Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157763
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You know... a lot of people | Biliyorsun... birçok insan | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
are expecting us to get married in the city,... | bizim şehirde evlenmemizi bekliyor,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
but I think a nice, quiet, country wedding is just the ticket. | Fakat düşünüyorum da güzel, sessiz, yöresel bir düğün iyi bir etiket olurdu. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Pearl, if you... if you folks could take care of the rehearsal dinner,... | Pearl, eğer siz... eğer sizler akşam yemeğinin provası ile ilgilenirseniz,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'd really like to take care of the rest. | Ben geri kalanı ile ilgilenmektan mutluluk duyacağım | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, I think we could cover that. | Evet, sanırım bunu karşılayabiliriz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
How many times does your only daughter get married? | Senin tek kızın kaç kez evlendi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Other than before. | Önceki hariç. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Felony Melanie? | Ağır suçlu Melanie? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
She was never convicted. | Asla suçlu bulunmadı o. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I don't know which is worse... | Neyin kötü olduğunu bilmiyorum... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
child cat killer or sons of the Confederacy. | çocuk kedi katili mi? Konfederasyonun oğulları mı? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
What would you suggest I do... dump her for being poor? | Ne yapmamı öneriyorsun... onu fakir olduğu için yere mi düşüreyim? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You're supposed to be a Democrat, remember? | Senin demokrat olman gerekiyordu hatırlıyor musun? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
There is nothing wrong with being poor. | Fakir olmakta bir hata yok ki. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I get elected by poor people and... | Ben fakir insanlar tarafından seçiliyorum ve... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'm a big enough person to commend her for making something of herself. | Onu takdir edecek kadar büyüklül gösteriyorum, kendisinden birşey yarattığı için. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
What upsets me is that she lied to you. | Beni üzen şey sana yalan söylemiş olması. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
So what? She was ashamed of her background. | Ne yani? Geçmişinden utanıyordu. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Who hasn't been embarrassed by their parents at one point? | Bir noktaya kadar ailesini kim utandırmamıştır ki? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'm going to assume that was a rhetorical question. | Bunu konuşma sanatına ait bir soru olarak farzediyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Assume away. | Öyle farzet. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
No one is going to change my mind about this... | Kimse bunun hakkındaki fikrimi değiştiremeyecek... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
not you, not the media, not anyone. | ne sen, ne medya, ne başka biri. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
but admit it... I was right. | Fakat şunu kabul et... Ben haklıydım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Yes... you were right. | evet... sen haklıydın. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
There is a wedding in your future, whether you like it or not. | İstesen de istemesen de senin geleceğinde evlilik var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
And how, exactly, does Little Miss Alabama plan to accommodate 500 people? | Ve tam olarak Küçük bayan Alabama 500 insanı mı barındırmayı planlıyor? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I suppose she has connections at the jail. | Sanırım onun hapishaneyle bağlantıları var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, there are several excellent choices... | Pekala, başka harika seçenekler var... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
the Travelodge, Days Inn, a Motel 6,... | Travelodge, Days Inn, Motel 6,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
oh, and the Golden Cherry Motel, where we will be. | oh, ve Golden Cherry Moteli, nerede olacak? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Laugh now, but if this gets out... | Şimdi gül, fakat bu açığa çıkarsa... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
It won't. | Çıkmayacak. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
The press expects the Plaza in June. | Basın Haziran'da Plaza olmasını bekliyor. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Now, let's talk about your wedding. | Şimdi, düğünün hakkında konuşalım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
This place is gorgeous and we can control the security. | Bu yer mükemmel ve güvenliği kontrol edebiliriz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
The Carmichael plantation? | Carmichael çiftliği? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
It did inspire your identity, did it not? | kimliğine ilham verdi, değil mi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You thought of everything. Yeah, well, I always do. | Herşeyi düşünmüşsün. Evet her zaman yaptığım gibi. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Been great. Keep in touch. | Mükemmellik işte. Arayı soğutmayalım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You guys remember the sheik. Yeah. | Çocuklar şeyhi hatırlıyor musunuz. Evet. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, he proposed to me,... | Evet, bana evlenme teklif etti,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
and I think I loved him, despite his billions. | ve trilyonlarına rağmen onu sanırım sevdim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Then why didn't you say "yes"? | O halde niye ona "evet" demedin? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Because I hesitated long enough to realize... | Çünkü yeteri kadar tereddüt ettiğim için farkına vardım ki... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
my head and my heart were saying two different things. | beynim ve kalbim iki farklı şey söylüyor. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
It's this way. Yeah. | Bu yoldan. Evet. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, it's a big decision. | Evet, bu büyük bir karar. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, it's supposed to be the easiest one you ever make. | Evet, bunun şu ana kadar verdiklerinin en kolayı olması gerekiyor. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Wasn't it? | Öyle değil miydi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Hey, Tabby, this is it... | Hey, Tabby, işte bu o... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
this is the stuff I was telling you about. | bu size hakkında bahsettiğim şey. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
"Deep South Glass." | "Deep South Glass." | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Oh, yes. Let's. | Oh, evet. Haydi. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Do we know... | Tanıyor muyuz... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Mo'? | Mo'? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Look at these. | Şuna bir bak. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
It's what happens to sand when it's struck by lightning. | Yıldırım düştüğünde toprağa olan şey gibi. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
She's pulling your dick. | o senin şeyini çekiyor. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
No, really. I've seen it. | Hayır, gerçekten mi. Gördüm onu. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You just have to dig it up. | You just have to dig it up. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Oh, hey, Bryant. | Oh, hey, Bryant. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I saw him first. | onu ilk ben gördüm. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I, uh... think he's already taken. | Ben, ah... sanırım o çoktan kapılmış. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I tried to call you a couple of times. | Seni birkaç kez aramayı denedim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Listen, since you're here,... | Dinle, madem burdasın,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
you and your friends should look around and have some lunch. | sen ve arkadaşların çevreyi gezin ve öğle yemeği yiyin. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Y'all should sit on the deck. It's nice. | sizler güvertede de oturmalısınız. Güzeldir. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Come on, Bryant, let's, uh... let's leave this lady alone. | Haydi, Bryant, haydi, ah... haydi bu bayanı yalnız bırak. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Yes, sir. Can we help you? | Evet, efendim. Sana yardım edebilir miyiz? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'm... I'm looking for a Melanie Carmichael. | Ben... Ben Melanie Carmichael'ı arıyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Anybody here recognize that name? | İçinizde bu ismi tanıyan var mı? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
What business you got with her? | Onunla ne işin var senin? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'm afraid that's a private matter. | Korkarım ki bu özel bir mesele. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, then, I'm afraid we can't help you. | Peki, o halde, Korkarım biz de sana yardım edemeyiz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Damn reporters. | Kahrolası muhabirler. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Like the first ant at a picnic. | Piknikteki ilk karınca gibiler. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Now... this one here's from Louisiana. | Bak... buradaki şey Louisiana'dan. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
See? It's got a little alligator on top. | Gördün mü? Tepesinde küçük bir timsah var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
How sweet. I can see where your daughter gets her taste. | Ne tatlı. Kızının damak zevkini nereden aldığını görebiliyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
This is one of those disasters waiting to happen. | bu olmayı bekleyen felaketlerden sadece bir tanesi. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You know, one of the big ones that only cockroaches survive. | Bilirsin, felaketin büyüklerinden birisi yaşayan son hamamböceğidir. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
One down... 7 million to go. | bir tanesini hakladım ... Sırada 7 milyon tane daha var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You just smashed the state bird of Alabama. | Alabama'nın eyalet kuşlarından birini az önce ezdiniz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, finally. Hi! How are you?! | Evet, sonunda. Merhaba! Nasılsın?! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Hey, buddy. Hello, sir. | Hey, ahbap. Merhaba, efendim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, I can see why Melanie is so adorable. | Evet, Melanie'nin niçin bu kadar çekici olduğunu anlıyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
We're so happy to have you here. | Senin burada olmandan biz de çok mutluyuz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I'm sorry the place is such a mess, Mrs. Hennings... | Üzgünüm, burası fazla düzensiz Bayan Hennings... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Mayor... ma'am! | Belediye Başkanı... Bayan! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
No, no, no, no, no... don't you dare. It's "Kate." | Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır... samimi olalım. "Kate" de. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
You know, I've been tryin' to get Earl... | Bilirsin işte, Earl'ü ayağa kaldırayım diye çok uğraştım | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
to weed these shrubberies and repaint the trim. | çalılıkları ayıklasın diye ve aksesuarları boyasın diye. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
And... oh, my God, look how pretty she is, Earl. | Ve... Aman Allahım, o ne kadar güzel bir baksana, Earl. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, I'll bet Kate could use a drink. | Evet, Tahmin ederim ki Kate bir içki almak ister. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Kate could, indeed. | Kate cidden bir içki almalı. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Well, just come right on in. | O halde, hadi içeri girelim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
I've got some fried pickles, hot right out of the grease. | Biraz kızarmış turşum var yağından daha sıcak çıkmış. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |
Had a lot of trouble getting my house painted, too. | Benim evimin boyanmasında da çok sorun yaşadım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | ![]() |