Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158062
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I just want to say, for the record, I am not with this man. | Sadece kayıtlara geçsin, ben bu adamla beraber değilim. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Hey, aren't those the guys | Hey, bu herifler kendi silahlarıyla... Hey, bu herifler kendi silahlarıyla Hey, bu herifler kendi silahlarıyla | Tactical Force-1 | 2011 | |
| who were reaching for their gun and got themselves shot? | kendilerini vurmamışlar mıydı? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Mayor says the city is thinking of throwing a parade in your honor. | Belediye Başkanı, şehrin sizin onurunuza, bir tören düzenlemeyi planladığını söylüyor. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| In memory of Blanco, as well. | Aynı zamanda, Blanco'nun anısına. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I don't think I need to tell you | Size söylemem gerekir mi bilmiyorum ama | Tactical Force-1 | 2011 | |
| how important a find the contents of that case were, | bu çekişmenin taraflarını bulmanın, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| and the fact that it's off the streets for good. | ve onları sokaklardan temizlendigi gerçeğinin, önemi çok büyük. ve onları sokaklardan temizlendiği gerçeğinin, önemi çok büyük. ve onları sokaklardan temizlendigi gerçeğinin, önemi çok büyük. ve onları sokaklardan temizlendigi gerçeğinin, önemi çok büyük. ve onları sokaklardan temizlendigi gerçeğinin, önemi çok büyük. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Thank you, sir. It's an honor to serve. | Teşekkürler , efendim. Hizmet etmek bir onurdu. Teşekkürler, efendim. Hizmet etmek bir onurdu. Teşekkürler, efendim. Hizmet etmek bir onurdu. Teşekkürler , efendim. Hizmet etmek bir onurdu. Teşekkürler , efendim. Hizmet etmek bir onurdu. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| There's one problem, though. | Ama yinede bir problem var. Ama yine de bir problem var. Ama yinede bir problem var. Ama yinede bir problem var. Ama yinede bir problem var. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Is he on his way? | Geliyor mu? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Got a complaint from the Feds. | Federallerin bir şikayeti var. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| They say you roughed up one of their agents. | Dediklerine göre ajanlarından birini hırpalamışsınız. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| That classroom instructor? Sir, that guy was a clown. | O sınıf öğretmeni mi? Efendim, o herif soytarının tekiydi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| He didn't know the first thing about SWAT operations. | SWAT operasyonları hakkında ilk şeyi bilmiyordu. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Seriously, Chief, the guy was a blowhard. | Cidden, Şef, kibirli, sürekli sallayan herifin tekiydi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I can vouch for that, he was a total blowhard. | Bunu doğruluyorum tamamiyle sallıyordu. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| What the fuck? Hey, guys. | Noluyo amına koyim? Hey, çocuklar. Neler oluyor burada? Hey, çocuklar. Noluyo amına koyim? Hey, çocuklar. Noluyo amına koyim? Hey, çocuklar. Noluyo amına koyim? Hey, çocuklar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Allow me to introduce Agent | Çocuklar takdim etmeme izin verin. Ajan... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Kenny? No, no, no. Kenny is just my handle. | Kenny? Hayır, hayır. Kenny idaretendi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You guys don't have the security clearance to get my real name. | Siz çocukların, benim gerçek adımı alabilecek güvenlik yetkisi yok. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| But I saw you die. No, no, no. | Ama öldüğünü gördüm. Hayır. hayır. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You saw... what I wanted you to see. | Benim görmeni istediğim şeyi gördün. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You fucking morons. You should have seen their faces. | Kodumun moronları. Yüzlerini görmeliydin. Geri zekalı moronları. Yüzlerini görmeliydin. Kodumun moronları. Yüzlerini görmeliydin. Kodumun moronları. Yüzlerini görmeliydin. Kodumun moronları. Yüzlerini görmeliydin. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I picked your brains out of my hair. Did you? | Saçımdan beyin parçalarını toplamıştım Sahi mi? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| What the hell's going on, Chief? | Neler oluyor, Şef? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| What's going on is that, once again, | Olan bir kez daha şu... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| you cowboys are standing on your own dicks. | siz kovboylar kendi sikinize güveniyorsunuz. siz kovboylar kendinize güveniyorsunuz. siz kovboylar kendi sikinize güveniyorsunuz. siz kovboylar kendi sikinize güveniyorsunuz. siz kovboylar kendi sikinize güveniyorsunuz. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Except for you, Officer Jannard. | Senin dışında, Memur Jannard. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| It's physically impossible for you to stand on your own. | Fiziksel olarak bu senin için mümkün değil. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You gonna let me in on the deal, whoever you are? | Her kimsen bana meseleyi anlatıcak mısın? Her kimsen bana meseleyi anlatacak mısın? Her kimsen bana meseleyi anlatıcak mısın? Her kimsen bana meseleyi anlatıcak mısın? Her kimsen bana meseleyi anlatıcak mısın? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| The deal, Captain Tate? The deal... | Mesele, Captain Tate? Mesele... Mesele, Kaptan Tate? Mesele... Mesele, Captain Tate? Mesele... Mesele, Captain Tate? Mesele... Mesele, Captain Tate? Mesele... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| is that you clowns have totally fucked up my investigation, | siz soytarılar , son beş yıl boyunca yürüttüğüm... siz soytarılar, son beş yıl boyunca yürüttüğüm... siz soytarılar, son beş yıl boyunca yürüttüğüm... siz soytarılar , son beş yıl boyunca yürüttüğüm... siz soytarılar , son beş yıl boyunca yürüttüğüm... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| that I was conducting for the last five years. Five years. | soruşturmamın tamamen içine ettiniz. Beş yıl. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Five years of my life I spent getting that item, | O itemi alabilmek için hayatımın beş yılını harcadım ve... O nesneyi alabilmek için hayatımın beş yılını harcadım ve... O itemi alabilmek için hayatımın beş yılını harcadım ve... O itemi alabilmek için hayatımın beş yılını harcadım ve... O itemi alabilmek için hayatımın beş yılını harcadım ve... | Tactical Force-1 | 2011 | |
| slowly reeling in the two factions responsible for it. | yavaşça iki tarafın sorumlu olduğu bir ortam hazırlıyordum. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Look, man... I saw you die. | Bak, adamım... Öldüğünü gördüm. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You really can't get over that, can you? No, no, no, I can't. | Hala orayı aşamadın değil mi? Hayır, hayır, aşamadım. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Let me put it this way. Lampone, you know, uh, Kobe? | Sana şöyle anlatıyım. Lampone, biliyorsun, uh, Kobe? Sana şöyle anlatayım. Lampone, biliyorsun, uh, Kobe? Sana şöyle anlatıyım. Lampone, biliyorsun, uh, Kobe? Sana şöyle anlatıyım. Lampone, biliyorsun, uh, Kobe? Sana şöyle anlatıyım. Lampone, biliyorsun, uh, Kobe? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| He is in on it too. That's right, | O da işin içinde. Bu doğru, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| and the Russians and Italians both have a hit out on him now. | ve Ruslarla İtalyanlar şimdi onu fellik fellik arıyorlar. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| He's had to go into deep hiding. | Bu nedenle çok derinlere, saklanması icap ediyor. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| It's deep, man. | Derin, dostum. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Penetrating deep. | İçine işleyecek kadar derin. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Chief, are we in on this? | Şef, bunun içinde miyiz? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, so anyway, this is what I need. | Evet, herneyse, benimde ihtiyacım olan bu. Evet, her neyse, benimde ihtiyacım olan bu. Evet, herneyse, benimde ihtiyacım olan bu. Evet, herneyse, benimde ihtiyacım olan bu. Evet, herneyse, benimde ihtiyacım olan bu. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I need you guys to keep a teeny weeny little secret for me. | Siz çocuklardan benim için miniminicik bir sır tutmasını istiyorum. Siz çocuklardan benim için mini minicik bir sır tutmasını istiyorum. Siz çocuklardan benim için miniminicik bir sır tutmasını istiyorum. Siz çocuklardan benim için miniminicik bir sır tutmasını istiyorum. Siz çocuklardan benim için miniminicik bir sır tutmasını istiyorum. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| All the shooting, the fires, the wreckage at the base, | Mekandaki, bütün çatışma, yıkıntı... Mekândaki, bütün çatışma, yıkıntı... Mekandaki, bütün çatışma, yıkıntı... Mekandaki, bütün çatışma, yıkıntı, the wreckage at the base, Mekandaki, bütün çatışma, yıkıntı, the wreckage at the base, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| it's kinda set the public off a little. | halkın biraz ilgisini çekti. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| So you guys are gonna have to take the fall for it. | Bu yüzden siz çocuklar bunun mesuliyetini üstünüze almalısınız, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I mean, uh, the glory for all of it. | Yani, uh, olayın getireceği şöhrette cabası. Yani, olayın getireceği şöhrette cabası. Yani, uh, olayın getireceği şöhrette cabası. Yani, uh, olayın getireceği şöhrette cabası. Yani, uh, olayın getireceği şöhrette cabası. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Just keep your mouths shut. | Sadece çenenizi kapalı tutun . Sadece çenenizi kapalı tutun. Sadece çenenizi kapalı tutun. Sadece çenenizi kapalı tutun . Sadece çenenizi kapalı tutun . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You think you can handle that this time? | Bu sefer bunu halledebileceğinizi düşünüyor musunuz? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You guys are gonna look like heroes, | Siz çocuklar kahraman gibi gözükeceksiniz, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| little kids are gonna write you little letters. | küçük çocuklar size minik mektuplar yazacak. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You'll end up on Good Morning, LA. | En sonunda "Günaydın Los Angeles"'a çıkarsınız. En sonunda Günaydın Los Angeles'a çıkarsınız. En sonunda "Günaydın Los Angeles"'a çıkarsınız. En sonunda "Günaydın Los Angeles"'a çıkarsınız. En sonunda "Günaydın Los Angeles"'a çıkarsınız. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| All of that, blah, blah, blah, | Bütün herşey, blah, blah, blah, Bütün her şey, vıdı, vıdı, vıdı, Bütün herşey, blah, blah, blah, Bütün herşey, blah, blah, blah, Bütün herşey, blah, blah, blah, | Tactical Force-1 | 2011 | |
| and everything will end up just fine. | ve herşey yolunda olacak. ve her şey yolunda olacak. ve herşey yolunda olacak. ve herşey yolunda olacak. ve herşey yolunda olacak. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Just shut up, OK? | Sadece çenenizi kapayın, Tmam mı? Sadece çenenizi kapayın, Tamam mı? Sadece çenenizi kapayın, Tamam mı? Sadece çenenizi kapayın, Tmam mı? Sadece çenenizi kapayın, Tmam mı? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| And one more thing uh, you never saw me here. | Ve bir şey daha... beni burda hiç görmediniz. Ve birşey daha... beni burda hiç görmediniz. Ve bir şey daha beni burda hiç görmediniz. Ve bir şey daha beni burda hiç görmediniz. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| So how she feel? | Nasıl hissediyor? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Just like new, maybe better. | Tazelenmiş, belki daha iyi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| I think she's better. | Bence daha iyi. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Ball called again. | Ball yine aradı. Ball, yine aradı. Ball yine aradı. Ball yine aradı. Ball yine aradı. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah? You tell him you still had your job? | Evet? Hala işinde çalıştığını söyledin mi? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Yeah, but I also told him to keep my seat warm. | Evet, ama aynı zamanda koltugumu sıcak tutmasını söyledim. Evet, ama aynı zamanda koltuğumu sıcak tutmasını söyledim. Evet, ama aynı zamanda koltuğumu sıcak tutmasını söyledim. Evet, ama aynı zamanda koltugumu sıcak tutmasını söyledim. Evet, ama aynı zamanda koltugumu sıcak tutmasını söyledim. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Eagle 4, we have a 187 in progress at 2540 Cahuenga. | Kartal 4, 187 durumu 2540 Cahuenga'da vuku bulmakta. Kartal 4, 187 durumu 2540 Cahuenga'da vuku bulmakta. Kartal 4, 187 durumu 2540 Cahuenga'da vuku bulmakta. Kartal 4, 187 durumu 2540 Cahuenga'da vuku bulmakta. Kartal 4, 187 durumu 2540 Cahuenga'da vuku bulmakta. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| This is Eagle 4, we're on our way. | Kartal 4 konuşuyor, geliyoruz. | Tactical Force-1 | 2011 | |
| OK if Daisy comes with? | Daisy de gelebilir mi ? Daisy de gelebilir mi? Daisy de gelebilir mi? Daisy de gelebilir mi ? Daisy de gelebilir mi ? | Tactical Force-1 | 2011 | |
| Wouldn't have it any other way. | Başka bir yolu yok gibi . Başka bir yolu yok gibi. Başka bir yolu yok gibi. Başka bir yolu yok gibi . Başka bir yolu yok gibi . | Tactical Force-1 | 2011 | |
| You move, you die! l said down! | Kıpırdarsan , ölürsün ! Eğil dedim! Kıpırdarsan, ölürsün! Eğil dedim! Kıpırdarsan, ölürsün! Eğil dedim! Kıpırdarsan , ölürsün ! Eğil dedim! Kıpırdarsan , ölürsün ! Eğil dedim! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Get down! l said, get down! Nobody move! Get down! | Eğil! Eğil, dedim ! Kimse Kıpırdamasın! Eğil! Eğil! Eğil, dedim! Kimse Kıpırdamasın! Eğil! Eğil! Eğil, dedim! Kimse Kıpırdamasın! Eğil! Eğil! Eğil, dedim ! Kimse Kıpırdamasın! Eğil! Eğil! Eğil, dedim ! Kimse Kıpırdamasın! Eğil! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Where? l know it's here! | Nerede? Burda olduğunu biliyorum! Nerede? Ben biliyorum, burada! Nerede? Burda olduğunu biliyorum! Nerede? Burda olduğunu biliyorum! Nerede? Burda olduğunu biliyorum! Nerede? Burada olduğunu biliyorum! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| (Man on radio) Eagle 40419er. (Man) This is Eagle 4. | Kartal 40419. Kartal 4 konuşuyor . Kartal 40419. Kartal 4 konuşuyor. Kartal 40419. Kartal 4 konuşuyor. Kartal 40419. Kartal 4 konuşuyor . Kartal 40419. Kartal 4 konuşuyor . | Tactical Force-2 | 2011 | |
| (Man) l'm on my way. Eagle 4 out. | Geliyorum. Kartal 4 tamam. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Enough talk! Give me what l want or people die! | Bu kadar konuşma yeter! Bana istediğim şeyi verin yoksa insanlar ölür! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| 'cause l will paint the walls with these people's brains. | çünkü eğer öyleyse duvarları bu insanların beyniyle boyayacağım. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| (Robber) No more talk! l know you're stalling. | Artık, daha fazla konuşma! Beni oyaladığını biliyorum. Artık daha fazla konuşma! Beni oyaladığını biliyorum. Artık daha fazla konuşma! Beni oyaladığını biliyorum. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Give me what l want, now! | Bana istediğim şeyi ver, hemen! Bana istediğimi verin! Hemen! Bana istediğim şeyi ver, hemen! Bana istediğim şeyi ver, hemen! Bana istediğim şeyi ver, hemen! Bana istediğim şeyi ver, hemen! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l already told the other guy. | Diğer elemana zaten söyledim. Diğer arkadaşa söyledim ya. Diğer elemana zaten söyledim. Diğer elemana zaten söyledim. Diğer elemana zaten söyledim. Diğer elemana zaten söyledim. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Well, l just relieved the other guy, so you'll be dealing with me now. | Diğer adamın görevini devraldım, şu an benimle muhattap olucaksın. Diğer adamın görevini devraldım, şu an benimle muhatap olacaksın. Diğer adamın görevini devraldım, şu an benimle muhattap olucaksın. Diğer adamın görevini devraldım, şu an benimle muhattap olucaksın. Diğer adamın görevini devraldım, şu an benimle muhattap olucaksın. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| According to my department policy, l'm supposed to ask for your demands, | Bağlı bulunduğum departmanın kurallarına göre, taleplerini sormak durumundayım. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l think we'll just storm the place, | sanırım sadece mekanı basıp... Bu gidişle tek çarem... sanırım sadece mekanı basıp... sanırım sadece mekanı basıp... sanırım sadece mekanı basıp... sanırım sadece mekânı basıp... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l'm asking if you want to do this the easy way or the hard way. | Sana bunu kolay yoldan mı, yoksa zor yoldan mı yapalım onu soruyorum . Sana bunu kolay yoldan mı, yoksa zor yoldan mı yapalım onu soruyorum. Sana bunu kolay yoldan mı, yoksa zor yoldan mı yapalım onu soruyorum. Sana bunu kolay yoldan mı, yoksa zor yoldan mı yapalım onu soruyorum . Sana bunu kolay yoldan mı, yoksa zor yoldan mı yapalım onu soruyorum . | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l'll blow this motherfucker's head off! l swear to God! | Bu siktiğiminin kafasını uçururum ! Yemin ediyorum ki ! Bu adamın kafasını uçururum! Yemin ediyorum ki! Bu siktiğiminin kafasını uçururum! Yemin ediyorum ki! Bu siktiğiminin kafasını uçururum ! Yemin ediyorum ki ! Bu siktiğiminin kafasını uçururum ! Yemin ediyorum ki ! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Hands where l can see 'em! | Ellerini görebileceğim bir yere koy ! Ellerini göster, göreceğim! Ellerini görebileceğim bir yere koy! Ellerini görebileceğim bir yere koy ! Ellerini görebileceğim bir yere koy ! Ellerini görebileceğim bir yere koy! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| (Man) Put it down! | Bırak silahını! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Oh! (Chuckles) That? Just a little noise. Are we good? | Ah! Şu mu? Sadece küçük bir ses. Anlaştık mı? Ha, şu mu? Sadece küçük bir ses. Anlaştık mı? Ah! Şu mu? Sadece küçük bir ses. Anlaştık mı? Ah! Şu mu? Sadece küçük bir ses. Anlaştık mı? Ah! Şu mu? Sadece küçük bir ses. Anlaştık mı? | Tactical Force-2 | 2011 | |
| So l can't give her up. A BB gun? | Onun için ondan vazgeçemem. Havalı tabanca mı ? Onun için ondan vazgeçemem. Havalı tabanca mı? Onun için ondan vazgeçemem. Havalı tabanca mı? Onun için ondan vazgeçemem. Havalı tabanca mı ? Onun için ondan vazgeçemem. Havalı tabanca mı ? | Tactical Force-2 | 2011 | |
| You know, the one where we're all awarded the "officer of the year." | Hepimizin "Yılın Memuru" olarak ödüllendirildiği konuşmada. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| Oh, that speech. (Clears throat) | Oh, o konuşmada ... Oh, o konuşmada... Oh, o konuşmada... Oh, o konuşmada ... Oh, o konuşmada ... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l'd sincerely like to thank the people of LA | Tüm içtenliğimle Los Angeles halkına teşekkürlerimi sunuyorum... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| and l'd also like to thank the mayor for allowing us | ve ayrıca Belediye Başkanımıza bize... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| That was major. (Laughter) | Çok iyiydi . Çok iyiydi. Çok iyiydi. Çok iyiydi . Çok iyiydi . | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l got dead thieves. | Elimde ölü hırsızlar var. | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l got wounded hostages! | Elimde yaralı rehineler var! | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l got a store manager in the hospital with a concussion | Elimde beyin sarsıntısı geçirmiş bir mağaza müdürü var... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l got an armored car guard with a broken pelvis. | Elimde, kırılmış leğen kemiği olan bir zırhlı araç görevlisi var... Elimde, kırılmış leğen kemiği olan bir zırhlı araç görevlisi var Elimde, kırılmış leğen kemiği olan bir zırhlı araç görevlisi var | Tactical Force-2 | 2011 | |
| And l got a national food chain suing the department | ve departmanı, 10 dakikadan az bir sürede çeyrek milyon mülke... | Tactical Force-2 | 2011 | |
| l'm told you... | Sana söyleyeyim... | Tactical Force-2 | 2011 |