Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 173263
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It's not in him any more. | Artık onun içinde değil. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Get Matty. Get Matty, let's go. | Matty'i al. Matty'i al, gidelim. Matty'i al. Matty'i al, hadi gidelim. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Let's go! Move! | Gidelim! Kımılda! Hadi gidelim! Yürü! | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Shit! | Siktir! Kahretsin! | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
It's my fault. It killed her because of me. | Benim hatam. Benim yüzümden öldü. Benim yüzümden. Onu benim yüzümden öldürdü. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Where did it come from? I don't know. | Nereden geldi? Bilmiyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
It's not like us. I don't even think that it comes from the same universe. | Bizim gibi değil. Hatta aynı âlemden bile geldiğini pek sanmıyorum. Bizim gibi değil. Bu âlemden geldiğini sanmıyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
But you can sense when it's near? Yes. | Fakat yakınlarda olduğunu hissedebiliyorsun? Evet. Ama yakınında olduğunu hissedebiliyor musun? Evet. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
It's getting stronger, Mark. And I can feel it everywhere. | Gittikçe güçleniyor, Mark. Her yerde olduğunu hissedebiliyorum. Gittikçe güçleniyor, Mark. Bunu her yerde hissedebiliyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
And I think that it's strong enough to enter anyone now. | Sanırım artık herhangi birinin içine girebilecek kadar güçlü. Ayrıca şu an herkese geçebilecek yeterli gücü olduğunu düşünüyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Even the dead. | Hatta ölülerinkine bile. Ölüye bile. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
So no place is safe. No. | Bu yüzden hiçbir yer güvenli değil. Hayır. Yani hiçbir yer emniyetli değil. Hayır. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
No, see, I don't think that the world was ever safe. | Hayır, dünyanın çokta güvenli olduğunu düşünmüyorum. Hayır, bak, dünyanın hiçbir zaman emniyetli olduğunu sanmıyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I think that we were always just trying to pretend like it was, | Sanırım bizler her zaman güvenli bir yer yalanına inanıp durduk. Sanırım hep emniyetliymiş gibi yapmışız... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
but it's not. | Fakat güvenli değil. ...ama değil. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I like that. That's good. That's what I need to see. | Buna bayıldım. Harika. Tam da görmeye ihtiyacım olan şey buydu. Beğendim. Güzel. İşte bunu görmek istiyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Why did you change your mind? | Neden fikrini değiştirdin? Neden fikrinizi değiştirdiniz? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
You know, I can't say that I truly believe in what's afflicting you, | Tam olarak içinde olduğun belaya inandığımı söyleyemem. Seni üzen şeye inandığımı söyleyemiyorum... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
but I think you believe. | Fakat sanırım sen inanıyorsun. ...ama sanırım sen inanıyorsun. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
And if you're convinced an exorcism is what you need, | Şeytan çıkarma ayininin ihtiyacın olduğuna inanıyorsan... Ayrıca şeytan çıkarmak istediğine inanıyorsan... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
then who am I to turn you away? | ...o halde seni geri çevirecek kişi ben miyim? ...seni ben mi geri çeviriyorum? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
If you'd seen what I saw last night, you wouldn't have any problem believing. | Geçen gece gördüğüm şeyi görseydin herhangi sorunu olmayan bir inanan olurdun. Dün gece gördüğümü siz de görseydiniz, inanmak konusunda probleminiz olmazdı. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
So, why are we meeting here? Because we need backup. | Peki, neden burada toplandık? Çünkü yardıma ihtiyacımız var. Peki neden burada görüşüyoruz? Çünkü desteğe ihtiyacımız var. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I may be a man of God, but I'm not a miracle worker. | Din adamı olabilirim fakat mucizeler yaratamam. Din adamı olabilirim, ama mucize yaratamam. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Good to see you, Joe. | Seni görmek güzel, Joe. Seni gördüğüme sevindim, Joe. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
This is Casey. Hey, nice to meet you. | Bu Casey. Merhaba tanıştığımıza memnun oldum. Bu Casey. Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Mark. Hey, Mark. | Mark. Merhaba, Mark. Mark. Selam, Mark. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
And this is Arthur Wyndham. | Ve bu da Arthur Wyndham. Bu da Arthur Wyndham. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
He is an Episcopal priest and a very, very dear friend of mine. | Bir piskopostur ve çok kadim bir dostumdur. Kendisi rahiptir ve çok, çok sevdiğim bir dostumdur. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
So you've done exorcisms? | Şeytan çıkarma ayini yaptınız mı? Peki şeytan çıkardınız mı? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
No, I studied the phenomenon, I did my dissertation on it back in college. | Hayır, fenomenler üzerine öğrenim gördüm. Hayır, olağan üstü şeyler konusunda eğitim aldım, üniversitede tez konum buydu. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Just wait a second. I'm not looking for a Christian exorcism here. | Durun biraz. İstediğim şey Hıristiyan şeytan çıkarma ayini değil. Bir saniye. Hıristiyan şeytan çıkaran aramıyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Fair enough. | Öyle olsun. Haklısın. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
But there are certain elements to these kind of rites that are | Fakat bu tür ayinlerin tüm dinlerde... Bu tür ayinler için bazı temel ilkeler var... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
pretty common to virtually all religions, and it's these elements that I'm familiar with. | ...değişmeyen ortak esasları vardır. Ve bu esaslara da vakıfım. ...neredeyse bütün dinlerde ortaktır ayrıca bu ilkelere yabancı değilimdir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
You gotta understand, this thing that's after you, | Peşinizde olan şeyin eğer varsa, eski bir inancı... Şu anlaman gerekiyor: peşindeki bu şey... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
if it exists, it predates religion. It probably predates mankind. | ...olduğunu anlamalısınız. Muhtemelen de geçmiş dönemden bir türdür. ...varsa, dinden önce vardı. Büyük olasılıkla insanlıktan önce vardı. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
It's not as if there's one kind of demon that is vulnerable to Jewish prayer, | Yahudi bir duacıya, Hıristiyan ya da Müslümanlara karşı alerjisi olup... Yahudi duasına maruz kalan ya da başka Hıristiyan ya da Müslüman'a alerjisi olan... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
or another that's allergic to Christian or Muslim. It doesn't actually work that way. | ...onlara karşı savunmasız olması diye bir şey söz konusu olamaz. ...tek bir tür şeytan yok. Aslında bu şekilde olmuyor. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
So the words in that book, they can't help me. | Kitapta yazan tabirler bana yardım edemez. Yani o kitaptaki bilgilerin bana yardımı dokunamaz. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
No, no, no. On the contrary, I think that it can, but not in a way that you might think. | Hayır, hayır, hayır. Aksine, edebilir. Fakat düşündüğünüz şekilde olmayabilir. Yo, yo, yo. Bilakis, dokunabilir ama düşünebileceğin şekilde değil. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Now you, you may not believe, | İnancınız olmayabilir... Şimdi sen inanmayabilirsin... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
but your mother and your grandmother did. | ...ama anneniz ve ananenizin vardı. ...ama annen ve büyükannen inandılar. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
And it's because of their belief that these words give us the best shot | İşte o şeyi kovmamızda bize verilmiş olan en güçlü silah... Onların inanmalarından dolayı bu bilgiler bize... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
at driving this thing out. | ...onların inançları oldu. ...bu şeyi def etmek için en iyi açıklamaları veriyor. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I've translated what's in the book, | Kitapta yazılanları tercüme ettim. Kitaptakileri tercüme ettim... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
so I'll be leading the invocation and Arthur and a few others will be assisting us. | Bu yüzden ayini yöneteceğim, bize Arthur ve bir kaç kişi de yardım edecek. ...böylece duayı ben edeceğim Arthur ve birkaç kişi de bize yardım edecek. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Yeah, but before we get started, | Evet. Evet, ama başlamadan önce... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
there's a few formalities that we have to get out of the way. | ...bunu yapabilmemiz için bir kaç formalite var. ...halletmemiz gereken birkaç formalite var. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Can I see your IDs, please? | Kimliklerinizi görebilir miyim, lütfen? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I gotta verify that you're of legal age to consent to this. | Bunun için reşit olduğunuzu onaylamam gerekiyor. Yasal olarak uygun yaşta olduğunuzu teyit etmem gerekiyor. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
All right. You kidding? | Pekâlâ. Şaka yapıyorsun? Pekâlâ. Şaka mı yapıyorsun? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Not kidding. These are the forms, actually. I don't know if they're legally binding, | Şaka değil. İşte bunlarda formlar. Şaka yapmıyorum. Aslında formlar bunlar. Bunlar yasal olarak zorunlu mu bilmiyorum... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
but we're in murky waters here, just in case something does go wrong. | ...fakat burada karanlık sulardayız. Bu, yanlış bir şeyler olma olasılığına karşı. ...ama iş riskli, ne olur ne olmaz bir şey ters gidebilir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Thank you. Thank you. | Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Great. So when do we do this? Tomorrow night. Sabbath. | Harika. Peki ne zaman yapacağız? Yarın gece. Dini tatil gününde. Harika. Peki ne zaman yapıyoruz? Yarın sabah. Dini tatil günü. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
At your synagogue? Oh, no, no, no. | Sizin sinagogunuzda mı? Hayır, hayır, hayır. Sizin sinagogda mı? Yo, yo, yo. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Given how unorthodox this all is, I think we'll find another venue. | Tüm bunlar Ortodoks olmayanlar için belirlenmiş. Başka bir yer bulmalıyız. Bunlar Ortodoks geleneklerine uymaz, sanırım başka bir yer bulacağız. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah. Is there somewhere that is particularly negative to you? | Evet, evet. Özellikle sana olumsuz gelen bir yer var mı? Evet, evet. Sana özellikle ters gelen bir yer var mı? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Somewhere that you may have incurred a lot of pain? | Acılar içinde kaldığın bir yer? Çok acı çekebileceğin bir yer? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Hell of a place to get religious, Sendak. Cheery, isn't it? | Ayin için tuhaf bir yer, Sendak. Çok keyifli, değil mi? Dindar olmak için harika bir yer, Sendak. Neşe saçıyor, değil mi? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
This is Rick Hesse, he's an EMT. | Bu Rick Hesse, acil tıp teknisyeni. Bu Rick Hesse, acil durum sağlık memuru. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I thought it would be a good idea to have him here, just in case. | Herhangi bir ihtimale karşı onu da buraya getirmenin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Her ihtimale karşı onun da burada olması iyi olur diye düşündüm. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Nice to meet you. As for the other volunteers, | Tanıştığımıza memnun oldum. Diğer gönüllülere gelince... Tanıştığımıza memnun oldum. Diğer gönüllülere gelirsek... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
they've all been through some kind of hardship and they're willing to help. | ...hepsi benzer badireler atlatmışlar ve yardım için gönüllüler. ...hepsi bu tür sıkıntılar yaşamış ve yardım etmek isteyen insanlar. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Now, typically, a Jewish exorcism rite involves 10 people. | Şimdi, karakteristik bir Yahudi şeytan çıkarma ayini on kişi gerektirir. Şimdi, genellikle bir Yahudi şeytan çıkarma ayininde 10 kişi olur. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Why 10? | Neden on? Neden 10? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
10 fingers, 10 commandments. | On parmak, on emir. 10 parmak, 10 emir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
10 is also the number of the Sephiroth, which are the known attributes of God. | Ayrıca on, Tanrının bilinen niteliklerinin sayısıdır. Ayrıca 10 Sephiroth sayısıdır, Tanrı'nın sıfatları olarak bilinir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
The idea is that these 10 | Amaç, bu on kişi, etkilenmiş kişinin etrafında... Bu 10 fikri... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
form a protective circle around the afflicted person. | ...koruyucu bir çember oluşturmasına dayalı. ...sıkıntılı insanın etrafındaki bir koruma çemberidir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, once we get going, Casey will stand in the middle of the circle, | Evet, ayine başladığımızda Casey çemberin ortasında duracak... Evet, başladığımız zaman, Casey dairenin ortasında duracak... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Sendak will read the original text in Hebrew, | ...Sendak orijinal İbranice metni okuyacak... ...Sendak orijinal İbranice yazıyı okuyacak... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
and the rest of you will follow me in English, call and response format. | ...ve geri kalanlar da formata bağlı kalarak beni İngilizce olarak takip edecekler. ...geri kalanlar da İngilizce benimle birlikte okuyacaklar. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Now the heart of the ceremony is Psalm 91. Yoshev B'seter, the Psalm of Protection. | Ayinin tam ortasında 91 no.lu koruyucu ilahi olan Yoshev B'seter okunacak. Şimdi, ayinin kalbi Psalm 91'dir. Yoshev B'seter, Koruma İlahisi. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
At the beginning and the end of the invocation, I'll sound the shofar, | Başlangıçta ve duanın sonunda dini ayinlerde kullanılan... Duanın başlangıcında ve bitişinde, dini ayinlerde kullanılan... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
which is an animal horn used in religious ceremonies. | ...hayvan boynuzundan yapılmış boruyu çalacağım. ...hayvan boynuzundan olan boruyu öttüreceğim. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
In this case, the sound is intended to shock the spirit hiding within the victim. | Böylelikle, ses kurbanın içinde saklanmış olan ruhu sarsacak. Kurbanın içine saklanan ruhu şoka uğratmak amacıyladır. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Once the spirit is more compliant, then we can start drawing it out. | Ruh daha uysal olunca biz de onu kovmaya başlayacağız. Ruh daha uysal olunca, def etmeye başlayabiliriz. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
That's when the rest of us are the most vulnerable. | Bu çoğumuzun savunmasız kalacağı bir zamandır. En çok işte o zaman savunmasız olacağız. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
It wants Casey, but it will take any port in the storm. | Ruh, Casey'i istiyor, fakat hücum sırasında herhangi bir bedeni de ele geçirebilir. O, Casey'i istiyor, ama fırtınada herhangi bir limana sığınacaktır. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
And remember, no matter what happens, once we've begun, | Unutmayın, ne olursa olsun bir kez başlayınca... Şunu unutmayın ki, ne olursa olsun, başladığımız zaman... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
the exorcism must be finished. Any questions? | ...ayin bitirilmek zorunda. Sorusu olan var mı? ...şeytan çıkarma bitirilmelidir. Sorusu olan? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, why are they bringing in a gurney? | Evet, neden bir sedye getirdiler? Evet, neden sedye getiriyorlar? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
The gurney is for Casey's protection as well as ours. | Sedye Casey ve bizim korunmamız için. Sedye hem bizim için hem de Casey için tedbir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Sometimes people thrash out, just a precaution. That's all. | İnsanlar bazen tartışırlar sadece tedbir için. Hepsi bu. Bazen insanlar ayrıntıları düşünür, sadece bir tedbir. Hepsi bu. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
All right then. Let's get started. | Pekâlâ öyleyse. Hadi başlayalım. Tamam o zaman. Başlayalım. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Are you sure you wanna go through with this? | Bu süreçten geçmek istediğinden emin misin? Bunu gerçekten yapmak istediğine emin misin? | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
I just want this to be over. | Bunun bir an önce bitmesini istiyorum. Sadece bitmesini istiyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
My name is Arthur Wyndham, and this is the video record | Adım Arthur Wyndham ve bu... Adım Arthur Wyndham, bu da Casey Beldon'un... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
of the attempted exorcism of Casey Beldon. | ...Casey Beldon'dan şeytan çıkarma ayinin video kaydıdır. ...şeytan çıkarma girişimi video kaydıdır. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
We have the permission of the ecclesiastical authority who are praying for us. | Dua etmek için kilise tarafından yetkimiz var. Bizim için dua eden dini yetkililerden izin aldık. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Everyone participating tonight is here of their own free will, including Casey. | Bu gece burada olan herkes hür iradesiyle bulunmakta, buna Casey'de dahil. Bu gece burada Casey dâhil bize katılan herkes hür iradesiyle katılmıştır. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Agreed? Yes. | Hem fikir miyiz? Evet. Kabul ettin mi? Evet. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Just for the camera. Yes, this is what I want. | Kameraya bakarak. Evet, bunu istiyorum. Kameraya konuş. Evet, bunu istiyorum. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Now, if... And this is a big if. | Şimdi, eğer... Büyük bir şeyse... Şimdi, eğer...ayrıca bu büyük bir eğerdir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
But assuming a spirit actually manifests itself on your person, | Kibirli bir ruh aslında kendini içinde olduğu... Ama aslında bir ruhun kendini senin vücudunda gösterdiğini farz edersek... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
it may take the shape of a kind of bulge beneath the flesh. | ...bedende bir şişkinlik yaratarak gösterir. ...derinin altındaki bir tür şişlik şeklini alabilir. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Now try not to be alarmed by this. | Bunun yüzünden paniğe kapılmamaya çalış. Şimdi bunun için paniğe kapılmamaya çalış. | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |
Even though we're dealing with a spiritual phenomenon, | Manevi bir olguyla uğraşıyor olsak bile... Ruhani bir olguyla uğraşsak bile... | The Unborn-1 | 2009 | ![]() |