Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157814
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You want to cut me out with that story? | Bu hikayelerinizle beni işin dışına mı itmek istiyorsunuz? | Swindled-1 | 2004 | |
| I haven't left my house since Ernesto rang me | Ernesto arayana kadar evden hiç ayrılmadım | Swindled-1 | 2004 | |
| and told me to meet you here. | ve burada buluşacağımızı söyledi. | Swindled-1 | 2004 | |
| Please. Please! | Lütfen. Lütfen! | Swindled-1 | 2004 | |
| Federico, that's a lie. | Federico, yalan söylüyor. | Swindled-1 | 2004 | |
| Didn't you tell me to come here? | Sen çağırmadın mı beni buraya? | Swindled-1 | 2004 | |
| Yes, like your husband on the verge of death. | Evet, ölümün eşiğindeki kocan gibi değil mi. | Swindled-1 | 2004 | |
| No, I can explain that. | Onu açıklayabilirim. | Swindled-1 | 2004 | |
| But I didn't kill anyone or make any swap. | Ama ne birisini öldürdüm ne de çantaları değiştirdim. | Swindled-1 | 2004 | |
| He called me, | Beni o aradı, | Swindled-1 | 2004 | |
| he set up this farce. | bu saçmalıklar onun başının altından çıkıyor. | Swindled-1 | 2004 | |
| Pilar, | Pilar, | Swindled-1 | 2004 | |
| This morning, I'm supposed to have done the swap | Bu sabah, çantaları değiştiriyorum, | Swindled-1 | 2004 | |
| and killed two people without leaving the house. | iki adamı öldürüyorum, hem de evden hiç çıkmadan. | Swindled-1 | 2004 | |
| It's ridiculous. | Saçma değil mi. | Swindled-1 | 2004 | |
| Go after him. | Takip et şunu. | Swindled-1 | 2004 | |
| Give me the briefcase. | Çantayı ver bakalım. | Swindled-1 | 2004 | |
| How you must have laughed at me. I didn't know how to do it. | Arkamdan güldün değil mi. Ne olduğunu anlamamıştım. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm sorry. I didn't know how to do it. | Üzgünüm. Beceremedim. | Swindled-1 | 2004 | |
| It was all her idea. | Hepsi onun fikriydi. | Swindled-1 | 2004 | |
| She said that you'd take all the money. | Parayı senin aldığını söyledi. | Swindled-1 | 2004 | |
| You're lying! Why? | Niye yalan söylüyorsun? | Swindled-1 | 2004 | |
| That you killed Fingers and you'd kill all of us. | Cepçi'yi öldürmüşsün, sıra bizdeymiş. | Swindled-1 | 2004 | |
| I don't understand. | Bir şey anlamadım. | Swindled-1 | 2004 | |
| I had to swap the briefcase and bring it here. | Çantaları değiştirip buraya getrimeye zorladı beni. | Swindled-1 | 2004 | |
| ls that all? Yes, I swear. | Bu kadar mı? Evet, yemin ederim. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm sorry, Federico. | Üzgünüm Federico. | Swindled-1 | 2004 | |
| The deaths, the swap... It was you. | Ölümler, değiş tokuş... Senin işin. | Swindled-1 | 2004 | |
| You called me, you can't fool me. | Beni sen aradın, kandıramazsın. | Swindled-1 | 2004 | |
| You're pathetic. Pathetic. | Çok dokunaklı. Hem de çok. | Swindled-1 | 2004 | |
| You'll never change. | Hiç değişmeyeceksin. | Swindled-1 | 2004 | |
| It wasn't enough that you and I would split it. | İkimiz paylaşacaktık, ama sana yetmedi. | Swindled-1 | 2004 | |
| You wanted it all. | Tümünü istedin. | Swindled-1 | 2004 | |
| What the hell are you talking about? | Ağzından neler çıkıyor senin? | Swindled-1 | 2004 | |
| You'd have screwed us all for this whore? | Bu orospu yüzünden hepimizi kazıklayacak mıydın? | Swindled-1 | 2004 | |
| You'll never humiliate me again. | Beni bir daha kazıklamana izin vermeyeceğim. | Swindled-1 | 2004 | |
| No, Federico. | Gelme, Federico. | Swindled-1 | 2004 | |
| Stay where you are. I didn't betray you! | Olduğun yerde kal. Sana ihanet etmedim! | Swindled-1 | 2004 | |
| I didn't want to shoot! Why did you make me do it? | Vurmak istemedim! Niye beni zorladın? | Swindled-1 | 2004 | |
| Federico, you must believe me! | Federico, inan bana! | Swindled-1 | 2004 | |
| Ladies and gentlemen, please! | Bayanlar ve baylar! | Swindled-1 | 2004 | |
| Please keep calm. | Lütfen sakin olun. | Swindled-1 | 2004 | |
| We're policemen. It's all under control. | Emniyetteniz. Olay kontrolümüz altında. | Swindled-1 | 2004 | |
| Don't lie anymore, please. | Daha fazla yalan söyleme lütfen. | Swindled-1 | 2004 | |
| It was all a set up. And I organized it all! | Hepsi kurmacaydı. Ve benim başımın altından çıktı! | Swindled-1 | 2004 | |
| Gypsy's death. | Çingenenin ölümü. | Swindled-1 | 2004 | |
| Orozco's swap. | Orozco'nun çantaları değiştirmesi. | Swindled-1 | 2004 | |
| Guzman's death. | Guzman'ın ölümü. | Swindled-1 | 2004 | |
| I knew you'd want to screw me | Beni aldatacağını biliyordum, | Swindled-1 | 2004 | |
| so I took your advice. I kept one step ahead. | ben de senin öğüdünü tuttum. Bir adım önde gittim. | Swindled-1 | 2004 | |
| The police are coming! | Polis geliyor! | Swindled-1 | 2004 | |
| Please, an ambulance. | Lütfen ambulans çağır. | Swindled-1 | 2004 | |
| It's too late. Why did you have to go so far? | Çok geç. Niye bu kadar ileri gittin? | Swindled-1 | 2004 | |
| I wanted to be sure, you bastard! | Emin olmak istedim, piç kurusu! | Swindled-1 | 2004 | |
| Who's in on it? | Kimler işin içinde? | Swindled-1 | 2004 | |
| Good Lord, | Tanrı aşkına, | Swindled-1 | 2004 | |
| I owed it to poor Fingers. | Zavallı Cepçi'ye bunu borçluydum. | Swindled-1 | 2004 | |
| I've always wanted to travel, see the world. | Hep bir dünya turuna çıkmak istemişimdir. | Swindled-1 | 2004 | |
| A month in the Caribbean, | Karayipler'de bir ay, | Swindled-1 | 2004 | |
| another in Puerto Rico... | bir ay da Porto Riko'da ... | Swindled-1 | 2004 | |
| I'd like to start a business. | Bir iş kuracağım. | Swindled-1 | 2004 | |
| And go bankrupt, open another one, and another. | Sonra batıp tekrar kuracağım, tekrar, tekrar. | Swindled-1 | 2004 | |
| I don't know what I'll do. | Ben karar vermedim henüz. | Swindled-1 | 2004 | |
| Ernesto? | Ernesto sen? | Swindled-1 | 2004 | |
| It's Mellado. | O Mellado. | Swindled-1 | 2004 | |
| What'll we do with him? | Onu ne yapacağız? | Swindled-1 | 2004 | |
| Drop him at the next bus stop. | İlk otobüs durağında indiririz. | Swindled-1 | 2004 | |
| What'll I do with my share? | Payıma düşenle ne yapacaktım? | Swindled-1 | 2004 | |
| I don't know and I don't care. But I know I have it. | Bilmiyorum, umurumda da değildi. Tek bildiğim, paranın bende olduğu. | Swindled-1 | 2004 | |
| Life has taught me that fathers break their promises, | Hayat bana, babaların sözlerinde durmadığını, | Swindled-1 | 2004 | |
| that the people you love die too, | sevdiğin insanların da ölebileceğini, | Swindled-1 | 2004 | |
| that you never get the ace, | her zaman eline as gelmeyeceğini, | Swindled-1 | 2004 | |
| that money can take possession of people, | paranın insanlara hükmettiğini, | Swindled-1 | 2004 | |
| that there's always somebody smarter than you. | ve her zaman senden daha akıllı birilerinin olduğunu öğretmişti. | Swindled-1 | 2004 | |
| To sum up, life is just a fucking scam, | Hepsini toplarsak, hayat da sikik bir aldatmaca, | Swindled-1 | 2004 | |
| and it's best to be with the cheats. | en iyisi de dolandırıcılar tarafında olmak. | Swindled-1 | 2004 | |
| I know what I'll do with it. | Parayla ne yapacağımı biliyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| Give it all to the Church. | Hepsini kiliseye bağışlayacağım. | Swindled-1 | 2004 | |
| This blood tastes like raspberry syrup. Try it. | Kanın tadı aynı frambuazlı şurup gibi. Tadına baksana. | Swindled-1 | 2004 | |
| Give me the briefcase. | Çantayı ver bana. | Swindled-1 | 2004 | |
| The briefcase! | Çanta! | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm sorry, Federico. | Özür dilerim Federico. | Swindled-1 | 2004 | |
| The deaths and the swap... It was you. | Ölümler, çantaların değiş tokuşu... Hepsi senin işin. | Swindled-1 | 2004 | |
| You're pathetic. | Çok dokunaklı. | Swindled-1 | 2004 | |
| Lies have short legs. | Yalanın bacakları kısadır. | Swindled-1 | 2004 | |
| When you want to win at all costs you might make mistakes. | "Her ne pahasına olursa olsun kazanayım" derseniz, hata yapmanız kaçınılmaz olur. | Swindled-1 | 2004 | |
| Some one told me he can help me find the guitar. | Birisi onun bana gitar bulmamda yardımcı olabileceğini söyledi. | Swing-1 | 2002 | |
| This guitar | Bu gitar... | Swing-1 | 2002 | |
| Listen,I want your CD player. | Hey, senin CD çalarını istiyorum. | Swing-1 | 2002 | |
| Get away | Çekilin. | Swing-1 | 2002 | |
| Take this | Al bunu. | Swing-1 | 2002 | |
| A string is missing | Bir yayı eksik. | Swing-1 | 2002 | |
| Wait a moment,I'm gonna find it | Bekle bir dakika, bir şey bulacağım. | Swing-1 | 2002 | |
| Yes,I give you this CD player as an exchange | Evet, karşıIığında sana bu CD çaları veririm. | Swing-1 | 2002 | |
| An excellence guitarist | Muhteşem bir gitarist. | Swing-1 | 2002 | |
| But i have to take back the battery first | Ama önce pillerini geri alayım. | Swing-1 | 2002 | |
| "Don't forget the music" | "Müzisyeni unutmayın. " | Swing-1 | 2002 | |
| You come here again? | Yine buraya mı geldin? | Swing-1 | 2002 | |
| I'm here to listen to your playing guitar | Gitar çalışını dinlemeye geldim. | Swing-1 | 2002 | |
| Yes,a very beautiful one | Evet, güzel bir tane. | Swing-1 | 2002 |