• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172849

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
oh, shit: O, kahretsin. Kahretsin. The Tournament-1 2009 info-icon
What are you doing here? I need information: Burada ne yapıyorsun? Bilgiye ihtiyacım var. Ne işin var burada? Bana bilgi lazım. The Tournament-1 2009 info-icon
What have you heard? Sen ne duydun? Ne duydun? The Tournament-1 2009 info-icon
I heard someone came for you: Ben birinin senin için geldiğini duydum. Birinin senin peşine düştüğünü. The Tournament-1 2009 info-icon
Eddy: I heard it got a bit messy: Biraz karıştığını, İşler çığırından çıkmış sanırım. The Tournament-1 2009 info-icon
And I heard about your wife: ve karına olanları duydum. Ve karına olanı da duydum. The Tournament-1 2009 info-icon
Joshua: What did you hear? Who told you? Ne duydun? Kim söyledi? The Tournament-1 2009 info-icon
The crazy American kid, Miles: Amerikalı deli çocuk, Miles. Şu Amerikalı çılgın eleman, Miles. The Tournament-1 2009 info-icon
He's your one: Senin aradığın o. Aradığın adam o. The Tournament-1 2009 info-icon
Miles Slade, the finger guy? Miles Slade, parmakçı çocuk? Miles Slade, parmak koleksiyoncusu mu? The Tournament-1 2009 info-icon
Uh huh: Evet. The Tournament-1 2009 info-icon
Thanks: You're welcome: Sağol. Önemli değil. Teşekkür ederim. Rica ederim. The Tournament-1 2009 info-icon
[gunshots] Eat shit! Bokumu ye! Geber pislik! The Tournament-1 2009 info-icon
Well, that's one more for the trophy cabinet, Hımm, ödül dolabı için bir tane daha, Vitrinim için bir zafer hatırası daha. The Tournament-1 2009 info-icon
thank you very much: çok teşekür ederim. Çok teşekkürler. The Tournament-1 2009 info-icon
Hey, boy! [whistles] Hey, sen! Selam oğlum! The Tournament-1 2009 info-icon
Come here, little fella: Buraya gel, seni ufaklık. Buraya gel ufaklık. The Tournament-1 2009 info-icon
Hey, there's a good boy: Hey, işte iyi çocuk. Aferin oğluma. The Tournament-1 2009 info-icon
There's a good dog: Yeah, that's a good dog: İşte iyi köpek. Evet, İşte iyi köpek. Sen iyi bir köpeksin. Evet, iyi bir köpeksin. The Tournament-1 2009 info-icon
That's a good dog: İşte iyi köpek. Aferin oğluma. The Tournament-1 2009 info-icon
Hey, what is this? Hey, bu ne? Ne varmış burada? The Tournament-1 2009 info-icon
What is that, huh? Bu da ne, ha? Ne varmış burada? The Tournament-1 2009 info-icon
What is it? Here you go: Ne oldu? Al bakalım. Ne varmış burada? Al bakalım. The Tournament-1 2009 info-icon
Rob: That guy is fucked up: Bu herif psikopat. Bu adam kafayı sıyırmış. The Tournament-1 2009 info-icon
See you later, boy: Sonra görüşürüz, evlat. Görüşürüz oğlum. The Tournament-1 2009 info-icon
Tech: okay, just take it back a little: Okey, biracık geri sar. Pekala, biraz geriye alalım. The Tournament-1 2009 info-icon
Rob: Playing out to one: Birinciliğe oynuyor. Herif büyük oynuyor. The Tournament-1 2009 info-icon
Rob: Jeez, who steals a finger? Tanrım, kim parmak çalar ki? Tanrım, parmağı ne yapacaksa? The Tournament-1 2009 info-icon
oh, yeah: O, evet. Evet. The Tournament-1 2009 info-icon
[phone ringing] oh, fuck: Oh, lanet olsun. Siktir. The Tournament-1 2009 info-icon
That's the emergency line: What do I do? Bu acil durum hattı. Ne yapayım? Acil telefon hattı çalıyor. Ne yapacağım? The Tournament-1 2009 info-icon
Answer it: Cevap ver. The Tournament-1 2009 info-icon
Hello: Alo. The Tournament-1 2009 info-icon
Yeah, hold on: I'll just put you through: Evet, bir saniye. Sizi bağlıyorum. Evet, bekleyin. Bağlıyorum. The Tournament-1 2009 info-icon
Just spoke to Lai Lai Zhen: Sadece Lai Lai Zhen ile konuş. Lai Lai Zhen ile konuştum. The Tournament-1 2009 info-icon
You tell her you wanted to eat her pie? Ona pastasını yemek istediğini söyle? Tadına bakmak istediğini söyledin mi? The Tournament-1 2009 info-icon
Excuse me, Senator: All right: Afedersiniz, Senatör. Pekala. İzninizle, Senatör. The Tournament-1 2009 info-icon
It's Lai Lai: Lai Lai hatta. Arayan Lai Lai. The Tournament-1 2009 info-icon
Make sure that redneck settles his marker bir başkasını daha öldürmeden O köylünün işaretleyicisini Şu köylü başka bir kalp krizi geçirmeden bahsini yapsın. The Tournament-1 2009 info-icon
before he has another coronary: yerleştirdiğinden emin ol. The Tournament-1 2009 info-icon
Speak: Konuş. Söyle. The Tournament-1 2009 info-icon
Lai Lai: We have a situation with a civilian. Bir siville ilgili durum var. Bir siville ilgili sorun var. The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: Who are you talking to, the police? Kiminle konuşuyorsun, polis? Kiminle konuşuyorsun, polis mi? The Tournament-1 2009 info-icon
Quiet: I know you can see what's going on: Sessiz ol. Ne olduğunu görebildiğinizi biliyorum. Sessiz ol. Neler olduğunu görüyorsun, biliyorum. The Tournament-1 2009 info-icon
Host: You know the rules, Lai Lai. Kuralları biliyorsun, Lai Lai. The Tournament-1 2009 info-icon
It's kill or be killed. Öldür yada öl. Öldür ya da öl. The Tournament-1 2009 info-icon
You're like a child running back to Daddy Sen koşarak babasına gelip Babasına koşup oyuncağının çalındığını söyleyen ufak bir velet gibisin. The Tournament-1 2009 info-icon
telling me how the big boy stole your ball: büyük çocuklarını topunu aldığını söyleyen çocuk gibisin. The Tournament-1 2009 info-icon
You're on the battlefield. There is no going back. Sen savaş alanındasın. Geri dönüş yok. Savaş alanındasın. Geri dönüş söz konusu değil. The Tournament-1 2009 info-icon
And he's just one of those famous innocent bystanders you hear about: Ve o da herzaman duyduğun meşhur masum seyircilerden biri. Ve o da sürekli duyduğun şu meşhur masum seyircilerden biri. The Tournament-1 2009 info-icon
Let me speak to him: no, stop it: Bırak ben konuşayım. Hayır, dur. Bırak ben konuşayım. Hayır, kes şunu. The Tournament-1 2009 info-icon
This is Father Macavoy: I'll kill you myself: Ben Peder Macavoy. Seni kendim öldüreceğim. Ben Peder Macavoy. Seni kendi ellerimle öldürürüm. The Tournament-1 2009 info-icon
Let me speak to him: It's not right: He's just a priest: Bırak ben konuşayım. Bu doğru değil. O sadece rahip. Bu haksızlık. Sadece bir rahip o. The Tournament-1 2009 info-icon
Host: Personally, I find it kind of apt. Bence, oldukça uygun olur. Şahsen benim açımdan bir sorun yok. The Tournament-1 2009 info-icon
Back in the day we used to throw Christians to the lions. Zamanında hristiyanları aslanlara atardık. Eskiden hristiyanları aslanların önüne atardık. The Tournament-1 2009 info-icon
Seems that history is repeating itself. Görünüşe göre tarih tekerrür ediyor. Tarih tekerrürden ibarettir derler. The Tournament-1 2009 info-icon
Carry him or kill him, Yanında taşı yada öldür, İster onu koru, ister öldür... The Tournament-1 2009 info-icon
but don't call back: ama bir daha arama. ...ama bir daha arama. The Tournament-1 2009 info-icon
What's happened? Are the police coming? Ne oldu? Polisler geliyor mu? Ne oldu? Polis geliyor mu? The Tournament-1 2009 info-icon
not really: Pek sayılmaz. The Tournament-1 2009 info-icon
We have to get out of here now: Buradan hemen çıkmalıyız. Hemen buradan tüymeliyiz. The Tournament-1 2009 info-icon
Move it! Kıpırda! Kaldır kıçını! The Tournament-1 2009 info-icon
Woman: oh, God! O, Tanrım! Tanrım! The Tournament-1 2009 info-icon
Someone help me! Bana yardım edin! Biri bana yardım etsin! The Tournament-1 2009 info-icon
[pounding] Please, help! God! Lütfen, imdat! Tanrım! Lütfen yardım edin. Tanrım! The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: It's stuck: Sıkışmış. Sıkışmış.. The Tournament-1 2009 info-icon
Woman: Help me with the seatbelt: Emniyet kemerini çözmeme yardım et. Kemeri çıkarmama yardım et. The Tournament-1 2009 info-icon
It's jammed: Don't let me die! Sıkışmış. Beni ölüme terketme! Sıkışmış. Ölmeme izin verme! The Tournament-1 2009 info-icon
Macavoy: Come here: Come here: Buraya gel. Buraya gel. Gel hadi. The Tournament-1 2009 info-icon
Wrong day to be a good Samaritan: İyiliksever olmak için yanlış gün. Merhametli olmak için yanlış bir gün. The Tournament-1 2009 info-icon
When I say "move it", move it! Ben "kıpırda" dediğimde, kıpırda! Kıçını kaldır dediğimde kaldıracaksın! The Tournament-1 2009 info-icon
Come on! What's going on? Haydi! Neler oluyor? Yürü hadi! Neler oluyor? The Tournament-1 2009 info-icon
You've got a bug inside you: They think you're a hitter: İçinde İzleme cihazı var. Seni suikastçı sanıyorlar. İçinde bir verici var. Seni tetikçi sanıyorlar. The Tournament-1 2009 info-icon
This is a competition for assassins: Bu suikatçılar için bir yarışma. Suikastçılar arası bir turnuvadayız. The Tournament-1 2009 info-icon
That last man standing wins: Ve sağ kalan son kişi kazanır. Hayatta kalan kazanır. The Tournament-1 2009 info-icon
A game where people kill each other? İnsanların birbirini öldürdüğü bir oyun mu? The Tournament-1 2009 info-icon
Yes, we have to get the tracker out of you, Evet, cihazı senden çıkarmalıyız, Evet. Sendeki takip cihazını çıkarmalıyız. The Tournament-1 2009 info-icon
otherwise you're a target: aksi halde sen de hedefsin. Yoksa sen de hedef olursun. The Tournament-1 2009 info-icon
Why don't we go to the police? Neden polise gitmiyoruz? The Tournament-1 2009 info-icon
Eh? You and l: Hı? Sen ve ben. Sen ve ben. The Tournament-1 2009 info-icon
You acted in self defense: I'll speak for you: Sen kendini koruyordun. Senin adına şahitlik yaparım. Meşru müdafaaydı. Senin için tanıklık ederim. The Tournament-1 2009 info-icon
Is it my accent? Do I stutter? Is that it? Sorun aksanım mı? Kekeledim mi? O yüzden mi? Aksanım yüzünden mi? Kekeliyor muyum? Nedir yani? The Tournament-1 2009 info-icon
The people who run this, Bu yarışmayı yapan insanlar, Bu işin arkasındakiler... The Tournament-1 2009 info-icon
they are more powerful than the police: polisden daha güçlüler. ...polisten çok daha güçlüler. The Tournament-1 2009 info-icon
Man: Somebody::: They will get you anywhere: Birileri... Seni heryerde bulurlar. Seni her yerde bulurlar. The Tournament-1 2009 info-icon
:::do something! But the bodies::: ... birşey yapın! Ama cesetler... Ama ya cesetler. The Tournament-1 2009 info-icon
people will see the bodies: cesetleri görürler. İnsanlar cesetleri görecek. The Tournament-1 2009 info-icon
There will be an explanation: Bir açıklama olacaktır. Bir açıklaması olacak. The Tournament-1 2009 info-icon
It won't be the truth, but it will be what people will buy: Tabiki gerçek olmayacak, ama insanların inanacağı bir şey. Doğruyu söylemeyecekler ama insanların yutacağı bir yalan olacak. The Tournament-1 2009 info-icon
A madman with a gun, a terrorist attack, Silahlı bir çılgın, terörist atak, Silahlı, deli bir adam, terörist bir eylem,... The Tournament-1 2009 info-icon
a natural disaster, a car crash: doğal afet, trafik kazası. ...doğal afet, araba kazası... The Tournament-1 2009 info-icon
That's how the Tournament remains a secret! Turnuva bu şekilde bir sır olarak kalıyor! Turnuva böyle gizli kalmayı başarıyor. The Tournament-1 2009 info-icon
It's insane: Bu çılgınlık. The Tournament-1 2009 info-icon
Don't you watch TV, Father? Hiç TV izlemezmisin, Peder? Hiç TV izlemez misin, Peder? The Tournament-1 2009 info-icon
The whole world is insane: Tüm dünya çıldırmış. Tüm dünya çıldırmış durumda. The Tournament-1 2009 info-icon
now move it! Come on! Şimdi kıpırda! Hadi! Kaldır şimdi kıçını! Yürü! The Tournament-1 2009 info-icon
Tech: Sir. Efendim. The Tournament-1 2009 info-icon
Sir, can we just reconfirm? Efendim, emin olmak istiyoruz? Efendim, yeniden onay alabilir miyim? The Tournament-1 2009 info-icon
You want to make the priest a player? Rahibi oyuncu mu yapmak istiyorsunuz? Rahibi oyuna mı dahil ediyorsunuz? The Tournament-1 2009 info-icon
You want him on the system? Onu sisteme dahil edeceksiniz? Onu da mı görmek istiyorsunuz? The Tournament-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 172844
  • 172845
  • 172846
  • 172847
  • 172848
  • 172849
  • 172850
  • 172851
  • 172852
  • 172853
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim