Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158220
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What about you, Ray? Have you ever fought back? | Tamam, şimdi o kafandaki | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, I I I'd like to think that I have, but that's not what I'm talking about. | Evet. Sanırım yaptım. Ama konu bu değil. | Taken-6 | 2002 | |
| There's us here in this room, okay, fine. | Biz buradayız. Peki tamam. Ama dışarıdakiler bize deli muamelesi yapıyorlar. | Taken-6 | 2002 | |
| Like we're making this up. | Sanki bunları biz uyduruyoruz. Eğer yalnızsak karşı koymak da anlamsız. Karanlık. Bütün gördüğüm karanlık. | Taken-6 | 2002 | |
| But if we were believed... if there was proof... | Ama bize inansalar...Bir kanıtımız olsa. | Taken-6 | 2002 | |
| That was your idea, too, wasn't it, Charlie? | Sen de aynı fikirdeydin değil mi Charlie? | Taken-6 | 2002 | |
| To get proof? It was, yeah. | Kanıt bulma konusunda? Evet öyleydim. | Taken-6 | 2002 | |
| Well, some things have come up that kind of rearrange my priorities. | Bazı şeyler oldu ve önceliklerimi baştan düzenlemek zorunda kaldım. | Taken-6 | 2002 | |
| (whistle blows) | Hey bu harika bir kitap. | Taken-6 | 2002 | |
| Shoot! Come on! | Şut çek! Haydi! | Taken-6 | 2002 | |
| If you're making a checklist of superpowers...that was a big one. | Eğer süper güçler listesi yapıyorsan. Bu bayağı iyiydi. Bu nedir? Babanın fotoğrafı. | Taken-6 | 2002 | |
| She can manipulate time. | Zamanı kontrol edebiliyor. | Taken-6 | 2002 | |
| Let's get back to the cars. | Arabalara dönelim. | Taken-6 | 2002 | |
| Have you told Allie? | Allie'ye söylediniz mi? | Taken-6 | 2002 | |
| We...we've talked about it, but we don't know how to do it yet. | Bunu konuştuk ama ne yapacağımıza henüz karar vermedik. | Taken-6 | 2002 | |
| We want to understand it first before we try to help her to understand it. | Ona anlatmadan önce bizim anlamamız gerekiyor. | Taken-6 | 2002 | |
| If I know Allie, she probably could explain the whole thing to you. | Eğer Allie'yi tanıyorsam, o size bunu açıklayabilir. | Taken-6 | 2002 | |
| This is so romantic, really. | Bu gerçekten çok romantik. Kaderleri yıldızlarda buluşmak olan ruh ikizleri. | Taken-6 | 2002 | |
| You seem threatened by Lisa's story, Ray. | Lisa'nın hikâyesi seni rahatsız etmiş görünüyor Ray. | Taken-6 | 2002 | |
| She always comes here with these warm and fuzzy little tales. | Her zaman böyle sıcak garip hikâyeler anlatıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| It's like aliens are bunny rabbits, like they're nice or something. | Sanki uzaylılar sevimli tavşanlar, bize bir şey yapmıyorlar. | Taken-6 | 2002 | |
| Why don't you back off and let Lisa tell her story? | Neden Lisa'nın hikâyesini anlatmasına izin vermiyorsun? Anne ve baba hangi cehennemde? | Taken-6 | 2002 | |
| Hey, Charlie, I don't need your help. | Charlie senin yardımına ihtiyacım yok. Dokuz yıldır sen olmadan da gayet iyi idare ediyordum. | Taken-6 | 2002 | |
| You wanna go with that, Lisa? | Devam etmek istiyor musun Lisa? Normal dışı bir durumdasın, bekâr bir anne olmanın zorluklarına kızgın olman bence normal. | Taken-6 | 2002 | |
| I just don't need anyone weighing in at the 11th hour | Kimsenin benim yardıma ihtiyacım olduğunu falan düşünmesini istemiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| (scoffs) Hey, don't get all over me. | Üzerime gelme. Düne kadar ben de baba olduğumu bilmiyordum. | Taken-6 | 2002 | |
| I'm not all over you. | Üzerine gelmiyorum. Sadece yardıma ihtiyacım olmadığını söylüyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| Just because you haven't had any doesn't mean you don't need it. | Sana kimse yardım etmedi diye yardıma ihtiyacım yok diyemezsin. | Taken-6 | 2002 | |
| Meaning you're living in a small apartment, | Yani, küçük bir evde yaşıyorsun, kendine ve Allie'ye bakmak için bir grupta davul çalıyorsun. Bence biraz yardımı kabul edebilirsin. | Taken-6 | 2002 | |
| What the hell do you know about how I'm living? | Sen benim yaşantım hakkında ne biliyorsun ki? Onun sorunları kendine, sizinle alakalı değil. | Taken-6 | 2002 | |
| I know what I see. | Ben gördüğümü söylüyorum. Siz benim oğullarımsınız. İkinize de ben bakacağım. | Taken-6 | 2002 | |
| You have nothing to say about it, | Benim ve kızım hakkında senin söyleyeceğin bir şey yok. | Taken-6 | 2002 | |
| RAY: Hey, Lisa, I got a question. | Hey Lisa bir sorum var. Sence Allie hangi hikâyeden daha çok hoşlanır: | Taken-6 | 2002 | |
| Mummy got nailed by some loser musician, | Annesinin serseri bir müzisyen tarafından becerilmesi mi? | Taken-6 | 2002 | |
| Why do you come if all you're gonna do Is heap abuse on everybody? Why? | Eğer tek amacın herkese sataşmaksa neden geliyorsun? Neden? | Taken-6 | 2002 | |
| So I can spend more time with you. | Seninle daha fazla vakit geçirmek için. Cehenneme git Ray. | Taken-6 | 2002 | |
| Oh, I've been, on more than one occasion. | Oraya birkaç kez gittim zaten. Neden rahatlamıyorsun dostum? | Taken-6 | 2002 | |
| Why don't I lighten up? | Neden mi rahatlamıyorum? Çünkü uzaylı sevgilinin bitmeyen sızlanmalarından bıktım. | Taken-6 | 2002 | |
| "My father was half alien." Yeah. | "Babam yarı uzaylıydı"...Evet. Zırvalar. | Taken-6 | 2002 | |
| Oh, you didn't know about that, did you? | Yoksa bunu bilmiyor muydun? | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, one of these guys shows up in Grandma's barn, | Evet, bu heriflerden biri büyük annesinin ahırına geliyor. Kadını düdüklüyor. Dokuz ay sonra ortaya capcanlı bir melez çıkıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| It's a wonder your back's not broken, | Şu ensende taşıdığın koca alet yüzünden belinin kırılmamış olması mucize. | Taken-6 | 2002 | |
| You gonna be the one to knock it off? | Sen mi kıracaksın? Cleveland'da yapılıyorlar. günde 5 saat televizyon izlemenin kötü olduğunu söylerler. | Taken-6 | 2002 | |
| Gentlemen, please. | Beyler lütfen... | Taken-6 | 2002 | |
| Harriet, I think we need to ask him to leave the group. | Harriet, bence ona gruptan ayrılmasını söylemeliyiz. Sorun çıkarmaktan başka bir işe yaramıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| We are all here to help each other. | Biz burada birbirimize yardım etmek için toplanıyoruz. | Taken-6 | 2002 | |
| He's not helping anybody. He's just making things worse. | O kimseye yardım etmiyor, herkesin işini zorlaştırıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| You know, Ray, all you ever do is shoot down everyone's stories, | Ray, tek yaptığın herkesin hikayesine bok atmak, ama biz senin hikâyeni hiç duyamadık. | Taken-6 | 2002 | |
| She's got a point, Ray. | Haklı Ray. | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, you said you fought back. Tell us about that. | Evet, onlara karşı koyduğunu söylemiştin. Bize bunu anlat. | Taken-6 | 2002 | |
| Come on. Tell us your story. | Haydi. Hikâyeni anlat. | Taken-6 | 2002 | |
| What are you looking at? | Ne bakıyorsun? Belki de sorularını cevaplamalısın. | Taken-6 | 2002 | |
| EVERYONE: Yeah, come on, Ray. | Evet. Haydi Ray. Hikâyeni anlat. | Taken-6 | 2002 | |
| You wanna hear my story? | Hikâyemi duymak mı istiyorsunuz? Ray otur. | Taken-6 | 2002 | |
| Here's my story. | İşte hikâyem. Ne yapıyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| Put your gun away, Ray. You don't wanna do this. | Silahını kaldır Ray. Bunu yapmak istemiyorsun. | Taken-6 | 2002 | |
| Put the gun away! No, I don't think so. | Silahı kaldır! Hiç sanmıyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| All right, everybody, get over in that corner. | Pekâlâ, herkes şu köşeye toplansın. | Taken-6 | 2002 | |
| You stay away from the windows. | Pencerelerden uzak durun. Sizi görebileceğim bir şekilde oturun. Haydi! | Taken-6 | 2002 | |
| I'll shoot the new boy first, then I'll start in on the rest of you. Sit! | Önce yeni gelen çocuğu vuracağım. Sonra da sizlerle devam edeceğim. Oturun! | Taken-6 | 2002 | |
| Ray, nobody's getting shot here. That doesn't have to happen. | Ray burada kimse vurulmayacak. Böyle olması gerekmiyor. | Taken-6 | 2002 | |
| Oh, my God, he's gonna shoot us. | Tanrım bizi vuracak. | Taken-6 | 2002 | |
| He's not gonna shoot anybody. He's just showing off. | Hiç kimseyi vuracağı falan yok. Artistlik yapıyor. | Taken-6 | 2002 | |
| Is that what you think? Is that what you truly believe? | Böyle mi düşünüyorsun? Sahiden buna mı inanıyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| Shoot me. See if I care. | Vur beni. Umurumda değil. Burada ne yapıyoruz Ray? | Taken-6 | 2002 | |
| Hey! I asked you to sit down. | Hey sana otur dedim. | Taken-6 | 2002 | |
| Get that thing out of my face. I've been abducted by aliens. | Çek şunu suratımdan. Ben uzaylılar tarafından kaçırıldım. | Taken-6 | 2002 | |
| You think I care about your little toy trumpet? | Senin oyuncağın umurumda mı sanıyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| RAY: You sit down, hero, or I will shoot your bride to be. | Sakin ol, yoksa müstakbel gelinini vururum. | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: Ray, I'm sure if we talk about this, we can work it out. | Ray eminim konuşarak bunu çözebiliriz. | Taken-6 | 2002 | |
| Ray, listen to Dr Penzler. It's gonna be all right. | Ray, Dr. Penzler'ı dinle. Her şey yoluna girecek. ALLIE: Annem bana çok şarkı söylerdi. | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: Give me the gun. Give me the gun. | Silahı ver. Silahı ver. Lütfen silahı ona ver Ray. | Taken-6 | 2002 | |
| Can't think with the phone ringing. | Telefon çalarken düşünemiyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| Dorothy, get over to the window and shut the blinds. | Dorothy, pencereye git ve perdeleri kapat. | Taken-6 | 2002 | |
| The rest of you stay put. Don't do anything stupid. | Sizler kıpırdamayın. Aptalca bir şey yapmayın. | Taken-6 | 2002 | |
| Come on, Dorothy! | Haydi Dorothy! | Taken-6 | 2002 | |
| All right, back with the others. | Tamam. Şimdi diğerlerinin yanına git. | Taken-6 | 2002 | |
| Whose is that? Is that you? | Kimin bu? Senin mi? Evet. | Taken-6 | 2002 | |
| Answer it. You sure? | Cevap ver. Emin misin? | Taken-6 | 2002 | |
| Just don't say anything stupid, huh? | Aptalca bir şey söyleme tamam mı? Tamam. | Taken-6 | 2002 | |
| Ni Ni Nina, it's really not a good time. | Nina, şu an iyi bir zaman değil. | Taken-6 | 2002 | |
| Allie doesn't run off, Nina. That's not something she does. | Allie kaçmaz Nina, böyle bir şey yapmaz. | Taken-6 | 2002 | |
| I I can't. It's really hard to explain. | Yapamam. Açıklaması gerçekten zor. | Taken-6 | 2002 | |
| Hang up. My daughter's missing. | Kapat. Kızım kayıpmış. Biliyorum. | Taken-6 | 2002 | |
| Hang up the phone. You can just wait. | Telefonu kapat. Biraz bekle. | Taken-6 | 2002 | |
| Yeah, she's all right. How do you know? | Evet iyi. Nereden biliyorsun? | Taken-6 | 2002 | |
| I know. She's scared, but she's all right. Listen, Nina | Biliyorum. Korkuyor ama iyi. Dinle Nina. | Taken-6 | 2002 | |
| End the damn call, Lisa. Hang up now. | Konuşmayı kes artık Lisa. Kapat şu telefonu. | Taken-6 | 2002 | |
| Help me sit him up. | Onu oturtmama yardım et. | Taken-6 | 2002 | |
| DR PENZLER: It's all right. Come on. | Sorun yok. Haydi. | Taken-6 | 2002 | |
| There you go. Oh, my God. | İşte oldu. Aman tanrım. | Taken-6 | 2002 | |
| CHARLIE: Cellophane. | Selofan... | Taken-6 | 2002 | |
| What? Cellophane. | Ne? Selofan. | Taken-6 | 2002 | |
| Cellophane. Somebody find some cellophane somewhere. | Birisi bir selofan kâğıdı bulsun. | Taken-6 | 2002 | |
| All right, he's got it. Get it off. | Tamam. Onda var. | Taken-6 | 2002 | |
| I've got a scarf! I've got a scarf! | Bende eşarp var! Bende eşarp var! | Taken-6 | 2002 | |
| Where are you going? | Nereye gidiyorsun? Eşarbımı alıyorum. Çünkü onu vurdun Ray! | Taken-6 | 2002 | |
| Ray, Charlie is really hurt. | Ray, Charlie'nin durumu ciddi. Onu hastaneye götürmeliyiz. | Taken-6 | 2002 | |
| I guess I wasn't that much help to you after all, was I? | Size çok da yardımım olduğu söylenemez değil mi? | Taken-6 | 2002 | |
| This doesn't have to get any worse, Ray. | Bunu daha da kötüleşmesine gerek yok Ray. | Taken-6 | 2002 |