Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183033
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| lf we�re nice to people, they�ll be nice back. | Eğer insanlara kibar davranırsak, onlar da bize kibar davranır. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Who needs to kill anybody? | Kim, birini öldürmek istesin ki? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s only one example. There are other things. | Bu sadece bir örnek. Başka şeyler de var. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Like he also said... | Amcamın dediğine göre.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| There�s no cloud... no tree... | ..bulut olmazsa, ağaç olmazsa.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| that isn�t beautiful. | ..güzel olan birşey yoktur. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| So we should be too. | Yani, bizler de öyleyiz. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l found that very touching. | Bunu çok dokunaklı buluyorum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt changed me in many ways. | Birçok yönden beni değiştirdi. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You make it sound tragic! | Bunu çok trajik hale sokuyorsun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Shouldn�t it sound cheerful? | Daha keyifli anlatamaz mısın? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Later l married and had a child, didn�t you hear? | Evlendiğimden ve çocuğum olduğundan haberin oldu mu? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| But l divorced within a year. | Bir yıl içinde boşandım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l went to study in Seattle, married a Chinese American. | Seattle'a okumaya gittim ve, Çinli bir Amerikalıyla evlendim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l... | Ben.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| had to run away. | ..kaçmak zorundaydım.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That day... | O gün.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l waited and waited. | ..hep bekledim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You never showed up. | Sen gelmedin.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l waited because... | Bekledim çünkü.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l knew l�d be ruined if l didn�t see you. | ..seni göremeseydim, yıkılacağımı biliyordum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l wouldn�t know how to live on! l�d fall apart! | Nasıl yaşamaya devam edeceğimi bilemiyordum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Waiting was my only chance. | Beklemek, benim tek şansımdı. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l waited for one day. | Bir gün bekledim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Then for another day. | Sonra başka bir gün daha.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l asked friends to find you. There was no response. | Seni arkadaşlarına sordum. Yine de ulaşamadım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You just vanished. | Ortadan yok olmuştun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l left without a word. | Tek kelime söylemeden gittim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Aside from silly excuses, l had nothing to say. | Aptalca mazeretlerden başka, söyleyebileceğim birşey de yoktu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l was so angry! | O kadar kızgındım ki! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You pushed me to become an engineer. | Beni, mühendis olmam için zorladın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Did you ever ask what l wanted? | Ne istediğimi sordun mu hiç? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You and my parents were so happy the day l graduated. | Mezun olduğum gün, sen ve ailem çok mutluydunuz. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| But me? l was so sad. | Fakat ben? Bense, üzgündüm sadece. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You can�t run someone else�s life, dictate how he spends his days. | Başkasının hayatına karışamazsın, ona, hayatını nasıl yaşayacağını söylemezsin. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That�s sad, you know? | İşte bu üzüntü verir, anlıyor musun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| And the one doing it was the one l loved most! | Ve, hayatta en sevdiğim insanın tek yaptığı bu oldu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| So... | Sen.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Do you know how that hurt inside? | Sen, bunun beni nasıl incittiğini bilebilir misin? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Do you? | Bilebilir misin? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| How funny... | Ne kadar komik.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�m doing exactly what you wanted me to do. | Bir zamanlar benden istediğini şu anda gerçekleştiriyorum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| And you have a better life than l could ever give you. | Ve, sana verebileceğimden daha iyi bir hayatın var şimdi. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You were so naive. l thought we�d end up penniless. | Sen çok toydun. Ve, sonunda parasız kalacağımızı düşündüm. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt was you who started it! | Bu yüzden, böyle davrandın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Nonsense! | Duygusuzsun! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You were just standing there looking at me! | Sadece orada duruyor, ve bana bakıyordun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l couldn�t stand it any longer! | Buna daha fazla dayanamazdım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Remember what l said? | Ne dediğimi hatırlıyor musun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lf you want to talk to me, get a move on! | Benimle konuşmak istiyorsan, acele et! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Why did you suddenly fall for me in high school? | Neden, biz lisedeyken birdenbire bana aşık oldun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt was much earlier. | Daha öncesi de vardı. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ln primary school. | İlkokuldan beri.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That�s when it all started. | Herşey, o zaman başladı. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Strange, l just wanted to see you every day. | Hergün seni görmek istiyordum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lf l missed seeing you, l�d feel bad all day. | Göremediğimdeyse, bütün günüm kötü geçiyordu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That�s why you gawped... | Neden sana aval aval baktığımı anladın mı? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| We all wore uniforms but yours looked different. | Herkesin okul formaları aynıydı, ama sende farklı duruyordu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ln what way? | Ne bakımdan? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| A very special way... | Özel anlamda yani. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You�ve been in there a long time. | Uzun zamandır oradasın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Say something! Why don�t you answer? | Birşey söylesene. Neden cevap vermiyorsun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Hurry up! Come out! | Acele et! Çıksana dışarı! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What are you playing with? | Neyle oynuyorsun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Did you fall into the toilet? | Tuvalete mi düştün? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What are you doing in there? | Ne işler çeviriyorsun orada? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| May l use your mother�s bathroom? | Annenizin banyosunu kullanabilir miyim? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That�ll be from the hospital. | Hastaneden geleceklerdi. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�ll get it. | Bakıyorum! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Are you seeing Fatty? | Fatty'le çıkıyormusun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| No. We�re just friends. | Hayır. Sadece arkadaşız. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Don�t be like this, Ting Ting. | Bunu yapma, Ting Ting. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Of course she spoke to me too. | Benimle de konuştu tabii ki. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That�s how she is. You have known her a long time. | O böyledir. Uzun zamandır tanıyorsun onu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What is she to you now? | Ona karşı ne hissediyorsun peki? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Nothing. | Hiçbirşey.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ln my heart... | Kalbimde.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| there�s only you! | ..sadece sana yer var! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ls that true? | Bu, doğru mu? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s... | Bu.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| not right. | ..doğru değil. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| One of my aunts got married here. | Teyzelerimden biri, burada evlenmişti. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt was that summer. | Yazın olmuştu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| They still dance the twist around here! | Hala buralarda dans ediyorlar. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Hi! lt�s almost bedtime! | Selam! Neredeyse yatma saati gelmiş. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s the only Japanese word l know! | Bu, bildiğim tek Japonca kelime! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| The clerk gave you a strange look when he handed you two keys. | Resepsiyonist, iki oda isteyince nasıl baktı sana! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Who sleeps in separate rooms these days? | Bugünlerde, kim ayrı odalarda kalıyor ki? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| To sleep with someone means nothing now. | Biriyle yatmanın hiçbir anlamı kalmadı. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You�re off again. | Hala tutucusun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| But it�s true! | Fakat, bu söylediğim doğru. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You dragged me to a hotel first, remember? | Beni, ilk kez otele sürüklediğin zamanı hatırlıyor musun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l was scared, l ran off! | Korkup, kaçmıştım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l used to think you�d vanish if l just looked away. | Yüzümü çevirsem, gözden kaybolacağını düşünmüştüm. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lf you gave yourself to me... | Eğer o gün benim olsaydın.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| you could always hold me to account for it later, right? | ..bunu ileride hep kullanacaktın, değil mi? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Not at all! | Hiçte bile! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| But when you left the room... | Ama,sen odayı terkettiğinde.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l knew you didn�t love me any more. | ..beni artık sevmeyeceğini anlamıştım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You still feel that way now? | Hala böyle mi düşünüyorsun? | Yi Yi-4 | 2000 |