• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172850

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Was I unclear, Mr: Hamilton? Açık konuşmadım mı, bay Hamilton? Kendimi ifade edemedim mi Bay Hamilton? The Tournament-1 2009 info-icon
no: no, sir: It's ready: It's ready: Hayır. Hayır, efendim. hazır. hazır. Hayır, hayır efendim. Hazır. Hazır. The Tournament-1 2009 info-icon
This is bullshit: Shut up and do it: Bu saçmalık. Kapa çeneni ve yap. Saçmalık bu. Kapa çeneni ve yap şunu. The Tournament-1 2009 info-icon
Ladies and gentlemen, a man of the cloth Bayanlar ve baylar, kenardan sisteme Bayanlar ve baylar, oyuna dahil olan bir de rahibimiz var. The Tournament-1 2009 info-icon
has stepped out from the sidelines: bir rahip dahil oldu. The Tournament-1 2009 info-icon
If any of you good people would like to take a long shot Eğer içinizden biri rahip yakalı elbise giyen birinde Aranızda sürpriz oynayıp bir rahibi seçecek iyi insanlar varsa... The Tournament-1 2009 info-icon
on a man with a dog collar, şansını denemek isterse, The Tournament-1 2009 info-icon
we'll take that action: bahisleri alıyoruz. ...bu bahsi kabul etmeye hazırız. The Tournament-1 2009 info-icon
Lai Lai: Will you hurry up? Acele edermisin? Biraz acele etsen? The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: It's not coming up: Çıkmıyor. The Tournament-1 2009 info-icon
How do you know I've even swallowed this thing? Bu şeyi yutup yutmadığımı nereden biliyorsun? Bu şeyi yuttuğumu nereden biliyorsun? The Tournament-1 2009 info-icon
How else could it be inside you? Başka nasıl içinde olabilir? Başka nasıl içine girebilir ki? The Tournament-1 2009 info-icon
Fuck! Fuck! lanet olsun!lanet olsun! Kahretsin! Kahretsin! The Tournament-1 2009 info-icon
Everybody thinks I'm an assassin! Herkes benim suikastçı sanıyor! Herkes bir katil olduğumu düşünüyor. The Tournament-1 2009 info-icon
Everybody wants me dead! Herkes beni öldürmek istiyor! Herkes beni ölü istiyor. The Tournament-1 2009 info-icon
Yes: oh, fuck! Evet. O,lanet olsun! Evet. Kahretsin! The Tournament-1 2009 info-icon
I don't wanna die: Ölmek istemiyorum. The Tournament-1 2009 info-icon
It's okay: I don't wanna die: Tamam. Ölmek istemiyorum. Yok bir şey. Ölmek istemiyorum. The Tournament-1 2009 info-icon
I don't know how to cope with this: You'll be okay: Bununla nasıl başedeceğimi bilmiyorum. İyi olacaksın. Bununla nasıl başedeceğimi bilmiyorum. Sana bir şey olmayacak. The Tournament-1 2009 info-icon
Trust me: Güven bana. The Tournament-1 2009 info-icon
oh, thank God: Thank God: O, Tanrıya şükür. Tanrıya şükür. Tanrıya şükür. Tanrıya şükür. The Tournament-1 2009 info-icon
oh, officer, thank goodness you're here: O, memur bey, şükürler olsun buradasınız. Memur bey, çok şükür buradasınız. The Tournament-1 2009 info-icon
nice outfit, Father: [high pitched whine] Güzel kıyafet, Peder. The Tournament-1 2009 info-icon
I'm not sure, but we have to get out of here now: Emin değilim, ama buradan hemen uzaklaşmalıyız. Emin değilim ama hemen buradan gitmeliyiz. The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: A policeman's been killed: Bir polis öldürüldü. The Tournament-1 2009 info-icon
He's a player: A player? O oyuncuydu. oyuncu? O da bir oyuncu. Oyuncu mu? The Tournament-1 2009 info-icon
Why would anybody want to take part in this madness? neden biri bu çılgınlıkta yeralmak ister ki? Neden biri bu çılgınlığın içinde yer almak ister ki? The Tournament-1 2009 info-icon
Cash prize, revenge, title, excitement: Para ödülü, intikam, ünvan, heyecan. Nakit para ödülü, intikam, ünvan, heyecan. The Tournament-1 2009 info-icon
So what's your reason? Peki sen neden katıldın? Senin nedenin ne? The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: I've seen him before: Onu daha önce gördüm. The Tournament-1 2009 info-icon
In the cafe this morning: Are you sure? Bu sabah kafede. Emin misin? Bu sabah, kafede. Emin misin? The Tournament-1 2009 info-icon
Positive: He cut it out: Positif. Kendininkini çıkardı. Kesinlikle. Vericisini çıkarmış. The Tournament-1 2009 info-icon
Fuck: Lanet olsun. Kahretsin. The Tournament-1 2009 info-icon
Miles: Whoo! Here we go: Whoo! İşte başlıyoruz. Hadi bakalım. The Tournament-1 2009 info-icon
Yeah: Hi, ladies! Evet. Merhaba, hanımlar! Selam kızlar. The Tournament-1 2009 info-icon
Hurry back: Çabuk gel. Çabuk dön. The Tournament-1 2009 info-icon
I love you, baby: Seni seviyorum, bebeğim. Seni seviyorum, tatlım. The Tournament-1 2009 info-icon
Host on speaker: Joshua, Joshua, Joshua... The Tournament-1 2009 info-icon
I'm deeply sorry about your loss, Kaybın için gerçekten üzgünüm, Eşinin ölümüne çok üzüldüm... The Tournament-1 2009 info-icon
but I may have some information ama peşinden gelen kişi ...ama elimde senin peşinden gelen kişi hakkında bazı bilgiler var. The Tournament-1 2009 info-icon
about the person that came after you. hakkında bazı bilgiye sahibim. The Tournament-1 2009 info-icon
I may know where you can find them. Ou nerede bulabileceğini biliyorum. Onları nerede bulabileceğini söyleyebilirim. The Tournament-1 2009 info-icon
Rob: oh, shit: O, kahretsin. Siktir. The Tournament-1 2009 info-icon
We got another one of those cluster things: Bir kümeleşme olayı daha var. Yine sivillerin arasına giren birisi var. The Tournament-1 2009 info-icon
Hamilton: Jesus fucking Christ: Tanrı belanızı versin. Yok artık daha neler. The Tournament-1 2009 info-icon
That's not a cluster: That is a war zone: Bu bir kümeleşme değil. Bu savaş alanı. Siviller değil. Burası bir savaş alanı. The Tournament-1 2009 info-icon
Angel's titty bar? Are you kidding me? Angel's titty barı? Benimle oynama? Angel'ın gece kulübünde mi? Şaka mı bu? The Tournament-1 2009 info-icon
There's nine shooters in there: orada dokuz tetikçi var. Orada tam dokuz tetikçi var. The Tournament-1 2009 info-icon
Why aren't they attacking each other? Neden birbirlerine saldırmıyorlar? The Tournament-1 2009 info-icon
Probably so many people in the place Muhtemelen mekanda çok fazla insan olduğu için Kimliğinden emin olamadıkları... The Tournament-1 2009 info-icon
they don't know who is who: Kimin kim olduğunu bilmiyorlar. ...çok fazla insan olduğu içindir muhtemelen. The Tournament-1 2009 info-icon
All right, we got ourselves a situation here: Pekala, burada bizim için bir durum var. Bir sorunla karşı karşıyayız. The Tournament-1 2009 info-icon
We have nine players in one location: Aynı yerde dokuz oyuncu. Dokuz oyuncu aynı mekanda. The Tournament-1 2009 info-icon
Repeat, nine players in one shithole location: Tekrar ediyorum, Aynı boktan yerde dokuz oyuncu. Tekrar ediyorum, dokuz oyuncu aynı bok çukurunda. The Tournament-1 2009 info-icon
Ladies and gentlemen, Bayanlar ve baylar, Bayanlar baylar... The Tournament-1 2009 info-icon
we have a bloodbath about to take place: yakında kan bonyosu olacak. ...etraf birazdan kan gölüne dönecek. The Tournament-1 2009 info-icon
Miles: Come on, bitches! Haydi, fahişeler! The Tournament-1 2009 info-icon
Come on, boys! Haydi, çocuklar! The Tournament-1 2009 info-icon
no, you don't! Hayır, yapma! Hayır, olmaz! The Tournament-1 2009 info-icon
I see you, bud! Gördüm seni, ahbap! Seni gördüm dostum! The Tournament-1 2009 info-icon
Thanks, sweetheart: Teşekürler, şekerim. Teşekkürler canım. The Tournament-1 2009 info-icon
Tindillini and Mitre out: Tindillini ve Mitre öldü. The Tournament-1 2009 info-icon
They're going down fast: Still taking bets: Çok hızlı ölüyorlar. Hala bahisleri alıyoruz. Sayıları hızla azalıyor. Hala bahis alıyoruz. The Tournament-1 2009 info-icon
Miles: Come on, boys! Haydi, çocuklar! The Tournament-1 2009 info-icon
You fucking son of a bitch: Seni aşağılık herif. Seni orospu çocuğu. The Tournament-1 2009 info-icon
Ho, ho, ho! This is fucked up: Bu manyak birşey. Bu manyak bir şey. The Tournament-1 2009 info-icon
That's Van de Ven out of the game: Van de Ven oyun dışı kaldı. Van de Ven oyun dışı. The Tournament-1 2009 info-icon
[man panting] Miles: Where you at, boys? Nerelerdesiniz, çocuklar? Nereye kayboldunuz beyler? The Tournament-1 2009 info-icon
Miles: Bring it on! Hepiniz gelin! The Tournament-1 2009 info-icon
Yeah! Fuck, yeah! İşte bu! The Tournament-1 2009 info-icon
Was it you, Miles? Sen miydin, Miles? The Tournament-1 2009 info-icon
Did you come after me? Benim için mi geldin? Peşimden gelen sen miydin? The Tournament-1 2009 info-icon
Stay still, honey: Did you murder my wife? Dik dur, tatlım. Karımı sen mi öldürdün? Kıpırdama tatlım. Karımı sen mi öldürdün? The Tournament-1 2009 info-icon
What the fuck you talking about? Sen neden bahsediyorsun? Ne diyorsun sen ya? The Tournament-1 2009 info-icon
no, you don't, honey: Hayır, yapma, tatlım. Hayır tatlım, olmaz. The Tournament-1 2009 info-icon
Good night, sugar: İyi geceler, şekerim. İyi uykular, tatlı şey. The Tournament-1 2009 info-icon
Dispatcher: We're experiencing problems with transmitting. Vericiyle alakalı problem yaşıyoruz. Yayını iletmek konusunda sorun yaşıyoruz. The Tournament-1 2009 info-icon
All units, we have reports of gunfire... Tüm birimler, silah sesi ihbarı aldık... Ateş açıldığını bildirdiğimiz tüm ekipler... The Tournament-1 2009 info-icon
Man on radio: Sorry, we're completely swamped here. Afedersiniz, orada bizi yoksaydılar. Üzgünüm burada işler çok karıştı. The Tournament-1 2009 info-icon
Man 2 on radio: What the hell's going on today? Bugün ne halt dönüyor? Bugün neler oluyor böyle? The Tournament-1 2009 info-icon
God, I need a drink: Tanrım, Bir içki içmeliyim. Tanrım, bir içki hiç fena olmazdı. The Tournament-1 2009 info-icon
You drink too much Sen çok fazla içiyorsun Çok fazla içiyorsun... The Tournament-1 2009 info-icon
and your eyes give you away: gözlerinden belli oluyor. ...gözlerin seni ele veriyor. The Tournament-1 2009 info-icon
You damage your liver: Karaciğerini mahvedersin. Karaciğerin için zararlı. The Tournament-1 2009 info-icon
That's just perfect: That's just exactly what I need, Bu mükemmel olur. Bu tam ihtiyacım olan şey, Bu harika. Tam da ihtiyacım olan buydu... The Tournament-1 2009 info-icon
health advice from a hit man: bir tetikçiden sağlık öğütleri. ...bir tetikçiden sağlık tavsiyesi almak. The Tournament-1 2009 info-icon
We have to wait until it passes through your system: Sisteminden geçene kadar beklemeliyiz. Doğal yollardan çıkmasını beklemek zorundayız. The Tournament-1 2009 info-icon
The further out of town we go, the less accurate the tracker: Şehirden ne kadar uzaklaşırsak cihazın doğruluğu o kadar azalıyor. Şehirden ne kadar uzaklaşırsak bizi bulmaları da o kadar zorlaşır. The Tournament-1 2009 info-icon
It will buy us some time: Bu bize zaman kazandıracak. Biraz zaman kazanırız. The Tournament-1 2009 info-icon
Do you mind if I ask you a question? Sana bir soru sorabilirmiyim? Sana bir şey sorsam, sakıncası var mı? The Tournament-1 2009 info-icon
Why are you playing? Neden oynuyorsun? The Tournament-1 2009 info-icon
Why all the questions? Neden bu kadar sorun var? Bunları sorunca ne oluyor? The Tournament-1 2009 info-icon
Why do you drink so much? Neden çok fazla içiyorsun? Neden bu kadar çok içiyorsun? The Tournament-1 2009 info-icon
Why were you sobbing like a child this morning? Neden bu sabah çocuk gibi ağlıyordun? Neden bu sabah bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordun? The Tournament-1 2009 info-icon
Because I'm lost: Çünkü ben yolumu kaybettim. Çünkü kaybolmuştum. The Tournament-1 2009 info-icon
You're lost? Sen yolunu kaybettin? Kayboldun demek? The Tournament-1 2009 info-icon
Try to be me: Kendini benim yerine koy. Bir de benim yerimde olsan. The Tournament-1 2009 info-icon
It must be tough playing God with people's lives: İnsanların hayatlarıyla Tanrıcılık oynamak zor olmalı. Tanrı edasıyla, insanların hayatlarıyla oynamak zor olmalı. The Tournament-1 2009 info-icon
I don't play God: Ben Tanrıcılık oynamıyorum. Öyle bir niyetim yok. The Tournament-1 2009 info-icon
If I don't do it, somebody else will: Eğer ben yapmazsam, bir başkası yapar. Ben yapmazsam, yapan biri bulunur nasılsa. The Tournament-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 172845
  • 172846
  • 172847
  • 172848
  • 172849
  • 172850
  • 172851
  • 172852
  • 172853
  • 172854
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim