Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183030
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Don�t tell anyone l let you in! | Sizi içeri aldığımı kimseye söylemeyin. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Trust me. | Bize güvenebilirsiniz. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Fatso, learn from your wife! | Hey tombik, karından birşeyler öğren! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| See how easy she handles me? | Beni nasıl da kandırdı, baksana. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Thanks a lot. | Çok sağolun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| They�re no slouches, cleaned the place out. | Hiç de tembel değiller. Evi ne güzel temizlemişler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| How much money have l got left? | Ne kadar param kaldı? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Barely! | Çok az! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Didn�t we just make 10 million? | 10 milyon biriktirmemiş miydim? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Values can go down too. | Değerler de düşebilir. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Shit, what are these? | Bunlar da ne böyle? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You mean... | Yani.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�m broke again. | ..yine kaybettim, demek istiyorsun. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Why did you trust a guy like Piggy? | Piggy gibi bir adama neden güvendin ki? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Remember this,�� trust no one!�� | Şunu hatırla: "Kimseye güvenme". | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s just junk. | Bu sadece bir çöp. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Fucking useless! | S...ir! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Are you skipping audio/visual class? | Derse girmiyor musunuz? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Buzz off! | İşine bak sen! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Good morning, Dean. | Günaydın! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Lovely new outfit! | Yeni elbiselerin ne kadar da güzel! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You little fuckers! Don�t run. | Sizi piçler! Geliyorum oraya! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�ll get you! You fuckers! | İcabınıza bakıcam şimdi! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| We couldn�t make it. | Yapamadık işte! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Warm, dampair rises as the earth heats up. | Sıcak ve nemli hava, dünyanın ısınmasına yol açar. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| At high altitude, it condenses into small droplets. | Yüksek irtifada bu hava, küçük damlacıklar halinde buharlaşır. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Get in, quick! | Gir çabuk! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| This creates these beautiful clouds. | İşte, bu güzel bulutları yaratan da bunlardır. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| To the quiet rhythms of nature... | Doğanın sessiz ritimleri.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| they dance silently above our heads. | ...başımızın üstünde sakince dans ederler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Often we overlook their beauty. | Başımızı kaldırdığımızda ise, ne kadar güzel olduklarını görürüz. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| As they dance higher, they silently turn into hail... | Ritimlerini artırdıklarında ise, yağmura dönüşürler yavaşça. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| and return to earth through the clouds. | Ve bulutların arasından yeryüzüne dönerler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| During their plunge... | Düşüşleri sırasında.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| they shed their positive charge and form a negative charged front. | ..pozitif yüklerini akıtırlar ve, ve negatif yükleri düzenlerler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Find a seat, quick! | Otur bir yere, çabuk! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| The two opposing force are attracted towards each other. | Zıt güçler, birbirlerini çekerler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt grows irresistible... | Karşı konulmaz bir şekilde büyürler. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ln one flashing moment, the two violently reunite. | Bir parıltı anında, ikisi de şiddetli biçimde birleşir. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That makes thunder. | Böylece gök gürültüsü oluşur. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s believed that thunder created all life on earth. | Gök gürültüsünün, dünya üzerindeki yaşamı yarattığına inanılır. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| 400million years ago, a bolt of lightning... | 400 milyon yıl önce, bir yıldırım.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| created the first amino acid, the origin of life. | ..hayatın kaynağı olan amino asidi yaratmıştır. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| That was the beginning of everything. | İşte bu, herşeyin başlangıcı olmuştur. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l can�t help you! You two can�t fight like this! | İkiniz de bu şekilde kavga ettikçe, yardım edemem size. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Everyone envied you! You can�t do this! | Herkes sana gıpta ederken, sen bu şekilde davranamazsın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�m very disappointed! | Hayal kırıklığına uğrattın beni. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What sense does it make? | Sana bunu yaptıran, ne gibi bir duygu? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l haven�t seen her in ages. | Uzun zamandır onu görmedim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Of course not! You mistreated her! | Çok normal! Çünkü, ona kötü davrandın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Lili is so lovely! How could you? | Lili gibi tatlı bir kıza, nasıl bunu yaparsın? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ls she seeing other guys? | Başkalarıyla görüşüyor mu? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l didn�t say that... You should know better. | Ben böyle bir şey demedim. Sen daha iyi bilirsin. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Tough lady! | Zor kız! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| How can this be? | Nasıl olabilir bu? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Why is it suddenly locked? | Neden kitledin şimdi? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Not ashamed, are you? | Hiç utanmadın değil mi? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Lili, it�s not how it looks. | Lili, göründüğü gibi değil! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| How can this be? What is it then? | Nasıl yaptın bunu? Öyleyse ne, cevap ver! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You�re my teacher! You�re my mother! | Biriniz öğretmenim, biriniz annem! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You should be teaching me English! | Senin bana İngilizce öğretiyor olman gerekirdi! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Teachers are human too! | Lili, öğretmenler de insandır! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l�ll tell the principal! l�ll tell everyone! | Bunu, müdüre anlatacağım! Herkese söyleyeceğim bunu! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Listen to me! | Dinler misin beni. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Excuse me. | Affet beni. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s not what you think, Lili! | Düşündüğün gibi değil, Lili. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| The concert was called off, where else you want me to go? | Konser ertelendi, nereye gidebilirim ki şimdi? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Calm down, will you? | Sakin ol, tamam mı? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Where else you want me to go? | Benden nereye gitmemi istiyorsun? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l can�t stand any more! | Dayanamıyorum daha fazla! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Look this way! | Bu tarafa bak! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Let Daddy videotape you. | Babacığın, seni kameraya çekiyor. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Still crying... | Hala ağlıyor.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Look this way... | Bana bak... | Yi Yi-4 | 2000 | |
| The eyes... | Gözlere bak.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What? You�re moved? | Ne? Taşındın mı? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Suddenly it all seems so cruel. | Herşey, birdenbire dayanılmaz oldu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| ls his horoscope really so bad? | Yoksa bebeğin yıldızı mı kötü? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Didn�t you say we could counter it by giving him a lucky name? | Ona şans getiren bir isim vererek, bunu aşacağımızı söylemiştin. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| lt�s all right! | Herşey yolunda. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| A Di! | A Di! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| You�re the first! | İlk, senin bebeğin oldu. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Let�s see the baby. | Bebeğin nerede? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Like you, but more handsome! | Sana benziyor, ama senden daha yakışıklı. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| So they say! l can�t tell. | Evet, öyle diyorlar. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| To wish you luck... | Şans getirir umarım.. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| How�s his horoscope? What�s his name? | Yıldızı nasıl? Ne isim verdiniz? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| The name is crucial, l�m still working on it. | İsim vermek ciddi bir olay, hala üzerinde çalışıyorum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Right, it�s for life! | Doğru, haklısın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Have some tea. | Çay ikram edelim. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Congratulations! Good job, A Di! | Tebrikler! İyi iş çıkardın, A Di! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| l hear you�ve set the world to rights! | Adaletli bir dünya yarattığını duydum. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Made peace between your wife and Yun Yun! | Karın ve Yun Yun'un arasındaki buzları eritmişsin. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Let�s drink to that! Here, some expensive red wine! | İşte buna içilir! Sana pahalı bir kırmızı şarap aldım. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| All your old classmates are relieved! | Tüm sınıf arkadaşlarını bastırdın. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Lovely little baby! | Ne kadar tatlı! | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Looks more like the mother than the father. | Babadan çok anneye benziyor. | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Go fetch the baby pictures. | Bebeğin resimlerini getirsene? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| What pictures? | Hangi resimleri? | Yi Yi-4 | 2000 | |
| Behind the screen! | Arka tarafta! | Yi Yi-4 | 2000 |