Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15888
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You got the inside edition. Is she cool? What's she like? | İçeriden bilgi alıyorsun. Havalı mı? Nasıl biri? İçeriden bilgi alıyorsun. Havalı mı? Nasıl biri? İçeride adamın var. Kafa biri miymiş? Nasılmış? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If you like shallow, vapid, narcissistic girls. | Sığ, boş, narsist kızlardan hoşlanıyorsan. Sığ, boş, narsist kızlardan hoşlanıyorsan. Eğer sığ, basit, bencil kızları seviyorsan tam sana göre. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Really? Shallow? | Gerçekten mi? Sığ mı? Gerçekten mi? Sığ mı? Gerçekten sığ biri mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She seemed so earthy and normal with katie couric. | Katie Couric ile çok aklı başında ve normal görünüyordu. Katie Couric ile çok aklı başında ve normal görünüyordu. Katie Couric'in programında ayakları yere basan, normal birine benziyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You just can't trust people anymore. | Sadece artık insanlara güvenemiyorsun. Sadece artık insanlara güvenemiyorsun. Artık insanlara hiç güven olmuyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You think you know someone. | Birini tanıdığını sanıyorum. Birini tanıdığını sanıyorum. İnsanları tanıdığını sanıyorsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hello, victor. How are you feeling? | Merhaba, Victor. Nasıl hissediyorsun? Merhaba, Victor. Nasıl hissediyorsun? Merhaba, Victor. Nasılsın? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Did I fall asleep? | Uyuya mı kaldım? Uyuya mı kaldım? Uykuya mı dalmışım? Dinle, şöyle bir şey oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Deep breaths help to prevent pre show barfing. | Derin nefes almak gösteri öncesi mide bulantısını engeller. Derin nefes almak gösteri öncesi mide bulantısını engeller. Derin derin nefes almak gösteriden önce kusmanı engeller. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Biz taught me that trick when I was 12. | Bu hileyi bana Biz 12 yaşımdayken öğretmişti. Bu hileyi bana Biz 12 yaşımdayken öğretmişti. Biz bu numarayı 12 yaşımdayken öğretmişti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Rayna, this is audra, winner of the1 fan contest. | Rayna, bu Audra, "1 numaralı hayran" yarışmasının birincisi. Rayna, bu Audra, "1 numaralı hayran" yarışmasının birincisi. Rayna, bu Audra, En büyük hayranın yarışmasını kazanmış. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She flew all the way in from australia. | Avustralya'dan onca yolu kat edip buraya geldi. Avustralya'dan onca yolu kat edip buraya geldi. Ta Avustralya’dan buraya gelmiş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, hey, sweetie, I'd love to hang, but I've got a show to do. You understand, right? | Selam tatlım, takılmak isterdim ama çıkmam gereken bir gösterim var. Anlıyorsun, değil mi? Selam tatlım, takılmak isterdim ama çıkmam gereken bir gösterim var. Anlıyorsun, değil mi? Merhaba tatlım, takılmak isterdim ama gösteri bekliyor, anlıyorsun, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Of course. | Elbette. Elbette. Tabii ki. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my god, oh, my god, oh, my god, oh, my god! | Aman tanrım, aman tanrım! Aman tanrım, aman tanrım! Aman Tanrım, aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That was weird. Weird adoration. | Bu çok tuhaftı. Tuhaf bir hayranlık. Bu çok tuhaftı. Tuhaf bir hayranlık. Bu çok garipti. Delicesine seni seviyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, what's weird is that I don't even notice it. | Hayır, tuhaf olan onu fark bile etmemiş olmam. Hayır, tuhaf olan onu fark bile etmemiş olmam. Hayır, asıl garip olan bunu fark etmemiş olmam. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* you're a superstar everyone knows who you are you think, * | Sen bir süper starsın, herkes biliyor kendini ne sandığını Sen bir süper starsın, herkes biliyor kendini ne sandığını | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* superstar, superstar, driving in your fancy car * | Süper star, süper star, sürüyorsun lüks arabanı Süper star, süper star, sürüyorsun lüks arabanı | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Are you sure this is safe? | Bunun güvenli olduğuna emin misin? Bunun güvenli olduğuna emin misin? Buranın güvenli olduğuna emin misin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is my party. | Bu benim partim. Bu benim partim. Mutlu bir müşteriye ihtiyacım var. Bu benim partim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know all these people? | Tüm bu insanları tanıyor musun? Tüm bu insanları tanıyor musun? Bu insanların hepsini tanıyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Girl, relax. We're surrounded. | Kızım rahatla. Etrafımız sarılı. Kızım rahatla. Etrafımız sarılı. Rahatlasana kızım, etrafımız çevrili. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I know. | Biliyorum. Biliyorum. Bilmez miyim? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
what in the hell is this skank doing at my table? | Bu sürtük benim masamda ne arıyor? Bu sürtük benim masamda ne arıyor? O sürtüğün masamda işi ne? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I told you... rayna! | Sana söyledim... Rayna! Sana söyledim... Rayna! Demiştim ya... Rayna! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You remember audra, yes, winner of the online video contest? | Audra'yı hatırlıyorsun, değil mi? Canlı video yarışmasının birincisi. Audra'yı hatırlıyorsun, değil mi? Canlı video yarışmasının birincisi. Audra'yı hatırladın mı? Online klip yarışmasının galibi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's your1 fan. | Senin 1 numaralı hayranın. Senin 1 numaralı hayranın. Senin en büyük hayranın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Why do you always try to hurt me? | Neden sürekli beni rencide etmeye çalışıyorsun? Neden sürekli beni rencide etmeye çalışıyorsun? Neden hep benim canımı sıkıyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Be a saint. | Rahip gibi davran. Rahip gibi davran. Melek gibi ol. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You have no idea how much it means to me that you're here tonight. | Bu gece burada olman benim için ne ifade ediyor bilemezsin. Bu gece burada olman benim için ne ifade ediyor bilemezsin. Bu gece burada olmanın benim için ne ifade ettiğini bilemezsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
My god. Shave aeat. | Aman Tanrım. Otursana. Aman Tanrım. Otursana. Tanrım. Otur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
uh, I just have to say, you are so beautiful and talented and you saved my life. | Şunu söylemem gerek. Çok güzelsin, çok yeteneklisin ve hayatımı kurtardın. Şunu söylemem gerek. Çok güzelsin, çok yeteneklisin ve hayatımı kurtardın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I had your first cd before any of my friends, and, you know, I I told them... | İlk albümünü bütün arkadaşlarımdan önce aldım ve bilirsin onlara... İlk albümünü bütün arkadaşlarımdan önce aldım ve bilirsin onlara... Tüm arkadaşlarımdan önce ilk albümünü almıştım sonra da | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
okay, okay. Slow down. | Tamam, tamam. Sakin ol. Tamam, tamam. Sakin ol. Tamam, tamam, yavaşla bakalım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Listen, sweetheart. You can just hang. Okay? | Sadece takılıyoruz. Tamam mı? Sadece takılıyoruz. Tamam mı? Keyfine bak, hayatım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Turn off fan mode and turn on, um... | Hayran modunu kapa ve... Hayran modunu kapa ve... Şu hayran modundan çık da şey modunu aç. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
what's your name again? Audra. | İsmin neydi? Audra. İsmin neydi? Audra. Adın neydi? Audra. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Turn on audra mode. | Audra modunu aç. Audra modunu aç. Audra modunu aç. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Audra mode. Okay. | Audra modu. Tamam. Audra modu. Tamam. Audra modu. Tamamdır. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What are you drinking? | Ne içiyorsun? Ne içiyorsun? Ne içiyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, it's a shirley temple. They're delicious. | Shirley Temple. Çok güzel. Shirley Temple. Çok güzel. Alkolsüz kokteyl içiyorum. Tadı harika. Alpha'nın bir seçeneği varken peşine düştüğü ilk kişi kimdi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Plus, I'm a lightweight, and I want to be able to remember every single detail of my time with you. | Artı, ben önemsiz biriyim ve seninle geçireceğim zamanın her detayını hatırlamak istiyorum. Artı, ben önemsiz biriyim ve seninle geçireceğim zamanın her detayını hatırlamak istiyorum. Ayrıca içkiyi pek kaldıramam ve seninle geçirdiğim her anı hatırlamak isterim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, geez... | Tanrım. Tanrım. Vay be. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
well, you're making us feel like alcoholics over here. Why don't you have some champagne? | Kendimizi alkolikmişiz gibi hissettiriyorsun. Neden biraz şampanya almıyorsun? Kendimizi alkolikmişiz gibi hissettiriyorsun. Neden biraz şampanya almıyorsun? Sen de bizi alkolik yaptın. Biraz şampanya içsene. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay. | Tamam. Tamam. Olur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Unbelievable. | İnanılmaz. İnanılmaz. İnanılır gibi değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I mean... is it always like this? | Yani, hep böyle mi? Yani, hep böyle mi? Her zaman böyle midir? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
People just do whatever you tell them to? | İnsanlar sen ne dersen onu mu yapar? İnsanlar sen ne dersen onu mu yapar? İnsanlar her zaman dediğini mi yapıyorlar? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If she wanted you to take off your clothes and run down the street right now, | Tam şu anda elbiselerini çıkarmanı istese ve... Tam şu anda elbiselerini çıkarmanı istese ve... Şu anda sırf eğlence olsun diye kıyafetlerini çıkarıp... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
just for kicks, would you do it? | ...sokakta koşmanı istese, bunu da yapar mıydın? ...sokakta koşmanı istese, bunu da yapar mıydın? ...dışarıda koşmanı istese, yapar mıydın? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, with or without my undies? | İç çamaşırlarımla mı yoksa iç çamaşırlarım olmadan mı? İç çamaşırlarımla mı yoksa iç çamaşırlarım olmadan mı? İç çamaşırım olacak mı, olmayacak mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Damn, girl. You need to chill. | Lanet olsun, kızım. Sakinleşmen gerek. Lanet olsun, kızım. Sakinleşmen gerek. Senin gevşemen lazım, kızım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That was so cool. | Bu çok iyiydi. Bu çok iyiydi. Süper hareketti. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm a southie. | Ben güneyliyim. Ben güneyliyim. Biz Güneyliler böyleyizdir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So, agent ballard. | Ajan Ballard... Ajan Ballard... Ajan Ballard. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Maybe I got something for you after all. | ...elimde işinize yarayabilecek bir bilgi var. ...elimde işinize yarayabilecek bir bilgi var. Senin için bir şeyler bulmuş olabilirim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It used to be called the devonshire hotel. | Adı, Devonshire Otel olarak geçiyordu. Adı, Devonshire Otel olarak geçiyordu. Eski adı Devonshire Oteli olan bir yer. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know, big noise back when hollywood still had its dignity. | Hollywood'un itibarını koruduğu dönemde, büyük yankı uyandırırdı. Hollywood'un itibarını koruduğu dönemde, büyük yankı uyandırırdı. Şu Hollywood'un saygınlığının hâlâ olduğu zamanlardan kalma bir otel. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If it's abandoned, what am I looking for? | Kullanılmıyorsa ben ne bulacağım orada? Kullanılmıyorsa ben ne bulacağım orada? Eğer terk edilmişse benim orada işim ne? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The basement. | Bodrum. Bodrum. Bodrum katı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If people were being held, they probably would have been down there. | İnsanlar tutulduysa muhtemelen orada tutulmuşlardır. İnsanlar tutulduysa muhtemelen orada tutulmuşlardır. Eğer orada insanlar tutuluyorsa, büyük ihtimalle bodrumdadırlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hey, I'm getting this third hand. I still think it goes nowhere. | Üçüncü şahıstan duydum. Hâlâ bunun bir yere varacağını düşünmüyorum. Üçüncü şahıstan duydum. Hâlâ bunun bir yere varacağını düşünmüyorum. Bunu üçüncü kişilerden duydum, bence bu hiçbir yere çıkmaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Then why call? | O zaman neden aradın? O zaman neden aradın? Öyleyse neden aradın? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Because you inspire terrible pity. Watch your back. | Çünkü bende merhamet uyandırıyorsun. Arkanı kolla. Çünkü bende merhamet uyandırıyorsun. Arkanı kolla. Çünkü sana acayip acıdım. Kendini kolla. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you wanted to mess with the borodins? | Borodinler'e bulaşmayı kendin mi istedin? Borodinler'e bulaşmayı kendin mi istedin? Borodinler'le uğraşmak mı istiyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Actually, I didn'T. | Aslında istemedim. Aslında istemedim. Aslında istemiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Idiot. | Ahmak. Ahmak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
************ | Nasıl bir ahmak buraya tek başına gelir? Nasıl bir ahmak buraya tek başına gelir? Salak herif buraya tek başına gelmiş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Do you know who we are? | Bizim kim olduğumuzu biliyor musun? Bizim kim olduğumuzu biliyor musun? Kim olduğumuzu biliyor musun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We are the last faces you see. | Gördüğün son yüzler bizimkisi olacak. Gördüğün son yüzler bizimkisi olacak. Ölmeden önce gördüğün son yüzleriz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
what do you know about the dollhouse? | Dollhouse ile ilgili ne biliyorsun? Dollhouse ile ilgili ne biliyorsun? Dollhouse hakkında ne biliyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I don't know what you're talking about! | Neden bahsettiğini bilmiyorum. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No one ever does. | Kimse bilmez zaten. Kimse bilmez zaten. Genelde kimse de bilmez. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
911. | 911. Acil durum nedir? 911. Acil durum nedir? 911. Acil durum nedir? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It takes 40 minutes to get coffee? | Kahve almak 40 dakika mı sürüyor? Kahve almak 40 dakika mı sürüyor? Bir kahve almak 40 dakika mı sürer? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You had eyes on 'em. | Senin gözlerin üzerlerindeydi. Senin gözlerin üzerlerindeydi. Onlar gözetleyen sen vardın ya. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
'Sides, my girl only comes into play in an extreme scenario. | Ayrıca benim kızım olağanüstü durumlarda ortaya çıkıyor. Ayrıca benim kızım olağanüstü durumlarda ortaya çıkıyor. Ayrıca benim kızım sadece olaylar çok karışık bir hâl alırsa devreye girecek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What you got there? | Orada neler var? Orada neler var? Neye bakıyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Rayna's fan sites. | Rayna'nın hayran siteleri. Rayna'nın hayran siteleri. Rayna'nın hayran sitelerine. Ama daha çok var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
There's hundreds of these things. | Bunlardan yüzlerce var. Bunlardan yüzlerce var. Yüzlercesi var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ah, a bunch of crazies. | Bir grup deli. Bir grup deli. Bir avuç kafadan çatlak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
That's what I'm looking for. | Aradığım da o delilerden biri. Aradığım da o delilerden biri. Aradığım şey de bu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Our man had to have been on this somewhere. | Adamımız buralarda bir yerde olmalı. Adamımız buralarda bir yerde olmalı. Aradığımız adam bunların arasında olmalı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Right. You're the ex cop. | Haklısın. Sen eski bir polissin. Haklısın. Sen eski bir polissin. Tabii ya, sen eski polistin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Investigating is somebody else's problem. | Araştırma yapmak başka birinin işi. Araştırma yapmak başka birinin işi. Başkalarının derdini araştırırsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We just keep an eye out, pull our girls when the job's done. | Biz sadece kızlarımız işlerini yaparken gözümüzü üstlerinde tutarız. Biz sadece kızlarımız işlerini yaparken gözümüzü üstlerinde tutarız. Sadece gözlemle, işleri bitince de kızlarımızı görevden al. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This sierra is new, isn't she? | Sierra yeni, değil mi? Sierra yeni, değil mi? Sierra yeni değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What happened to the previous sierra? | Bir önceki Sierra'ya ne oldu? Bir önceki Sierra'ya ne oldu? Bir önceki Sierra'a ne oldu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She got the job done. | İşini bitirdi. İşini bitirdi. İşini yaptı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What? | Ne? Ne? Ne var? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's me! | Benim! Benim! Benim! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Get in here. | Girsene. Girsene. Girsene içeri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Damn, girl. | Lanet olsun, kızım. Lanet olsun, kızım. Vay anasını be. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, aren't they gorgeous? | Muhteşemler değil mi? Muhteşemler değil mi? Ne kadar da güzeller. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know, orchids are the symbol of pure affection. | Orkideler saf sevginin sembolüdür. Orkideler saf sevginin sembolüdür. Orkideler saf sevgiyi ifade ederler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ye wo you sure have a lot of them. | Onlardan bir sürü var. Onlardan bir sürü var. Sen de bir sürü var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They help me relax. | Rahatlamamı sağlıyorlar. Rahatlamamı sağlıyorlar. Rahatlamamı sağlıyorlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Nice. I could use some of that. | Harika. Bazılarını kullanabilirim. Harika. Bazılarını kullanabilirim. Benim de orkidem olsa hiç fena olmazdı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Have you ever felt so unbelievably alive? | Hiç inanılmaz derecede yaşadığını hissettin mi? Hiç inanılmaz derecede yaşadığını hissettin mi? Hiç kendini acayip canlı hissettin mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |