Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15887
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I need a lyric book for the new girl now! | Yeni kız için hemen bir şarkı sözü kitabı istiyorum! Yeni kız için hemen bir şarkı sözü kitabı istiyorum! Yeni kız için söz kitabı lazım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Ey're not very good lyrics. | Şarkı sözleri çok güzel değil. Şarkı sözleri çok güzel değil. Sözler pek ahım şahım değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
A lot "ooh"s and "ah"s? Yes. | Bir sürü "oh" ve "ah" var. Evet. Bir sürü "oh" ve "ah" var. Evet. Bir sürü "ooh" ve "aah" var. Evet. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Try not to move, please. | Hareket etmeyin, lütfen. Hareket etmeyin, lütfen. Lütfen kımıldama. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, sorry. | Özür dilerim. Özür dilerim. Affedersin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So is this your first big tour? Big one? Yes. | İlk büyük turnen mi? Büyük mü? Evet. İlk büyük turnen mi? Büyük mü? Evet. İlk büyük turnen mi? Evet ilk büyük olanı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I've been working a lot, but nothing like rayna russell. | Uzun süredir çalışıyorum ama hiç kimse Rayna Russell gibi olamaz. Uzun süredir çalışıyorum ama hiç kimse Rayna Russell gibi olamaz. Bir sürü iş yaptım ama Rayna Russell'ın yanında çalışmak gibisi değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I mean, this is the dream gig. | Yani bu hayallerimdeki gösteri. Yani bu hayallerimdeki gösteri. Bu hayallerimin işiydi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What's up with all the muscle? | O kaslı adamlar da ne? O kaslı adamlar da ne? Bu iri yarı adamlar da neyin nesi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you heard about that "accident," right? Yeah. | "Kaza"yı duydun, değil mi? Evet. "Kaza"yı duydun, değil mi? Evet. "Kaza" haberini duydun, değil mi? Evet. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Well, first, there was three bodyguards. | İlk önce üç tane koruma vardı. İlk önce üç tane koruma vardı. İlk önce üç tane koruma vardı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Now there's eight, plus a whole security staff. | Şimdi sekiz tane var. İlaveten bir sürü de güvenlik görevlisi. Şimdi sekiz tane var. İlaveten bir sürü de güvenlik görevlisi. Şimdi sekiz tane koruma ve bir de güvenlik ekibi var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And they don't bring in her fan mail anymore. | Artık hayranlarından mesaj getirmiyorlar. Artık hayranlarından mesaj getirmiyorlar. Artık hayran mektupları bile getirmiyorlarmış. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What I hear, it goes straight to the police. | Duyduğuma göre doğrudan polise gönderiliyormuş. Duyduğuma göre doğrudan polise gönderiliyormuş. Duyduğuma göre doğrudan polise gidiyormuş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Stop, stop. Let's do it one more time from the top. | Durun, durun. Hadi her şeyi en başından bir kez daha yapalım. Durun, durun. Hadi her şeyi en başından bir kez daha yapalım. Durun, durun. Bir kere daha en baştan yapalım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And what about her? Diva or diva? | Peki ya şu kız kim? Diva mı yoksa "diva" mı? Peki ya şu kız kim? Diva mı yoksa "diva" mı? Peki Rayna nasıl biri? Diva mı, "diva" mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It depends on the day. I mean, she's the real deal. | Güne göre değişiyor. Gerçekten çok başarılı. Güne göre değişiyor. Gerçekten çok başarılı. Günden güne değişiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's earning it. | Bulunduğu yeri hak ediyor. Bulunduğu yeri hak ediyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
All right, ladies, here you go. | Pekala bayanlar, işte alın. Pekala bayanlar, işte alın. Haydi bakalım bayanlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
we had to replace the monitor board, so you are gonna have to get there an hour earlier. | Monitör panelinin yerini değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden oraya bir saat erken gideceksin. Monitör panelinin yerini değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden oraya bir saat erken gideceksin. Büyük ekranı yerleştireceğiz bu yüzden bir saat daha erken gitmeniz gerekiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Thank you. Hello, girls. | Teşekkür ederim. Merhaba, kızlar. Teşekkür ederim. Merhaba, kızlar. Teşekkür ederim. Selam kızlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Bra off, please. Try this on. | Sutyenini çıkar, lütfen. Bunu dene. Sutyenini çıkar, lütfen. Bunu dene. Lütfen sutyenini çıkarıp bunu dene. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
should we, uh, go to the bathroom or... | Banyoya veya başka bir yere gitmemiz... Banyoya veya başka bir yere gitmemiz... Soyunma odasına gitmem gerekmez mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Honey, you've got three quick changes during the show. | Tatlım, gösteri sırasında seri şekilde üç defa üstünü değiştireceksin. Tatlım, gösteri sırasında seri şekilde üç defa üstünü değiştireceksin. Gösteri boyunca üç kere hızlı şekilde üstüne değiştirmen gerekecek. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They're all gonna see your stuff now or later, so you might as well get used to it. | Eninde sonunda göğüslerini görecekler. Bu nedenle buna alışsan iyi edersin. Eninde sonunda göğüslerini görecekler. Bu nedenle buna alışsan iyi edersin. Malını mülkünü herkes bir şekilde görecek, yani şimdiden alışmaya baksan iyi olur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Is it always this crazy? | Hep böyle çılgınca mıdır? Hep böyle çılgınca mıdır? Her zaman böyle çılgın bir yoğunluk mu olur? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay, stop! Stop! | Tamam, dur! Dur! Tamam, dur! Dur! Durun, durun! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Who's eating a mint? | Kim naneli şey yiyor? Kim naneli şey yiyor? Kim naneli şeker yedi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Somebody is eating a mint! | Birileri naneli bir şey yiyor. Birileri naneli bir şey yiyor. Biri naneli şeker yemiş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay, I I can't breathe! | Nefes alamıyorum! Nefes alamıyorum! Nefes alamıyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And I think we're done here. Rayna, darling, let's get you over to the venue. | Sanırım buradaki işimiz bitti. Rayna, aşkım, seni köşeden içeri alalım. Sanırım buradaki işimiz bitti. Rayna, aşkım, seni köşeden içeri alalım. Bence prova bitti. Rayna, tatlım, gösteri yerini bir daha gözden geçirelim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yes, indeed. | Aslında, evet. Aslında, evet. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Hey, now that you're done flashing everybody, you want to roll with me to sound check? | Oranı buranı herkese gösterdiysen benimle ses kontrolüne gelmek ister misin? Oranı buranı herkese gösterdiysen benimle ses kontrolüne gelmek ister misin? Eğer millete oranı buranı göstermeyi bitirdiysen... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We can go over your harmonies in the car. | Vokallerin üzerinden arabada geçeriz. Vokallerin üzerinden arabada geçeriz. Arabadayken geri vokalini çalışırsın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Cool with me. | Olur. Olur. Bana uyar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Well, looky who's pick of the week. | Haftanın elemanına bak! Haftanın elemanına bak! Kusura bakma. Sadece... Bakın haftanın şanslı da kimmiş? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
nice view. | Güzel manzara. Güzel manzara. Sağlam manzara. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, look at all the pretty lights, and the people look like ants and I casee my house from here. | Evet, şu güzelim kızlara bak ve insanlar karınca gibi. Ayrıca buradan evimi görebiliyorum. Evet, şu güzelim kızlara bak ve insanlar karınca gibi. Ayrıca buradan evimi görebiliyorum. Evet, şu güzel ışıklara bir bak... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You trying to get me killed? | Beni öldürtmek mi istiyorsun? Beni öldürtmek mi istiyorsun? Beni öldürtmeye mi çalışıyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I wasn't followed. | Takip edilmedim. Takip edilmedim. Takip edilmedim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah, you cannot be sniffing around the family and talking to me. | Ailenin etrafını koklarken benimle konuşmamalısın. Ailenin etrafını koklarken benimle konuşmamalısın. Hem ailenin izini sürüp hem de benimle konuşmamalısın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The borons see us together, we both get a death, and I don't get the nice one. | Borodinler bizi birlikte görürse, ikimiz de ölürüz ve benim ölümüm hiç de güzel olmaz. Borodinler bizi birlikte görürse, ikimiz de ölürüz ve benim ölümüm hiç de güzel olmaz. Eğer Borodinler bizi görürlerse ikimiz de ölürüz ve benimki de pek yakışıklı olmaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Besides, the family's clean on this. | Ayrıca ailenin işle ilgisi yokmuş. Ayrıca ailenin işle ilgisi yokmuş. Ayrıca ailenin bu işte suçu yokmuş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
They traffic girls. | Kadın ticareti yapıyorlar. Kadın ticareti yapıyorlar. İnsan kaçakçılığı yapıyorlar. Buraya kadar tek başına mı geldin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Maybe, maybe not, but they don't brainwash them. | Olabilir de, olmayabilir de. Ama onların beyinlerini yıkamıyorlar. Olabilir de, olmayabilir de. Ama onların beyinlerini yıkamıyorlar. Belki yapıyorlar belki de değil. Ama kimsenin beynini yıkamıyorlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I thought you got something I could use. | Ben de sende işime yarar bir şeyler olduğunu zannetmiştim. Ben de sende işime yarar bir şeyler olduğunu zannetmiştim. İşime yarayabilecek bir şeyler bildiğini sanıyordum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah, I did what you asked. | Evet, istediğin şeyi yaptım. Evet, istediğin şeyi yaptım. İstediğin şeyi sordum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I start throwing the word "dollhouse" around, my people, they look at me like I'm a tourist. | Söylediğin "Dollhouse" kelimesini etrafa yaydım ve adamların bana turistmişim gibi baktı. Söylediğin "Dollhouse" kelimesini etrafa yaydım ve adamların bana turistmişim gibi baktı. Dollhouse nedir diye etrafımdakiler sorunca bana turistmişim gibi baktılar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I can't afford that. | Bunu göze alamam. Bunu göze alamam. Bunu göz alamam. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Maybe you're too small time. | Belki de sen çok önemsiz birisin. Belki de sen çok önemsiz birisin. Belki de çapın küçüktür. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's a myth, okay?It's an urban legend: | Bu bir efsane, tamam mı? Şehir efsanesi. Bu bir efsane, tamam mı? Şehir efsanesi. Bu bir mit, şehir efsanesi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Young people having their personalities replaced so that they could be the perfect date? | Flört edilebilecek mükemmel insanlar olmaları için genç insanların kişilikleri mi değiştiriliyor? Flört edilebilecek mükemmel insanlar olmaları için genç insanların kişilikleri mi değiştiriliyor? Sırf mükemmel bir eş olabilmek için kişilikleri değiştirilmiş gençler. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
it's it's alligators in the sewers! | Bu kocaman bir palavra! Bu kocaman bir palavra! Bu resmen kanalizasyonda yaşayan timsah efsanesi gibi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I've heard this song. It's not my favorite. | Bu şarkıyı dinlemiştim. En sevdiğim şarkı değil. Bu şarkıyı dinlemiştim. En sevdiğim şarkı değil. Bu şarkıyı çok duydum. Pek hoşuma gitmiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You got no leads. | Elimde hiç ipucu yok... Elimde hiç ipucu yok... Başka ipucun yok. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
anything you think you had led you to me, and I'm a dead end. | ...seni bana yönlendiren her ne ise ben çıkmaz sokağım. ...seni bana yönlendiren her ne ise ben çıkmaz sokağım. Elinde ne varsa beni gösterdi benden de bir sonuç çıkmadı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You don't know what I got. | Elimde ne olduğunu bilmiyorsun. Elimde ne olduğunu bilmiyorsun. Elimde ne olduğunu bilemezsin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What you got is the nicest version of "fired" the bi has. | Elinde olan şey, kovulduğunun gerçeğinin kibar versiyonudur. Elinde olan şey, kovulduğunun gerçeğinin kibar versiyonudur. Elinde olan tek şey en kibar şekliyle kovulduğun gerçeğidir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
See, you don't know me, but I checked you out plenty, agent ballard. | Sen beni tanımıyorsun ama ben senin gibi yüzlercesini araştırdım, Ajan Ballard. Sen beni tanımıyorsun ama ben senin gibi yüzlercesini araştırdım, Ajan Ballard. Beni pek tanımıyorsun ama senin kim olduğunu araştırdım, Ajan Ballard. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You don't close. | Kapatmazsınız. Kapatmazsınız. Davalarını kapatamıyorsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The van dynes, illinois gun club. | Van Dynes, İllinois Silah Kulübü gibi. Van Dynes, İllinois Silah Kulübü gibi. Van Dynes davası, İllinois silah davası. Özel Ajan Ballard değerli suç çözme yeteneğini... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Bureau takes pity, gives you the one job you can't blow because it doesn't exist. | Büro insaf etti, sana var olmadığı için patlatamayacağın bir iş verdi. Büro insaf etti, sana var olmadığı için patlatamayacağın bir iş verdi. FBI sana acıyıp mahvedemeyeceğin bir dava vermiş. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
The technology exists. | Teknoloji vardır. Teknoloji vardır. Gerekli teknoloji var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It... somebody made a monkey tango, right? | Bu sanki birinin bir maymuna tango yaptırması gibi, değil mi? Bu sanki birinin bir maymuna tango yaptırması gibi, değil mi? Birisi bir maymuna tango öğretmişti, değil mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It doesn't mean it's being used on people. | Bu insanlar üzerinde kullanıldığı anlamına gelmiyor. Bu insanlar üzerinde kullanıldığı anlamına gelmiyor. Bu, insanlar üzerinde kullanıldığını kanıtlamaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It does. It means that. | Geliyor. Bu anlama geliyor. Geliyor. Bu anlama geliyor. Hayır, kanıtlar. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
How do you know? | Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun? Nereden biliyorsun? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We split the atom, we make a bomb. | Atomu bölüyor, bomba yapıyoruz. Atomu bölüyor, bomba yapıyoruz. Atomu parçaladık ve bomba yaptık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We come up with anything new, the first thing we do is | Yeni bir şeyle ortaya çıktığımız zaman, ilk yaptığımız iş... Yeni bir şeyle ortaya çıktığımız zaman, ilk yaptığımız iş... Yeni bir şey bulduğumuzda yaptığımız ilk şey... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
destroy, manipulate, control. | ...yok etmek, manipüle etmek ve kontrol etmek. ...yok etmek, manipüle etmek ve kontrol etmek. ...yıkım, kendi çıkarımıza kullanmak ve kontrol etmek oluyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's human nature. | İnsan doğası böyle. İnsan doğası böyle. İnsan doğası böyle. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, people are mostly crap. | Evet, insanların çoğu pislik. Evet, insanların çoğu pislik. Evet, insanlar çok boktan. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I don't think there's a dollhouse. | "Dollhouse" olduğuna inanmıyorum. "Dollhouse" olduğuna inanmıyorum. Dollhouse diye bir yerin olduğunu hiç sanmıyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I hear different, I'll get word. | Farklı bir şey duyarsam, sana iletirim. Farklı bir şey duyarsam, sana iletirim. Eğer aksini duyarsam, haber veririm. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Personally, I wish there was. | Şahsen olmasını isterdim. Şahsen olmasını isterdim. Ama olmasını isterdim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
How come? | Nasıl yani? Nasıl yani? Neden? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So I could sign up, wipe all of my terrible burdens away. | O zaman ben de gider, tüm kötü anılarımı sildirirdim. O zaman ben de gider, tüm kötü anılarımı sildirirdim. Oraya katılıp kafamdaki tüm saçmalıkları sildirirdim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
We'll keep you in mind. | Seni aklımızda tutarız. Seni aklımızda tutarız. Seni aklımızda tutarız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I start over, I wanna be doris freakin' day. | Sil baştan başlarım, Doris Day olmak istiyorum. Sil baştan başlarım, Doris Day olmak istiyorum. Doris Day gibi her şeye baştan başlardım | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Right, so, I know this isn't my place, but I was just walking off my nerves, | Doğru, burası benim yerim değil ama sakinleşmeye çalışıyordum... Doğru, burası benim yerim değil ama sakinleşmeye çalışıyordum... Biliyorum bana düşmez ama heyecanım yatışsın diye yürürken... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and I noticed there's no security by the freight elevator. | ...ve nakliye asansöründe güvenlik olmadığını fark ettim. ...ve nakliye asansöründe güvenlik olmadığını fark ettim. ...nakliye asansörünün orada güvenlik olmadığını fark ettim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And it seems like somebody could get in there. | Biri oraya kolayca girebilir gibi görünüyor. Biri oraya kolayca girebilir gibi görünüyor. Birileri oradan girebilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You know, if you're worried about a homicidal fan or something. | Yani fanatik bir hayran veya başka biri. Yani fanatik bir hayran veya başka biri. Gözü dönmüş bir hayran ya da buna benzer biri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Good eyes, jordan. | Gözünden bir şey kaçmıyor, Jordan. Gözünden bir şey kaçmıyor, Jordan. İyi yakalamışsın, Jordan. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Sierra should come into play in a minute. | Sierra bir dakika içinde sahneye çıkacak. Sierra bir dakika içinde sahneye çıkacak. Sierra bir iki dakika içinde göreve dahil olur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I'm glad they double tracked this. | Bunun iki kişi ile izlemeye alınmasına sevindim. Bunun iki kişi ile izlemeye alınmasına sevindim. Bu işi iki taraftan kontrol etmemize sevindim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Who's handling her? | Onu kim izleyecek? Onu kim izleyecek? Onun amiri kim? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Joe hearn. You won't like him. | Joe Hearn. Ondan hoşlanmayacaksın. Joe Hearn. Ondan hoşlanmayacaksın. Joe Hearn. Tanısan pek sevmesin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
15 minutes to curtain. | Perdenin açılmasına 15 dakika var. Perdenin açılmasına 15 dakika var. Gösteriye 15 dakika. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Echo's on in 15. Okay. Okay. | Echo 15 dakika sonra orada. Tamam, tamam. Echo 15 dakika sonra orada. Tamam, tamam. Echo'nun sırasına 15 dakika var. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my god, are you nervous? | Aman tanrım, heyecanlı mısın? Aman tanrım, heyecanlı mısın? Heyecanlı mısın? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Opening night jitters? | Açılış gecesi stresi mi? Açılış gecesi stresi mi? Açılış gecesi heyecanı mı var? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Your little girl out there on the big stage? | Küçük kızın orada büyük sahnede. Küçük kızın orada büyük sahnede. Küçük kızın ilk kez sahneye çıkacak. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
On the stage where the last little girl caught fire? | Son küçük kızın yandığı sahnede. Son küçük kızın yandığı sahnede. Ondan önce çıkan son kızın yandığı sahneye. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
A fair point. | İyi bir nokta. İyi bir nokta. İyi noktaya değindin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I mean, her singing's not a problem. | Yani şarkı söylemesinde problem yok. Yani şarkı söylemesinde problem yok. Sesi problem olmaz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It's not, right? I mean, she is a good singer. I think she's good. | Değil mi? Yani iyi bir şarkıcı. Bence iyi. Değil mi? Yani iyi bir şarkıcı. Bence iyi. Olmaz, değil mi? Bence iyi bir şarkıcı, gerçekten iyi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She wouldn't freeze up? | Donup kalmaz değil mi? Donup kalmaz değil mi? Öylece donup kalmaz mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She'll be fine, mama rose. | İyi olacaktır, Rose Anne. İyi olacaktır, Rose Anne. Bir şeycikler olmaz, Mama Rosa. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What's the deal with rayna? | Rayna'dan ne haber? Rayna'dan ne haber? Rayna nasıl biriymiş? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |