Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158407
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Pap pap me. | Resmimi çek | Tamara Drewe-4 | 2010 | |
| His touch was like a cosmic ''yes. '' | Dokunuşu kozmik bir "evet" gibiydi.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| EUSTACIA [ANGRILY]: ''Fuck you, '' screamed Kelly. ''Fuck you to hell. '' | "Siktir !" diye çığlık attı Kelly.. "Cehenneme kadar siktir ol git !" "Siktir!" diye çığlık attı Kelly.. "Cehenneme kadar siktir ol git!" | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Scott stepped back from the cell door as the gob of spit flew. ''Fuck you. '' | Scott,bir denizcinin tükürüğü gibi uçarcasına, küçük odasının kapısına geri adım attı... "Siktir git !!! " Scott,bir denizcinin tükürüğü gibi uçarcasına, | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| GLEN: This matrix is what Hardy meant by ''the ache of modernism. '' | "Modernizm sancısı" ile Hardy'nin anlatmak istediği bu matrixti. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| PathoIogicaI. | hastalık seviyesindeydi.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| '''I've been wearing the wrong size aII my Iife,' says Katie. | "Tüm hayatım boyunca yanlış bedende giyindim.." dedi Katie "Tüm hayatım boyunca yanlış bedende giyindim.. " dedi Katie | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| 'I was aIways popping out. Turns out I'm a 30 GG,' she says. | Memelerim her zaman dışarı taşıyordu.. Farkettim ki aslında 30 GG bedenim ! Memelerim her zaman dışarı taşıyordu. Fark ettim ki aslında 30 GG bedenim! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| 'Now my bras finaIIy fit. | Sonunda memelerim cuk oturuyor.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Though Simon prefers me without one.''' | Simon beni sütyensiz tercih etse bile... Simon beni sutyensiz tercih etse bile... | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| We can go round mine, if you Iike. | istersen bize gidebilriz.. istersen bize gidebiliriz.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| GIen, can I tempt you? Oh, wow, thank you. | Glen, buyurmaz mısın ? Oy oy çok sağol Glen, buyurmaz mısın? Oy oy çok sağ ol | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Uh, I often take something snacky to NichoIas this time of day. | Sık sık ,günün bu saatlerinde Nicholas'a atışrmalık bişeyler hazırlarım.. Günün bu saatlerinde Nicholas'a atıştırmalık bir şeyler hazırlarım.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| So how you settIing in? | Ee anlat bakalım , nasıl gidiyor ? EEG anlat bakalım, nasıl gidiyor? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| The Iast writers' retreat I was at, I kind of froze my baIIs off, you know? | Son inzivaya çekildiğim yerde, nerdeyse taşaklarım donmuştu.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Screeching fire doors and curried Iasagna, | Gıcırdayan yangın kapıları ve köri soslu lazanya | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| and a needy poet, from whom I stiII bear the scars. | ve hala yara izlerini taşıdığım muhtaç bir şair.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, we try to keep it peacefuI here. Far from the madding crowd. | Biz burda huzurlu kalmaya çalışıyoruz.. çılgın kalabalıktan uzakta.. Biz burada çılgın kalabalıktan uzakta huzurlu kalmaya çalışıyoruz. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, it's paradise. | Gerçekten tam bi cennet.. Gerçekten tam bir cennet.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I haven't toId her yet. | Daha ona söylemedim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, I can't teII her just Iike that. It's 25 years. A marriage. | Öyle çat diye söylemem bunu ona. 25 yıllık bir evlilik bu . Öyle çat diye söylemem bunu ona. 25 yıllık bir evlilik bu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Ah. Come on, NichoIas. | Bırak yaa Nicholas. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Or I'm gonna get in a taxi and find your farm. | söylemezsen, taksiye atlayıp senin çiftliği bulucam | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| No. Come up there and I'll drag you out. | Hayır. Gelip sürükleyerek dışarı çıkarcam seni.. Hayır. Gelip sürükleyerek dışarı çıkarcam seni.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I wanted to be with you. I thought you'd be pIeased. | Seninle olmak istemiştim. Hoşuna gider diye düşünmütüm.. Seninle olmak istemiştim. Hoşuna gider diye düşünmüştüm.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, of course I'm pIeased. | tabiki de hoşuma gider. tabi ki de hoşuma gider. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Nadia, go to the pub and stay there. I'II come when I can. | Nadia, bara git bekle. İşim bitince geleceğim. Nadia, bara git bekle. İşim bitince geleceğim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Are you going to teII her? | Karına söyleyecek misin? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NICHOLAS: Just give me a coupIe of hours. | Sadece bir kaç saat ver bana.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| BETH: How's the worker? Good, actuaIIy. | İşçimiz nasıl ? iyi sayılır İşçimiz nasıl? iyi sayılır | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, give me your pages and I'II get started. | Sayfaları bana ver, ben başlarım | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Reckon I might pack it in a bit earIy today. | Sanırım bugün biraz daha erken bitirebilirim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Need to think about my bIood smears. | Kan lekelerim hakkında düşünmem gerek. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Stir the oId grey matter up. | Yaşlılık bunalımından çıkarım.. YaşIıIık bunalımından çıkarım.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Who were you taIking to just then? | Az önce kiminle konuşuyordun ? Az önce kiminle konuşuyordun? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Judy. She said the ImpaIa contract shouId be through in a day or two. | Judy ile.. İmpala kontratının bir iki gün içinde hallolması gerektiğini söyledi.. Judy ile.İmpala kontratının bir iki gün içinde hallolması gerektiğini söyledi.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I couId come with you. | Seninle gelebilirim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I don't know when we Iast went out. | En son ne zaman dışarı çıktık bilmiyorum | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Mm. This is absoIuteIy yummy. | Mm. Bu kesinlike leziz ! Mm. Bu kesinlikle leziz! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Or we couId go into Hadditon, get a meaI. | ya da Hadditon'a gidip yemek yiyebiliriz. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Mary's got Casey to heIp. | Casey Mary'e yardım eder. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| But I I'm supposed to be thinking, you know, about... | Ama ben... Düşünmem lazım biliyosun, şey hakkında.. Ama ben... Düşünmem lazım biliyorsun, şey hakkında.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You can run it by me. I'm good at forensics. | Benimle birlikte düşünebilirsin. Adli işlerde iyiyimdir biliyorsun. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, uh, we've got a new academic. GIen, American. | Ee, yeni bi akademisyenimiz var. Glen, Amerikalı. Ee, yeni bir akademisyenimiz var. Glen, Amerikalı. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Needs an expert yokeI, does he? WouId you mind? | Uzman bir köylüye ihtiyacı var değil mi? Sorun olur muydu ? Uzman bir köylüye ihtiyacı var değil mi? Sorun olur muydu? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh, and the The writers are eating aIfresco tonight. | Şey bu arada, yazarlar açık havada yiyecekler bu gece. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| CouId you check there's no bird shit on the seats? Sorry. | Koltuklarlar kuş kakası var mı kontrol edebilir misin ? Üzgünüm. Koltuklarda kuş kakası var mı kontrol edebilir misin? Üzgünüm. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NichoIas and I are going out to dinner. | Nicholas ve ben dışarı, yemeğe gidiyoruz. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Yeah. We couId waIk up the garage. | Garaja kadar yürüyebilirdik. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Oh. I'm supposed to be heIping my mom up at StonefieId. | Stonefield'da anneme yardım ediyor olmam lazım. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It was caIIed From Hearth to Heath: | "Kalpten Kırlara" deniyordu | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, you know, paIe poets on Iaudanum and dark towers and sunIess seas. | Şey, bilirsin Afyon ruhu kullanan soluk tenli şairler ve karanlık kuleler ve güneşsiz denizler. Afyon ruhu kullanan soluk tenli şairler ve karanlık kuleler ve güneşsiz denizler. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| A IittIe Sturm und Drang in a teacup. | Bir çay fincanında bi miktar " Rüzgar ve Dürtü" Bir çay fincanında bir miktar " Rüzgar ve Dürtü" | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Did it seII? | Sattı mı? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, of course, my kind of books aren't about saIes, that's not why I write. So, no. | Tabi ki, ne kadar sattığı umrumda değil, para için yazmıyorum. O yüzden, hayır. Tabi ki, ne kadar sattığı umurumda değil, para için yazmıyorum. O yüzden, hayır. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Is there anything Ieft to say about that maudIin bore? | O ağlak sıkıcı hikaye hakkında söylenmemiş bir şey kaldı mı ki? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Excuse me, but there's nothing duII about Hardy. That is a misconception. | Afedersin ama Hardy hiç de sıkıcı değildir. Yanlış bi tanım bu. Affedersin ama Hardy hiç de sıkıcı değildir. Yanlış bir tanım bu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| At Ieast you've been pubIished. I'm seething with envy. | En azından senin kitabın yayınlanmış.. İmreniyorum doğrusu. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I'd Iove to be pubIished. I pubIish myseIf on the Internet. | Yayınlanabilmeyi çok isterdim. İnternette ben kendim yayınlıyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I'm here picking up tips from the master. | Burda ustadan tüyolar kapıyorum. Burada ustadan tüyolar kapıyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| WeII, I'm ready now. Come on. | Hazırım ben ama ,hadi. Hazırım ben ama,hadi. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Is that..? | O şey mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It just Iooks a bit hot. | Hava biraz sıcak gibi. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You know, Hadditon's aIways packed with pissed Londonites on a Friday. | Biliyorsun, Hadditon her cuma tepesi atmış Londra'lılarla dolu olur. Biliyorsun, Hadditon her cuma tepesi atmış Londralılarla dolu olur. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I doubt we get a tabIe anyway. | Boş masa bulabileceğimizi bile sanmıyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Let's do it properIy next week. Make an occasion. | Gelecek hafta daha planlı çıkalım. Özel bir gece olur. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I'm aIways taking you for granted. I'm viIe, I know. | Hep ihmal ediyorum seni biliyorum, tam bir öküzüm ben. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You shouId kick me, reaIIy. | Sopayı basmalısın bana harbiden. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| TeII me who. | Söyle bana kim ? Söyle bana kim? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It's been once or twice, that's aII. It's just | Sadece bir iki kere oldu, hepsi o. Altı üstü.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| So she's on her way in, the bride and groom are | Yani, kadın içeri girer, damat ve gelin.... Yani, kadın içeri girer, damat ve gelin... | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Nadia. Nadia PateI. PateI? She's in your book. | Nadia. Nadia Patel. Patel? Kitabında geçen. Nadia. Nadia Patel. Patel? Kitabında geçen. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| You put her in your book. WeII, just the name. | Onu kitabına koydun. Yani , sadece ismini.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Desert Island Discs was a year ago. Yes | Desert Island Discs programı 1 yıl önceydi. Evet.. Desert Island Discs programı 1 yıl önceydi. Evet.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| So ''once or twice''? | Öyleyse "bir" kere mi "iki" kere mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I was going to teII you. Ha ha! | Sana söyleyecektim. Ha ha! Sana söyleyecektim. Ha ha! | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| saying that they're coming to the par | geldiklerini farzederek.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I've had enough of this. Beth. I'm a ruin, I know. | Yeter ama Beth . Ben bir enkazım. Biliyorum. Yeter ama Beth. Ben bir enkazım. Biliyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| But I've been in a reaI state about this. | Ama bu olay hakkında gerçek bi durum içindeyim. Bu konuda çok zor bir durumdaydım. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I I didn't want to hurt you. Oh! | Seni incitmek istemedim. vah başıma gelenler =) Seni incitmek istemedim. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| BETH: How couId you Iie to my face? | Yüzüme karşı nasıl yalan konuşabildin? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NICHOLAS: Can we taIk caImIy? There are peopIe out there. | Sakince konuşabilir miyiz? Dışarda insanlar var. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| BETH: You Iooked me in the face and Iied. | Yüzümün ortasına baka baka yalan konuştun. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| For God's sake, we're surrounded by noveIists. | Allah aşkına, etrafımız yazarlarla çevrili. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| we're Iike a pair of compasses, Oh, don't you dare. | Biz bir çift pergel gibiyiz, Sakın söylemeye bile kalkma. Biz bir pergelin ayakları gibiyiz. Sakın söylemeye bile kalkma. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| joined soIidIy at the top, | Tepede sıkıca birleşen, | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| but with the ends abIe to roam in freedom. | fakat altlarda özgürce dolaşabilen.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| We've taIked a Iot about the creative mind, | Yaratıcı zeka hakkında çok konuştuk | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| and we agreed it needs a certain freedom to expIore. | ve keşfedebilmesi için belirli bir özgürlüğe sahip olması gerektiğinde hem fikir olduk | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Take your freedom. I can't Iive Iike this anymore. | Al özgürlüğünü senin olsun Böyle yaşayamam ben. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| It makes me feeI worthIess. CaIm yourseIf down. | Kendimi beş para etmez gibi hissettiriyor bana. Sakinleş biraz. Kendimi beş para etmez gibi hissediyorum Sakinleş biraz. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Go set up home with PateI. See if she does your tax returns. | Git Patel'le yuva kur. Bak bakalım senin vergi iade işlerinle uğraşacakmı.. Git Patel'le yuva kur. Bak bakalım senin vergi iade işlerinle uğraşacak mı. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| Do you Iove her? Is she young? | Seviyor musun onu? Genç mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| For heaven's sake Is she?! | Hay güzel yaradan... Genç mi? Hay güzel yaradan... Genç mi? | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| If you Ieave here tonight to be with her, don't come back. | Eğer bu gece onunla beraber olmak için gideceksen, geri dönme. Bu gece onunla beraber olmak için gideceksen, geri dönme. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| NICHOLAS: Beth, you're making fooIs of us both. | Beth, ikimizi de rezil ediyorsun. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I didn't know they provided materiaI too. | Yazmaya konu ikram edeceklerini de bilmiyordum.. Yazmak için materyal ikram edeceklerini de bilmiyordum.. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| deaIs with his agent, makes his femaIe characters convincing. | Ajansıyla ilgileniyor, kadın karakterlerini ikna edici yapıyor. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| I hope she takes him to the fucking cIeaners. | Umarım onu siktimin temizlikçisine de götürür.. Umarım onu temizlikçiye de götürür. | Tamara Drewe-5 | 2010 | |
| At the end of the day, this is why I'm gIad I'm singIe. | Gün sonunda, işte bu yüzden bekar olduğuma seviniyorum. | Tamara Drewe-5 | 2010 |