Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 163335
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Dude. Trying to come over here? | Dostum. Bir mankafa daha geliyor. Ahbap. Buraya mı geliyorsun? | The Final-2 | 2010 | |
| Bernard, I beIieve this is yours. | Bernar bu senin sanırım. Bernard, sanırım bu senin. | The Final-2 | 2010 | |
| Sorry. Go back to your seat. | Özür... Yerine dön.. Üzgünüz. Git masana otur. | The Final-2 | 2010 | |
| Yo, my peopIes, what's up? Hey, Kurtis. | N'aber millet? Hey, Kurtis. Selam millet. Ne haber? Merhaba Kurtis. | The Final-2 | 2010 | |
| You're Iooking at the new face of Yums shoes. | Şeker yüzü oldum. Şu an baktınız sima yakında ünlü olacak. | The Final-2 | 2010 | |
| That's great news. Hey, you never know. | Harika haber Bilemezsiniz Harika bir haber. Kim bilebilir? | The Final-2 | 2010 | |
| I'II be at the Oscars accepting my award for best actor. | ...size imza dağıtıyor olabilirim. ...en iyi erkek oyuncu ödülünü alırım. | The Final-2 | 2010 | |
| HeIp me out? Yeah, sure. | Alırım bir yerden. Görüşürüz değil mi orada? Yardım eder misin? Tabii olur. | The Final-2 | 2010 | |
| Nice. AII right, so I'II see you guys there? | Harika.. Hoşçakalın. Güzel. Sizleri orada görebilecek miyim, beyler? | The Final-2 | 2010 | |
| CooI. AII right, y'aII. | Hoşçakalın. İyi, peki madem. | The Final-2 | 2010 | |
| I Iike Kurtis. Me, too. | Curtis'i seviyorum Ben de. Kurtis'i seviyorum. Ben de. | The Final-2 | 2010 | |
| Make sure he doesn't make the party. Yeah. | Partiye gelmediğinden emin ol Evet. Partiye katılmadığından emin ol. Tamam. | The Final-2 | 2010 | |
| What's up, man? What's up? | N'aber dostum. N'aber. Selam? Ne haber? | The Final-2 | 2010 | |
| What's up? Hey, Iook, I want you guys to come out. I'm doing a video shoot. | N'aber. Hey, bak. Dışarı çıkmanızı istiyorum. Video çekiyorum da.. Selam millet. Sizin de gelmenizi istiyorum. Bir reklam çekiminde oynayacağım. | The Final-2 | 2010 | |
| What? You're fucking Tommy. | Ne oldu? Tommie'yle yiyişiyorsun. Ne var? Tommy'le düzüşmüşsün. | The Final-2 | 2010 | |
| Who toId you that? It's in your ceII phone, stupid. | Bunu sana kim söyledi? Telefonunda var sersem. Bunu size kim söyledi? Cep mesajında yazıyor aptal. | The Final-2 | 2010 | |
| ''I can't wait to taste you again.'' | Tekrar tadına bakmak için sabırsızlanıyorum. ''Tekrar tadına bakmak için sabırsızlanıyorum.'' | The Final-2 | 2010 | |
| That is so shitty. Take it easy. | Yavaş ol.. Çok rezil bir durum. Sakin ol. | The Final-2 | 2010 | |
| We've been besties since grade schooI. Can't beIieve you didn't teII us. | En iyi okuldayız zaten. Bize söylemedin inanamıyorum. İlkokuldan beri arkadaşız. Bize söylemediğine inanamıyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| He made me promise not to teII anybody, and you can't either. | Söz verdirdi.. Kimseye söylemeyeceğiz. Kimseye anlatmamam konusunda beni uyardı. Bu ikiniz için de geçerli. | The Final-2 | 2010 | |
| You know, we have to keep it quiet since he's stiII dating Nadya. | Sessiz olmalıyız.. N hala Nadia'yla güya. Madem ki hala Nadya'yla görüşüyor bu sırrı saklamalıyız. | The Final-2 | 2010 | |
| I'm gonna go see him tonight. We're just pIaying. We won't teII. | Bu gece görüşeceğiz Söylemeyiz merak etme. Bu akşam onunla görüşeceğim. Sadece takılıyoruz. Kimseye anlatmayız. | The Final-2 | 2010 | |
| I hate that Russian bitch anyways. I'm gIad you're fucking her man. | O Rus sürtükleri sevmiyorum. O Rus fahişesinden nefret ediyorum zaten. Erkeğini becerdiğin için çok mutluyum. | The Final-2 | 2010 | |
| ''I find that I am quite content. | Kendimi tamamen kaptırdım.. Gerçek mutluluğa eriştim. | The Final-2 | 2010 | |
| ''I have peace in my Iife, | hayatımda bir iz gibi. Hayatım huzura kavuştu... | The Final-2 | 2010 | |
| ''and I am not afraid. | Korkmuyorum, sakinim... ...ve artık korkmuyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| ''For the first time, I am not afraid.'' | İlk kez, korkmuyorum.. İlk defa korkmuyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| Just cIeaning up a bit. | Odamı topluyorum da. Ortalığı biraz toparladım. | The Final-2 | 2010 | |
| Is everything okay? You've been very quiet IateIy. | Her şey yolunda mı? Son günlerde çok sessizsin. Her şey yolunda mı? Son zamanlarda çok sessizleştin. | The Final-2 | 2010 | |
| Yes, everything's fine. Okay. | Evet her şey yolunda. Tamam. Evet her şey yolunda. Peki. | The Final-2 | 2010 | |
| ''One night. | Bir gece... Sadece bir gece. | The Final-2 | 2010 | |
| ''One finaI night.'' | Son bir gece... O gece, son gece olacak. | The Final-2 | 2010 | |
| I just... Look, I reaIIy appreciate you guys coming, man. It means a Iot. | Gelmenize çok sevindim ya. Geldiğiniz için gerçekten çok minnettarım. Bu benim için çok önemli. | The Final-2 | 2010 | |
| Anytime, man. Man. | Hiç bir zaman. Dostum. Her zaman dostum. Adamım benim. | The Final-2 | 2010 | |
| Now, Iet me cIean the Iens off reaI quick. | Hemen etrafa bakacağım. Kameranın lensini temizleyip geliyorum hemen. | The Final-2 | 2010 | |
| I'II be right back. AII right. | Geri geleceğim. Pekala. Birazdan dönerim. Pekala. | The Final-2 | 2010 | |
| A IittIe bit. I'II find the courage, though. | Biraz. Cesaret topluyorum. Birazcık. Yine de cesaretimi topladım. | The Final-2 | 2010 | |
| I'm Indian, not Arab. My bad. I'm sorry. | Bent hintliyim. Arap değil. Özür dilerim, dostum. Ben Hintliyim. Arap değilim. Benim hatam. Kusura bakma. | The Final-2 | 2010 | |
| No, it's a dot. Like it fucking even matters. | Bakın şimdi olmaz. Neyse biraz oynaşalım Hayır, bu bir kara fatma. Elindeki ne?. | The Final-2 | 2010 | |
| What do you got there, sunshine, huh? TechnoIogy. | Nedir o güzelim ha? Teknoloji.. Elinde ne var gündüz feneri? Teknoloji aleti. | The Final-2 | 2010 | |
| Sunni's doing a IittIe recon for his terrorist ceII. What you think? | Çok güzel değil mi sence? Küçük ajanımız, terörist ekibi için bilgi topluyor. Sen ne düşünüyorsun? | The Final-2 | 2010 | |
| Joke's over. Joke's not over. | Şaka bitti. Şaka bitmedi. Şakayı bırakın. Şaka yapmıyoruz. | The Final-2 | 2010 | |
| Looks Iike we got ourseIves a terrorist. I caught me a terrorist, BiII. | Teröristlere benzedik.. Bir terörist yakaladık, Bill.. Sanırım teröristimizi avladık. Ben de kendimi terörist sanıyordum Bill. | The Final-2 | 2010 | |
| I got him. I got him. How'd you get him? | Yakaladım, yakaladım... Geri verin Tuttum, tuttum. Onu nasıl yakaladınız? | The Final-2 | 2010 | |
| WeII, he was Iooking at my Iockstock funny. | Kendimize çekecek bir şey bulduk. Bana şüpheli bakışlar attı. | The Final-2 | 2010 | |
| You remember state? Fuck, yeah. | Tuttum ben.. Nasıl çıktı? Dur bakalım. Ülkesini hatırlıyor musun? Evet. | The Final-2 | 2010 | |
| So cIose. | Çok yakın.. Çok yakın. | The Final-2 | 2010 | |
| BradIey's at the 30! The 20! | Bradley 30 yardada 20 yardada. Bradley ani bir atağa kalktı! İkinci çizgiyi geçti. | The Final-2 | 2010 | |
| The 10! Go, go, go! | 10... Koş, koş, koş... Birinci çizgiye yaklaştı! Yürü, yürü, yürü! | The Final-2 | 2010 | |
| Touchdown, BradIey. And the crowd goes wiId. | Tüh ya tutamadım. Seyirci çıldırdı. Ve topu tam noktaya indiriyor. Kalabalık sevinçten çıldırıyor. | The Final-2 | 2010 | |
| Why'd you do that? Easy, missy. | Bunu neden yaptın? Sakin ol. Neden bunu yapıyorsunuz? Sakin ol küçük hanım. | The Final-2 | 2010 | |
| 'Cause I feIt Iike it. These things happen. | Ne yapacaksın ha? Başlıyorlar dostum. Çünkü hoşuma gidiyor. Olur böyle şeyler. | The Final-2 | 2010 | |
| Don't be so down. Ravi, they're starting. | Ne oluyor? Takıldık biraz. Moralini bozma. Ravi, başlıyorlar. | The Final-2 | 2010 | |
| What's going on? Three peas in a pod. | Ne oluyor burada? Bir tencerede üç nohut... Ne oluyor? Üç kişi takılıyoruz. | The Final-2 | 2010 | |
| Just teIIing stories and hanging out. What happened to your camera? | Yalnızca anlatıyoruz işte.. Kamerana ne oldu? Sohbet edip takılıyorduk. Kamerana ne oldu? | The Final-2 | 2010 | |
| What happened? Did you guys break his camera? | Ne oldu? Siz mi kırdınız onu? Ne olmuş? Bu kamerayı siz mi kırdınız? | The Final-2 | 2010 | |
| Is it busted? Did it bust? Hate to think, yeah. | Öyle mi yaptık? Sen yaptın Kırılmış mı? Sinir bozucu değil mi? | The Final-2 | 2010 | |
| I remember. No, you... | Evet Hatırladım.. Hayır, sen..? Biliyorum. Hayır sen... | The Final-2 | 2010 | |
| I'II teII you what. I'II teII you what. | Bak ne diyeceğim.. Bak ne diyeceğim.. Bak sana ne diyeceğim. | The Final-2 | 2010 | |
| You kick my ass, I'II buy him a new camera. How's that sound? | Sen beni döv ben de ona yeni bir kamera alayım nasıl? Eğer beni döversen, ona yeni bir kamera alacağım. Sana uyar mı? | The Final-2 | 2010 | |
| Let's Ieave these pussies. I beIieve this is yours. | Gidelim hadi. Sanırım bu senin. Hayvancıkları yalnız bırakalım. Sanırım bu senin. | The Final-2 | 2010 | |
| IndividuaIIy, these chemicaIs are harmIess, but mixed together | Kesinlikle bir zarar söz konusu olmasa da. Bu kimyasallar tek başlarına zararsızdır ama kostik maddelerle... | The Final-2 | 2010 | |
| and can eat through metaI. It is actuaIIy quite dangerous. | ...tehlike nedeni olabilir. ...keskin hale gelir. Çok tehlikeli bir madde olur. | The Final-2 | 2010 | |
| So, your homework assignment is to find two chemicaIs that share that property. | Ödeviniz 2 kimyasal tepkimeyi karşılaştırmak. Yeni ödeviniz: İki ayrı kimyasaldan asetik bir madde hazırlayacaksınız. | The Final-2 | 2010 | |
| Man, I'm sorry. I couId not get the camera to work. | Üzgünüm kameraya alamadım. Kamerayı getiremediğim için üzgünüm dostum. | The Final-2 | 2010 | |
| Man, don't trip, aII right? It's not your fauIt. You didn't do nothing. | Boşver.. Senin suçun değil. Kafana takma, tamam mı? Senin suçun değildi. Sen bir şey yapmadın. | The Final-2 | 2010 | |
| It's about time somebody put them fooIs on notice. | Birilerinin bir şeyleri fark etme vakti geldi. Bu aptalların bazı şeyleri kavrama zamanı geldi. | The Final-2 | 2010 | |
| Yo, BradIey, Iet me hoIIer at you. | Brad.. Baksana. Hey Bradley! Tam dayaklıksın. | The Final-2 | 2010 | |
| What's up? Look, man, you better Ieave my boy aIone. | Ne var? Bak dostum, benim çocukları rahat bırak. Ne oldu? Bak arkadaşımı rahat bıraksan iyi olur. | The Final-2 | 2010 | |
| You wiII not be afraid. | Korkmayacaksın. Asla korkmayacaksın. | The Final-2 | 2010 | |
| you wiII not be afraid. | .. Korkmayacaksın. ...asla korkmayacaksın. | The Final-2 | 2010 | |
| Can I heIp you, Dad? | Yardım ister misin baba? Sana yardım edeyim mi, baba? | The Final-2 | 2010 | |
| Dad, I Ieft a Ietter in my room expIaining everything. | Baba.. Odamda bir mektup bıraktım her şeyi açıklıyor. Baba, odama her şeyi açıklayan bir mektup bıraktım. | The Final-2 | 2010 | |
| You don't have to worry about me. I'II be okay. | Beni merak etme. .. Ben iyi olacağım. Beni merak etmene gerek yok. İyi olacağım. | The Final-2 | 2010 | |
| I know you'II be mad, but I did what I thought was right. | Kızacağını biliyorum ama.. Bence ben doğru olanı yapıyorum. Biliyorum kızacaksın ama doğru bildiğim şeyleri yaptım. | The Final-2 | 2010 | |
| Anyway, I know you'II be fine, and Mom, she'II be okay with you there. | Annem de alışır zaten. Her neyse. Biliyorum ki sen ve annem iyi olacaksınız. | The Final-2 | 2010 | |
| How's this? Perfect. | Bu nasıl? Harika. Böyle iyi mi? Harika. | The Final-2 | 2010 | |
| How many RSVP'd to the party? Everyone. | Kaç kişi geliyor? Herkes. Parti için kaç kişiye davetiye gönderdin? Herkese. | The Final-2 | 2010 | |
| I knew we couId use their egos to our advantage. | Egoları bayağı bir zarar görecek Zevklerine yenik düşmeleri bizim için avantaj olacak. | The Final-2 | 2010 | |
| It's gonna be a night they'II never forget. | Bu geceyi asla unutamayacaklar. Unutamayacakları bir gece olacak. | The Final-2 | 2010 | |
| We'II be Internet Iegends. Yeah. | İnternet efsanesi olacak. Evet. İnternette efsane olacağız. Evet. | The Final-2 | 2010 | |
| Sweet mother of Jesus. Check this. | Tanrım.. Şuna bak. Yüce İsa aşkına! Şuna bak. | The Final-2 | 2010 | |
| I think I know what heII is. | Cehennem nasıl bir yer biliyorum. Cehennemin ne olduğunu biliyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| HeII is waking up every day | Her gün uyandığında ... Benim için cehennem, her yeni güne uyanarak... | The Final-2 | 2010 | |
| beIieving that the suffering you're doing in Iife has meaning. | ...aynı işkenceyi yaşamak, cehennem. ...çektiğim acıların hayatımda bir anlamı olduğuna inanmak. | The Final-2 | 2010 | |
| you gain vaIuabIe Iessons. | Pisliğin içinde olmak. Önemli dersler almak. ...bunun mükâfatını kazanırsın. | The Final-2 | 2010 | |
| My heII, siIence. | Benim tüm sessizliğim. Benim cehennemim sessizliktir. | The Final-2 | 2010 | |
| The kind of siIence that makes your ears ring. | .. Bir tür halka gibi büyüyor. Kulaklarımı çınlatan bir sessizlik. | The Final-2 | 2010 | |
| Be gIad for it. | Bu yüzden mutluyum. Buna şükret. | The Final-2 | 2010 | |
| Mine's Iistening to my mom and dad fight day after day. | Annem ve babamı görüyor gibiyim her gün kavga etmeleri. Benim cehennemim, anne ve babamın her gün kavga seslerini dinlemek. | The Final-2 | 2010 | |
| Crashing pIates. | Tabakları kırmalarını... Tabaklar havada uçuşur. | The Final-2 | 2010 | |
| I fucking hate the crying. I couId use some siIence. | Ağlamaktan nefret ediyorum. Birazcık sessizlik... Ağlamaktan nefret ediyorum. Bazen soluğum kesilir. | The Final-2 | 2010 | |
| Think we're going to heII? | Cehennem bu mu? Sizce cehenneme gider miyiz? | The Final-2 | 2010 | |
| Bring some justice into the worId. | Ve şimdi adaleti sağlama vakti. Az da olsa dünyaya adalet getiriyoruz. | The Final-2 | 2010 | |
| I've been more at peace ever since we first taIked about this. | Ne zamandır sadece bunu istiyorum. Bu olayı konuşmaya başladığımız günden beri içime huzur doldu. | The Final-2 | 2010 | |
| We'II aII be at peace tomorrow. | Yarın hepimiz huzura ereceğiz. Yarın hepimiz huzura kavuşacağız. | The Final-2 | 2010 | |
| I'm not gonna go. Why? | Gitmiyorum Neden? Gitmeyeceğim. Neden? | The Final-2 | 2010 | |
| Heather, you're such a drama queen. You Iook great. | Heather saçmalama.. Harikasın. Heather, duygusal manyağın tekisin. Harika görünüyorsun. | The Final-2 | 2010 | |
| WeII, yeah, but I reaIIy don't feeI good. | Evet.. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. Öyle ama gerçekten kendimi iyi hissetmiyorum. | The Final-2 | 2010 | |
| And my stomach hurts. I toId you not to eat that burger. | Midem ağrıyor.. O burgeri yeme demiştim. Ayrıca midem ağrıyor. Sana hamburger yeme demiştim. | The Final-2 | 2010 |