Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15886
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
* that's promised me freedom from our struggles and our misery...* | Bana vaat edildi Acı ve kederden özgür olacağım Bana vaat edildi Acı ve kederden özgür olacağım | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I really love this song. | Bu şarkıyı gerçekten çok seviyorum. Bu şarkıyı gerçekten çok seviyorum. Bu şarkıya bayılırım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I have the feeling that she could be trouble. | Sorun yaratacak gibime geliyor. Sorun yaratacak gibime geliyor. Bu kız başımıza bela açabilir gibi geliyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I smell... attitude. | Kendini beğenmiş gibi. Kendini beğenmiş gibi. Burnu havada gibi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* Each day when sun shines upon my eyes *... | Her gün aydınlatınca güneş gözlerimi Her gün aydınlatınca güneş gözlerimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* it fills me with love, makes me feel alive *... | Aşkla dolu ve yaşıyor hissettirir kendimi Aşkla dolu ve yaşıyor hissettirir kendimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* I'm saving it up for a rainy day *... | Yağmurlu bir gün için saklıyorum onu Yağmurlu bir gün için saklıyorum onu Ya da geçtiğimiz aydan beri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* when there's no light to guide my way *... | Yokken gökte hiç bir yıldız Gösterecek yolumu Yokken gökte hiç bir yıldız Gösterecek yolumu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* We've got to find a freedom that's promised me *... | Bulmalıyız bana vaat edilen özgürlüğü Bulmalıyız bana vaat edilen özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* freedom from our struggles and our misery *... | Acı ve kederden özgürlüğü Acı ve kederden özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* freedom is all we need *... | İhtiyacımız olan özgürlüğü İhtiyacımız olan özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* to heal the pain of history. * | Geçmişin acılarını dindiren özgürlüğü Geçmişin acılarını dindiren özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Rayna, love, perhaps we should just take a minute to, um, you know... | Rayna, bir tanem, belki bir dakika ara... Rayna, bir tanem, belki bir dakika ara... Rayna, belki de işe almadan önce bir düşünsek... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
get her working. | Çalışmaya başlasın. Çalışmaya başlasın. İşe başlatın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I got the job? Yes, yes. | İşi aldım mı? Evet. İşi aldım mı? Evet. İşi aldım mı? Evet, evet. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You, uh, you got the job. | İşi aldın. İşi aldın. İşi aldın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Why isn't she working yet? | Niye çalışmaya başlamadı? Niye çalışmaya başlamadı? Niye hâlâ başlamadı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Lucky girl. | Şanslı kız. Şanslı kız. Şanslısın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Thank you so much. Oh, my god. | Çok teşekkür ederim! Aman Tanrım! Çok teşekkür ederim! Aman Tanrım! Çok teşekkür ederim. Aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What I hear, it goes straight to the police. | Biliyordum. Neyi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
If you like shallow, vapid, narcissistic girls. | Bana yardım etmezsen kesin öldürürler beni. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Of course. | Aman tanrım, aman tanrım! Aman tanrım, aman tanrım! Aman Tanrım, aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my god, oh, my god, oh, my god, oh, my god. | Müşteri kimliği gizli bilgidir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
No, what's weird is that I don't even notice it. | Öldürürdüm. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is my party. | Ben hallederim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Actually, I didn'T. | Asansörü çağırdım. Ya içinde birisi varsa? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You had eyes on 'em. | Gidip bir şeyler boyasana. İyi işti, dostum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
These people think they actually have a relationship with you. | Bırak da Echo bir numara olsun. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Comes with the territory. | Bizimle gelmelisin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
you have to stop the show. Rayna... | Echo iyi. Parametreleri dahilinde mükemmel bir performans gösterdi. Echo iyi. Parametreleri dahilinde mükemmel bir performans gösterdi. Echo'da problem yok. Görevini mükemmel bir şekilde yaptı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
jordan, get your ass stage left. | Elimizde bir ajanı taciz eden bir bakıcı, eşleşmeleri bozup, yanlarındaki sivillere... Elimizde bir ajanı taciz eden bir bakıcı, eşleşmeleri bozup, yanlarındaki sivillere... Elimizde bir ajanımıza tecavüz eden bir amir ve en yakınındaki sivile... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
U know how many extra guys I hired just for tonight? | Yedi yıldır bu işi yapıyorum. 12'den fazla görüşmenin üstesinden geldim. Yedi yıldır bu işi yapıyorum. 12'den fazla görüşmenin üstesinden geldim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So he puts me out of my misery. | ...ama ufacık kıyafetler içindeki... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
What do you mean? | Tapınağın Çocukları olarak bilinen bir tarikat. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
and the other is a security guard in a very lovely suit. | Peki, şimdi sana bir baka | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
All right, but can I kick that guy's ass first? | ...onu güçsüz kılan adamla yüzleşmesi gerekiyordu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
******* | Önceki bölümde Dollhouse Önceki bölümde Dollhouse Dollhouse'da daha önce. Dollhouse'da daha önce. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* superstar, superstar, driving in your fancy car * | Süper star, süper star Sürüyorsun lüks arabanı Süper star, süper star Sürüyorsun lüks arabanı | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* wishing you could take me home * | Diliyorum beni eve bırakmanı Diliyorum beni eve bırakmanı | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* you've got the lingo and the pedigree to flip the script and get to me * | Hem bilgilisin hem de soylu İstediğin gibi değiştirirsin senaryoyu Hem bilgilisin hem de soylu İstediğin gibi değiştirirsin senaryoyu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* but you just can't get off the phone * | Ancak kapatamıyorsun telefonunu Ancak kapatamıyorsun telefonunu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* don't mean to burst your bubble * | İstemem meydana çıkarmak foyanı İstemem meydana çıkarmak foyanı | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* don't want to waste your time * | İstemem boşa harcamak zamanını İstemem boşa harcamak zamanını | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* I've got the feeling your priorities are out of line * | Hissediyorum önceliklerin aştı sınırlarını Hissediyorum önceliklerin aştı sınırlarını | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* even though I know you're trouble you're gonna do just fine * | Üstesinden gelirsin Belâya bile soksan başını Üstesinden gelirsin Belâya bile soksan başını | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* you've rehearsed your lines and now it's time for you to shine * | Yaptın provanı Şimdi artık gösteri zamanı Yaptın provanı Şimdi artık gösteri zamanı | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* you're such a star go on and take it away * | Öyle bir yıldızsın ki Gidip al onu Öyle bir yıldızsın ki Gidip al onu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* go on and take it away ay ay ay * | Gidip al onu Gidip al onu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* you play my heart with every word that you say * | Söylediğin her sözle fethedersin kalbimi Söylediğin her sözle fethedersin kalbimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* and toss it you tear it, rip it up you're gonna smash it * | Vur, kır, parçala, dilediğin gibi kalbimi Vur, kır, parçala, dilediğin gibi kalbimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* shopping sprees and limousines flash a little je Y...* | Limuzinlerde dolaşıp yap alışveriş... Limuzinlerde dolaşıp yap alışveriş... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
get her locked down now! | Kızı hemen aşağı kilitle! Kızı hemen aşağı kilitle! Hemen güvenli bir yere götürün! | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Sounds exhausting. I can have the twins freed up in a day or so if you need to unwind. | Çok yorucu olmalı. Yorgunluğunu atmak istiyorsan ikizleri bir kaç günlüğüne serbest bıraktırabilirim. Çok yorucu olmalı. Yorgunluğunu atmak istiyorsan ikizleri bir kaç günlüğüne serbest bıraktırabilirim. Yorucu bir iş gibi. Eğer rahatlamak istersen... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It wasn't an accident? | Kaza değil miydi? Kaza değil miydi? Bir kaza değil miydi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Actually, it was, yes. 1 | Aslında, evet, kazaydı. 1 Aslında, evet, kazaydı. 1 Aslında bir kazaydı. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* I've got to find the freedom * | Bulmalıyım özgürlüğü Bulmalıyım özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* Each day when sun shines upon my eyes * | Her gün aydınlatınca güneş gözlerimi Her gün aydınlatınca güneş gözlerimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* it fills me with love, makes me feel alive * | Aşkla dolu ve yaşıyor hissettirir kendimi Aşkla dolu ve yaşıyor hissettirir kendimi | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* I'm saving it up for a rainy day * | Yağmurlu bir gün için saklıyorum onu Yağmurlu bir gün için saklıyorum onu Ya da geçtiğimiz aydan beri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* when there's no light to guide my way * | Yokken gökte hiç bir yıldız Gösterecek yolumu Yokken gökte hiç bir yıldız Gösterecek yolumu | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* We've got to find a freedom that's promised me * | Bulmalıyız bana vaat edilen özgürlüğü Bulmalıyız bana vaat edilen özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* freedom from our struggles and our misery * | Acı ve kederden özgürlüğü Acı ve kederden özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* freedom is all we need * | İhtiyacımız olan özgürlüğü İhtiyacımız olan özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
* to heal the pain of history.* | Geçmişin acılarını dindiren özgürlüğü Geçmişin acılarını dindiren özgürlüğü | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my god! | Aman Tanrım. Aman Tanrım. Aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Thank you so much! Oh, my god! | Çok teşekkür ederim! Aman Tanrım! Çok teşekkür ederim! Aman Tanrım! Çok teşekkür ederim. Aman Tanrım. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
<font color=00FFFF>Dollhouse Season01 Episode03</font> | DOLLHOUSE SEZON 01, BÖLÜM 03 DOLLHOUSE SEZON 01, BÖLÜM 03 | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You sent echo out on a high risk engagement? | Yüksek riskli bir görev için Echo'yu mu gönderdin? Yüksek riskli bir görev için Echo'yu mu gönderdin? Echo'yu yüksek risk içeren bir göreve mi gönderdin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Dr.Saunders, hey, so good of you to annoy me. | Dr. Saunders, beni kızdırmak ne kadar hoşunuza gidiyor! Dr. Saunders, beni kızdırmak ne kadar hoşunuza gidiyor! Dr. Saunders, merhaba. Ne iyi oldu da beni rahatsız ettin. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
I had her flagged for romantic or altruistic engagements only. | Onu sadece romantik veya fedakâr görevler için işaretlemiştim. Onu sadece romantik veya fedakâr görevler için işaretlemiştim. Onun sadece romantik ya da özgecil görevlerde çalışabileceğini belirtmiştim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Does anybody read these? | Kimse bunu okumuyor mu? Kimse bunu okumuyor mu? Bunları okuyan kimse yok mu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Her last romantic engagement turned out to be extremely high risk. | Son romantik buluşması oldukça yüksek riskli oldu. Son romantik buluşması oldukça yüksek riskli oldu. Son romantik görevi sonradan yüksek riskli bir göreve dönüşmüştü. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Maybe her engagement with rayna will turn romantic. | Belki Rayna ile görevi romantik bir şeye dönüşebilir. Belki Rayna ile görevi romantik bir şeye dönüşebilir. Kim bilir, bu sefer de romantik bir göreve dönüşebilir. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's bodyguard? | Koruma mı? Koruma mı? Onun koruması mı oldu? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
She's a singer. | Şarkıcı. Şarkıcı. Şarkıcı oldu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Persona and parameter:Two separate elements. | Persona ve parametre: İki farklı element. Persona ve parametre: İki farklı element. Karakter ve güdülenme iki farklı olgudur. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Persona:She's a struggling singer who just got her first break. | Persona: İlk molasını alan mücadeleci bir şarkıcı. Persona: İlk molasını alan mücadeleci bir şarkıcı. İlk gerçek şansını yakalayan zorluk yaşayan bir şarkıcı onun karakteri. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Parameter:She must protect rayna, | Parametre: Rayna'yı korumalı... Parametre: Rayna'yı korumalı... Rayna'yı hem içinden gelerek... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
which she will do instinctively and unconsciously at all times. | ...ki bunu, içgüdüsel ve farkında olmadan hep yapıyor. ...ki bunu, içgüdüsel ve farkında olmadan hep yapıyor. ...hem de farkında olmadan korumak ise onun güdülenmesi. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
So she doesn't even know she's a bodyguard. | Yani koruma olduğunu bile bilmiyor. Yani koruma olduğunu bile bilmiyor. Onun koruması olduğunu bile bilmiyor. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And this makes what better? | Peki bu neyi değiştirir? Peki bu neyi değiştirir? Peki bunun artısı ne ki? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Who do you want? | Sen kimi istersin? Sen kimi istersin? Sen olsan ne isterdin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Someone who's paid to protect you or someone who wants to protect you? | Seni koruması için para alan birini mi yoksa seni korumak isteyen birini mi? Seni koruması için para alan birini mi yoksa seni korumak isteyen birini mi? Seni ücret karşılığı koruyan birini mi, yoksa seni korumayı isteyen birini mi? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
This is the beauty of w do. | İşte yaptığımız şeyin güzelliği burada! İşte yaptığımız şeyin güzelliği burada! İşimizin güzel yanı da bu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
T we and what about boyd? | Peki ya Boyd? Peki ya Boyd? Peki Boyd konusunda ne diyeceksin? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
He's not up to any serious physical threat. | Herhangi fiziksel bir tehlikeye maruz değil. Herhangi fiziksel bir tehlikeye maruz değil. Şu an fiziksel bir tehditle yüzleşecek durumda değil. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Boyd? What are you guys, buddies now? | Boyd mu? Ne yani, şimdi dost mu oldunuz? Boyd mu? Ne yani, şimdi dost mu oldunuz? Boyd mu? Bakıyorum da pek samimi olmuşsunuz. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Oh, god, of course you are. | Tanrım, elbette dostsunuz. Tanrım, elbette dostsunuz. Tabii ya. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You both disapprove of everything. | İkiniz de hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz. İkiniz de hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz. Her şeye muhalefet olursunuz zaten. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You're gonna get married and have scowly babies. | Bir gün evlenecek ve somurtkan çocuklarınız olacak. Bir gün evlenecek ve somurtkan çocuklarınız olacak. Evlenip somurtkan bebekler yaparsınız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Don't be an idiot. | Salak gibi konuşma. Salak gibi konuşma. Aptal aptal konuşma. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
not to stress. We're sending in backup anyway. | Strese gerek yok. Nasıl olsa yedeği gönderiyoruz. Strese gerek yok. Nasıl olsa yedeği gönderiyoruz. Stres yapmana gerek yok. Destek de yolladık. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Would you please have a seat? | Lütfen oturun. Lütfen oturun. Lütfen oturur musunuz? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
all right, stop. Stop, stop. That's what I was talking about. | Pekala. Durun, durun. Ben de bundan bahsediyordum. Pekala. Durun, durun. Ben de bundan bahsediyordum. Tamam, durun, durun. Demek istediğim buydu. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You guys gotta come in tighter on me on the eight. | Sekizde, daha sert bir şekilde bana doğru gelmelisiniz. Sekizde, daha sert bir şekilde bana doğru gelmelisiniz. Sekizde benim yanıma iyice yaklaşmalısınız. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
You move any sooner than that, and I'm gonna be steppin' all over you like a hot mess, okay? | Ondan önce gelirseniz, hepinizin üzerine basarım, tamam mı? Ondan önce gelirseniz, hepinizin üzerine basarım, tamam mı? Eğer bundan önce yaklaşırsanız hepinizi ezer geçerim. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
It goes boom, pop, and seven and eight. Hit that. | Şöyle olacak; bum, pop yedi ve sekiz. Kaptınız mı? Şöyle olacak; bum, pop yedi ve sekiz. Kaptınız mı? Önce şöyle. Yedi ve sekiz, anladınız mı? | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
And five, six. | Ve beş, altı... Ve beş, altı... | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
that's fine, but jordan, softer on your consonants. | Güzel ama Jordan, sessizlerde daha yumuşak. Güzel ama Jordan, sessizlerde daha yumuşak. Çok güzel, Jordan ama sessiz harflerde biraz daha yumuşak olmalısın. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |
Okay. I haven't seen all the lyrics yet, so I'm kinda flying blind here. | Tamam. Şarkı sözlerinin tamamını henüz görmedim. Bu yüzden kör topal söylüyorum. Tamam. Şarkı sözlerinin tamamını henüz görmedim. Bu yüzden kör topal söylüyorum. Daha tüm sözleri görmediğim için körlemesine söylüyorum. | Dollhouse-1 | 2009 | ![]() |