shoes | Jüri de taşaksız, hadım edilmiş, erkek kadın arası bir kaçığın... Jüri de taşaksız, hadım edilmiş, erkek kadın arası bir kaçığın... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But Step? He's got one ball, barely. | Ama Step? Taşaklarından biri yerinde, az çok. Ama Step? Taşaklarından biri yerinde, az çok. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
To a jury he's still a man, and that manhood is hanging on by a thread. | Jüri için o hâlâ bir erkek... Jüri için o hâlâ bir erkek... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I'm telling you, this guy is a Powerball jackpot. | Size diyorum, bu adam büyük ikramiye. Size diyorum, bu adam büyük ikramiye. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
The fucking... | Koduğumun Koduğumun | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hello. I'm Joe Adler. | Merhaba. Ben Joe Adler. Merhaba. Ben Joe Adler. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Joe. Brian. This is Joel. Nice to see you. | Selam, Joe. Brian. Bu da Joel. Sizi gördüğüme sevindim. Selam, Joe. Brian. Bu da Joel. Sizi gördüğüme sevindim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
How are you? Hi. | Nasılsınız? Selam. Nasılsınız? Selam. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
You see those guys up there? | Yukarıdaki adamları gördünüz mü? Yukarıdaki adamları gördünüz mü? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I heard those are the guys from General Mills. | General Mills'ten geldiklerini duydum. General Mills'ten geldiklerini duydum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Look, if they're gonna sell this place and cash out and leave me with no job, | Bak, eğer bu mekanı satarlar ve paranın dibine vurup beni işsiz bırakırlarsa... Bak, eğer bu mekanı satarlar ve paranın dibine vurup beni işsiz bırakırlarsa... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
then I should get some of that cash, man. | ...o zaman o paranın birazını da ben almalıyım, abi. ...o zaman o paranın birazını da ben almalıyım, abi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I mean, it's only fair. | Yani adil olanı bu. Yani adil olanı bu. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I've been working here for, like, two years. | Yaklaşık iki yıldır burada çalışıyorum. Yaklaşık iki yıldır burada çalışıyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
It's bullshit, man. I work my ass off. | Saçmalık bu, abi. Çok sıkı çalışıyorum. Saçmalık bu, abi. Çok sıkı çalışıyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Remember, Hector, I was telling you how hard I worked my ass off? | Sana ne kadar sıkı çalıştığımı söylediğimi hatırlıyor musun, Hector? Sana ne kadar sıkı çalıştığımı söylediğimi hatırlıyor musun, Hector? | Extract-1 | 2009 | ![]() |
I've been working here 14 years. We can get jobs at GemCo like that. | Ben burada 14 yıldır çalışıyorum. GemCo'daki işleri anında kapabiliriz. Ben burada 14 yıldır çalışıyorum. GemCo'daki işleri anında kapabiliriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
And at GemCo, all the employees are owners. | Ayrıca GemCo'da bütün çalışanlar aynı zamanda patrondur. Ayrıca GemCo'da bütün çalışanlar aynı zamanda patrondur. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
It even says so on the nametags. | Yaka kartlarında bile öyle yazıyor. Yaka kartlarında bile öyle yazıyor. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But the thing is, I don't want to work at GemCo. | Ama olay şu ki, GemCo'da çalışmak istemiyorum. Ama olay şu ki, GemCo'da çalışmak istemiyorum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
GemCo sucks, man. | GemCo berbat abi. GemCo berbat abi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
They make you do calisthenics. Yeah. | Adama jimnastik yaptırıyorlar. Cidden. Adama jimnastik yaptırıyorlar. Cidden. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
That's right. We could work at Southwest Airlines. | Bu doğru. Southwest Havayollarında çalışabiliriz. Bu doğru. Southwest Havayollarında çalışabiliriz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
But I don't want to work at Southwest, either. | Southwest'te de çalışmam ben. Southwest'te de çalışmam ben. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
They make you do the limbo. | İnsanın canını çıkartıyorlar. İnsanın canını çıkartıyorlar. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
That is messed up. | Haşat olur insan. Haşat olur insan. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, I would be the laughingstock of the grindcore community. | Müzisyen topluluğumun maskarası olurum. Müzisyen topluluğumun maskarası olurum. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
If we quit, this place couldn't run. | İşi bırakırsak bu fabrika çalışamaz. İşi bırakırsak bu fabrika çalışamaz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
They wouldn't be able to sell this place for anything. | Üste para da verseler fabrikayı satamazlar. Üste para da verseler fabrikayı satamazlar. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Well, that's why what we should do is, is we should all go on strike, | İşte bu yüzden greve gitmeliyiz. İşte bu yüzden greve gitmeliyiz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
demand stock in the company before it sells. | Satılmadan önce hisse talep etmeliyiz. Satılmadan önce hisse talep etmeliyiz. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
If General Mills knew that we were on strike, | General Mills grevde olduğumuzu öğrenseydi... General Mills grevde olduğumuzu öğrenseydi... | Extract-1 | 2009 | ![]() |
they would not buy this place until that strike was over. | ...grev sonuçlanmadan satın almak istemezdi. ...grev sonuçlanmadan satın almak istemezdi. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
See, that way, Joel and Brian would have to give us stock. | Bu yöntemle Joel ve Brian bize hisse vermek zorunda kalırlar. Bu yöntemle Joel ve Brian bize hisse vermek zorunda kalırlar. | Extract-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. We should do it. We should strike. | Aynen. Öyle yapalım. Greve gidelim. Aynen. Öyle yapalım. Greve gidelim. | Extract-1 | 2009 | ![]() |